Covid-19'u yok eden antibakteriyel antiviral ürün, kendirden kanser ilacı, çelikten güçlü zırh yaptı!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Covid-19'u yok eden antibakteriyel antiviral ürün, kendirden kanser ilacı, çelikten güçlü zırh yaptı!
10-04-2020

Orhan Şaik Gökyay'ın 'Bu vatan kimin?' şiiri, bir sitem olduğu kadar şehit kanları ile yıkanmış bu vatan topraklarını karşılıksız sevenlerin haykırışını seslendirir.

Salgın hastalık koronavirüs, tüm toplumu esir aldı. Sabah akşam televizyon ekranlarından beynimiz yıkanıyor. İnsanlar paranoyak oldu. Neredeyse kıyamete şartlandırıldık.  

Konuşanların her biri alleme-i cihan. Tüm bildikleri tercüme; yani telif bir çalışması olan yok. “Falan ülke şöyle yaptı filan ülke böyle yaptı”dan öte birşey bilmiyorlar. Ama iktidar nezdinde itibar gördükleri kesin. 

Sağlık Bakanlığı’na yedi yirmidört temenna çakıyorlar. Sanki kadrolu goygoycular. Selam veren de selam alan da memnun bu işten.

Tam bir 'körler sağırlar birbirini ağırlar' ortaoyunu.

Yetkililer de Çin’den, Maçin’den getirilen kitlerden, bir türlü dağıtılamayan maskelerden söz ediyor, her akşam koronavirüsten ölenlerin toplam sayısını açıklamakla yetiniyor. 

Pek muhterem Sağlık Bakanı Dr. Fahreddin Koca beyefendiye bir soru!

Ey Sağlık Bakanımız, güvenlik güçleri, toplu taşım araçlarına binenlere, kalabalık ortamlara maske takmadan girenlere, cezai işlem uyguluyor. 

Madem maske takmak, salgın hastalıkla mücadelede bu kadar önemli de neden siz kamuoyu karşısına maskesiz çıkıyorsunuz? 

Burnunuz dibine kadar yanaşan maskeli danışmanınıza fısıldayarak "Fazla yaklaşma" diyorsunuz da siz neden maske kullanmıyorsunuz? 

Eğer "image maker"iniz size "Sayın Bakanım, maske takmanızı halkımız zaafiyet olarak algılayabilir. Sağlık Bakanı olarak sizin sağlıklı ve güçlü görünmeniz gerekir” diyorsa kusura bakmayın sizi yanlış yönlendiriyor. 

Neden mi? 

Çünkü halkımız rolmodel görmek ister. Nasreddin Hoca, bu milletin taht el şuuruna "ele verir telkini kendi yutar salkımı" anlayışını zerk etmiştir.

Bence dikkate alın derim. Yoksa “Türk insanının maskeli balo ile sınavı” gibi anlaşılır.

Yeri gelmişken; 

"Bir gün Bayburt’a senfoni orkestrası gelir.

Tüm Bayburt halkı bu konseri izlemek için davetlidir. Konseri merak eden Bayburtlular salonu hınca hınç doldurur. 

Konser sonunda bir gazeteci, Bayburtlu bir vatandaşa senfoni konserini nasıl bulduğunu sorar. 

Bayburtlu cevap verir: "Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi"

Kıssadan hisse. 

Birşeyler eksik birşeyler yanlış ama ne? 

Bir Allah’ın kulu çıkıp da "yahu  madem bu kadar başarılısınız da Koronavirüsü tedavi edecek tıbbi yöntem öneren ve yerli milli ilaç bulduğunu söyleyen bilim insanlarını neden bir araya getirmiyorsunuz? 

Neden onlara fırsat vermiyorsunuz? Eğer söyledikleri yalansa, kamuoyunu yanlış bilgilendiriyorlarsa neden cezalandırmıyorsunuz?” diye sormaz!

Abdurrahman Dilipak yazdı, Sağlık Bakanı görmedi! 

O kadar da değil. Allah var, Abdurrahman Dilipak, Koronavirüs için Türkiye'de çeşitli tedavilerin geliştirildiğini  yazdı, yetkililerin dikkatini çekmeye çalıştı. 

Dilipak yazısında, "Mesela, bizim Hekimzade, Muammer Yıldız’ın da bir sisleme yöntemi var. 

Ayrıca Yalçın Koçak’ta, kekikten elde edilen bir buhur sistemi var.

