Çocukluğumun Isparta’sında eski Ramazanlar eski bayramlar

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Çocukluğumun Isparta’sında eski Ramazanlar eski bayramlar
24-05-2020

Sanırım 3-4 yaşlarındayım. Senirkent ilçesine bağlı Yassıören köyünde, bir gece “Kalaycılardan Davulcu Bayramın sesiyle uyandığımı hatırlıyorum. 

Davul sesine cümbüş sesi de karışıyor. Bir de ne görsem! Benden başka bütün hane halkı ayakta. 

Hane halkı” dediysem iki kişi, rahmetli Mercan Ali kızı Firdevs nenem ve Arapmollaoğlu Cemal dedem. 

Dışarıdan davul sesiyle birlikte, içinde dedemin isminin ve lakabının geçtiği maniler okunuyor. 

Neneme soruyorum “-Bu ne?” diye, nenem yüzüme bakıp saf saf cevap veriyor; “-Ramazan oşalaması…” uyku mahmurluğundan ne dediğini anlayamıyorum önce.

"Oşalama bittikten sonra, hane sahibi dedem, nenemin erzak odasından getirdiği birkaç yumurta ve birkaç kiloluk buğdayı, davulcuya bahşiş diye uzatıyor.

İşte ilk hatırladığım Ramazan ayından aklımda kalanlar…

Birkaç yaş büyüdüğümde, köy ramazanlarından aklımda kalan bir Ramazan hatırası daha var. Köy camisinin önündeki taş kütleye çıkan yaşlı bir adam  (Ali Çavuş) kısık ve titreyen sesiyle Akşam ezanını okuyor. 

Akşam namazını kılmaya hazırlanan ve genellikle yaşlılardan oluşan cemaat, evlerinden getirdikleri, katmerleri ezan sesiyle birlikte paylaşıyorlar.

Oraya toplanan çocuklar da dağıtılan katmerlerden nasipleniyor. Sonra camiye, namaz kılmaya geçiliyor.

Köydeki Ramazan bayramını anlatmasam olmaz. Nenem pekmezli un helvası karıyor. 

Bir de samsa denilen yufkadan muska şeklinde sarılan ve içine ceviz veya çekirdek ezmesi konulan kuru tatlı yapılıyor. Güneşe bırakılıyor.

Yenileceği zaman, yağda kızartılıyor ve pekmezle tatlandırılıyor. Nenem öleli yıllar oldu, lakin yaptığı Samsa’nın tadı halen damağımda. Allah rahmet eylesin!..

Dedemin camiden çıkmasını bekliyoruz…

Dedem gelince sabah kahvaltısı yerine bir şeyler atıştırıyoruz, aklımda kalan içtiğim bir bardak sıcak süt. Sonra bir hazırlık başlıyor, nenem öğleyin ovada yiyeceğimiz azığı tedarik ediyor.

Dedem çam ağacından yapılma "senek" adı verilen ağaç testiye su dolduruyor.

Ben mızmızlanıyorum, “-Bugün bayram hiç ovaya çalışmaya gidilir mi?” diye, dedem duymazlıktan geliyor, nenem “-Guzum burası köy yeri buranın bayramı bu kadar olur” diyor. 

Çocuk aklım almıyor bir türlü. Birden annemi ve kardeşlerimi özlüyorum. “Isparta’da oldukları için ne şanslılar” diye düşünüyorum.

Isparta’da merkezde Hızırbey Mahallesi’nde oturuyoruz eski ismi Tekke

Mahallede meskun Hızırbaba Türbesinden dolayı Tekke mahallesi deniliyor. Hızırbaba, eski Bektaşi dedelerinden. 

Çünkü türbedarı Ali Amca Bektaşi’ydi. Uzun boylu, çiçek bozuğu suratı, kırçıl kısa sakalları ve fötr şapkası vardı.

Bir gün sokakta oynarken “-Ali dede öldü” dediler, o kadar!.. Unuttuk gitti. Şimdi o kendisini hatırlatıyor. 

Mahallemizde Hızırbaba Türbesi’nin yanı başında Akoluk çeşmesi var. Suyu buz gibi. Yaz kış soğuk akardı. 

İftara yakın mahallenin çocukları ellerinde su kapları, sıraya girer, Akoluk çeşmesinin buz gibi suyundan doldurur, top sesiyle birlikte koştura koştura kendilerini bekleyen ailelerine suyu yetiştirmeye çalışırdı. 

Şimdi Akoluk çeşmesinin kaynağına giden su boruları kırıldığı için, suyu şehir şebekesinden; eskiye nispetle de içilecek gibi değil. 

Ama şöhretini duyanlar ellerini yüzlerini yıkayıp, dudaklarını ıslatmadan geçmezler…

Babamın getirdiği Ramazan pidesini, pasta yer gibi yiyoruz. Pide; yufka ekmeğine alışkın damaklarımıza Ramazana özgü bir tat bırakıyor.

Susamı ve çörekotuyla kendisini, lezzet dünyamıza kodluyor. Yatsı ezanı okunmadan önce, “Yer kalmaz!” diye erkenden ailecek camiye gidiyoruz.

Annem ve kız kardeşim, caminin üst katına çıkıyor, babam ve ağabeyimle ben aşağıda Teravih namazı kılıyoruz. 

Rahmetli Atabeyli Hacı Rifat Hoca, gönüllere maneviyat üfleyen sesiyle sureleri okuyor.

Ramazan’da ne zaman camiye gitsek Hacı Rifat Efendi camide. Cemaatten bazıları “-Hoca Efendi itikâfa girmiş…” falan diyor.

Çocuklarının akşama doğru yiyecek getirip caminin kapısına bıraktıklarını görüyoruz.  Hoca, çocuklarıyla da olsa dünya kelamı konuşmuyor.

