Kaybedenler Kulübü üzerinden rejim krizine pupa yelken gidiş!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Kaybedenler Kulübü üzerinden rejim krizine pupa yelken gidiş!
06-01-2021

1990 yılında evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda ölen, Antalya İbradılı, Türk Hukuk Kurumu ve Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Prof. Muammer Aksoy’un “Rejim Bunalımına ve Kötü Sonuçlarına Doğru Pupa Yelken Gidiş” kitabından, yazının başlığını atarken esinlendiğimi itiraf edeyim. 

Muammer Aksoy’un hayatı pahasına  yaptığı ikazların ne kadar doğru olduğu 28 Şubat 1997 post modern darbede anlaşıldı ama atı alan, Üsküdar'ı çoktan geçmişti. 

İkinci rejim krizi 17-25 Aralık 2013'te FETÖ'nün yarım kalan yargı darbesinde, üçüncüsü de 15 Temmuz 2016'daki askeri darbe  teşebbüsünde  yaşanmadı mı? 

“Durup dururken bu darbe söylentisi nereden çıktı” demeyin,  hasbelkader darbe gündemini oluşturan gazeteci Can Ataklı ve kerameti kendinden menkul Solcu Özgürlükçü! Fikri Sağlar’ın katkılarına teşekkür edin.  

CHP'li eski bakan ve milletvekili Fikri Sağlar, Halk TV'de katıldığı programda tartışma yaratan ifadeler kullanmış, “Türban irticai faaliyetlerin şeriat isteyenlerin üniformasıdır, başörtüsü yüzyıllar boyunca Anadolu'da bir geleneksel giysidir arada fark var. Kendimden söylemek istiyorum ben yargılandığım zaman türbanlı bir hâkimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var.” diye konuşmuştu.

Sen kimsin! Ey Fikri Sağlar?

Mayıs 2017’de CHP Disiplin Kurulu, "Tedbirli olarak kesin ihracı" istenen Mersin Milletvekili Fikri Sağlar'a oy birliği ile kınama cezası vermişti.

O günden beri Fikri Sağlar'ın CHP'de resmi hiç bir görevi yok. 1 milyon 255 bin 364 parti üyesi gibi, sıradan parti üyesi. Söyledikleri, demeçleri kendisini bağlar. Üyesi olduğu partinin resmi görüşünü yansıtmaz.

Fikri Sağlar belki bir umut, “keser döner sap döner” beklentisi ile CHP'nin başına geçeceği günün hayali ile yaşıyor. Parti içi kliklerle anlaşmalı güç kaynağı peşinde.

Beraber hareket ettiği farklı branşlardan bir danışman grubu var. Bu uzmanlardan birini gayet iyi tanıyorum. Entelektüel birikimi su götürmez.

Uzun lafın kısası, Fikri Sağlar’ı kim konuşturdu, neden konuşturdu?

Çünkü CHP, son yıllarda dini değerlerle barışık görüntü veriyor. Baykal döneminde olduğu gibi rijit laik çıkışlar yapmıyor. Sosyal ekonomik değişim ve dönüşüm modellemesinde yoğunlaşıyor. 

Fikri Sağlar bu politik akla ziyan açıklaması ile sadece kendisinin değil partisinin ayağına da sıkmakla kalmadı siyasi mevta oldu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gitmesi için “çok büyük bir halk öfkesinin olması lazım” sözlerinin sahibi gazeteci Can Ataklı acaba neyi ima ediyor?

Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un 27 Mayıs darbesi ile ilgili yorumuna ne demeli?

Başbuğ; "23 Mayıs 1960 günü DP Genel İdare Kurulu Toplantısında Sıtkı Yırcalı, "Derhal seçimleri yapacağımızı açıklayayım" deyince, Adnan Menderes'in cevabı "derhal" olmuştu.

Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi.

Çünkü erken seçim kararı almış bir hükümete karşı bir askeri darbenin gerçekleştirilmesi, açıkça milletin siyasi iradesine de vurulacak bir darbe olurdu.” dedi. 

Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır” kimin sözü bilmiyorum ama siyaset körlüğü olanların aklı selim karar veremeyeceğini ima ediyor.

Görmek de yetmiyor. Neden mi? Çünkü “göz, olanı, akıl ise olacağı görür diye boşuna dememişler. 

İlker Başbuğ’un mevcut hükümete yönelik bu  demecini darbe iması, kendisini de darbeci ilan etmek akıl kârı değil. 

Ataklı, Başbuğ ve Sağlar'ın bu açıklamaları, halkı eyleme, sokak hareketlerine teşvik etmek mi yoksa bu alanda çalışan “Sosyolojik Savaş Merkezlerine dikkat çekmek mi?

