Jeopolitik riskteki ani artışlar

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Jeopolitik riskteki ani artışlar
23-03-2022

Baştan belirtelim Avrupa Birliği projesi, Rusya’nın iç disiplinini geliştiren, Rus kimliğini besleyen ve Doğu Avrupa kanadını bir arada tutan güçlü bir pekiştirici etken. Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna Rusya savaşını Avrupa'daki askeri varlığını artırmak için  adeta avantaja dönüştürdü.

Bu  ne demek biliyor musunuz?

Avrupa’nın daha fazla ABDli küresel şirketlerin yörüngesine girmesi demek. Bu açıdan ABD’nin attığı zarların her birinin düşeş gelmesi yani her türlü kazanma olasılığı daha yüksek. Çünkü Moskova ile yeni çatışma  parametresi NATO'nun iç disiplinini önemli ölçüde artırmayı ve Avrupa ülkelerinin ortak güvenliğe daha önemli katkılarını sağlamayı mümkün kılıyor. 

AB, Hızlı intikal kuvveti/Acil Müdahale Gücü kuruluyor...

Ukrayna'daki savaş, Avrupa'nın güvenlik politikasını  değiştiren bir işleve sahip. ABD ile İngiltere'nin gölgesinden  sıyrılmak isteyen AB, operasyonel savunma rehberi niteliğindeki "Stratejik Pusula"sını kabul etti. Bu kapsamda "Hızlı intikal kuvveti" kuruluyor.

"Hızlı intikal kuvveti"nin 5 bin kişiye kadar çıkabilmesi, kara, hava ve deniz birimlerinden oluşması, düzenli tatbikatlar yapması hedefleniyor.  Almanya, bu birliğin merkezi olmayı hedefliyor. 

Ancak AB'ye bağlı yeni askeri birliğin NATO'nun yanı sıra nasıl hareket edeceği konusunda  netlik yok. Bununla birlikte NATO ile birlikte tutarlı ve kararlı bir şekilde hareket etmekte seçenekler arasında.

Hızlı intikal kuvvetinin, örneğin silahlı çatışmalara müdahale, insanların tahliyesi ya da bir havaalanına ulaştırılması gibi farklı senaryolara hazırlıklı olması öngörülüyor.  Müdahale Gücü, AB üyesi ülkelerin ordularının desteğiyle oluşturulacak. 

AB'nin Stratejik Pusulası kapsamında Birliğin istihbarat analiz kapasitelerini artırmak, çok çeşitli hibrit tehditleri tespit etmek ve bunlara yanıt vermek, siber saldırılara daha iyi hazırlanmak ve yanıt vermek için bir AB Siber Savunma Politikası oluşturmak, Yabancı Bilgi Manipülasyonuna sistematik şekilde müdahale etmek, güvenlik ve savunma için bir AB Uzay Stratejisi geliştirmek, bir deniz güvenliği aktörü olarak AB'nin rolünü güçlendirmek gibi hedefleri içeriyor.

Avrupa'nın Rusya, Rusya'nın Avrupa açmazı...

Ukraynadaki savaş sebebi ile Avrupa Birliği, en ciddi kayıplara ve maliyetlere katlanıyor. Rusya ile çok sayıda ticari ve ekonomik bağın kopması onları yakından ilgilendiriyor. Türkçe deyimle yukarı tükürseler bıyık aşağı tükürseler  sakal. Bu süreçteki ana zorluk, Avrupa pazarındaki Rus petrolünün, gazının, metallerinin ve bir dizi diğer emtianın  diğer tedarikçi ülkelerin muadil ürünleriyle değiştirilmesidir.

Lakin  bu o kadar da kolay sayılmaz. Fiili durumun, önümüzdeki birkaç yıl içinde, AB'nin ekonomik büyümesini ve Avrupa endüstrisinin rekabet gücünü etkilemesi kaçınılmaz.  Avrupa Birliğinin böyle bir işe kalkışması nihai noktada Rusya'nın da  açmazına dönüşebilir. Petrol için bu süreç daha hızlı, gaz için daha yavaş gelişebilir. 

Gelelim Türkiye'nin bu çok bilinmeyenli denklemdeki yerine. Doğal gaz tedarikinde orta Avrupa, Almanya, İskandinav ülkeleri, Balkan ülkeleri ve Türkiye’nin vazgeçilmez bir şekilde Rus gazına bağımlılığı kısa ve orta vade de maalesef devam edecektir. Başka bir kaynaktan Avrupa’nın (Türkiye hariç) 155 milyar m3/yıl gazı ikame etme şansı yoktur. 

Avrupa'nın Ukraynalı mültecilerle imtihanı...