Kayseri’de Prof. Dr. Abdullah Çoban’ın geliştirdiği bir serum var bu Koronavirüs için” ifadelerini kullandı.

Dilipak yazısında; aşı için ABD, İngiltere, İsviçre'nin onayını beklememek gerektiğini belirterek, "Kılavuzu karga olanın burnu pislikten çıkmaz. Ya hu Amerikalılar, batılılar bile, bizim batıcılar kadar Amerikancı-Batıcı değiller. Bunlar batıya iman etmiş sanki!" demişti. *

Şimdiye kadar bir dönüş olsa Dilipak mutlaka belirtirdi.

Demek ki bakanlık bürokratları, allem-kallem etmişler, Dilipak'ın yazdıklarını küllendirmişler. 

Abdurrahman Dilipak” deyip geçmeyin. Merhum Aytunç Altındal’ın yol arkadaşlarından. “Üçler Yediler Kırklar”ın el verdiklerinden. 

FETÖ’cülerin korkulu rüyası Kayseri’de Prof. Dr. Abdullah Çoban var…

Abdurrahman Dilipak'ın koronavirüs tedavisi için serum bulduğunu açıkladığı Prof, Dr. Abdullah Çoban, 22 Eylül1951 Sivas Gemerek doğumlu.

1975 İstanbul Üniversitesi-Kimya Mühendisliği mezunu. Kayseri Erciyes Üniversitesi'nden emekli. FETÖ’cülerin korkulu rüyası. 

Covid-19 serumu bulmasına rağmen eğer buluşu örtbas ediliyor, halkın hizmetine sunulmuyorsa daha önceden kendisi ile uğraşan kripto FETÖ’cülerin bu işte de parmağı vardır. 

Laf olsun diye yazmadım. Çünkü hoca, 15 Temmuz öncesi Sivas'ın Gemerek ilçesinde, ürettiği yerli tohumlarla gündeme gelen Prof. Dr. Abdullah Çoban, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından bilimsel çalışmaları nedeniyle gözaltına alınmıştı. **

“İntihal” yani bilgi hırsızlarını affetmiyor…

Ta 2003’te, bazı çakma akademisyenler tarafından hazırlanan kimyasal maddelerle ilgili bir makalenin intihal olduğunu ortaya çıkardı. 

Erciyes Üniversitesi (EÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Fizikokimya Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdullah Çoban, FETÖ’cülerin üniversitelerde yabancı bilimsel makalelerden alıntı yapılarak yeni bir çalışmaymış gibi yayınlamanın doğal hale getirilmeye çalıştığını savunarak, "YÖK bilimsel hırsızlık yapanları koruyor" demişti. 

Prof. Dr. Çoban, köpürtülmüş çakma akademisyenlerin, yabancı bazı bilimsel makalelerden kaynak göstermeden alıntı yaptıklarını, yayın çoğaltmak amacıyla birbirlerinin çalışmalarına isimlerini koydukları, eski yayınları isim değiştirerek yayınladıklarını gündeme taşımıştı. 

Bu hırsız takımı ne yapmıştı? 

Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nde görev yapan Moldova asıllı Prof. Dr. Anatoli Dimoglo'nun yayınladığı bazı bilimsel makalelere ortak çalışmalarıymış gibi adlarının konulmasını sağladılar.

Birbirlerinin makalelerine ortak çalışmaları olmamasına rağmen yayın çoğaltmak amacıyla isimlerini koydular. Bu sayede de doçent ve profesör oldular. ***

Hocanın bilimsel çalışmalarını, yayınlarını, yönettiği projeleri, sempozyumlarda sunduğu bildirileri, icatları, keşifleri yazmaya bu satırlar kifayetsiz kalır. 

Hoca bir umman, anlatılanlar ise deryadan bir katre. 

Hem simyacı hem kimyacı Prof. Dr. Abdullah Çoban’ın icat ve keşiflerinden bazıları...

Kömür tozu kullanarak bitkinin ihtiyacı olan besin maddelerini ekleyerek toprakla buluşturmayı başaran Prof. Dr. Abdullah Çoban, tarlasında yaptığı denemelerde piyasadaki gübrelerle yakalanamayacak başarılı bir grafik yakaladı. 

Kağıt atıklarından benzin üreten, eurodizel ayarında mazot üretti, yakıt tasarruf cihazı ve mısır püskülünden altın madenini zenginleştirdi. 

