Ertuğrul Gâzî Hakkında Yeni Bir Kaynak: TARİHİ GÜZİDE
Tuğrul Şah Bey ve Menteş Şah Kimlerdir?
Ertuğrul Gâzî, atası ve oğlu Osman hakkında bugüne kadar bilinenler, onların Ahlat ile Halep ve civarında bulundukları, oradan da Ankara üzerinden Söğüt civarına geldikleri yönündedir. Bu malûmat, çağdaş kaynaklara göre değil, 15-16. Asır Osmanlı kaynaklarına göredir ve gerçekle hiçbir alâkası yoktur; yanlıştır.
Eğirdir Gölü ve Hoyran Gölü tarihte iki ayrı göldür. Amourios, Uluborlu’nun (Amorion) sahibi anlamına Hamid Bey, Alès Amourios ise oğlu İlyas’tır. Denizli Beyliği Beyi, Uc Gâzîsi Mehmet Bey veya Menteş Şah (Menteşe) 1262’de Şarkîkaraağaç’ta katledilmiş, kendi adıyla maruf Şeh Menteş Kabristanı’nda yatmaktadır.
Kaya, Ertuğrul ve Osman Beyler, Menteşe’ye tâbi olarak Eğirdir Gölü civarında askerî ve siyasî faaliyette bulundular.
Osman, 1257-1258’de Gelendost civarında doğdu. Hamid Bey, İmparatorla anlaşarak Sakarya etrafından toprak satın aldı ve İlyas’ın idaresine verdiği bu topraklara, Eğirdir Gölü civarındaki Türkleri: “İlk Osmanlıları” yerleştirdi.
Şimdi de olayın çağdaşı Kazvini’nin, “Tarihi Güzide” adlı eserinde iddiamızın desteklendiğini görüyoruz:
“Menteşe oğulları ve Ertugrul Şah, Antakya, Alâ’iye ve Lazkiye sahillerine zorla hâkim oldular. Eşref-oğlu Sis’e bitişik olan Ermenek vilâyetini Moğolların elinden aldı. Onları uzaklaştırmak için şehzadeler Geyhatu ve Hülacu’yu Rûm’a gönderdiler” (Kazvinî, 2018: 383). Zikredilen Antakya Yalvaç, Alâiye Alanya, Lazkiye Eğirdir, Antakya ve Lazkiye sahilleri ise Eğirdir Gölü sahilidir. Geyhatu Rûm’a 1283-84’lerde geldiğine göre Menteşe ve Ertuğrul’un, 1279’den önce ve 1280’den sonra Alâ’iye ve Eğirdir Gölü kıyılarına hâkim oldukları anlaşılmaktadır.
İbn Bibi ve diğer çağdaş kaynaklar bu malûmatı doğrular. Tarihi Güzide ile Menteşe ve Ertuğrul Beylerin, 1270’lerden önce aynı bölge ve Eğirdir Gölü civarında bulundukları görülüyor.
Kitabın mütercimi Mürsel Öztürk, Ertuğrul adı, Güzide nüshalarında Tuğrul yazılır; Menteşe’den maksat Mes’ûd derse de Menteşe, Uc Gâzîsi Mehmet Bey veya oğulları Hamid, Aydın ve Mes’ûd Beyler olup, bunların Kürtlükle hiçbir ilgileri yoktur.
Mehmet Bey (Şah veya Şeh Menteş), II. İzzeddin Keykavûs’un 1256 yılındaki Antalya’ya (Side) ilk kaçışında İzzeddin’in dayılarını Antalya-Alanya arasında yendi denilir (Turan, 1998: 480, 515), lâkin bu tarihin 1261 olması daha mâkuldür (Flemming, 2018: 40). 14.10.1256: Aksaray yanındaki savaşa “Uc ve kenar nahiyelerden, Bozkır dağlarından, Bulgar, Gülnar ve diğer havalilerden gelen sayısız asker (Türkmen) toplandı (İbn Bibi, 2014: 574).
Bu kayda göre Uc’un reisi Mehmet ve Ertuğrul Beylerin de askerin içinde bulunmaları gerekir. Çünkü Baybars Mansurî’ye göre Ermenek vilâyetinin vâlisi olan İbn-i Mense, İbn-i Menteşe olmalıdır (yıl 1257) (Flemming, 2018: 35; Turan, 1998: 477). Mehmet Bey, 1262’de öldürüldüğüne göre, 1262’den önce adı geçen Menteş (Menteşe) Mehmet Bey, 1262 yılından sonra zikredilen Menteş veya Menteşe ise, Mehmet Beyin çocukları olmalıdır.