Gülme komşuna gelir başına. Suriyeli, Iraklı, İranlı, Afganistanlı ve Afrikalı mültecilerle haşırneşir olan Türkiye'nin, milyonları bulan düzensiz göçmenlerden kaynaklı ekonomik, sosyal, kültürel ve güvenlik sorunlarını anlamazlıktan gelen AB, bugün Ukraynalı mültecilerle uğraşmanın en ağır yükünü taşıyor. Ukrayna sınır komşularına sadece kendi halkını değil, Asyatik ve Afrikan göçmenleri de kusuyor.

 AB ülkeleri, göçmenleri kabul etme,  sağlıklı besleme, uyum sağlama ve muhtemelen entegre etme görevi ile karşı karşıyadır. Doğal olarak Birliğin birçok ülkesinde sosyal harcamalar artacak. Ancak burada da Avrupa Birliğinin orta vadede kazançlı çıkma olasılığı var.  AB ülkeleri, özellikle Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda göçmenlerle çalışma konusunda geniş deneyime sahipler. 

 Ukraynalı göçmenler, İslam ülkelerinden önceki göç dalgalarının aksine, AB ülkelerinin tümüne olmasa da çoğuna kültürel olarak yakınlar.  Daha eğitimliler.  Türkler gibi değlller, diğer Asyalı, Afrikalı düzensiz göçmenler gibi kapalı diasporalar   oluşturma  hususiyetleri yok. 

Tam tersi daha hızlı uyum sağlamaya ve bütünleşmeye hevesliler. Belki Ortodoksluk inançları, Katoliklik, Protestanlıkla  uyuşmaz.  AB ekonomisi zengin bir demografik enjeksiyon alıyor. Ucuz iş gücü arzı ve talebi ortaya çıkıyor.

Savunma Sanayi hızlanır mı?

Rusya'nın saldırgan tutumu, çoğu AB ülkesinin savunma harcamalarını aktif olarak artıracaktır. Ne var ki bu tür bir büyüme, Avrupa Birliği'nin siyasi öznelliği ile orantılı olmayacaktır. AB, NATO'nun küçük ortağı olmaya devam ediyor. Ancak, bireysel üye ülkelerin askeri-politik rolü önemli ölçüde artacaktır.

Mevcut Avrupa ülkeleri arasında başından iki dünya savaşı geçmiş, feleğin sillesini  yemiş   Almanya'ya dikkat edilmeli.Almanlar Soğuk Savaş döneminde Sovyet işgali ile bir şekilde yüzleştiler, mahsuplaştılar. 

Ammavelakin Amerikalılarla hesaplaşmaya daha ne fırsatları oldu ne de zaman bulabildiler? O nedenle savunma harcamalarını artırma, orduyu modernize etme ve savunma sanayisini geliştirme potansiyeli yüksek olan Almanya bir adım önde. AB ülkelerinin son derece gelişmiş askeri-sanayi kompleksi, uzun vadeli bir kazanç elde ediyor.

Washington ve müttefikleri, Rusya'nın ekonomik ve teknolojik potansiyeline eşi görülmemiş derecede güçlü bir darbe için tam yetki aldığını,  Rusya'nın ABD ve Batı için en önemli askeri meydan okuma olmaya devam edeceğini düşünebilirsiniz. 

Bu olasılık şimdilik devre dışı. Çünkü işler bildiğiniz gibi değil. Rusya Federasyonu bünyesinde CIA personelinin, ekonomi danışmanı veya teknik uzman adı altında faaliyet göstermesine ne demeli?

Bir Rus'un itirafları: CIA içimizde fink atıyor!...

Yevgeny Alexeyevich Fyodorov- Evgeny Fedorov ismini hiç duydunuz mu? Rusya’nın aşırı milliyetçi Liberal Demokrat Partisi (LDPR) lideri Vladimir Jirinovski’den daha çılgın  bir Rus siyasetçi.

Büyük babası Yevgeny Fyodorov, Arktik jeofizik alanları , bulutların su dengesi, meteorolojik süreçler üzerindeki yapay etki, uyduların kullanımıyla en yüksek atmosferik katmanların incelenmesi, kirlilik vb. konularındaki araştırmalarına adanmış çok sayıda eser yazdı . 1946'da Yevgeny Fyodorov, SSCB Devlet Ödülü'ne layık görüldü. Fyodorov, 1979-1981 yıllarında Sovyet Barış Komitesi'nin ikinci başkanıydı. 

Evgeny Fedorov Kırım’ın ilhakını baştan beri savunması ile öne çıkmıştı. Sonunda istediği gerçekleşmişti. Ukrayna içinde aynı şeyleri söylüyordu. Hatta savaş sırasında Putin’in nükleer silah kullanması çağrısında bulunacak kadar  megolamanyak.  

