İsyanlar sesi duyulmayanların dilidir lakin pornocu yağmacılar, Amerika Birleşik Devletleri’ni yıkamaz!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
İsyanlar sesi duyulmayanların dilidir lakin pornocu yağmacılar, Amerika Birleşik Devletleri’ni yıkamaz!
05-06-2020

Kaç gündür bu konuyu yazmamak için kendimi zor tutuyorum.  ABD’deki sokak gösterilerine bakarak, Amerika’nın sonunun geldiğini, Amerika’nın parçalanacağını falan yazanlar, konuşanlar çoğalınca, yazmama kararımdan sarfınazar ettim.

Olaylar nasıl başladı?

46 yaşındaki George Floyd, doğup büyüdüğü Houston'da bir ev soygunu vakasıyla ilgili 5 yıl hapis yattıktan sonra 2014'te Minneapolis'e taşınıyor.

El Nuevo Rodeo Club ve yakınındaki Conga Latin Bistro gibi her türlü pisliğin kötülüğün döndüğü gece kulüplerinde özel güvenlikçi, fedai olarak çalışıyor. 

Ancak koronavirüs önlemleri nedeniyle fuhuş sektörünün kapanması sonucu, 30 milyona merdiven dayamış işsizler ordusuna o da katılıyor. 

Milyonlarca Amerikalı gibi Floyd da koronavirüs salgını nedeniyle işini kaybettiği gibi bu süreçte canından da oluyor. 

"Etme bulursun inleye inleye ölürsün!.." 

Floyd'un, 25 Mayıs akşamı Cub Foods adlı marketten bir paket sigara satın aldığı sırada verdiği 20 dolarlık banknotun sahte olduğunu düşünen market sahibi, durumu polise ihbar etti. 

George Floyd’un 25 Mayıs’ta beyaz polis Derek Chauvin’in diziyle kendisini boğması sonucu öldü/ öldürüldü. 

Polis tarafından gözaltına alındığı esnada, nefessiz bırakılarak ölmesinin/öldürülmesinin ardından adalet talebiyle düzenlenen ırkçılık karşıtı gösteriler ABD’nin neredeyse tamamına yayıldı.

Olayların başlamasının ardından henüz 1 hafta bile geçmeden, ülke genelinde en az 40 kentte sokağa çıkma yasağı uygulanmaya başladı.

Bu kentlerin arasında başkent Washington ve New York da bulunuyor. Üstelik Trump, ülkedeki gösterilere müdahale etmek için binlerce ağır silahlı askeri personeli ve güvenlik gücünü görevlendirdirme kararı aldığını duyurdu. 

Ülkede hem Demokrat hem Cumhuriyetçi siyasetçiler ve ana akım medya, protestoların kontrolden çıkmasına ‘günah keçisi’ olarak başka ülkeleri ve bir takım aktivist grupları gösterse de ABD şehirlerinin sokakları, ırkçılık ve ırkçı şiddet karşıtı sloganlarla yankılanıyor.

George Floyd adi bir ****cu o ne Malcolm X ne de  Martin Luther King…

Tatlı su solcuları, İngiliz İslamcıları, sonradan görme demokratlar utanmasalar hırsız ve ****cu George Floyd'u neredeyse 'Prometeus' seviyesine çıkaracak. 

Bilimsel takılanlar da var!

Olayların sosyolojik temelini ortaya koymak adına yazdıkları şu, neymiş efendim bu protesto gösterilerinin başlama nedeni, Afro-Amerikan sonrası patlak veren öfkeymiş. 

Bunun sonucunda bazı şiddet ve yağma eylemleri de yaşanmış. Afro-Amerikalılar ve diğer etnik kökenlerden ABD’liler, ırkçılığın yansımalarından yakınmaya devam ediyorlarmış. 

Son birkaç gündür yaşananlar, George Floyd’un öldürülmesinin yarattığı öfkeden daha büyükmüş. Biriken adaletsizliğe, haksızlığa, ötekileştirmeye ve kaybolmayı reddeden ırkçılığa maruz kalma duygusunun tetiklediği, bastırılmış bir öfkeymiş. 