Emekli Hâkim Binbaşı Yusuf Çağlayan'dan ödünç aldığım “Sosyolojik Savaş Merkezleri nitelendirmesi, ülkemizde yaşanan sürecin  anlaşılmasına katkı sunabilir. 

Emekli Hâkim Binbaşı Yusuf Çağlayan Kimdir?

NATO’nun düşman kuvvetler konseptini yeşil olarak, yani “İslam” olarak değiştirip, İslam Dünyasında aktif ve pasif işgal girişimlerine başladığı dönemde, ordu içinde, NATO konseptine paralel olarak iç tehdit konseptinin değiştirilmesini amaçlayan ve “irtica ile mücadele” adı altında yapılanan “BÇG” isimli 28 Şubat Cuntası tarafından sakıncalı personel statüsüne ayrılan, 1998 yılı Aralık Şura’sına kadar BÇG hiyerarşisi içinde rol almaya ya da pasifize edilmeye zorlanan, baskılara ve tehditlere boyun eğmeyen, cuntanın “Islahı Gayri kabildir. Orduda kalması caiz değildir kararı ile hakkında tanzim edilen düzmece sicil ile Yüksek Askeri Şura üyeleri yanıltılarak re’sen emekliye sevk edilen, 14 Aralık 1998 tarihi itibariyle orduyla ilişiği kesilen Emekli Hâkim Binbaşı Yusuf Çağlayan'ın; "Boğaziçi Üniversitesi Olaylarının Arkasındaki Stratejik İrade OTPOR-CANVASmı?" başlıklı makalesinde yazdıklarını  bir okuyun derim.

Sosyolojik Savaş Merkezleri” ifadesinin kavramlaştırma çerçevesini iyi çizen Emekli Hâkim Binbaşı Yusuf Çağlayan'ın, "Sözde demokratik hak mücadelesi verdiğini zanneden bu öğrenci kitlesini provoke etmekte kullanılan DHKP-C gibi örgüt mensubu olduğu belirlenen kişiler, işte bu strateji ve iradenin asimetrik etki ve provokasyon ajanlarıdır" ifadesi, kısmen doğru olmakla birlikte, "Ben yaptım oldu" mantığı ile  gerçekleştirilen “Kayyum Rektör” atamasının hiç sorgulanmaması dikkat çekiyor. 

Çünkü iktidar ve yörüngesindeki birey ve gruplar için mesele, kuru gürültüye pabuç bırakmamak kadar basit. 

Şimdi Emekli Hâkim Binbaşı Yusuf Çağlayan ve onun gibi düşünenlere sormalı, ikinci gezi olaylarını tetikleme potansiyeli taşıyan gelişmelerin eşiğinde, Otpor ve Canvas'a bu olanağı sağlayan anti demokratik irade çok mu masum ... ?

Kimilerinin ideolojik nedenlerle toz kondurmadığı bu atamanın  perde arkasında egemenlerin rant paylaşım kavgası olduğunu kaç kişi biliyor? 

Daha da önemlisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, cebinde yeni bakanlar kurulu listesi bulunduğunun anlaşılması, iktidar içinde konuşlu bazı güç odaklarının müşterek ayak sürüme moduna geçmelerini hızlandırmış olabilir mi? 

Erdoğan - Bahçeli görüşmesine dikkat!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinden yaşça büyük MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'yi evinde ziyaret etmesi ve yanında “Özel Kalem Müdürü Kızılcahamamlı Büyükelçi Hasan Doğan'dan başka kimsenin hatta, koruma ordusunun bulunmaması nasıl değerlendirilmeli?

Kimi kaynaklarım, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük bir sır perdesi altında MHP lideri Bahçeli ile gerçekleştirdiği hususi görüşmede,  kendisine karşı bir-iki bakanın  oluşturduğu işbirliğinden duymuş olduğu rahatsızlığı iletmiş olabileceği ihtimali gözardı edilmemeli” diyor.

Eğer Erdoğan, isimleri bende mahfuz bu iki bakanın üstüne kırmızı kalemi çekerse bilin ki bu bir karşı darbedir, Erdoğan darbesidir ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın operasyonudur. 

Muhtemelen Erdoğan - Bahçeli’den, bu iki isme karşı kamuoyu önünde vermiş olduğu desteği geri çekmesini istemiş olabilir. Bununla birlikte eğer süreç böyle işlediyse, yeni bakanlar kurulunda yer alacak isimlerin istişaresi yapılmış mıdır?

Ya da sosyal medyaya düşen, Meral Akşener'in “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem üzerinden, kendisinin Cumhurbaşkanı, Erdoğan'ın Başbakan olduğu bir model üzerinde pazarlık yaptığı gibi absürt, deli saçmasına ne demeli? 