Başında olduğu  "NOD/ National Liberation Movement/ Ulusal Kurtuluş Hareketi " Kazakistan'da dahi endişe yaratıyor. Rus Kazaklarını istihdam eden Kremlin yanlısı bu örgüt, Kazakistan'ın büyük bir bölümünün Moskova tarafından ilhak edilmesi gerektiğini açıkça belirtiyor.

Rusya Federasyonu Devlet Danışmanı, NOD/ National Liberation Movement/Ulusal Kurtuluş Hareketi " örgütünün lideri,  Devlet Duması Milletvekili Yevgeny Alexeyevich Fyodorov- Evgeny Fedorov; Rus ekonomisinin Batı yapılarına bağımlılığı sorununu sistematik olarak çözmek gerektiğini söylüyor. 

Rusya'nın Soğuk Savaş'tan bu yana ABD'nin bir "sömürgesi" olduğuna inanıyor.  ABD ile AB  tarafından  uygulanacak daha fazla yaptırımın Rusya'yı Batı'dan izole etmesinin o kadar iyi olacağı kanaatinde. 

Rus Anayasasını yeniden tasarlamak, egemen bir ulusal ideoloji kurmak, mevcut haliyle cumhurbaşkanlığı makamını kaldırmak ve eski Sovyet Politbürosuna benzer güçlü ve sorumsuz bir yürütme kurmak istediğini söylüyor. 

SSCB çöktüğünde Rusya'nın egemenliğini kaybettiğini, ülke medyasının Batı tarafından kontrol edildiğini ve hükümetteki teknokratların hain bir "beşinci kol" oluşturduğunu iddia ediyor. “Stratejik hedefimiz, Rus devletinin kurallarını ulusal rota lehine değiştirmek” diyor.

1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından "mağlubiyetin sonuçlarını ve bu yenilgi yüzünden alınan kararları tersine çevirmek" istediğini de ekliyor. Ve diyorki "-Biz intikamcıyız."     

CIA çalışanlarının 90'larda Mülkiyet Bakanlığı'nda çalıştığını ve orada bir liste oluşturduklarını,  mevcut oligarkların sadece özelleştirmeye katılmakla kalmadıkları iddiasında. Aradan zaman geçmesine rağmen Amerikalıların kurduğu sistemin çalıştığını, halen Amerikalı danışmanların Moskova'da yaklaşık 50 ofisinin bulunduğunu, bunların en büyüğü Belorusskaya metro istasyonunun karşısında yer aldığını bağıra bağıra söylüyor.

CIA casusu kaynayan okyanus danışmanlık şirketleri tüm bakanlıklarda, departmanlarda, devlet kurumlarında hükümet sözleşmeleri altında çalışıyorlar. Yani, uygulamaya devam ediyorlar. Rusya topraklarında hem ekonomide hem de siyasette yabancı sistem etkin diyor. 

KGB efsanesi çöktü, kendi ülkelerini kendi elleri ile  CIA'ya teslim etmişler!

İnsanın bu kadarı da fazla yuh olsun diyesi geliyor. Benzer bir itirafta  10 Aralık 2021'de bizzat Ruslar tarafından istihbarat çürüğü yaftası vurulan, Rusya Federasyonu Başkanı Putin'den gelmişti. 

Sivil Toplumu Geliştirme Konseyi toplantısında, 1990’lı yılların ortalarında hükümette CIA’in kadrolu görevlilerinin çalıştığını anlatmıştı. Putin “2000’li yılların başında hepsini temizledim, ancak 1990’lı yılların başında, hükümet yetkilileri, danışman olarak çalışıyorlardı. Daha sonra bunların ABD’ye ait CIA’in çalışanları olduğu anlaşıldı” demiş, nasıl oluyorsa bu kişilerin CIA çalışanı olarak Rusya’da özelleştirme sürecinde yer aldıkları için ABD’de dahi cezalandırıldığını, bunun ABD yasalarına aykırı olduğunu ifade etmişti.

Şimdi soralım, ABD'nin iliklerine kadar sızdığı Rusya'nın ABDnin küresel hegomanyasına meydan okuması veya tekerine çomak sokması mümkün mü?

Jeopolitik Fotoğraf ne söylüyor?

Avrupa'nın sahip olduğu askeri potansiyelin ekonomik temelinin, Asya'da daha fazla yoğunlaşma ihtimaliyle birlikte zayıflaması muhtemeldir.

Bununla birlikte ABD enerji sektörü kazanıyor. Yakın gelecekte, Avrupa pazarının önemli bir bölümünü Rusya'dan alacak. Ayrıca, Amerikalıların Rusya'yı dünya silah pazarlarından atmaları mümkün olabilir. ABD'nin Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S400 hava savunma sistemine itirazının en temel bahanesi bu. Çin ve Hindistan ABD silah endüstrisinin büyük alıcıları olmayı sürdürecek. 