Bir çok hastaya bitkisel ilaçlar hazırladı. 

Bademcikten ameliyat olmaya son veren bitkisel bademcik ilacı geliştirdi. 

Guatrdan ameliyatı gereksiz kılan, bitkisel ve kesin çözümler buldu. 

Romatizma ilacı, vücut kokusu giderici ve mantar ilacı yaptı.

Hepsi de bitkisel ve içerisinde kimyasal hiçbir madde bulunmuyor. ****

Sivas'ın Gemerek ilçesinde yaşayan Prof. Dr. Abdullah Çoban atık yağlardan ürettiği katkı maddesiyle benzinle çalışan motorlarda yüzde 51, dizelle çalışan motorlarda ise yüzde 36 tasarruf sağlamayı başardı. *****

Türkiye'de 100 milyon ton rezerv bulunan iki tür madenden ham petrol üretti. İç Anadolu'da katı halde çıkan cevheri, laboratuar ortamında, yüksek ısıda, birtakım kimyasal işlemlerden geçirdikten sonra ham petrole dönüştürdü. 100 gramdan 40 gram ham petrol, 60 gram katı yakıt elde etti.

Elde edilen petrolün yeraltından çıkarılan sıvı petrol kadar kaliteli. Buluşu gerçekleştiren Çoban, "Türkiye'nin ihtiyacı olan petrolün yüzde 25’i, 20 yıl süreyle bu bilinen rezervlerden sağlanabilir" demişti.

Daha önce de kağıt fabrikalarında atık madde olarak çıkan terebentin maddesinden kurşunsuz benzin elde etti. 

Kendi arabasında bu benzini kullanan Çoban, kibritle tutuşabilen mangal kömürü de üretti. 

Kenevirden “kanser tespit jeli” yaptı, ödül vereceklerine tutup yargıladılar…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kenevir üretimi yasağının kaldırılarak, 19 ilde üretimine başlanacağı açıklaması, kenevir ekimi nedeniyle yargılanan, hapis cezası alan kişileri gündeme getirmişti. 

Mağdur isimlerden biri emekli Kimya Profesörü Abdullah Çoban'dı. 

Evinin bahçesinde kenevir ekimi yapmaktan gözaltına alınıp, önce 10 ay hapis cezası aldı, sonra cezası bozulup ağır cezalık olmuştu. 

Oysa Abdullah Çoban, “Çedene”den (kenevir tohumu) hem kanser tedavisi için destek ürünü üretiyor, hem de kurşun geçirmez yelek konusunda çalışıyordu.

15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce gözaltına alınmıştı. ******

Bilim Adamı Prof. Dr. Abdullah Çoban, geliştirdiği özel bir sıvı sayesinde kanserli hücreyi bulan ve yok eden bir buluş gerçekleştirdi. 

Çoban'ın geliştirdiği 'extract' yani ayıklayıcı özel buluş. Extract jel/solüsyo, vücudun herhangi bir bölgesine sürüldüğünde kanser hücrelerini buluyor, onları ayıklıyor. 

Yanlış biopsilere son verecek buluş, kanserli hücreyi tesbit ediyor. 

Karanlıkta vücuda florasan ışık tutulduğunda sadece kanserli nokta parlıyor. Vücuda sürülen extrat, kanserli alanı tespit ediyor.

Tespit edilen kanserli alan, vücuda tutulan özel ışık sayesinde görünür hale geliyor. 

Buluş, yanlış biopsilere son verecek bir gelişme niteliğinde. *******

Prof. Dr. Abdullah Çoban zoru başardı. 

Dünya bu projenin peşinde. 

Neden peşinde? 

Çünkü medikal endüstrinin tekerine çomak sokan buluşuyla, oldukça ucuz bir teşhis sürecini sağlıyor.

Prof. Çoban, hocalığın yanı sıra, bin 600 dönüm arazisinde çiftçilik yapıyor. 

Kömürden gübre üretimi, polimer üretimi ve bağışıklık sistemini güçlendirici bitkisel destek ürünleri üretimi, kurşun geçirmez beton  üretiminde uzman.Ayrıca kendir/kenevir malzemesinden çelikten 10 kat daha güçlü kurşun geçirmeyen çelik yelek üretti. 

Prof. Çoban'ın son buluşu; Koronavirüse karşı koruyucu ve tedavi edici set…

Kimya Profesörü Abdullah Çoban, koronavirüsü yok eden antibakteriyel bir ürün geliştirdi. 

