Karpat havzasında yaşayan Hun Türkleri Sekeller

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Karpat havzasında yaşayan Hun Türkleri Sekeller
08-06-2020

Covid-19 bağlantılı yazmaktan haz almıyorum. İçimiz dışımız koronavirüs oldu. Üst üste iç siyasete yönelik değerlendirmeler kabak tadı vermeye başladı. İsterseniz Balkanlar’a uzanalım, ne var ne yok bir bakalım.

Habsburg Hanedanı, Türkler’in Avrupa ilerleyişi önündeki en büyük engel oldukları gibi, günümüzde Ukrayna, Macaristan, Romanya gibi ülkelerde yaşayan Türk etnisiteye bağlı toplumların kabusu idi. 

Turan kavimleri içinde yer alan ve FinUgor dil ailesine mensup Macarlar ile Macarlarla iç içe geçen kültür ve tarih birliği olan diğer Asyatik toplumlar, Habsburg Hanedanı'na karşı direndiler, başkaldırdılar, savaştılar. 

Merhum Bahattin Özkişi'nin 1974 yılında ilk baskısı yapılan “Köse Kadı” romanı, Yirminci yüzyıla kadar Türklüğün Avrupa'daki esaslı düşmanı Habsburg Hanedanı ile olan egemenlik kavgamızı anlatır.

Bu roman, kendilerini, varlığının her zerresi ile Devlet-i Ebed Müddet'e adamış Osmanlılar'ın, serhadlerdeki hikayesidir. Şahısların hemen hepsi birer adsız kahramandır. İmparatorluğa sadakat ve nefsini pervasızca feda edişlerdeki şaşırtıcı büyüklükler, mübalağa gibi görünebilir.

Avrupa’nın kadim Türkleri, Sovyetler’in Turancı şairi Nazım Hikmet'in “Davet şiirinde yazdığı gibi "Dörtnala gelip Uzak Asya'da Avrupaya bir kısrak başı gibi uzanan"  Türkler’i  kendilerine yakın gördüler, akraba bildiler. 

Plevne Savaşında Gazi Osman Paşa’nın Sekel askerleri…

Karpat havzasında yaşayan Hun Türkleri Sekeller de onlardan biri. Ayrı dinden olmalarına rağmen aynı dili konuştukları Türkler’e itaat ettiler, yeri geldi Türkler’in yanında Avusturya Macaristan İmparatorluğu’na, Rus Çarlığı’na karşı savaştılar.

Nitekim 1877’de Türk-Rus Savaşı esnasında Sekeller, Türk ordusuna yardımcı olmak amacı ile Sekel Lejyonu adıyla bir birlik kurdular.

Düşünsenize Müslüman Araplar, İngilizler’le bir oldu, Türkler’i sırtından vurdu, Katolik Hristiyan Sekel Türkleri, Ortodoks Hristiyan Çar ordularına karşı kendilerinden gördükleri Müslüman Türkler’in safını tercih ettiler, Plevne Savaşı’nda yer aldılar. 

O nedenle günümüzde Sekel çocukları göğüslerini gere gere Plevne Marşı’nı büyük çoşkuyla adeta manevi bir huşu ikliminde okuyor. 

Atilla’nın askerleri Macarlar'ın sınır Muhafızları…

Geçen yıl (2019) eski Sovyet coğrafyasını kapsayan gezimizin Romanya etabında Türk izlerini sürdük. *

Romanya Tatarları, Dobruca Türkleri ve Gagauzlar haricinde en büyük Türk topluluğu olan Karpat bölgesindeki Sekel Türkleri’ne maalesef  uğrayamamıştık. 

Eğer kısmet olursa bu yaz, Atilla'nın torunlarına uğrayıp kahramanlar tepesinde tarihi havayı teneffüs etmek istiyorum. 

Karpat dağlarında çiçekler açar…

Hun Türkleri’nden olan Sekeller, Kavimler Göçü sonrasında, Macaristan’a yerleşen Batı Hunları’ndan, Asyatik etnisiteye mensup bir   halk. 

Sekeller, Romanya’da bir azınlık olarak kabul edilmedikleri  gibi Romanya’daki Macar azınlığın içerisinde gösterilirler.

Bazı Sekeller, kendilerinin bölgeye Macarlar’dan evvel geldiklerini fakat Hunlar’ın değil Avarlar’ın torunları olduklarını kabul ediyor. Bazıları ise Macarlarla beraber geldiklerini ve Esegel veya Eskil denilen topluluğun torunları oldukları iddiasında. 

Romanya sınırları içerisinde Transilvanya’nın (Erdel) doğusunda, Karpat Dağları’nın doğu silsilesinde yer alan “Sekelistan” özerk bölge falan değil. 

Eğitime önem veriyor, Türk Folklorunu yaşatıyor…

Sekeller, eski Göktürk Alfabesi’ne çok benzeyen, Türk runik yazısının değişik bir varyantı olan, 37 karakterli, Arapça gibi soldan sağa yazılan, adı “runik”ten gelen “rovas” denilen, 11. yüzyıla kadar kullandıkları alfabelerini, günümüzde de kullanıyor.

Fonda milli renkleri olan Turkuaz/Türk mavisi, üzerinde altın sarısı sekiz köşeli Türk güneşi ile gümüş rengi ay ve ortada samanyolunu temsil eden altın rengi bant bayraklarını oluşturur.

Romanya’daki Sekelistan’da 800 bin Sekel Türkü yaşıyor. Romanya sınırları içerisinde de Sekel bölgelerinde Macarca eğitim veren ilköğretim, lise ve üniversite düzeyinde okulları  var. 

