II. Kurtuluş Savaşı

Yener Bozkurt
Yener Bozkurt
II. Kurtuluş Savaşı
11-09-2023

II. KURTULUŞ SAVAŞI 

Bugün başımı “Ben Türküm” diyenler için eğiyorum.

Bunlar dışarıdan gelen hainler. Öbek öbek, sürü sürü geldiler. Avrupa’ya gitmek için değil bizzat Türkiye için geldiler.

Hepsinin askeri eğitimi var, hepsi savaşçı. Yurdun dört bir yanına dağıldılar ve artık içimizdeler.

Bunlar da içimizdeki hainler. Bunlar hep içimizdeydi. Koynumuzda büyüdüler.

Bu resim 9 Eylül 2023’de yani İzmir’in kurtuluş yıldönümünde Kemalpaşa’da çekildi. Duvarda “Boş yapma Atatürk” yazısı, kaide zemininde yine Atatürk’e ağır bir hakaret.

Boş yapma Atatürk” öyle mi?

Artık yeni bir şeyler anlatmak yok. Ölüm, kan ve gözyaşının var gücüyle kapıya dayandığı bir ortamda, hala bir şeyler söylemeye gerek de yok vakit de yok.

Artık siyaset yok, artık kural yok, efendice, umutla ya da umutsuzca beklemek de yok. Zira köprüden önce son çıkış da geçildi.

Bundan sonrası “Ben Türküm” diyenler ile demeyenler arasında. Bundan sonrası “var olmak isteyenler” ile “yok etmek isteyenler” arasında. Bundan sonrası ölüm-kalım savaşı, bundan sonrası II. Kurtuluş Savaşı.

Neler mi saçmalıyoruz?

Lafı hiç uzatmadan söyleyelim o halde. Cumhuriyetin 100. Kuruluş Yıldönümüne, yani 29 Ekim 2023’e ulaşmak hiç de öyle kolay olmayacak.

Türkü ve Türklüğü, insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş büyük bir ihanet bekliyor haberiniz olsun.

Tezgâhın-senaryonun nasıl sahneleneceği, kimlerin başı çekeceği hiç önemli değil.

Adı üstünde ihanet bu. Provokasyon olur, sızma olur, tetiklenmiş deprem olur, olur da olur.

Önemli olan çıkış noktasının ardından, olayların nasıl kalleşçe, adice ve şerefsizce daha vahim boyutlara taşınacağı.

Konuşmanın başında verdiğimiz iç ve dış hainlerin, Türk askeri üniforması altında, sokak-sokak, kapı-kapı dolaşarak katliam yapması da olur.

Kalleşe, haine, soysuza yol mu yok?

Ve bu işin geleceği en üst boyut da II. Kurtuluş Savaşı.

Şartlar 100 yıl öncesiyle eşit, gram fark yok. Türkün ve Türklüğün şu an yaşadığı tüm olumsuzluklar 100 yıl öncesiyle bire bir aynı.

Tek açmazımız ikinci bir Atatürk’ün olmayışı.

Peki buna gerek var mı? Şartlar aynıysa, Türklük aynıysa, vatan aynıysa, onun neyi nasıl yaptığına bakıp aynısını yapsak yetmez mi?

Türkün Evladı!

Kurtarıcı bekleme, kurtarıcı sensin. Türk isen varsın, var isen Türksün. Bir kez yaptıysan bir kere daha yaparsın.

Neden bugün varsın?

Neden onca devlet onca millet varken neden başka bir ülkede, başka bir dinde, başka bir kültürde doğmadın da bu kutsal topraklarda bir Türk olarak yaşıyorsun bunu hiç düşündün mü?

Başlangıcı kan ve gözyaşı dolu olsa da önümüzdeki yakın vadede, Türkün bir kez daha ama bu kez kalıcı olarak yaşayacağı muazzam zafere tanık olmak, bu destansı süreçte, payına düşen rolü oynamak, elini korkmadan taşın altına koymak için olmasın?

Sakın korkma! Korktuğun an bittiğin andır unutma.

Uzak geçmişe gerek yok.

