İstanbul seçimlerinde İmamoğlu, Binali Yıldırım’la değil, Erdoğan’la yarışacak!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
İstanbul seçimlerinde İmamoğlu, Binali Yıldırım’la değil, Erdoğan’la yarışacak!
08-05-2019

Türk vatandaşı birçok seçmen gibi ben de Ekrem İmamoğlu’nun adını ilk kez, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ilan edildiğinde duymuştum.  

AK Parti adayı karşısında; yüzde 35-40 bandında oy alabileceği söyleniyor bunun da büyük bir başarı olacağı belirtiliyordu.

Çünkü rakibi çok güçlüydü. Karşısında İstanbullu seçmenin çok yakından tanıdığı, Bakanlık, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı yapmış Binali Yıldırım olduğundan İmamoğlu’na şans verilmemişti.  

CHP’lilere göre Davut, Calut’u (Golyat) yendi!

Güçsüz olanın güçlü olanı yenmesi durumuyla ilgili genellikle dini kaynaklarda Yahudilerin, Davut Peygamber ile Calut’un (Golyat) karşılaşması örnek verilir. 

Ankara İlahiyat mezunu CHP’li bir dostum İstanbul seçimlerini bu dini kıssaya göre açıklayınca ne yalan söyleyeyim şaşırdım. Anladım ki, CHP’lilere göre bu seçimin metafiziği var.

Golyat yani Câlût, iri yüzlü ve çok güçlü biriydi. Kral Saul döneminde İsrâil toprağını işgal eden Filistîn ordusunda yer alan Golyat zorlu bir savaşçıdır.

İsrâil ordusu ile Filistîn ordusu karşı karşıya geldiğinde başında tunç miğfer, üzerinde pullu zırh, baldırlarında tunç dizlikler, omuzları arasında tunç kargı ve elinde mızrağı ile İsrâil ordusuna meydan okuyarak onları kendisi ile savaşmaya çağırır. 

Uzun süre bu çağrısına kimse karşılık vermez. Ta ki Davut savaş meydanına çıkıncaya kadar.

Dâvûd Golyat yani Câlût gibi güçlü kuvvetli, iri yarı ve zırhla donanmış değildir. Yanında silah olarak, deriden yapılma taş fırlatan bir tür sapan taşımaktadır.

Dâvûd sapanına taşı yerleştirerek Câlût’a fırlatır. Taş, Câlût’un tam alnına isabet eder ve o dev cüsseli Câlût, atından düşerek ölür.“

Bunu duyunca “Yok daha neler!..” dedim. 

Dini terminolojiyle neden açıklama gereğini hissettiklerini sordum. 

Muhatabım; “Ama gerçekten öyle; Binali Bey İktidarın gücüyle donanmış olarak İstanbul’da seçime girdi.

Ekrem İmamoğlu ise yanında taşıdığı sapandan başka bir şeyi olmayan garip Davut gibiydi” dedi. 

YSK, İmamoğlu’na Mazbatayı verdi sonra geri aldı

YSK resmi sonuçlarına göre 31 Mart’taki yerel seçimde CHP’li Ekrem İmamoğlu AK Partili rakibi Binali Yıldırım’dan 14 bin fazla oy alarak seçimi kazanmıştı.

Ancak sonraki günlerde AK Parti-MHP ittifakının ısrarlı başvurusuyla Yüksek Seçim Kurulu; İstanbul’daki 31 Mart Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etmiş ve yeniden düzenlenmesine karar vermişti. Karar 4’e karşı 7 oyla alınmıştı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi yeniden 23 Haziran’da yapılacak.

23 Haziran’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde Erdoğan ve İmamoğlu yarışacak!

İstanbul seçimine AK Parti Binali Yıldırım’la, CHP Ekrem İmamoğlu’yla girecek. Bazılarına göre, Binali Yıldırım’ın seçim kaybettiği için tekrar kazanması zaten mümkün değil.

Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sürecine var gücüyle asılması bekleniyor. 

Ancak diyor bazı seçmenler; “AK Parti’nin kısa sürede seçmenleri kendisine oy vermeye ikna etmesinin çok da mümkün olmadığını görüyoruz. 

