Deprem neden bu kadar yıkıcıydı? Akkuyu Nükleer Santral ne durumda? Seçim ertelenir mi?

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Deprem neden bu kadar yıkıcıydı? Akkuyu Nükleer Santral ne durumda? Seçim ertelenir mi?
08-02-2023

İnsan etkinliklerinin yapay depremler ortaya çıkarabildiği biliniyor. Dünyada bu konuda en geniş kapsamlı araştırmaları yapan İnsan Kaynaklı Deprem Veritabanı'nın, 4 Ekim 2017 tarihli raporuna göre, son 150 yılda yaklaşık 730 farklı bölgede insan kaynaklı depremler meydana geldi.

İnsan kaynaklı depremlerin en önemli nedenlerinin başında madencilik faaliyetleri ve barajlar geliyor. Bu depremlerin yüzde 37'si madencilik çalışmaları nedeniyle, yüzde 23'ü ise barajlarda sıkışan suyun oluşturduğu basınçtan kaynaklanıyor.

Bir diğer yaygın tetikleyici ise hidrolik kırma gibi petrol ve gaz çıkarma yöntemleri. Ayrıca insan parmağının değdiği deprem sebeblerine, düşük frekanslı elektromanyetik ışınımla yüksek enerji nakli tekniğinin kullanıldığı Haarp silahını eklemek gerekiyor.

Son depremde, korkunç bilançoyu ortaya çıkaran etkenlerin en önemlisi mevcut fay hatları ve bu fay hatlarının tetikle(n)diği olmakla birlikte ölü ve yaralı sayısının artmasının sebepleri daha çok insan ihmallerinden kaynaklı. Onun için “deprem öldürmez bina öldürür” deniliyor. Thomas Hobbes ne kadar da haklı, "Homo homini lupus est /İnsan, insanın kurdudur."

Deprem yönetmeliği kapsamındaki projelere uygun binaların inşa edilmemesi, malzemeden çalınması ve yapılan binaların yetkili merciler tarafından yönetmeliklerde belirtilen kriterler çerçevesinde denetlenmemesi vs. vs.

Ülke, bir deprem ülkesi bundan sonra da depremler olacak! Coğrafya kaderimizdir. Deprem gerçeği ile yüzleşmeliyiz. Lafa gelince herkes bunu söylüyor. Gündelik hayatımızda deprem gerçeğini unutmamak gerekiyor ama imar konusu maalesef müteahhitlerin insafına bırakıldı. “Kentsel dönüşüm”, deprem konusunda bir fırsattı ama bu proje de yine müteahhit ve mülk sahibinin insafına bırakıldı.

Amerikalı ve İngiliz deprem bilimciler yıllardır Türkiye'yi izliyor…

Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde meydana gelen deprem, Suriye dahil, hat boyunca en az 10 ilde yıkıma yol açtı. Sismologlara göre Doğu Anadolu Fay hattı, 20. yüzyıl boyunca çok az sayıda büyük denilebilecek sismik aktivite gösterdi. İngiliz Jeolojik Araştırmalar Kurumu'ndan Roger Musson, sismometreler tarafından Türkiye'deki fay hareketliliğinin kaydedildiğini söylüyor.

Roger Musson, "Şu anda gördüğümüz şey, aktivitenin komşu faylara yayıldığıdır" diyor ve şu uyarıyı yapıyor: "Sismisitenin bir süre daha devam etmesini bekliyoruz." Sismologlara göre 1822'deki ölümcül depremin ardından artçı sarsıntılar bir sonraki yıl da devam etti.

Roger Musson, Türkiye'deki deprem için ayrıca şu değerlendirmeyi yapıyor: "Bu hiç de iç açıcı değil. Binlerce yaşamını yitiren, hatta onbinlerce de olabilir."

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu'na göre 1970'ten bu yana bölgede Richter Ölçeği'ne göre 6.0'nın üzerinde sadece üç deprem kaydedildi. Ancak 1822'de 7.0 şiddetindeki bir depremin bölgeyi vurduğu ve yaklaşık 20 bin kişinin ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor.

University College London Risk ve Afet Azaltma Enstitüsü Başkanı Joanna Faure Walker'a göre, 2016 yılında İtalya'nın merkezini vuran ve yaklaşık 300 kişinin ölümüne neden olan 6.2 büyüklüğündeki depremle karşılaştırıldığında, Türkiye depremi 250 kat daha fazla enerji açığa çıkardı. Bu rakamlar, yaşadığımız felaketin boyutunu ortaya koyuyor.