Dokuz yaşında babasıyla birlikte Kurtuluş Savaşı’na katılan Nezahat Onbaşı’yı, Kıbrıs Barış Harekatı’nda Beşparmak Dağları'nda, 1024 m yükseklikte dik ve sarp kayalara tank çıkartan Abdülkadir Kurt’u, Maçka’da PKK tarafından, 15 yaşında şehit edilen yiğit Eren Bülbül'ü ve O'nu korumak için siper olan kahraman askerimiz Ferhat Gedik’i hatırla.

Şimdi sizinle, geçen sene bu zamanlar Anıtkabir defterine yazdıklarımızı paylaşmak istiyorum.

Atamız,

Kurmuş olduğun Cumhuriyetin yüzüncü yıldönümü arifesinde huzurundayız ve fakat başımız eğik, omzumuz düşük.

Zira aradan geçen yüzyılın sonunda, emanetini taçlandırmak bir yana, bıraktığın haliyle bile muhafaza edebildiğimizi söylemek zor.

Çoğumuz seni anlayamadık, anlayanlar da çaresizlik içinde.

Ne mutlu bizlere ki, yaşanacak bu günleri sadece öngörmekle kalmayıp, vakti geldiğinde ne yapmamız gerektiğini de net olarak söylüyorsun.

Asil Kanımız;

Karakterini yansıtan ifadene istinaden kurduğumuz Bağımsızlık Partisi olarak, “Asil Kan” ile neyi kastettiğini nihayet anlamış bulunuyoruz.

Karşımıza çıkacak hiçbir engelden korkmuyoruz.

Mevcudiyetimiz ve istikbalimizin yegâne temeli olan Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek korumaya hazır ve kararlıyız.

Damarlarımızdaki asil kandan alacağımız güçle, yapılması gerekeni yapacağımıza söz veriyoruz.”

Bizler burada, korkmadan, bıkmadan, usanmadan, ille de Türklük, ille de Atatürkçülük, ille de vatan diye haykırırken,

Sen de oradan hiç olmazsa bir kulak ver.

TÜRKÜN EVLADI UNUTMA!

SEN ANASIN YURTSUN,

SEN ATASIN BOZKURTSUN.

DÜNYALAR YIKILIR DA YİNE SEN KALIRSIN,

ÇÜNKÜ SEN TÜRKSÜN, ATATÜRKSÜN.

YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ

VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ.

.

Yener Bozkurt, dikGAZETE.com

-Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı- 

 

.

 

Yener Bozkurt
Yener Bozkurt

Yener Bozkurt kimdir?

Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı, Emekli MİT mensubu.

Ankara 1966 doğumludur.

1980 yılında girdiği Kuleli Askerî Lisesi’nden 1984 yılında mezuniyetine iki ay kala ayrılmış olmasına rağmen kendisini her zaman bir KULELİ Mezunu olarak görmüştür. 1988 yılında Atatürk Üniversitesi İngiliz Filolojisinden birincilikle mezun olmuştur.

Yedek subaylık hizmetini 1990-1991 yılları arasında Ankara’da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde Mütercim Tercüman olarak tamamlamıştır.

1991’de Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Müsteşarlığı bünyesinde göreve başlamış, Teşkilatın yurt içi ve yurt dışı birimlerinde geçirdiği 24 yıllık kariyerinin ardından 2015’de kendi isteğiyle emekliye ayrılmıştır.

Görev gereği bulunduğu Irak-Suriye-Yemen gibi ülkelerde, Ortadoğu coğrafyası, siyaseti, kültürü vb. hususları yerinde incelemiş, bu çerçevede bölgeye ilişkin güncel analizler geliştirme imkânı bulmuştur.

Cumhuriyetin ilanının 100’üncü yıldönümü arifesinde, ülkenin mevcut tablosu ve gördüğü lüzum üzerine Bağımsızlık Partisi’ne katılmış ve kısa süre sonra Parti Genel Başkanlığı’na seçilmiştir.

Türklüğün kökeni, Gazi Mustafa Kemal’in Türklük anlayışı, Ezoterik öğretilerin günümüze yansımaları, Devletler arası örtülü siyaset vb. konular, öncelikli ilgi alanlarını oluşturmuştur. 

Evli ve iki kız çocuğu babası olan Yener Bozkurt, ileri düzeyde İngilizce, orta düzeyde Arapça bilmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?