Bu kulis bilgisinin belki de doğrusu Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı, Meral Akşener’in Başbakan olacağı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem modeli üzerinde mutabakat arayışının olduğu gerçeğidir. 

Losers Club” / Kaybedenler Kulübü'nün potansiyel tabanı...

İktidar için bıçak sırtı bir dönem yaşanıyor. Devletin beka sorunu yok ama hükümetin olduğu bir gerçek.

Bu durum iktidara yakın, iktidarın nimetlerinden beslenen cemaat, dernek, vakıf, ocak, sendika gibi baskı gruplarını, sivil toplum kuruluşlarını yakından ilgilendiriyor.

Yusuf Kaplan boşuna mı “kazanımlar elden gidecek” diye bas bas bağırıyor? 

Polisin Boğaziçi Üniversitesi'nin kapısına kelepçe vurduğu süreçte ortaya çıkan görüntü kirliliği, kimse kusura bakmasın hiç de hoş değil.   

Gezi olayları da böyle başlamıştı ve FETÖ’cü polis müdürleri, “hainler mezarlığı kuracağım” diyen Kadir abinin(!) zabıta amirleri, yandaş medya, yangına körükle gitmemiş miydi?

Sonra FETÖ çıkıp, Erdoğan’a küfredenleri, polise taş atanları “mübarek” ilan etmemiş miydi? 

O zaman da polisin orantısız güç kullanımına karşı çıkmıştım, bugün de gereksiz buluyorum. Eğer birileri, ısrarla ufak tefek gösterileri yangın topuna çevirmek için polisiye tedbirleri abartılı kullanıyorsa işin içinde iş var demektir? 

Sakın bunların amacı, sokak eylemlerinde deneyimli militan kadroları meydanlara çıkarmak olmasın? 

Gerisi kendiliğinden gelir!.. Kimler mi gelir?

“EYT”lilerden tutun da KHK ile işten atılanlar, SMA hasta yakınları, aşı karşıtları, “3600 ek gösterge” sözünü alıp, avucunu yalayan mutsuz memurlar, “çıplak arandım” diyenler, atanamayan öğretmenler, kıyıda köşede kalmış marjinal dini gruplar, Pandemi yasaklarının mağdur ettiği  esnaf ve işçiler, CHP’liler, HDP’liler, Saadet Partililer, Osman Kavala'nın ekibi, Demirtaşçılar derken bir bakmışsınız olaylar rayından çıkıvermiş. 

Allah muhafaza buyursun, hangi aklı başında insan ister böylesine bir durumu? 

Tavşan kaç tazı tut, büyük lokmayı yut… Akıllı olun len!..

Boğaziçi Üniversitesi önünde toplanan, terör örgütü DHKP-C yanlısı sloganlar atan grup, olayları perdeliyor. Onları oraya kimin gönderdiği biliniyor. 

Kıssadan hisse Arif olan anlar...

Bir gün, bir kuş uçarken soğuktan donar ve yere düşer, o sırada bir inek kuşun üstüne tezeğini bırakır. 

Kuş tam küfür edecekken tezeğin sıcaklığıyla ısınır ama bu kez de tezeğin içinde havasızlıktan öleceği sırada bir kedi kuşu tezeğin içinden çıkarır..

Kuş tam teşekkür edecekken, kedi kuşu yer..

Yani neymiş!

Her üstüne tezek bırakanı düşmanın sanma, seni her tezekten kurtaranı dostun sanma, tezeğin içindeysen sesini çıkarma..

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Seçilmiş Kaynakça 

https://odatv4.com/fikri-saglarin-sozleri-akpyi-ayaga-kaldirdi-31122052.html

https://t24.com.tr/haber/chp-disiplin-kurulu-fikri-saglar-hakkindaki-kararini-acikladi,405988

http://sosyolojiksavas.com/-bogazici-universitesi-olaylarinin-arkasindaki-stratejik-irade-otpor-canvas-mi

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
sercan ak 4 yıl önce
sevgili ömür bey yine yapmışsınız yapacaginizi. pelikanlar mı yine akp içindeki... olabilir ancak hükümeti bilmem de, devletimizin çok ciddi beka sorunu var.
sercan ak 4 yıl önce
sevgili ömür bey yine yapmışsınız yapacaginizi. pelikanlar mı yine akp içindeki... olabilir ancak hükümeti bilmem de, devletimizin çok ciddi beka sorunu var.
Fanatik 4 yıl önce
Lan olum bunlara arkamı çıkıyon anlamadım
hazerfen 4 yıl önce
BAZI bilgiler yanlış Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. FAHRETTİN ALTUN görüşmeye bizzat Cumhurbaşkanının arabası ile gelmiş
veli kömürcü 4 yıl önce
topu gelse ne yazar alayını paketler ağababalarına iade ederiz