Geliştirdiği antibakteriyel bir sıvı, korona virüsü yüzde 90 oranla yok edebiliyor. 

Yıllardır korona benzeri virüsler üzerinde çalışma yürüten Çoban; “Dünyanın şu anda başına bela olan korona virüsü yüzde 90 oranda yok edecek hem kimyasal hem de organik bir karışım geliştirdim. 

Kolonya antibakteriyel özelliği var ama yeterli değildir. Ben öncelikle antibakteriyel malzeme olarak gördüğünüz bir ürün geliştirdim. 

Bu ürün tamamen organik ve insan sağlığına hiçbir zararı olmayan antibakteriyel bir malzemeden ve antibakteriyel özellikte.” diyor.

Laboratuvar testlerinde virüse karşı kolonyanın etki çapı 0,5’dir. Çoban'ın buluşunun etki çapı ise 22,5 ve aynı zamanda cildi tahriş etmediği gibi cildi besleyici özelliğe de sahip. 

Kolonyayla tahriş olan ciltlerde oluşan çatlaklarla mikrobun içeriye girmesini engelliyor. 

Koronavirüse karşı geliştirdiği ürünün ağız gargarası da var. Bu iki ürünün de antibakteriyel ve antiviral içeriği mevcut. 

Çoban diyor ki; 

“G3 adını verdiğim, ikinci ürünümüz ile ağızdan gargara yapılabilecek. Kolonya yerine kullanılacak malzememizin antibakteriyel özelliği 22,5 iken bu malzemenin antibakteriyel özelliği 120, yani 6 katı. 

Bu ürün ağızda gargara yapıldığı zaman bütün bakterileri öldürdüğü gibi, antiviral özelliği ile de tüberkülozu önlüyor.

Korona virüs nefes yollarında protein içerisinde besleniyor ve çoğalıyor, ciğerlerde tüberküloza sebep oluyor.” 

Ses var görüntü yok! Bakanlık bilgilendirilmiş…

Prof. Çoban çalışmasından Sağlık Bakanlığı’nı haberdar etmiş. 

Geçtiğimiz haftalarda Sağlık Bakan Yardımcısı ve İstanbul İl Sağlık Müdürü ile de toplantı yapmış. 

Karışım formülü kendine ait sıvı maddenin, “damardan verilen serumun içerisine 0,9’luk, sodyum klorür ihtiva eden serumun içerisine 5 ml enjekte edin” tavsiyesinde bulunmuş.

Saldım çayıra mevlam kayıra.

Çoban, Amerika Sağlık Enstitüsü tarafından ilaç olarak kabul edilmiş bir maddeden yola çıktı…

Bu ürünün antiviral etkilerini 3-4 yıldır, HİV virüsüne karşı kullanmış. Hepatit B-C’de etkili olmuş, olumlu sonuçlar almış. Grip vakalarını 3-4 günde iyileştirdiğini tespit etmiş. ********

Prof. Dr. Abdullah Çoban, bilimsel başarılarının, icat, buluş ve projelerinin karşılığını elbet bir gün alacaktır. 

Eğer yerli ve milli bir iktidar varsa, bu sese kayıtsız kalmasın, icat ve keşiflere sahip çıkarak yerli ve milli olduğunu ispat etsin. 

İstanbuldan Abdurrahman Dilipak'a, Dr. Erdem Ulaş'a, Hekimzade Muammer Yıldız’a, Dr. Yalçın Koçak’a, Emekli Binbaşı Ali Coşar'a, Kayseri-Sivas'tan Prof. Dr. Abdullah Çoban’a, Mersin Aydıncık'tan Muhammed Bak'a selam olsun, selam olsun, selam olsun!.. 

Bu Vatan Kimin? 

Bu vatan toprağın kara bağrında

Sıradağlar gibi duranlarındır,

Bir tarih boyunca onun uğrunda

Kendini tarihe verenlerindir.

Tutuşup kül olan ocaklarından,

Şahlanıp köpüren ırmaklarından,

Hudutlarda gaza bayraklarından

Alnına ışıklar vuranlarındır.

Ardına bakmadan yollara düşen,

Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,

Huduttan hududa yol bulup koşan,

Cepheden cepheyi soranlarındır.

İleri atılıp sellercesine

Göğsünden vurulup tam ercesine,

Bir gül bahçesine girercesine

Şu kara toprağa girenlerindir.