Zaten bunlar yeni değilmiş.

Floyd’dan önce Afro-Amerikalıları hedef alan birçok öldürme ve şiddet olayı yaşanmış. 

2015 yılından bugüne polis tarafından öldürülen Afro-Amerikalıların sayısı 381 ila 442 arasındaymış. 

Sivil beyazlar tarafından öldürülenlerin sayısı eklendiğinde ve daha geçmişe gidildiğinde bu rakamlar doğal olarak tırmanıyormuş. 

Öfke ve protesto gösterileri, Afrika kökenlilerle sınırlı kalmamış. ABD'de yaşayan diğer etniklerin yanı sıra çok sayıda beyaz da bu göstericilere destek veriyormuş.

Yaşananları; Knights of the Golden Circle /Altın Çember Şövalyeleri adlı gizli cemiyet üyeleri tarafından 24 Aralık 1865'te ABD'nin Tennessee eyaletinde kurulan, siyahi karşıtı, beyaz üstünlükçüsü ve göçmen karşıtı, ırkçı örgüt Ku Klux Klan'ın hortlaması sananlar yanılıyor. 

Neden mi? 

George Floyd adeta suç makinesi.

Hollywood yapımlarında adalet arayan veya kendi yasadışı yöntemleriyle adaleti tesis etmeye çalışan film kahramanları tarafından öldürülen ve seyirciye “-pislik herifin tekiydi iyiki geberdi pislik” dedirten bir geçmişi var. 

Olaylar kumpas.

Amerikan derin devletinin Trump’a üstü örtülü desteği. Pornocunun ölümü ise hesapta olmayan ayrıntı.

Sam Amca, ayağına sıkar mı? 

Sıkmaz!

Ne de olsa "İngiliz Koleji"nden mezun. Ancak  bugünlerde Sam Amca'nın başı dertte. Ekonomik krizle boğuşuyor. 

Diğer yandan eski efendileri İngiliz bankerler, Çin ejderhasını Sam Amca'nın üzerine salıyor.

Covit-19 salgını, müdahale olmasa koca ülkeyi devasa mezarlığa çevirebilir. Korona felaketinden dolayı ölü sayısı 108 bini, vaka sayısı 1 milyon 800 bini geçmiş ve bu nedenle Trump yönetimine  yoğun eleştiriler yöneltiliyor. 

Bir an önce birşeyler yapılmalı ki, dikkatler geçici bir süreliğine de olsa başka olaylara çevrilsin ve Trump yönetiminin sağlık sektöründeki beceriksizliği unutulsun. 

Size tanıdık geldi mi? 

Senaryo şöyle.

Irkçı ABD polisi, bir zenciye kötü muamelede bulunacak. Görüntüler medyaya servis edilecek.  

FBI-CIA ve diğer gizli servislerin sızdığı, yönlendirdiği sivil toplum örgütlerinin kışkırttığı  kalabalıklar sokağa dökülecek. 

Filmin aktörleri önceden belirlenmiş. Irkçı beyaz polis memuru Chauvin ile boğarak öldürdüğü zenci hırsız, ****cu Floyd. 

Minneapolis'teki El Nuevo Rodeo Club'un sahibi bu ikisinin kendi çalıştırdığı gece kulübünde yollarının kesiştiğini, ikilinin aynı eğlence mekanında güvenlikçi olarak çalıştığını itiraf ediyor.  

Buraya kadar "ne var bunda" dediğinizi duyar gibiyim. 

Şeytan ayrıntıda gizlidir” diye boşuna dememişler. 

Amerikalı işadamı, aktivist ve Sosyal medya fenomeni Michael James Coudrey,  ölü George Floyd'un, bir **** oyuncusu olduğunu silahlı soygundan hapis yattığını, maktulün polis memurunun şiddetinin yol açtığı boğulmadan ölmediğini, ölüm nedeninin muhtemelen kalp yetmezliği olduğu bilgisini paylaştı.

Ne anladınız? 