İbn Bibi, s.574’deki metne, Flemming ve Vittek’in eklediği Kreteia (Gerede) adı, bir yazım hatası olmalıdır (Flemming, 2018: 33). Çünkü Kreteia, İbn Bibi’nin Mürsel Öztürk tercümesinde yoktur, hem de Gerede, Konya’ya çok uzaktır.
Uzun zamandan beri Uc Türkmenlerinden söz edildiği halde ilk defa 1255-60’larda Uc Gâzîsi Mehmet Bey, kardeşi İlyas, damadı Ali, yakınları Sevinç ve Salur beylerden bahsedilir.
1098 yılındaki birinci Haçlı seferinde Barak ve Tanrıvermiş beylere tâbi Türkmenler ile 1176 yılında Kemer Boğazı’nda yapılan Miryokefalon savaşı ve 1190’daki üçüncü Haçlı seferinde 30 binden çok Türkmen askerden bahsedilir. 1143’de Kemer Boğazı yanında İmparator Manuel ile Raman (Rahman) adlı bir Türkmen beyinin çatıştığını görüyoruz (Kinnamos, 2001: 50).
Türkler (Türkmenler), 1075’lerden beri Uc’ta (Eğirdir Gölü civarı) bulunmakta ve kanaatimce Mehmet Bey ve ona tâbi Türkmenler, yöreye ilk gelen Türklerin torunları olup, Moğolların önünden kaçanlarla ilgileri yoktur.
1245 (1248?) Uc’ta Koterinus (Kötürnekli) Ahmet, 1250 Oğuz Melik ve 1254 yılı sahilde Krakka’da (Karaks: Kötürnek) ayaklanan İslâm Beyi, Uc Türkmenleri desteklemiş olmalıdır.
Tarihçi, Eğirdir Gölü için “deniz” veya “Rûm denizi” denildiğini bilemediği için, sahilde yapıldı denilen olayları Akdeniz sahillerine götürmüştür.
Togan, Tarihi Güzide’deki bu metni, biraz farklı verir ve “O zaman İlhanlılardan çok Sultan Mes'ûd aleyhine ayaklanan Antalya, Alâiye ve Lâdıkiye'yi idare eden Tugrulşah Beyin, Aksaray ve Ilgın’da (Abi germ) Eşref-oğlu ve Ermenek'te Karaman-oğlu gibilerin hareketlerinin başına geçmek istediğini” söyler (Togan, 1981: 325). Adı geçen Aksaray, Aksaray değil, ya malûm Akşehir veya Suğla Gölü yanındaki Akşehir (Medinetü’l-Leben: Akise: Ak-kilise) olmalıdır.
Togan, matbu nüshada “Tugrulşah için Ermenişah oğlu Tugrulşah denilmiştir” der. Mütercim Mürsel Öztürk, tercüme ettiği Feyyaz’ın basılı metninde böyle bir bilginin olmadığını söylemiştir.
Biz, “Ermenişah oğlu Tugrulşah” ifadesini, Ermenek bölgesi hâkimi Tuğrulşah Bey olarak anlıyoruz. Çünkü Baybars Mansuri, Ermenek’te Menteşe oğlunun (tâbisi Tuğrul Şah?) bulunduğunu söyler (Turan, 1998: 477).
Tarihçi Feridun Emecen, “İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası” adlı değerli eserinin kaynakları arasında Tarihi Güzide ve Laonikos Khalkokondiles yoktur.
Kanaatimce Feridun Emecen, Amourios denilen zatın Hamid-oğulları Beyliğinin bânisi Hamid Bey olduğunun ve “İlk Osmanlılar”ın Söğüt ve Sakarya Nehri dolaylarına Eğirdir Gölü civarından gittiklerinin farkında değil.
Tarihteki kişi adlarına gelirsek, Menteşe, Uc Gâzîsi Mehmet Beyin Türklükten gelen adı olup, bu isim daha sonra çocukları arasında aile adı olarak kullanılmıştır.
Fuke ülkesi emîri Menteşe, Aydın Beydir ve onun H. 669’da zaptettiği Eski Tral (Tralleis) Barla’dır (Deguignes, 1976: 1155). Mesaliki’l-Ebsar, Dündar oğlu Hızır için Menteşe evlâdı der. 1300’lerden evvel Menteşe zikredilen yer, Şarkîkaraağaç ile Uluborlu arasındaki bölgedir.