Tüm bunlar iyi hoş da ABD boş mu? Yok öyle bir dünya?  Amerika Birleşik Devletleri, bir dizi iç sorun biriktirdi. Trump ve arkasındaki Konfederasyon ruhu, küresel kraliyetçilerle boğuşuyor. Rus faktörü, Demoklesin Kılıcı misali ABD'nin ensesinden eksik olmuyor.

Sovyet döneminden itibaren  kök salmış Rus Faktörü, Kongre ve toplumu en azından kısmen konsolide etmeyi başarabiliyor.  Ancak, krizin 2024 seçimleri üzerindeki etkisi büyük ölçüde belirsizliğini koruyor.

İran ile durum daha karmaşık, çünkü orada bir askeri nükleer programdan ve Ortak Kapsamlı Eylem Planının (JCPOA) yeni bir versiyonundan, yani Rusya'nın da katıldığı çok taraflı bir süreç işliyor. Aynı zamanda, teknik olarak ABD, İran petrolünün yeni bir JCPOA olmadan dünya pazarına girmesine izin verebilir. 

ABD, İran petrolünün yüzüsuyu hürmetine Devrim Muhafızlarını terör listesinden çıkarıyor...

Çokuluslu küresel ABD şirketlerinin  fayda ve çıkarları söz konusu olduğunda yapmayacakları şey yok. ABD  bürokrasisi bir dediklerini ikiletmez. Mesela ABD şimdilerde İran Devrim Muhafızlarını terör listesinden çıkarmaya hazırlanıyor. Buna karşılık Tahran yönetiminin Kasım Süleymani'nin kanını yerde bırakma pahasına Amerikalılara zarar verecek her hangi bir askeri eyleme kalkışmama sözü  verdiği iddia ediliyor.

Ancak bu adım, Amerika'nın halihazırda Washington'dan uzaklaşmaya başlayan bölgedeki müttefiklerini büyük ölçüde üzecektir.  Ama ABD İranla çatışma istemiyor. Trump'ın izlediği yol da buydu. Coniler sağ gösteriyor, sol da vurmuyor. Nereden mi anlıyorum?

ABD, İran'la pazarlık gücünü artırmak için herhangi bir baskı kullanmıyor. Bunun yerine, İran'ı kucaklıyor. Eyvah ki ne eyvah, mollalar Sam Amca'nın kucağına oturuyor.

Bir seçenek olarak Biden yönetimi, Trump tarafından Avrupa ve Asya'daki bazı ülkeler için İran petrolünün satın alınmasına ilişkin iptal edilen muafiyetleri iade etme olanağına sahip. 

ABD için sorun, İran'ın da nefes alması ve müzakere pozisyonunu güçlendirmesi olacak. Gelecekte bu durum, Tahran'la anlaşmaya karşı çıkan Cumhuriyetçilerin baskısına neden olabilir.

Sonuç olarak, Ukrayna krizinin yeni bir aşamasının küresel sonuçları olacaktır. Bazı ülkeler için kısa ve orta vadede  çok önemli maliyetler getirecektir. Ancak birçokları için bu, uzun vadede etkilerini artırma fırsatlarıyla bağlantılı olacaktır. Türkiye ise siyasi ve askeri varlığını Avrupa'da  hissettirecektir.

Dua eder, dua beklerim.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça 

https://russiancouncil.ru/analytics-and-comments/analytics/ukrainskiy-krizis-kto-v-vyigryshe/

Dr. Dania Koleilat Khatib , US removing IRGC from terror list would be illogical  https://www.arabnews.com/node/2047351

https://turkish.aawsat.com/home/article/3546486/velid-haduri/rus-petrolüne-ambargo-gölgesinde-piyasalardaki-kargaşa

https://www.dw.com/tr/ab-acil-müdahale-gücü-kuruyor/a-61206012 

https://www.independentturkish.com/node/487636/dünya/ab-operasyonel-savunma-rehberi-niteliğindeki-stratejik-pusulasını-kabul-etti-hızlı

https://www.pravda.ru/economics/1691237-ehnergetika/

Читайте больше на https://www.pravda.ru/politics/1667909-cia_russia/

https://fedorov-evgeni.livejournal.com/

https://dbpedia.org/page/Yevgeny_Alexeyevich_Fyodorov

https://www.rferl.org/a/russia-duma-deputy-sanctions-challenge-more-west-ukraine/26821487.html

https://www.dailyrecord.co.uk/news/uk-world-news/russian-politician-urges-vladimir-putin-26477387

https://military-history.fandom.com/wiki/Yevgeny_Konstantinovich_Fyodorov

https://tr.sputniknews.com/20211210/putin-1990li-yillarda-rus-hukumetinde-cialiler-vardi-1051637419.html

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
enver 3 yıl önce
bizden gayrısının cambazlıklarına dilimizi ısırıyoruz. Allah milletimiz ve ülkemiz için hayırlısını versin.