Erdoğan bu kadar kısa sürede yatırımcıları ikna edip ekonomiyi düzeltebilecek mi, İstanbul halkının sorunlarını çözebilecek mi?

AK Parti’nin İmamoğlu’nun mağduriyet söylemine Kayyım/Kayyum çözümü

Belediye Yasası’nın 45. maddesine göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde seçime kadar görev yapacak geçici başkan seçilebileceği, 46. maddesine göre ise İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım/kayyum atanabilmesi söz konusu. 

Ancak Türkiye kamuoyunda ve özellikle seçimin yenileneceği İstanbul’da  ‘İmamoğlu mağdur’ algısının kırılması da AK Parti açısından önemli.  

 AK Parti, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde mazbatası geri alınan İmamoğlu’nun yerine partili başkan seçebilecek sayısal çoğunluğa da sahip.

Neden partili bir belediye meclis üyesi başkan seçilmedi de İstanbul Valisi Kayyım atandı?

Kayyım atanması gerçekten tarafsızlık adına iyi niyetli bir çözüm. Ancak Partili Cumhurbaşkanı sisteminde Partili olmayan Mülki idarecilerin çalışabilmesi mümkün mü?

İstanbul Valisi’nin tarafsızlığını hangi kurum sağlayacak? Bu tasarruf iktidarın (hükümet) dışında bir başka güç odağının mı (devletin) eseri?

Kayyımın asıl görevi, acaba AK Partililerin belediye imkânlarına nüfuz etmesini, ulaşmasını engellemek mi? AK Partili çevrelerde, bu sorunun cevabı var. 

Onlar diyor ki, eğer Büyükşehir Belediye Meclisinde partili bir belediye başkanı seçilse; böylesi bir durumun İstanbul seçmeninde ‘AK Parti, seçime belediyenin imkânlarıyla gidiyor, rant sağlamayı sürdürecek” algısı yaratması kuvvetle muhtemel. 

Bu da Ekrem İmamoğlu’nun ekmeğine yağ sürmesi, onun değirmenine su taşıması demek. Muhalefet, ‘İmamoğlu mağdur’ söylemine bu durumu da ekleyerek seçimde aleyhimize kullanmaz mı?” diyorlar. 

İmamoğlu mağdur” algısı büyüyor! eski Cumhurbaşkanı Gül ve AK Partili eski Başbakan Davutoğlu, İmamoğlu’na haksızlık yapıldığını düşünüyor!

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle ilgili iptal ve seçimin yenilenmesi kararına AK Parti’nin bazı eski önemli isimlerinden de eleştiriler geldi.

İsimleri yeni bir parti kuracakları iddiasıyla sıklıkla gündeme getirilen eski tüfek iki AK Partili, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, YSK kararına katılmadıklarını, doğru bulmadıklarını belirten mesajlar paylaştı.

11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu çıkışına hayret etmedim desem mübarek gün, yalan söylemiş olurum. Kendisinden beklenilmeyen bir şey yaptı ve emeklilik sonrası belki de ilk kez çok net duruş sergiledi.  

Bunu doğruluk ve yanlışlık kıstasında söylemiyorum. Bu bir saptama. Yılmaz Özdil olsa “-Bunlarla çay içmeye bile gitmem” derdi.  Benimkisi o hesap anladınız yani. 

11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de YSK'nın kararının ardından paylaştığı tweet'te, "Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılındaki haksız '367 Kararı' karşısında ne hissettiysem, başka bir yüksek mahkeme olan Yüksek Seçim Kurulu’nun dün aldığı kararı duyunca aynı duyguları yaşadım. Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız" ifadesini kullandı.

Arkasından eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da, YSK'nın iptal kararının "Evrensel hukuka ve yerleşmiş teamüllere aykırılıklar barındırdığını" ve ortak aidiyet bilincine zarar verdiğini" ifade etti.

AK Parti kendi ayağına sıktı! Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı tartışmaya açıldı!..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gazeteci kuzeni Cengiz Er, İsrail gazetesi Times of Israel'e yerel seçimleri değerlendiren açıklamalar yapmıştı.

