Düyûn-ı Umûmiye’den McKinsey’e Türkiye’nin borçlanma ve borçlardan kurtulma mücadelesi!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Düyûn-ı Umûmiye’den McKinsey’e Türkiye’nin borçlanma ve borçlardan kurtulma mücadelesi!
02-10-2018

Öncelikle II. Abdülhamid’e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın benzetilmesinin ne kadar yanlış olduğunu belirtmek isterim. 

Temennim; kaderleri benzemesin.

Türkiye’nin, McKinsey’den danışmanlık hizmeti alınacağı açıklanır açıklanmaz Düyûn-ı Umûmiye’den dem vuruldu. 

Benzer süreç yüz yıl önce yaşanmıştı. 

Düyun-u Umumiye’yi, Kıbrıs adasını bir kurşun dahi atmadan İngilizlere tahsis eden II. Abdülhamid20 Aralık 1881’de kurmuştu.

Amaç devletin borçlarını ödeyebilecek sömürge sisteminin oluşturulmasıydı.

Neden buna gerek duyulmuştu?

1881-1939 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun dış borçlarını denetlenmesi için borç veren devletlerin girişimi ve “Cennet mekân uluhakan!” Abdülhamid’in onayıyla Cihanşümul Osmanlı İmparatorluğu’nun maliyesine Düyun-u Umumiye adıyla kurulan denetleme organı el koymuştu.

“Genel Borçlar” anlamına gelen Düyun-u Umumiye, kurulduğu yıldan itibaren, Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik ve mali yaşamı üzerinde etkin bir rol üstlendi. 

Düyun-ı Umumiye idaresi:

Düyun-ı Umumiye-i Osmaniye Meclisi İdaresi, 7 üyeden oluştu. 

Bu üyelerden birisini İngiliz ve Hollandalı alacaklılar, birisini Fransız alacaklılar, birisini Alman alacaklılar, birisini İtalyan, birisini Osmanlılar ve öncelikli alacaklılar için de bir temsilci ayrıldı. 

Üyelik süresi 5 yıldı. 

Üyeler yılda 2 BİN İngiliz lirası maaş alıyorlardı. 

"Şanlı tarih" hastalığının müptelası siyasal İslamcıların göz ardı ettikleri neydi biliyor musunuz? 

Kurtuluş Savaşı’nı bir kuruş borç almadan zafere ulaştıran TBMM hükumetiLozan barış masasına oturduğu zaman imparatorluğa ait borçlarla karşılaştı. 

İslam Halifesi padişahların saray yaptırmak için aldıkları borçlar, milli mücadeleyi gerçekleştiren ve İngiliz emperyalizmini bu coğrafyadan söküp atan Ankara hükümetine monte edilmişti. 

Konferansta borçlar konusunda uzun tartışmalar yaşandı. 

Türk müzakerecilerin diretmesiyle Osmanlı genel borçlarının 1912-1913 Balkan Savaşı sonunda imparatorluk topraklarından pay alan Balkan devletleriyle Lozan Anlaşması’nın sonucu olarak Asya’da meydana gelen yeni devletler arasında bölüşülmesi sağlandı. 

Bu formülle, emperyalizmin bizden kopardığı topraklar üzerinde kurduğu kukla devletciklerin borçlarını da Ankara’ya ödetmek istemesinin önüne geçildi. 

Böylece Osmanlı İmparatorluğu’nun borçları onun mirasına oturan bütün devletlere bir oran içinde bölünmüştü. 

1933 yılında Osmanlı borçları yeniden gözden geçirildi ve Türkiye’ye düşen hisse, ayrı bir borç haline getirildi. 

Bu borç için ayrı tahvillerin çıkarılması kabul edildi ve 8 milyon 573 bin 343 altın lira olarak tespit edildi. 

Bundan sonra T.C. hükümetleri, Osmanlı borçlarını her yıl düzenli bir şekilde ödemeye devam etti. 