Sekel aydınlar biri Budapeşte’de diğeri de İsviçre’de olmak üzere iki Sekel Enstitüsü kurmuşlardır. Bu enstitülerin resmi adları Macarca olmasına rağmen yapılan araştırma ve incelemeler Sekel ağırlıklıdır.

2011'de Romanya'nın Sekelistan bölgesinde yaşayan Sekel Türkleri'nden Levente Borbely (42), halkının sesini Türk dünyasına duyurmak amacıyla tek başına Kapıkule'den başladığı yürüyüşünde, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine ulaştığında “Sekeller, diğer tüm Türkler’in elinde bulundurdukları Türkçe’yi kaybettiler ama diğer tüm Türkleri’n kaybettikleri Türk yazısını (Göktürk Alfabesi) korudular demişti.

Bizde tam tersi. Dil var alfabe yok. Arapçılığı din sanıyoruz.

Macarlar, Sekel Milliyetçiliğine sahip çıkıyor gibi yapıyor!..

Birinci Dünya Savaşı bitince Macaristan, savaşın galipleri ile 1920'de yaklaşık 3 milyon Macar’ın komşu ülkelerde kalmasına neden olan Trianon Antlaşması’nı imzaladı. 

Bu anlaşma, ne yazık ki eski Sovyet coğrafyasındaki kriz bölgelerinin en önemli referansı olduğu için bugün de Macaristan'ın komşu ülkelerle sorun yaşamasının nedeni. 

Düşünsenize Romanya'da yaklaşık 1 milyon 200 bin, Slovakya'da 500 bin, Sırbistan'da 250 bin, Ukrayna'da 150 bin, Avusturya'da 50 bin, Hırvatistan'da 15 bin, Slovenya'da ise 10 bin civarında Macar kökenli yaşıyor.

En büyük Macar azınlığın yaşadığı ülke konumundaki Romanya ile Macaristan arasında da özellikle azınlıklar dolayısıyla sık sık gerginlik çıkıyor.  

Yunanistan’ın azınlık Türkleri’ne, “Siz Müslüman Yunansınız” propagandası yaptığı gibi Romanya yönetimi de Sekeller’e “Siz Macarsınız; özerklik falan yok!” diyor. 

Hatta Sekel halkının özerklik talebinin önüne geçmek için Sekel bölgesindeki Rumenlere kendi ülkelerinde baskı gördükleri iddiasıyla Bükreş'te eylem düzenlettiriyor. Göstericiler, kendilerine yapılan telkin gereği, Macarca’nın yasaklanmasını talep etmişlerdi. 

Sekel Türkleri’nin Özerklik Örgütleri…

Erdel'in en büyük şehri Cluj Napoca'da bir araya gelen Erdel Macarları Demokratik Birliği, Macar Halk Partisi ve Yurttaş Partisi yetkilileri, ortak bir cephe oluşturduklarını ve yerel, idari ve kültürel olmak üzere üç aşamalı özerklik talep edeli bir kaç yıl oldu.

Sekeller'in siyasi partileri özerklik taleplerini yinelemek adına ortak hareket etme kararı aldılar. Üç siyasi parti tarafından imzalanan ortak bildiride, Macarca'nın Sekelce lehçesini konuşan ve yaklaşık 700 bin nüfusa sahip olan Sekeller'in çoğunlukta olduğu bölgelerde özerklik talebi yinelendi.

Avrupa, Türk Çağı'na hazır olsun!..

Üçler yediler kırklar, destur verdikleri Sarı Saltuk erenleri ile  Habsburg Hanedanı ile yarım kalmış bir hesabı görmek istiyorlar. 

Bu amaçla Romanya, Ukrayna ve Macaristan’da Müslüman olmayan Türk unsurları bir araya getiriyorlar. 

Sadece Türkiye'ye bakıp hayal kırıklığı yaşamayın!

Nice Köse Kadı, Estergon Kalesi’nin surlarında, asırlardır tuttukları kutsal nöbeti devredecekleri serdengeçtileri bekliyor.

Ne durursunuz bre gafiller; adı hak olan için yürüyün!

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

*

Türkçe konuşarak Orta Avrupa'yı nasıl gezdim! Hristiyan Türkleri ve Yahudi Türkleri nerede buldum!..

https://www.dikgazete.com/turkce-konusarak-orta-avrupa-yi-nasil-gezdim-hristiyan-turkleri-ve-yahudi-turkleri-nerede-buldum-makale,1611.html

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
mete 4 yıl önce
OHAÇ TÜRKÜSÜ Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı; Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı. Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle, Canlandı o meşhûr ova at kişnemesiyle! ... En son koşumuzdur bu! Asırlarca bilinsin! Bir bir açılırken göğe, son def'a yarıştık; Allah'a giden yolda meleklerle karıştık... Lakin kalacak doğduğumuz toprağa bizden; Şimşek gibi bir hatıra nal seslerimizden...Yahya Kemal'e de dualar olsun..
Fincancı 4 yıl önce
Dostum boşuna kendini yorma bu millet ölmüş ağlayanı yok
muhacir 4 yıl önce
AKINCILAR Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi "İlerle!" Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan Bir gün yine doludizgin atlarımızla Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla Cennette bu gün gülleri açmış görürüz de Hâlâ o kızıl hâtıra gitmez gözümüzde Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
Akıncı beyi 4 yıl önce
yinede şahlanıyor aman kolbaşının kır atı/ Estergon kalası su başı durak
Hasan Hüseyin 4 yıl önce
Elhamdülillah nihayet seferberlik emri geldi duran namertttir
Hasan Hüseyin 4 yıl önce
Elhamdülillah nihayet seferberlik emri geldi duran namertttir