Japonya’ya dayatılan yanlış adım: PKK’nın temize çıkartılması!

Mehmet Yıldırım
Mehmet Yıldırım
Japonya’ya dayatılan yanlış adım: PKK’nın temize çıkartılması!
01-12-2023

Japonya’ya dayatılan yanlış adım; “PKK’nın temize çıkartılması” 

Rusya’nın ‘tehdit algıladığı/ güvenlik gerekçesi’ ile Ukrayna’ya müdahalesi şimdilik rafa kaldırıldı. Ukrayna’da olup bitenler artık basına çok yansımıyor.

7 Ekim’de HAMAS’ın askeri kanadı El Kassam Tugayları’nın İsrail operasyonu sonrası; katil, terörist, haydut ve hırsız İsrail Devleti’nin Gazze’ye tonlarca bomba yağdırarak sivilleri katletmesi gündemin ana konusu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı bir konuşmada, İsrail'i sert bir dille eleştirerek; "Hamas terör örgütü değil, kurtuluş ve mücahitler grubudur" dedi.

Erdoğan bu sözleri; İsrail’in HAMAS’ı ‘terörist bir örgüt’ olarak tanımlamasından sonra sarfetti.

Türkiye, İsrail Başbakanı Natenyahu ve İsrail Savaş Kabinesinin; ‘İnsanlığa karşı Savaş Suçu’ işlediğini söyleyerek, İsrail’in yargılanması gerektiği çağrısı yapıyor.

Türkiye, Gazze’de akan kanı durdurmak için çaba sarfederken; beklenmedik bir anda ve durduk yere Japonya Hükümeti, PKK Terör Örgütü’nü terör listesinden sildi.

Japonya Kamu Güvenliği İstihbarat Ajansı/ Public Security Intelligence Agency’nin resmi sitesinde PKK'yı terör örgütü listesinden çıkardı.

Japonya; kuzey enlemi 24 °-46 ° ve doğu boylamı 123 °-146 ° arasındadır. Japonya, Ohotsk Denizi ile Rusya'nın güneydoğusundan, Japon Denizi ile Kore'nin biraz doğusundan ve Doğu Çin Denizi ile Çin ve Tayvan'ın doğu-kuzeydoğusundan ayrılmaktadır.

Ülkenin yönetim şekli Anayasal Monarşi’dir. İkinci Dünya Savaşının akabinde 1947 yılında kabul edilen Anayasa ile çoğulcu parlamenter sistem getirmiştir. Anayasa uyarınca, İmparator’un görev ve yetkileri tamamen törensel nitelikte olup, yönetim erkinin başı Başbakan’dır.

Türkiye’nin Japonya ile tarihsel dostluk bağları var. Tarihte Japonya ile hiç husumetimiz olmadı. Türkler ile Japonların arasındaki ilişkiler, coğrafi uzaklık ve aradaki okyanus nedeni ile geç başladı.

Japonya ve Osmanlı Devleti arasındaki ilişkiler; 1887'de Japon Prensi Komatsu Akihito ve eşinin İstanbul ziyaretinde Sultan II. Abdülhamid’i ziyareti ile gelişmeye başladı.

II. Abdülhamid'in misafirperverliğine teşekkür için Japon İmparatoru, Padişaha Krizantem Nişanı hediye etmişti. Buna karşılık Sultan II. Abdülhamid, Japon İmparatoruna İmtiyaz Nişanı verilmesini uygun bulmuş, hem iade-i ziyaret hem de bu nişanı götürmek üzere bir harp gemisinin Japonya'ya hareketini emretmişti.

14 Temmuz 1889'da İstanbul'dan hareket eden Ertuğrul Fırkateyni; güzergâh üzerindeki birçok limana uğramış, Müslümanların teveccühüyle karşılanmıştı.

Ertuğrul Fırkateyni, yaklaşık üç ay Japonya’nın Yokohama Limanında kalır. Japonya’dan ayrılan Ertuğrul Fırkateyni, kısa bir süre sonra, tayfuna yakalanarak; 16 Eylül 1890 akşam saatlerinde kayalıklara çarparak batar. Bu faciada mürettebatın birçoğu şehit olur.