Babama “-İtikâf ne diye soruyorum. “Ramazan ayında ibadet etmek için camide konuşmadan yaşamak” diyor. 

Bana gizemli geliyor; “Ben de büyünce itikâfa gireceğim” diyorum. Diyorum demesine de yaş 50 oldu daha itikâfa gireceğiz.

Yaş büyüdükçe, dini cemaatler arasındaki “Rüyet tartışmalarına kulak kabartıyoruz. Ailem “Diyanet Takvimi”ne göre oruca başlıyor, orucu bitiriyor.  

Ortaokuldaki sosyal bilgiler öğretmenimiz Ömer Şeref Şençimen; -Çocuklar Suudiler bugün bayram yapmış” diyor.

Orucu bir gün önce bozuyorlar. Hilali gözetlemek için dağlara çıkanlar olduğunu duyuyorum.

Mahallemizde rahmetli Osman Ağlarcı da Hilali gözlemek için dağa çıkanlardandı. 

-Sünnet…” diyorlar, “-Bu diyanete güvenilmez!..” diyorlar. Başka cemaatler de onları eleştiriyor. 

Bir gün yolda karşılaştığım bir abi, “-Bugün bayram, bayramda oruç tutulmaz!..” dedi…

Orucu bozdum, eve geldim, babama söyledim, babamın beni bir dövmediği kaldı. 

-Bir daha mı, tövbe!..” dedim ama Üniversiteye gelince kendimi yine aynı tartışmaların içinde buluverdim.

Isparta’da “Ramazan” demek, helva demekti. Sokak başlarında karılmış irmik helva satanların önlerinde kuyruk olur, helvasını alan evinin yolunu tutardı. 

Şakşak helvası, genelde kandil akşamları hayırseverler tarafından dağıtılırdı. 

Tahin ve bol susamdan yapılırdı. Yemesi meşakkatliydi. Hele takma dişi olanların yemesi mümkün değildi.

Takma dişleri helvaya saplanır, çıkaracağım diye uğraşıp dururlardı ama yine de yemekten vazgeçmezlerdi.

Liseye başladıktan sonra, arkadaşlarla cami gezmelerine başladık. Birkaç defa hatimle teravih namazı kıldıran camiye de yolumuz düştü.

Alışık olmadığımızdan; Allah affetsin, nefsimize zor gelmişti.

Aynı, Nasreddin Hoca’nın hikâyesinde olduğu gibi “-İş inada bindi!..” türünden bir duygu yaşamıştık.

Hatimle teravih namazı kılan camilerin cemaati genellikle yaşlı, ehli tarik ve hac vazifesini ifa etmişlerden oluşurdu. Bizim yaş grubumuza uygun değildi.

Eğer çarşı merkezinde, yani Mimar Sinan, Ulu Camii ve Kavaklı diğer adıyla Peygamber Camii’nde teravih namazını kıldıysak, namaz bitiminde kendimizi derin sohbetlerin engin ufkuna salmak için, arasta aralarındaki çay ocaklarına uğrar, yerlere serilen hasırların üstünde oturur, memleket meselelerinden dem vururduk.

Eve vardığımızda hane halkı sahura kalkıyor olurdu. “-Nerede kaldın?” türünden sorulara “-Camideydik” der, “Ulan bu saatte cami mi olur?” sözlerini duymazlıktan gelirdik. 

Hey gidi günler hey!.. diyesim geliyor, bakıyorum da çocuklarımın benim kadar Ramazan hatırası olmayacak, her şey rutin, her şey monoton…

Efendim bu vesileyle Ramazan Bayramınızı kutluyorum.

Herşey gönlünüzce olsun, gönlünüz gibi güzel olsun. Selam ve dua ile…

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
aksın 4 yıl önce
yasaklar kalksın nevalemizi alıp muharrem dedede 10 gün girelim
Mediha Arıcı 4 yıl önce
Muhterem Ömür bey,anne ve babanıza rahmet size ne güzel bayram anısı biriktirmişler.Bizim çocuklarımıza kovit bulaş korkulu, bayramda evlerden çıkamayışımızın, anılarını bırakmamız olacak.Rabbim kaleminize kuvvet versin, daha nice güzel bayramlara ailece mutlulukla eriniz inşAllah.
Ismail Boyacı ulugbey 4 yıl önce
Ömür bey Iyi bayramlar diler. Sağlık ve mutluluk dilerim
Bayram Ali Gürdal 4 yıl önce
Turgutlu Esen'in küçük oğluyum, rahmetli Cemal amcayı,firdes (ana derdim)teyzeyi iyi tanırım,annem babamın sağlığında çok beraber komşuluk yaptık, büyüklerimize Allah rahmet eylesin,o günleri hatırlattınız için teşekkür ederim.
Hadi Büyükkaytan 4 yıl önce
Hayırlı bayramlar kardeşim.
Necati doğan 4 yıl önce
Ömür bey kaleminize sağlık.nerde o eski bayramlar.
B.B. 4 yıl önce
Bayramın mübarek olsun kıymetli tohum ağacımız. Kalemine, yüreğine sağlık...
yaşar 4 yıl önce
tarihe yolculuk yaptırdınız nerede o eski bayramlar
Jale 4 yıl önce
Ömür Bey bayramınızı kutluyorum yakınlarınızla dostlarınızla nice güzel bayramlar yaşayın güzel yazılar yazın
Canan intaş 4 yıl önce
Cok güzel anlatmışsın sanki o günleri yasadim hey gidi günler Ramazan Bayramıniz mübarek olsun
Deli fehmi 4 yıl önce
Gönül bayramı ne bilsin ayran içmeyince