Tarihin dilinden düşmez bu destan,

Nehirler gazidir, dağlar kahraman,

Her taşı yakut olan bu vatan

Can verme sırrına erenlerindir.

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,

Bu sevgi bir kuru ifade değil,

Sencileyin hasmı rüyada değil, 

Topun namlusundan görenlerindir

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

* https://www.google.com/amp/s/t24.com.tr/amp/haber/akit-yazari-abdurrahman-dilipak-sisleme-yontemi-var-buhur-sistemi-var-kayseri-de-serum-var-bu-koronavirus-icin,868310

https://www.gercekgundem.com/saglik/167674/cozumu-batidan-beklemeyelim-diyen-dilipak-koronavirus-tedavisi-icin-4-yontem-onerdi

** https://www.iha.com.tr/haber-milli-bugday-ureticisine-feto-baskisi-iddiasi-604476/

*** https://www.yenisafak.com/gundem/bilim-hirsizina-yok-korumasi-2678412

https://www.google.com/amp/s/www.hurriyet.com.tr/amp/gundem/iki-profesorun-tabancali-kavgasi-3941793

**** http://www.gemerekgundem.com/mobil/haber.php?id=3211

***** https://www.google.com/amp/s/m.yeniakit.com.tr/amp/haber/225741/65-yasinda-profesor-oyle-bir-sey-uretti-ki

http://www.erciyesteknopark.com/haber/erciyes-teknopark-erciyes-teknoloji-transfer-ofisi-erciyes-universitesine-ait-patentleriyle-dokuz-adet-madalya-kazandi.html

****** https://www.independentturkish.com/node/7936/haber/kenevir-yasa%C4%9F%C4%B1-kalkt%C4%B1-g%C3%B6zler-a%C4%9F%C4%B1r-cezal%C4%B1k-profes%C3%B6rde

https://www.google.com/amp/s/tr.sputniknews.com/amp/turkiye/201901141037084323-kendir-kanser-ilaci-uretmek-isteyen-turk-bilim-adami-nezaret/

******* https://www.habervakti.com/m/gundem/prof-dr-abdullah-coban-kanserli-hucreyi-bulan-ve-yok-eden-bir-bulusa-h101016.html

******** https://www.google.com/amp/s/m.yeniakit.com.tr/amp/haber/1139294/turkiyeden-dunyayi-heyecanlandiran-cikis-koronavirusu-yok-ediyor