Kazadan yaralı kurtarılan Türk denizcileri, İmparator Meiji’nin talimatıyla Japonya’da tedavi edilir.

İmparator Meiji bu kazaya çok üzülür. Kazadan kurtulanların İmparator tarafından tahsis edilen Kongo ve Hiei adlı Japon savaş gemileriyle İstanbul'a gönderilen bu iki Japon gemisi, 2 Ocak 1891'de İstanbul'a gelir ve kırk gün kaldıktan sonra Japonya’ya geri döner.

1905 Rus- Japon Harbi’nde Japonya’nın kazandığı zafer, Osmanlı’da sevinçle karşılandı.

Doğulu bir toplum, yani Japon’ların batılı Rusları yenmesi Osmanlı’ya moral oldu.

Türkiye ile Japonya arasındaki diplomatik ilişkiler, 1924 yılında kurulmuş, Japonya nezdindeki ilk temsilciliğimiz 1925 yılında faaliyete geçmiştir.

İran-Irak Savaşı sürerken 1985 yılında Tahran’da mahsur kalan çok sayıda Japon vatandaşının Japon makamlarının yardım çağrısı üzerine Türk Hava Yolları tarafından Japonya’ya götürülmeleri de ilişkilerdeki bir diğer insani dönüm noktasını teşkil etmiştir.

2013 yılında “Stratejik Ortaklık” düzeyine yükseltilen siyasi ilişkilerimiz, karşılıklı üst düzey ziyaretlerle hızla gelişti. Türkiye ve Japonya’da karşılıklı Türkiye’de Japonya, Japonya’da Türkiye kutlamaları yapıldı.

2024 yılı, Japonya ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. Yıldönümü olması hasebiyle yine karşılıklı kutlamalar yapılacaktı.

Tüm bu olumlu gelişmeler devam ederken; Japon kökenli terör örgütlerince tehdit edilen Japonya’nın PKK Terör Örgütü’nü terör listesinden silmesi düşündürücü.

Durduk yere dedik; aslında durduk yere değil. Türkiye’nin Gazze’de yaşanan insani durumu sahiplenmesi ve İsrail’i suçlamasına tepki olarak; Amerika’nın baskısıyla Japonya, böyle hatalı bir karara imza attı. Yani İsrail’e taş attık, ses Japonya’dan geldi.

Rusya'nın 16 Ekim'de BMGK'ye Gazze'de derhal "insani ateşkes" ilan edilmesine ilişkin sunduğu karar tasarısı, Japonya tarafından reddedilirken; ABD, Fransa ve İngiltere tarafından veto edildi. ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya; BMGK'yi kilitleyip insani ateşkese fırsat vermedi.

Japonya; Gazze’deki insani dramı kabul etmekle birlikte Amerika ile ortak hareket ediyor.

Japon dış politikasını değerlendirirken Japonya'nın ABD ile olan bağını göz önünde bulundurmak gerekir.

II. Dünya Savaşı’nda şehirleri atom bombası ile büyük yıkıntıya uğrayan Japonya, yenilgiyi kabul eder. 1947’de Amerika’nın işgaline uğrayan Japonya’nın anayasası, yeniden yazılır.

9. Madde; Japon Anayasa’nın en ilginç maddesi;

9. maddeye göre; Japonya'nın uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde "saldırmazlık" anlayışına bağlı kalacağı ve ülke sınırlarını savunma amacı dışında güç kullanmayacağına dair ifadelerin "açık hale getirileceği" belirtilmektedir.

Barış döneminde Japonya’nın ordusu lağvedilir. Günümüzdeki Japonya Öz Savunma Kuvvetleri (Japonca自衛隊Jieitai), II. Dünya Savaşı sonrasında 1952'de kurulan Japonya'nın de facto silahlı kuvvetleridir. Japonya anayasasının 9. maddesi gereğince Japonya de jure (kanunen/ hukuki) olarak silahlı kuvvetlere sahip değildir.