Er, Erdoğan'ın seçim sürecinde yalnız bırakıldığını ve AK Parti medyasının kullandığı dilin Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı yücelttiğini söylemişti.

AK Partili politikacıların, seçim sürecinde tercih ettikleri konuşma üslubunu da eklersek bu sözler tam yerine oturmaz mı?

Muhalefet şimdi ısrarla Yüksek Seçim Kurulu kararının gerekçelerine bakıldığında, bir hukuksuzluğun olduğu anlaşılıyor diyerek, aynı sandık kurulu görevlilerin 24 Haziran Başkanlık seçimleri ile Anayasa referandumunda da görev aldığını belirtiyor.

Bu durumda bu seçimlerin de iptal edilmesi gerekir talebini dillendiriyorlar. AK Parti kendi ayağına sıkan acemi avcı gibi.   Farkında olmadan meşruiyet tartışmasına yol verdi.  Meşruiyet tartışması ile 23 Haziran sonrası hükümet krizini tetikleyecek sosyal fay hatlarını harekete geçirmiş oldu. 

PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın açıklaması kime destek?

İsmail Hakkı Pekin; Genelkurmay eski İstihbarat Başkanı, emekli Korgeneral. Abdullah Öcalan’ın örgüte yönelik son mesajının İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde gelinen son durum ve YSK’nın seçimlerin yenilenmesi konusunda verdiği kararla ilgili olduğunu değerlendiriyor. 

YSK'nın İstanbul kararı ile İstanbul’daki Kürt kökenli Türk vatandaşlarının tepkisini önlemek ve yeniden yapılacak seçimlerde Kürt kökenli vatandaşlarımızın Ak Parti adayını desteklemelerini sağlamayı amaçladığını belirtiyor. 

Uzun sözün kısası AK Parti, kendi celladını kendi elleriyle büyüttü.  Sayelerinde İmamoğlu’nu sadece CHPli seçmen değil bütün Türkiye tanıyor. İstanbul’daki 23 Haziran’da seçim. İmamoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında geçecek. İstanbullular sadece Büyükşehir Belediye Başkanlarını değil, “geleceğin cumhurbaşkanı”nı da oylayacak.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Bumin 6 yıl önce
Davut Aleyhisselam bir peygamberdi câlüt ise merhametsiz sırtını batıla yaslamış bir asker.. Silaha zırha ihtiyacı yoktu Davut peygamberin sırtını Allah’a yaslamıştı.. Benzetme her açıdan imkansız beyefendi.. Ne Binali bey zalim bir asker Ne de Ekrem bey peygamber değil.. Öte bir andan Ekrem bey silahsızda değil... Batıldan gümbür gümbür destek görüyor Yunan eliyle Konstantin’iyeyi fetheden asker yerine konuluyor.. Benzetme baştan aşağı yanlış.. Bir diğer mesele Türklerin tarihi yolculuklarını bilmiyor gibi yazmışsınız.. Atatürk’ün neden seçildiğinin Anadolu ricat kararının sebeplerini bilseydiniz.. Türk derin devletinin siyasi kudretinin Türk topraklarına ve Türk bayrağına düşman olanlara sempati duyanlara asla ve asla ülkenin kaderini emanet etmeyeceğini bilmeniz gerekirdi.. Ekrem’i bitirende işte tam bu cümle oldu.. Kandil’e duyduğu sempati...
Kadirgalı 6 yıl önce
İstanbul'da yaşamayanlar ezbere konuşmasın tarikatlara akıtılan paraları sorgulayın
Carlos 6 yıl önce
yobaz tayfası döktürün Atatürkçü Sosyal Demokrat yurtsever size rağmen geliyor kudurun amk
Vatandaş 6 yıl önce
Ekrem bey hele anadolaya gelsin de ne kadar kabul görüyor gorelim
İpsiz Recep 6 yıl önce
Iki yiğit çıkmış meydana ikiside birbirinden merdane. altta kaldım diye üzülme üste çıktım diye sevinme
Rıza Razgradlı 6 yıl önce
er meydanında Allahın Arslanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sırtını yere getirecek daha anasından doğmadı