İstihbaratı vasıfsızlaştırmak
John A. Gentry, Temmuz ayında “CIA'yı kısırlaştırmak” isimli bir kitap yayımladı; “Neutering CIA Intelligence” her ne kadar Neutering; “kısırlaştırmak” manasında gelse de aslında “vasıfsızlaştırmak” daha anlamlı bir çeviri olacaktır diye düşünüyoruz.
John Gentr, SSCB döneminde Rusya masasında çalışıyor. 82-86 yıllarında analiz müdürü olarak Merkezi İstihbarat Teşkilatında görev yapıyor. 2011'den 2015'e kadar istihbarat topluluğunun eğitim kolu olan Ulusal İstihbarat Üniversitesi'nde ders veriyor.
Böylece personelin ne kadar siyasallaştığı ve vasıfsızlaştırıldığı konusunda önemli bilgiler elde ediyor.
ABD Başkanlığı yapmış Donald Trump’a karşı teşkilat tarafından gerek seçim kampanyası gerekse kampanya sonrasında yapılan gayri siyasi propaganda, basın yoluyla yapılan köşe yazarı, analist, bizim tabirimizle “gazeteci görünümlü yalakalar”ın, teşkilattan aldıkları yalan haberleri nasıl “analiz-haber” diye yayımladıklarını ilginç bir şekilde ortaya koyuyor.
Dijital mecranın tüm imkânlarının, yanlış ve yetkili kişilerin elinde devlet yerine kişilerin hizmetinde kullanılarak nasıl milletin vergilerinin on yıllarca çar-çur edildiğini ortaya koyuyor.
“Geleneksel olarak istihbarat görevlilerinin kişisel, ideolojik veya örgütsel çıkarlarına hizmet etmek amacıyla kişisel veya örgütsel perspektiflerin, istihbarat ürünlerine enjekte edilmesi olarak tanımlanan istihbaratın bu ‘siyasallaştırılması’, bir zamanlar güçlü olan CIA’in apolitik kamu hizmeti ahlakından kayda değer bir değişimi yansıtıyor”.
Not: Bu analiz, bizzat ABD’lilere aittir.
Bir de tabii arka tarafta konuşulanlar…
İstihbaratın siyasallaşması yoluyla uluslararası arenada ne kadar zayıfladığı ve gülünç hale geldiği de çeşitli yorumlarda belirtiliyor.
“Daha da güçlendi” söyleminin nasıl bir balon olduğunun, bunun yine bu siyasallaşmış kişiler tarafından vasıfsızlıklarını kapatmak için türetildiğini söyleyen azımsanmayacak analizler, çeşitli mecralarda bulunmakta.
Uzun yolculuklar, internette derin gezintiler yapmamızı sağlıyor. Bu sadece hiç fark edilemeyen kişilerin analizlerine ve yazılarına rastlamamıza sebebiyet verebiliyor.
Konuyla alakalı bir yazıda; sözde "derin devletçi” olarak kendini tanımlayan ve yazılarının çoğunun uydurma ve siyasi bir kişilikten öteye gidemeyen kişilerin nasıl teşkilatta bizdeki tabirle “ahbap-çavuş ilişkisi” ya da “gayri ahlaki ilişkiler”, “vasıfsız babanın vasıfsız oğlunu kurtarma”, “sevgilisini, kızını alma partisi”, “merdiven altı üniversiteden mezun kişilerin ‘akademisyen’ olarak tanımlanması” ve bu akademisyenlerin ‘analist’ (ABD’de bir çok üniversite olmasına rağmen çoğu vasıflı olarak tanımlanmaz) sayesinde teşkilata girdiği konusunda yorumlara denk geldiğimizde şaşırmıştık.
Kitabı okuduğumuzda ve bunun birinci elden, teşkilatın içinden biri tarafından ortaya çıkması önemli.
Kitap, bu durumun ABD istihbaratını gelecekte ciddi derecede olumsuz etkilediği ve ahlaki yozlaşmanın diğer istihbarat örgütlerini de etkileyebileceğini belirtiyor; belki de daha şimdiden vasıfsızlaşmışladır.
.
Tolga Eşref Göktürk, dikGAZETE.com