Japonya Liberal Demokrat Parti (Japonca 自由民主党, Jiyū-Minshutō)/ LDP’nin son 60 yıllık Japon siyasi tarihinde “nispeten muhafazakar” söylemleriyle anayasanın özellikle 9. Maddesinin değiştirilmesi söylemi dikkat çekiciydi.

Önceki başbakan Şinzo Abe’nin çağrısı elbette Amerika Derin Devleti’nin hoşuna gitmeyecekti.

Eski Başbakan Abe’nin 9. Madde ile ilgili değişiklik öngörüsü; Japonya’nın Çin ve Kuzey Kore’den tehdit algılamasıyla da alakalı. Japonyakendini daha aktif koruyabilme çabası’ ve Japon siyasi karar vericilerinin tekrar hukuki ve ekonomik inşa sürecinden kaynaklanan bazı unsurları; bugünün dünya gerçekleri ışığında değiştirmek istemeleri olağan ve anlaşılır görülebilir.

Şinzo Abe, Japonya’da en uzun süreli başbakanlık yaptı. Abe döneminde Türkiye- Japonya ilişkileri sürekli pozitif yönde gelişti. Sağlık sorunlarını gerekçe göstererek başbakanlıktan istifa eden Şinzo Abe; 8 Temmuz 2022'de Nara şehrinde düzenlenen mitingde silahlı saldırıya uğrayarak öldürüldü.

Katil, siyasi sebeplerle öldürmediğini söylese de Abe’nin öldürülmesinde Amerika’nın parmağı olabilir.

Japon kamuoyunda Amerika politikalarını desteklediği iddia edilen Fumiyo Kişida’nın LDP başkanlığını kazandıktan sonra başbakanlığa seçilmesi elbette düşündürücü.

Kişida, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın "uluslararası düzenin temellerini" sarstığını, Kuzey Kore’nin nükleer füze tehditlerinin, Doğu ve Güney Çin Denizi'nde statükoyu zor kullanarak değiştirme girişimlerinin sürdüğünü söylüyor.

Böylesi şartlar altında üçlü stratejik iş birliğinin büyütülmesini "gerekli ve önlenemez" olarak niteleyen Kişida; Japonya, Güney Kore ve ABD'nin savunma iş birliğini yeni bir seviyeye çıkaracaklarını vurgulamasını dikkate almalıyız.

PKK sempatizanları, uzun zamandır Japonya’da varlığını sürdürüyor. Coğrafi olarak Japonya’nın Türkiye’den uzak olması ve Japonya’nın son zamanlarda Amerika ile yakın diyaloğu; PKK sempatizanları ve örgüt militanları için Japonya koruyucu limana dönüşüyor.

Stratejik Müttefikimiz ve dostumuz Japonya’nın aldığı bu yanlış karardan geri dönmesi için Dışişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) gereğini yapmalıdır.

Süreç böyle devam ederse Japonya ile ilişkilerimiz durma noktasına gelir ve hatta karşı kamplarda yer alabiliriz. Bu durum hem Türkiye hem de Japonya için olumsuz sonuçlar getirebilir.

Gazze’ye sahip çıkmamız bu şekilde sınanmaya devam edecektir. Küresel ve bölgesel güç olan Türkiye’nin PKK terör Örgütüne arazide indirdiği darbe arttıkça PKK tekrar karşımıza Amerika tarafından çok kullanışlı aparat olarak saha sürülecektir.

Japonya’nın PKK’yı Terör Örgütleri Listesine almasını umut ederek 2024 Türkiye Japonya İlişkilerinin 100. Yılını tebrik ediyorum.

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

https://www.trthaber.com/haber/dunya/japon-bakan-turkiye-japonya-dostlugu-guclenecek-772800.html

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/japonya-basbakani-kisidaya-gore-guney-kore-ve-abd-ile-stratejik-isbirligi-gerekli-ve-onlenemez/2971461

https://www.tr.emb-japan.go.jp/itprtop_tr/index.html

Mehmet Yıldırım
Mehmet Yıldırım

Uluslararası İlişkiler Uzmanı & Ziraat Mühendisi, AFAD Gönüllüsü, Aşçı

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?