2013-2022 yılları arasında meydana gelen en ölümcül depremlerden sadece ikisi Türkiye'de 6 Şubat'ta yaşanan depremle aynı büyüklükteydi. Sismologlar Doğu Anadolu Fay hattını bir "çarpma-kayma" fay hattı olarak tanımlıyor.

Akkuyu Nükleer Santrali ne durumda?

Deprem bölgesine mücavir Türk-Rus işbirliğinde inşa edilen Akkuyu Nükleer Santralinin durumu merak konusuydu. Yapılan açıklamalara bakılırsa nükleer santral inşa alanında olumsuz bir durum söz konusu değil. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, yapım aşamasında olan Akkuyu NGS'nin depremden etkilenmediğini bildirdi.

Nitekim Rus Rosatom Şirketinin iştiraki, Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdürü Anastasia Zoteeva: “Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan deprem, Akkuyu NGS sahasının bulunduğu bölgede yaklaşık 3 şiddetinde hissedilmiştir. Uzmanlarımız sahamızda bulunan bina, ekipman ve vinçlerde bir hasar tespit etmemiştir. Sahada inşaat ve montaj çalışmaları devam etmektedir" diyor.

Ben kendisine inanıyorum. Çünkü bu günleri önceden öngörmüş ki, " güvenliğinin sağlanmaması", "gecikme" ve "usulsüzlük" gerekçeleriyle bir Türk müteahhitlik firmasına fesih ihtarnamesi gönderdiği ortaya çıkmıştı.

Baştan belirteyim, tespitlerim, “Rus sevicilik” falan gibi görülmesin. Hak var izan var. Akkuyu oradaysa yerle bir olan Hatay, Kahramanmaraş, Urfa, Adana da orada. İktidar sevici müteahhitlik firmalarının yaptıkları hastaneler, yollar sapır sapır yıkılıp dökülmedi mi?

Demek ki Ruslar, işlerini temiz yapıyor, sağlam yapıyor. Bizim müteahhitlere verilseydi kim bilir ne olurdu? Ne olacak; yerle bir olurdu? Çünkü yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır.

Anastasia Zoteeva depremin yaralarını sarıyor…

Akkuyu Nükleer’in acil durum birimleri olan Mobilizasyon Birimi ile Sivil Savunma ve Acil Durum Koruması Birimleri, Türkiye’deki acil durum merkezi AFAD ile iş birliği  içindeler. deprem sonrası, yardım için bölgeye ekipman ve personel gönderiyorlar.

Olağanüstü Hâl İlanı ve Sonuçları…

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin deprem krizini iyi yönetemediğini iddia edenler, askeri birliklerin deprem bölgesine sevk edilmesini bir çözüm önerisi olarak sundu.

Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rizeli hemşehrisi Mehmet Yılmaz'ın genel başkanı olduğu “Vatanını Sevenler Federasyonu”, “Türk Silahlı Kuvvetlerine Çağrı” yayınladı. Çağrı metnini aşağıya alıntılamamın arkaik nedenleri üzerinizde düşünmenizi öneriyorum. Metnin tahlili, dünkü yazım kapsamında birlikte ele alınırsa ne ima etmek istediğim belki idrak edilebilir.

"TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ'NE ÇAĞRI

Ülkemizde dün sabah saat 04.17'de merkez üssü Pazarcık'ta 7.7 ve saat 13.24'te merkez üssü Elbistan'da 7.6 iki büyük deprem meydana gelmiş yaklaşık ondan fazla ide ve iki yüze yakın ilçede 13 milyon yurttaşımız bu depremlerden etkilenmiştir.

Açıklanan resmi rakamlara göre 3.500 yakın can kaybı ve 20.000 üzerinde yaralı olduğu söylenmektedir. 83 milyon yurttaş gibi depremin olduğu andan ibaren büyük bir üzüntüyle bir yandan yapabileceklerimizi yapmaya çalışırken diğer yandan da yapılan çalışmaları takip etmekteyiz. Geçen bu süre zarfında bilhassa Adıyaman ve Hatay ili ve ilçelerinden enkaz altında yakınlarımız var soğukta açıktayız, açız yardıma gelen kimse yok çağrıları almaktayız.

Bu süre zarfında TSK'dan yapılan açıklamalarda 3.500 Mehmetçiğimizin deprem bölgelerine müdahale ettiğini dünden beri şaşkınlıkla seyrediyoruz. TSK'nin yüzlerce helikopteri, onlarca nakliye uçağı, binlerce arazi aracı, yüzbinlerce Mehmetçiği, yüzlerce sağlık elemanı, onlarca sahra hastaneleri, ekmek aş üretecek mobil takım donanımları varken ve ülkemiz sınırlan içinde bir afet yaşanıyorken bu kadar cüz'i bir müdahalede bulunması akıl alabilecek bir durum değildir. Buradan TSK'ne çağrıda bulunuyorum.

