Emeklinin sosyal medya ile imtihanı

Emin Batur
Emin Batur
Emeklinin sosyal medya ile imtihanı
10-09-2024

EMEKLİNİN SOSYAL MEDYA İLE İMTİHANI

Yolda, işte, evde herkes sosyal medya ağzıyla konuşur oldu.

Bir yerde bir klişe bulan, doğruluğuna bakmadan kes-yapıştır usulü yayımlayıp, bozguncu tayfaya hizmet ediyor.

Gençler tecrübesiz oldukları için ‘Olabilir… Gençtir, tecrübesizdir!’ diyeceğimiz birçok fahiş hataya bakıyorum da tecrübenin son noktasına gelmiş emekliler de düşebiliyor.

Seçim öncesi, Muhalefetin elinde manivela kolu görevi yapan emekli maaşı muhabbeti hızı düşmekle beraber hala devam ediyor.

Kim tarafından hazırlandığı belli olmayan klişeler elden ele dolaşıyor.

NEYMİŞ!..

2016’da asgari ücret 1.000 TL iken emekli maaşı 1.663 TL imiş.

Halbuki öyle bir şey yok.

Bunu öğrenmek için fazla araştırma yapmaya da gerek yok. Günümüzde iki tuşla ulaşacağınız bilgilerdir bunlar. Ben de öyle yaptım.

Meğerse;

2016 yılında emekli maaşı, asgari ücretin yüzde 66 fazlası değil tam aksine o yıllarda da asgari ücretin altındaydı. Az-çok ama altında…

Yine;

2012 yılında bir emekli maaşı ile 8 çeyrek altın alabiliyormuş.

İnternete girdim baktım yok öyle bir şey; 4 çeyrek altın alabiliyordu.

PEKİ ŞİMDİ…

Şimdi de en düşük emekli maaşı 12.500 TL, bir çeyrek altın 4.463 TL…

Yani yaklaşık 3 çeyrek altın alınabiliyor. Yaklaşık yüzde 25 kayıp var.

OLMASIN MI?

Tabir caizse;

2012’den bu yana ülkemizin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi.

Buna rağmen bırakın yüzde 25-30’luk kaybı, zamanında maaşımızı alabiliyorsak ne mutlu bize…

NE OLDU Kİ?

Hepsini saymam mümkün değil!..

Ama şunu söyleyebilirim. Her şeyin rayına oturduğu bir zamanda iç ve dış güçlerin büyük hamlelerle üstümüze gelmesi sonucunda aldığımız maaşlardaki fark açıldı.

Bunlar;

Suriye’de savaşın başlaması ile gelen sığınmacılar,

MİT müsteşarının tutuklanmak istenmesi ve MİT TIR’larının jandarma tarafından durdurularak, aranmak istenmesi ile oluşan iç kaos…

Gezi Parkı Olayları,

Hendek ve Kobani Olayları,

15 Temmuz hain kalkışması,

2018 dolar kuru üzerinden yapılan saldırı,

Korona- Pandemi dönemi,

EYT (Erken Yaşta Emeklilik)

Ve nihayet;

Çağımızın en büyük depremi ile şehirlerimizde meydana gelen yıkım

Bu vetirede (süreç içinde) PKK ile yapılan düşük yoğunluklu savaşı saymıyorum.

(‘düşük yoğunluklu’ diyorum ama aslında bizim PKK ile savaşımız Rusya’nın Ukrayna ile savaşı gibidir.

Paydaşları ve güç dengesi bakımından hemen hemen bizimle aynı olan bu savaşın yıkımını..yeraltı ve yerüstü zenginliği olan ve aynı zamanda süper güç olan Rusya bile karşılayamıyor İran’dan füze desteği almak zorunda kalıyor)

AK PARTİ HÜKUMETİ OLMASAYDI!..

Eğer başımızda R. Tayyip Erdoğan gibi bir lider ve AK Parti hükumeti olmasaydı;

2012 yılından bugüne kadar gelen bu kadar felaketin altından kalkabilecek başka bir lider ve hükumet olamazdı.

Eğer başka bir lider ve hükumet olsaydı, bugün konuşacağımız en son mevzu emekli maaşları olurdu.

ECEVİT…

Nitekim;

1999 yılında Ecevit hükumeti, 6 Şubat depreminin onda bir kadar yıkımı olan Gölcük depremi ile karşı karşıya kalmıştı da bırakın maaşa zam yapmayı maaşları bile ödeyememişti. 