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Ismail yıldırım 5 yıl önce
Merhaba tüm okuyuculara, cok ozenle ve dikkatle yszılmış bir yazı ve tebrikler sayın yazar. Prof. Abdullah Çoban hocayı 2004 yılından itibaren çok yakın tanırım. Olgunlaşmamış kömürlerden toprak düzemleyici adı altinda bitki besleyici ve gübreleyici özelliği olan bir cok ürün geliştirdik. Dünya çapında yeni teknoloji ve ölçekte bir tesis kurduk. Ürün müthiş bir şekilde tutuldu. 10 civarinda üniversite de bilim adamlarınca test edildi. Sayın Çoban bu ülke için bir değerdir. Bu değerin kıymetini merhum Muhsin Yazıcıoğlu anlamış Ve bir cok konuda danışmanlığından faydalanmıştır. Bazı yorumlar çok hoş olmamakla birlikte Abdullah hocayı tanımadan konuşuyorlar diye düşünuyorum. Tanısalardı iftora ettiklerini anlayacaklardı. Ya da kasten başka hesapların peşindeler diye düşünüyorum. Çok hoca yetişir belki hepsine nasip olmayabilir. Insanlar hayattayken kıymetleri bilinmelidir diye düşünüuorum.
öteki beriki hassaten birisi 5 yıl önce
Hokkabazları mucize bilim adamı olarak tanıtarak büyük yanlış yapıyorsunuz. Bahsettiğiniz kimya profesörünün basın açıklamalarında bile bilimsel tutarsızlıklar saçmalama derecesinde bol. Yani sözeleri tam zırvalama aşamasında. Ben olsam bu adamı ev hapsine atar ve çenesini kapalı tutmasını sağlardım. Bahsi geçen prof. bilimsel camiade zaten neredeyse yüzyıldır bilinen şeyleri kendi çalışmalarıymış gibi piyasaya pompalayıp, ufak tefek pozitif etkileri kansere çözüm buldum, virüse çözüm buldum diye prim yapmaya çeviriyor. Bunları hastalar üzerinde ilaç olarak kullanacak olursanız, hastanız kanserden yada virüsten değil sizin ilaç olarak verdiğiniz şeylerden ölür. Zırvacıların zırvalarını yayınlamaktan vazgeçin. Mucize ilaç satanlara inanmayın. Mucizeler dönemi son Peygamber'le (s.a) birlikte kapandı. Bu arada Dilipak da başka bir zırvacıdır.
Serdengeçti 5 yıl önce
Ben kamuda uzun süre ar- ge yönecilgi yaptım Abdullah hocayı tanıyorum,hocaya GÜVENiMiZ tamdır,Allah uzun ömürler versin kendisi bu millete lazımdır. Bueardan selam ve sevgiler.
Davut Nural 5 yıl önce
Yazarımız ömür bey'e tüm konularda bilinçlendirici geniş yelpazede yazıları için teşekkür ederiz.Yazı metninde ve altta kaynaklarda isimleri geçen yazar bilim adamları ve bilim ve edebiyat dostu sayın meskektaşım Emekli Binbaşımız Ali Coşar bey'e/komutanımıza bilahare teşekkürü borç biliriz.Elbette güvenilir dobra sayılı kalemlerden yazar üstad Abdurrahman Dilipak abimiz ve Bilim adamı hocamız başta Prf.Dr.Abdullah Çoban ve yazıda isimleri geçen diğer bilim hocalarımızı çalışmaları ve icat ve buluşları icin tebrik ederiz.Eğer memleketi idare edenler gerçekten milli ve yerli iseler bu sivri bilim adamlarımızın buluş ve icatlarına kulak vermeli ve gereğinin yapılması gerekir.Ayrıca virüs belası nedeni ile kıtkanat aldığımı emekli maaşlarından virüs için zorla kesilen paralarımız ayrıca telefonlarımıza kontör bile yükleyemeyen halklarımızdan virüs için 10 Lira sms bağış isteme/dilenme kanpanyası aslında dar gelirli insanlarımızın nefretini çektiğini hatırlatırız.Kamu haklarını kullanarak yıllarca haksız kazanç sağlayarak içte ve yurt dışında mal ve emtia gayri menkul ve yabancı bankalara para transferi yapanlar armatör sahibleri ve her alanda devletten imtiyaz gören müteahhitler holdingler patronlar kesenin ağzını açsınlar.Milletten haksızca yolsuzlukla kazandıklarını virüs belası dolayısı ile bağış yapsınlar Yanlış suriye dış politikası yüzünden 52 milyar $ ABD dolarını suriyelilere harcayan muktedirler insafa gelip virüs belası nedeni ile zorda kalan halkların yardımına koşması gerekir.Yapılanlar devede bir kıl mesabesinde olup kesinlikle yeterli değildir.Bu yerli asli halkımızın elbette suriyelilerden daha cok ilgi ve maddi desteğe hakları olduğunu teyid eferiz.Bu gidişat iyiye alamet değildir.Ezilen ve zorda kalmış gariban yerli halklarımız seçimini bundan sonra sosyal adaletin nimetlerini görmek icin Sosyalizme göz kırptığı gerçeğini gözlemlemiş bulunuyorum.Devletimiz varolsun halklarımız milletimiz sağolsun.Devletin varlığı halkları yurttaşları yani insanlar için olduğu gerçeğini bilmemiz gerekir.Yazarın kalemine kuvvet derken esenlik dilerim üstad Çelikdönmez iyiki varsınız...
Özge 5 yıl önce
Proje hedefine ulaştığında her şey biter.Zaman. ....
talebe 5 yıl önce
Sayın hocam Prof Dr Abdullah Çobanın dünya çapında buluşları var. Fetöcülerin onunla nasıl uğraştığını bizler öğrencileri olarak çok iyi biliyoruz. Hoca parayı pulu takmaz. Soyadı gibi yaşar
İrem 5 yıl önce
Ne yani boşunamı korkuyoruz,? Bu kadar doktor uzman Bilim Adamı boşunamı konuşuyor? Kusura bakmayın sizin yazdığınız isimleride ben hiç duymadım
Profesör 5 yıl önce
Ömür Bey birkaç yazınızı okudum Bazı müjdeler veriyorsunuz ümidim yazdıklarınız faso fiso çıkmaz
reis 5 yıl önce
Bu vatanın veliside bitmez delisede