Türk milletinin bağrından doğmuş Türk Silah Kuvvetleri Türk Milletinin yanında bugün olmayacak da ne zaman olacak!"

Bu çağrı metnini, iktidarın depremin yol açtığı faturayı TSK ile paylaşma refleksi olarak görmek mümkün olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığına yakın bir STK aracılığı ile oldu-bittiyle  Olağanüstü Hâl ilan ettirilmesine bir gerekçe hazırlamak gibi de ele alınması mümkün.

Kendisi ile telefon görüşmesinde bulunduğum Vatanını Sevenler Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Yılmaz, bu çağrının yayınlanmasının ardından dört saat sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Olağanüstü Hâl ilan etmesinin yerinde bir karar olduğunu belirtmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Bilgi Koordinasyon Merkezinde Kahramanmaraş merkezli depreme ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Depremin yaşandığı 10 ilimizi, genel hayata etkili afet bölgesi olarak ilan ediyoruz. Arama-kurtarma faaliyetlerinin ve sonrasındaki çalışmaların süratle yürütülebilmesini temin için, Anayasa’nın 119’uncu maddesinin bize verdiği yetkiye dayanarak Olağanüstü Hâl ilan etme kararı aldık. Deprem yaşanan 10 ilimizi kapsayacak ve üç ay sürecek bu kararla ilgili Cumhurbaşkanlığı ve Meclis süreçlerini hızla tamamlayacağız” denilmişti.

Sonrasında ise Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı birlikleri, deprem mahalline sevk ettiği bilgisi medyada yer aldı. TSK 2. Ordu Komutanlığı'na bağlı tüm komando tugaylarının, deprem bölgelerine sevk edilmesine karar verildi.

Ancak bir derin kulak dostum, şöyle bir soru yöneltti; "-İkinci Orduya bağlı askeri birliklerin deprem mahalline gönderilmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Olağanüstü Hâl İlanı öncesinde mi sonrasında mı?"

Ben, İkinci Ordu’ya bağlı askeri birliklerin, deprem bölgesinde görevlendirildiği haberlerinin medyaya düşüş saati ile Olağanüstü Hâl İlanının medyaya servis edilmesi arasında iki saatten fazla bir süre olduğunu gördüm. TSK, Olağanüstü Hâl İlanından önce çoktan karar vermiş, yola çıkmış.

Neyse ne?

Olağanüstü Hâl İlanı varsa yakında seçim olmayabilir” yorumlarını ne yapacağız?

Sakın kimse çıkıp “Olağanüstü Hâl ilan edildi mi, ilan ettirildi migibi polemiğe kalkışmasın? Anlaşılan 14 Mayıs'ta seçim falan yok. Çünkü Türkiye'nin bu süreçte, seçim fantezisine ayıracak gücü kuvveti yok.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

https://vsf.org.tr/

https://www.tccb.gov.tr/

https://www.bbc.com/turkce/haberler-41485788

https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/yapay-depremler-ve-sebepleri

https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/0602202322

https://www.bursadabugun.com/yazarlar/atilla-sagim-131/deprem-vurdu-cehalet-yikti-30992.html

https://tr.euronews.com/2023/02/07/sismologlar-turkiye-depremini-nasil-yorumluyor-deprem-neden-bu-kadar-yikiciydi

https://www.gazeteduvar.com.tr/rus-genel-mudur-erdogani-kizdirdi-iddiasi-ortalik-buz-kesti-haber-1577908

https://sputniknews.com.tr/20230207/2-orduya-bagli-tum-tugaylar-deprem-bolgelerine-sevk-ediliyor-1066693868.html

https://www.dikgazete.com/yazi/teror-bahanesiyle-konsolosluklarin-kapatilmasi-ve-ardindan-deprem-rastlanti-mi-5298.html

https://www.aa.com.tr/tr/teyithatti/aktuel/akkuyu-nukleer-guc-santralinin-depremde-zarar-gordugu-iddiasi-/1815317

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
mustafa ay 2 yıl önce
sevgili dostum,
açıkçası bende ohal bekliyordum secimden önce. hatta ohal esnasında seçime gidileceğini düşünüyordum.. 3 ay kalan seçim ertelenebilir bana göre de. 2023'ün en önemli seçimini tüm dünya bekliyor. biraz daha beklerler. umarım bu kötü günleri hızlıca atlatırız. devletimiz güçlüdür, atlatacağız inşallah ve tüm canlarımızı kurtaracağız inşallah. dualarımız oradaki tüm insanımızla beraberdir.
Gamze 2 yıl önce
Köy yanarken orospu saçını tararmış