Bu ve Hülâgu’nun fermanına göre Uc Gâzîsi Mehmet Beyin (Menteş-şah) 1260’lı yıllarda Ermenek, Alâ’iye, Beyşehir, Şarkîkaraağaç, Yalvaç ve Eğirdir bölgelerine hâkim olduğu anlaşılıyor.
“Mehmet Bey, Kaya Beye kıyı namında diyârı verdi” (Şikârî, 2005: 129) kaydına göre Mehmet Bey, Uc Gâzîsi Mehmet Bey, “kıyı” Eski Eğirdir Gölü sahili, Kaya Bey ise Ertuğrul Beyin atasıdır. Bu kayıt, 1260 yılı öncesine ait olmalıdır.
Tarihçi, “Ertuğrul Beyin atası, Fırat Nehrinde boğuldu” ifadesine bakarak, Ertuğrul Beyi, Halep civarına taşır. Ertuğrul Beyin atası Kaya Bey, büyük ihtimal Hoyran ve Eğirdir gölleri arasındaki derin ırmakta boğulmuş olmalıdır. Çünkü “fırat”, Arapça hızlı akan tatlı su manasınadır ve Kaya Bey, Eğirdir Gölü kıyısındadır. İdrîsî (1100-1166), Uluborlu Papa (Khelidonia: Kıbakıb: Kırlangıç) çayını, “fırat” kaydeder (el-İdrîsî, 2002: II, 809). Caber kalesindeki Türk Mezarı, 1086 yılında kendi canına kıyan Kutalmışoğlu Süleymanşah’a aittir.
O’nun iki mezarı vardır; iç organları Türk Mezarı’nda, na’şı ise Halep kalesi dışındadır. Türk Mezarı, kıyamete kadar O’na aittir ve hiçbir yere taşınamaz.
Neticeten Kaya, Ertuğrul ve Osman Beyler, Gelendost civarındadırlar ve önce Şeh Menteş veya Menteş-şah (Menteşe), bilâhare Hamid Bey (Amourios), oğlu İlyas Bey (Alès Amourios) ve İlyas Beyin oğlu Dündar Beye tâbi olmuşlardır (Turan, 1998: 613). Dündar Beyin 1324 yılında öldürülmesiyle Hamid-oğulları fetret dönemine girmiş olup, Menteşe, Aydın, Saruhan ve Osmanlı beylikleri müstakil kalmışlardır (Öztuna, 2005: 99-100).
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com
Kaynak ve Tetkik Eserler
Deguignes, Josef (1976): Büyük Türk Tarihi Cilt 4, Çev. Alpay, S.-Komisyon, Türk Kültür Yay.-İstanbul.
el-İdrisî (2002): Kitâbu Nüzheti’l-Müştâk fî İhtirâkî’l-Âfâk, I-II, Kahire
Emecen, M. Feridun (2012): İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, Timaş Yayınları-İstanbul.
Flemming, Barbara (2018): Geç Ortaçağ Döneminde Pamfilya, Pisidya ve Likya’nın Tarihî Coğrafyası, çev. H. Turan Bağçeci, TTK-Ankara.
İbn Bibi (2014): el-Evamirü’l-Ala’iye fi’l-Umuri’l-Ala’iye, Selçuknâme II, Çev. Öztürk, Mürsel, TTK-Ankara.
Kazvinî, Hamdullah Müstevfî (2018): Târihi Güzide, Ter. Mürsel Öztürk, Türk Tarih Kurumu, Ankara.
Khalkokondiles, Laonikos (2014): The Histories, 1. Bölüm, Çev. Kaldellis, Anthony, Londra.
Kinnamos, Ioannes (2001): Ioannes Kinnamos’un Historia’sı, Çev.: Işın Demirkent, Türk Tarih Kurumu-Ankara
Öztuna, Yılmaz (2005): Devletler ve Hânedanlar, Türkiye (1074-1990), Cilt 2,İlaveli 3. Baskı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı-Ankara.
Şikârî (2005): Karamannâme, Yay. Hazırlayanlar: Metin Sözen-Necdet Sakaoğlu, Karaman Valiliği-Karaman Belediyesi-İstanbul.
Togan, Zeki Velidî (1981). Umumî Türk Tarihine Giriş, 3. Baskı, Enderun Kitabevi, İstanbul.
Turan, Osman (1998): Selçuklular Zamanında Türkiye, 6. Baskı, Boğaziçi Yayınları-İstanbul.
Ramazan Topraklı 2 yıl önce
Adem Akyol 1 yıl önce
Kamil Ufuk BİLGİN 3 yıl önce