Sizi yormadan söyleyeyim. Daha önce vurguladığım gibi, olay kurgu.

Katil ve maktül, yakın çalışma arkadaşı. Daha önce de benzer operasyonlarda kullanılmışlar. 

Amaç zencileri provake ederek kalabalıkları sokaklara dökmek.

Sebeb, Covit-19 salgın gündemini değiştirmek. Zaten COVID-19 kaynaklı ölümlerde, siyahiler ve Latin kökenlilerin oranı daha fazla. Düşük gelirli, eğitimsiz olan zenciler ve Latin kökenliler, Koronavirüs salgınınından en çok etkilenenler. 

Bu nedenle patlamaya hazır bomba gibiler.  Onların bu sosyopsişik durumları, provakatörlerin işini kolaylaştırıyor. 

Buraya kadar herşey yolunda. 

"Hırsız ****cu, adi herifin teki George Floyd"un hesapta olmayan şekilde kalp krizi geçirerek oyun bozanlık yapmasına kadar.

Onun öngörülmeyen ölümü, olayları çığırından çıkarmaya yetiyor. "Kontrollü Kaos" planlandığı gibi gitmiyor. 

Trump’ın işleri ayna, çal çal oyna!..

Trump akıllı adam. 

Amacından sapan ve yağma hareketine dönüşen çapulcu görüntülerini araçsallaştırmayı iyi bildiğinden ABD toplumunu kutuplaştırıyor. 

Nitekim ABD’deki protestolar, ülkedeki sosyal adaletsizlik ve artan kutuplaşmanın sonucu. Demek ki "Trump Reis" başarılı. 

İspanikler, Latinler, Asyatik göçmenler ve zenciler mağdur olsa da Trump’ın seçmen kitlesini oluşturan beyaz orta sınıf, "Kanada kavağı gibi" dimdik ayakta. 

Onlar kendilerine "özgür Amerikalılar" diyor ve silah elde bekliyor. 

Zenciler, ABD müesses nizamını, kurulu düzenini tek başlarına yıkamaz. Çünkü onlar Amerikalı yazar Harriet Beecher Stowe'un kaleme aldığı "Tom Amcanın Kulübesi" yıkılınca zel-zebil olmaktan korkarlar. 

Çünkü onlar, kölelik döneminde beyaz sahibine kayıtsız şartsız itaat eden, onsuz yaşanamayacağına inanan "aptal zenci Tom Amca" gibidir. 

Protesto gösterilerinin kısa sürede Amerikan toplumunun büyük kesimini rahatsız edici boyuta ulaşması, gösterilerin en büyük handikapı. 

Olay bitmiştir!

Trump yönetimi kazanmıştır. “ABD yıkılıyor… Parçalanıyor!..” gibi ham hayaller kurmayın, zehaba kapılmayın. 

Aklıma gelmişken; daha Türkler, Amerika’yı yıkmaya karar vermedi. 

Not :

İngiliz gizli servisi, bazı üst düzey Türk politikacıların özel hayatlarına ilişkin  akılalmaz iddialar içeren, belden alta vuran ve ülkeyi, kısa sürede kaosa sürükleyecek videolar hazırlıyor.  

Şimdilik ses var görüntü yok! Sonrasını düşünmek bile istemiyorum.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Ersagun 4 yıl önce
Kaleminize sağlık.Kötüye kötü diyemeyende onlardandır.george floydun canı cehenneme kötü bilirdik kendisini.Trumpın bize bazı konularda zararı olsada birçok konudada yararı var.en azından engellemiyor.Sayın yazar neder bilemem ama; eğer trump olmasaydı suriyede yaptığımız üç askeri operasyonu yapamazdık diye düşünüyorum.
Devrem 4 yıl önce
Harika.. Tek kelime ile.. soluksuz okudum..
Arap Tahir 4 yıl önce
Men dakka dükka
Eyfel kulesi yamuk yumuk 4 yıl önce
Türkün gazabından korksunlar
Lincoln 4 yıl önce
Olayı çözmüşsünüz