Yoksul Türk milleti; vatan savunmasında kanını döktüğü canını verdiği yetmezmiş gibi Padişahların keyfi harcamalarının ceremesini çekti.

Erken ödemelerle ve satın almalarla 24 kalemdeki Osmanlı borçlarını 1944’ten sonra 10 yıllık dönemde, 25 Mayıs 1954 tarihinde büsbütün kapandı. 

Böylece genç Türkiye19241928 ve 1933 tarihlerinde kabul ettiği ilkeleri uygulayıp; verilen süreden 29 yıl önce ödemeleri tamamladı,

İtalya 1926’da, Filistin 1928’de, Suriye ve Lübnan 1933’te, Irak 1934’te, Ürdün ve Maan 1945’te, Yugoslavya 1958-1960’te, Bulgaristan 1955’te borçlarını ödeyip hesaplarını kapattı. 

Buna karşılık YunanistanSuudi Arabistan (Hicaz, Necit, Asir) Arnavutluk ve Yemen devletleri borçlarından hiçbir ödemede bulunmadılar. 

Şimdi de bürokratların lüks harcamaları, araç tahsisleri ve akla hayale gelmeyen makam harcamaları için yaptıkları savurganlığın bedeli yine halka ödetilmek isteniliyor. 

Muhafazakâr politikacıların dillerinden düşürmedikleri Necip Fazıl gibi, "Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak” demek istiyorum.

Ve dahi demek istiyorum ki;

“Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan! /
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan! /
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul; /
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul./
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa; /
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa! ”

KÜRESEL FİNANS SÖMÜRÜ SİSTEMİNİN MALİ DENETÇİSİ MCKİNSEY...

McKinsey 1926’da James McKinsey tarafından Chicago’da kurulan ve merkezi New York’ta bulunan dünyanın ilk yönetim danışmanlığı şirketi. 

İstanbul ve Ankara dahil toplamda 44 farklı ülkede 83 ofisi olan firma, 10 binin üzerinde çalışanı ve 3 milyar dolarlık bir ciroya sahip.

McKinsey & Company; önde gelen işletmelere, kamu kuruluşlarına, sivil toplum kuruluşlarına ve kar amacı gütmeyen kuruluşlara hizmet veren global bir yönetim danışmanlığı firması. 

Yani küresel finans sömürü sisteminin mali denetçisi. 

McKinsey, 9000’den fazla danışma ve yaklaşık 2000 araştırma ve bilgi profesyonelinden oluşuyor. 

60’tan fazla ülkede ofisİ, bu ofislerde 130 dilden çalışanı var.

Çalışanların etnik kökenlerine bakıldığında 100’den fazla ulustan personeli olduğu görülebilir. 

Adamlar hiç bir kıtayı, ülkeyi ıskalamak istemiyor.

McKinsey İstanbul Ofisi, 1995 yılında Türkiye’de faaliyet gösteren ilk, üst düzey yönetim danışmanlığı şirketi özelliğine sahip. 

Şirketin kendi internet sayfasında yer alan referans işlerine bakılırsa McKinsey, 1995’te İstanbul Ofisi’ni açmadan önceki dönemde, 1980’lerin ortasında, Türkiye’nin Avrupa Birliği başvurusunu şekillendirmesine yardımcı olmuş. 

Türkiye’nin Avrupa Birliği macerası göz önünde bulundurulacak olursa pek de işin ehli oldukları söylenemez. 

Muhalefet sözcülerinin eleştirisine göre McKinsey ile çalışmak kararı Türk hazinesine kayyım atamak gibi bir şey. 

Hatta “Orduda bir kozmik oda sorunu yaşanmıştı, şimdi de Türk maliyesinde bir kozmik oda vakası yaşanmak üzere.”

McKinsey, Amerikan yönetiminin isteği üzerine; 2005 Irak Anayasası ilk taslağını hazırlamıştı.

Irak’ın geldiği mevcut durumda, bu garip anayasanın da rolü olmadığını kim söyleyebilir? 

Son söz Ziya Paşa'dan;

“Âyînesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc39

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?