ALMANYA…

Almanya gibi dünyanın en güçlü ekonomisi bile sadece Korona belası karşısında “pes” etti.

Bugün ekonomisi resesyona girmiş vaziyette.

Şükürler olsun ki, biz;

Yaşadığımız bu kadar felaket ve badireye rağmen 16 çeyrektir büyümeye devam ediyoruz.

EMEKLİNİN GENEL NÜFUSA ORANI…

Bu arada;

Ülkemizi sarsacak felaketlerin yanında, maaş dengesini bozacak başka bir olumsuz gelişme oldu.

Yani;

Emeklinin daha düşük maaş almasının başka bir nedeni daha var.

2002 yılında emekli sayımız 5 milyon 888 bin 418 idi.

Nüfusumuz ise 65 milyon 022 bin 300…

Yani emeklinin toplam nüfusa oranı 0.09Yüzde 1 bile değil.

Şimdi ise 15 milyon 351 bin 511 kişi emekliye karşılık nüfusumuz 85 milyon 279 bin 553

Bu durumda;

Emeklinin toplam nüfusa oranı 0.18Yüzde 1.8…

Yani emekli sayısının toplam nüfusumuza olan oranı tam iki kat artmış bulunuyor.

Bunun çalışan-emekli oranı ile makasın açılması gibi başka ölçüleri daha var ama ona girmiyorum.

HER ŞEY YOLUNDA GİTSE BİLE!..

Yani;

Depremler... Seller... Savaşlar... Yangınlar... 15 Temmuz kalkışması... Gezi Parkı vs. olmasaydı bile sadece emekli sayısının toplam nüfusa göre 2 kat artması demek emekli maaşının alım gücünün yarı yarıya düşmesi demek olurdu.

Bu durumda en düşük emekli maaşı ile bugün yaklaşık 3 çeyrek altın değil 2 çeyrek almış olsa bile hak kaybına uğramış olmazdı.

(Bu rakamlara annesine bakanın aldığı maaş… Çocuğuna bakanın aldığı maaş, 65 yaş maaşı ayrıca sosyal destek vs. alanlar dahil değil. Onları da dahil etsek rakam 20 milyonu geçer. Aslında onları da dahil etmek lazım çünkü AK Parti öncesi böyle bir ödeme -maaş- şekli falan yoktu.)

NETİCE-İ KELAM…

Sosyal medya aracılığıyla Emekli maaşları üzerinden Cumhurbaşkanımız ve AK Parti hükumeti yıpratılmaya çalışılıyor. İyi niyetli bazı emekliler de buna alet oluyor.

Ama eğer;

Bu iktidar değişirse gelecek olan DEM parti destekli CHP iktidarından başkası olmayacağını söylemeye gerek yok. Nitekim belediye seçimlerinde bunu gördük.

CHP iktidarında da hem geçmişte hem de şimdi kazandıkları belediyelerde neler yaptıklarını görüyoruz. “Emekliye Pazar desteği vereceğiz” demişlerdi.

Verdiler mi?

Yok!

Bedava” vereceklerini vadettikleri birçok sözü, seçildikten sonra yerine getirmediklerini,

Bunun tam aksine;

Ekmek... Su... Ulaşım... vs. gibi temel hizmetlere zam üstüne zam yaptıklarını görüyoruz.

Bu arada;

Çarpışan veya durup dururken yanan belediye otobüslerini, yapımı devam eden ve trafiği rahatlatacak önemli bir tünelin olduğu gibi kaderine terk edilmesini, iptal edilen ve yapılmayan arıtma tesislerini, hastaneye gidecek basit bir köprülü yolu bile yapmadıklarını…

Yani bu ve benzeri hiçbir hizmet yapmadıkları da cabası…

Bu arada emekliler;

Maaşlarının daha yüksek olması için mücadele etmesinler mi?

Tabii ki, edecekler!

Ama bu mücadeleyi, yalan-yanlış bilgiler üzerinden yapmalarını doğru bulmuyorum.

Sonra;

Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oluruz.

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

.

Emin Batur
Emin Batur

1959 Mardin...

1982 yılında İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesinin İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdi.

Serbest piyasada mühendis olarak bir müddet çalıştı. Kiptaş Genel Müdür Yardımcılığı yaptı ve aynı müessesede danışman olarak çalıştı. Şu anda serbest mühendis olarak çalışmalarını sürdürüyor.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?