Cihanşümul Kadim Türk Devletinin Masası

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Cihanşümul Kadim Türk Devletinin Masası
06-07-2021

Bu yazı dizisinin sonuna geldik. 

Türkiye’de Berlin, Londra, Moskova, Roma, Paris, Pekin, Washington derin devlet yapılanması ve Aksakallılar! - “Yabancıların Türkiye’deki sahte derin devletleri?" - “Roma Masası - Türkiye’deki derin Vatikan” - “Türkiye’de Paris Masası; Fransız derin devleti” - “Pekin Masası ve Türkiye'deki Çin derin devleti” - “Washington Masasıbaşlıkları altında, geçmişte ve   günümüzde Türkiye Cumhuriyeti Devletine zehirli sarmaşık misali dolanan sözde derin devlet görünümlü belli başlı yabancı masaları kısmen büyüteç altına aldım. 

Berlin, Londra, Moskova, Roma, Paris, Pekin ve Washington eksenli sahte/çakma sözde Türk derin devlet yansımalarını dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.  

Esefle belirletmeliyim bu sahte/çakma  ve paralel sözde Türk derin devletlerine hizmet eden, sağcılar, solcular ve cemaatler ve hatta kurumlar, kuruluşlar mevcut. 

Masa” deyince resmi istihbarat kurumlarındaki sorumluluk bölgelerinin anlaşılmaması gerektiğinin altını hususen çiziyorum.

Ülkemizde beşinci kol faaliyeti yürüten ecnebilerin kurdukları / kurdurdukları, nüfuz ettikleri iş dünyasını, cemaatleri, Hint ve Çin kökenli insan gelişimi / Yoga akımlarını, kültür merkezlerini, eğitim kurumlarını, dernekleri, locaları, yabancı gelin transfer eden organizasyonları, kayıt dışı ekonomiyi ve bürokrasiyi kapsayan gayri milli yapılara dikkat çekmek istedim.

Zor zamanlarda tarihin karanlık devirlerinden çıka gelen boz atlı, tahta kılıçlı, sarıklı mücahitlere inanmayı bir kenara bırakın. Bu tür kabullenmeler, inançlar afyondur, milletimizi gerçeklikten koparır ve hayal dünyasına hapseder. Sonra şizofren bireyler, gruplar, toplum, şizofren bir devlet yapısı ve şizofren yöneticiler zümresi ortaya çıkar.

Oysa hakikat tıpkı Türk Milletinin bir ferdi/lideri Mustafa Kemal Paşa’nın dediği gibi; “Zaferin sırrı, orduların sevk ve idaresinde bilim ve teknik kurallarını yol gösterici olarak almaktır. - Zaferi, milletimizin azim ve iman gücü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının süngüleri kazanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar içinde dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olma niteliğini kazanan ordumuzun kahramanlığı. Bu iki şeye güvenir. 

Bu ordular tarihte benzeri görülmemiş kahramanlıklar, fedakârlıklar göstermiştir. Şanlı zaferler kazanmıştır. Millet ve memleketin gerçekten minnet ve teşekkürüne hak kazanmıştır.”

Gerisi lafı güzaf.

Aksaçlı /Aksakallışehir efsanesine ve bunun tüccarlığını yapan, ekmek teknesi gören ucuz yazarlara, kendisine derin süsü veren kalpazanlara, ortalıkta “ben istihbaratçıyım” diye dolaşan şarlatanlara, bundan böyle uyku yok. 

Her biri, insanları istismar ediyor. Binlerce masum, farkında olmadan bu saydıklarım aracılığı ile ülkesine, devletine milletine gönüllü ihanet ediyor ve sözde Türk Devletine Türk Milletine, Türk istihbaratına, Türk Ordusuna hizmet ettiğini sanıyor. 

Gerçek Türk Derin Devletinin yapılanması…

Yazdıklarım biraz afaki biraz hamaset. “Keçiboynuzundaki bir miligram bal” gibi düşünün. Adım Hıdır elimden gelen budur. 

Türkler, sadece  Trakya ve Anadolu coğrafyası üzerinde kurulu Türkiye Cumhuriyeti'nde  yaşamaz. Türk’ün vatanı, emperyalistlerin dayatması ile sınırları belirlenmiş, yaşadığımız coğrafyadan ibaret değildir. 

Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan.Turan neresi” derseniz, Türk’ün ayak bastığı, yaşadığı her yerdir. Ömer Seyfettin’in “Kızıl Elma hikâyesinde dediği gibi “Türk’ün atının gidebildiği her yerdir. 

Trakya ve Anadolu coğrafyasında yaşayan Türkler, “Cihanşümul Kadim Türk Devleti”nin gen ve bilgi havuzunun bekçisidir. Eskilerin deyimi ile Cihanşümul Kadim Türk Devlet Teşkilatı, sınır tanımaz. 

 “Üçler Yediler Kırklar”ın yol verdiği “beyaz hayaletler” beş kıtayı gece gündüz denetler. Kimileri onlara “gölgedekiler” der. “Zeitgeist / Zamanın Ruhu”nu  gönüllerinde hissederler. “Beyaz Hayaletler” sahada, “Zeitgeist / Zamanın Ruhu”na sahip, daha derin, daha sırlı gizli kutlu bir merkezin görünmezleridir. 

Evet, Türkiye’de, Berlin Masası, Londra Masası, Moskova Masası, Paris Masası, Pekin Masası, Washington Masası var mı var. Bu masaların her birinde Cihanşümul Kadim Türk Derin Devleti’nden talimat alan, Üçler Yediler Kırklar adına hareket eden, serdengeçtiler istihdam edilmişler. “Kırklar Meclisi”nde destur alırlar destur verirler. Onlar tanınmazlar, bilinmezler. Onlara “Beyaz Hayaletler” denilmesi boşuna değildir.

Beyaz Hayaletler; Washington'da ünlü bir şirketin CEO’su,  New York Wall Street'de banker, New Orleans'da Jazz müzisyeni, Paris'te bir sokak ressamı, Nice'de şarap tadıcısı, Roma'da pizzacı, Venedik'te gondolcu Vatikan'da papaz, Londra borsalarında brocker, Berlin'de Mühendis, Madrit'de flamenko danscısı, Brüksel'de mücevher satıcısı,  Amsterdam'da bisikletçi, Lizbon'da armatör, Belgrat'ta sporcu, Bern'de kayak antrenörü, Atina’da tavernacı, Sofya'da taksici, Tiran'da lavazh -oto yıkamacı, Bükreş'te deri tüccarı, Viyana'da heykeltıraş, Kiev’de kömürcü, Moskova Kremlin’de ayyaş bir bürokrat, Pekin'de tasarımcı, Yeni Delhi'de yazılımcı, Tahran’da molla, Tokyo'da ürün tedarikçisi, Şam'da nargileci, Kahire’de antikacı, Kudüs'te Hasidik Haham olabilir.

Birçoğu, en az beş kuşak öncesi bulundukları ülkeye yerleştirilen ailelerin çocuklarıdır. Şecere önemlidir, kan hafızası mühimdir. İçlerinde Türkiye’yi görmemiş olanlar bile var. Türkiye ile gönül bağları sessiz ve derindendir en önemlisi ölümünedir. Gizlilik esastır. 

Ankara'nın vitrin haber alma birimleri dahi onların izini süremez. “Üçler Yediler Kırklar” zaten buna izin vermez. Deneyen, hayatının kumarını oynamıştır, tahtalıköye kısa yoldan muhtar olur. “Kadim Türk Devleti”nin nasıl çalıştığını, nasıl bilgi topladığını, nasıl aleme nizam verdiğini? merak edenlerle küçük bir bilgi notunu paylaşayım.

Martolos: Adanmış ölümsüzler!

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türklerin, Müslüman olmayan unsurlardan devşirdikleri istihbarat çalışanlarına ve bunların dairesine "martolos" deniliyordu. Bizans kökenli olan bu teşkilat adının “Silahlı Nöbetçi, Milis Mensubu gibi anlamları olduğu söyleniliyor. 

Hıristiyan dünyası ile ilgili haber alma faaliyetlerinde özellikle Yahudiler ve mezhep çekişmesi nedeniyle birbirlerine düşmanlık besleyen Bogomil ve Ortodoks Hıristiyan casuslardan faydalanılmıştır. 

Bu iş için önce Ortodokslar’ın bir kaç yüz yıl sonra da Protestanlar’ın, Katolik devletlere karşı haberci ve casus olarak değerlendirilmesi fikri, II. Murad tarafından 1421'de Martolos teşkilatı yenilenerek harekete geçirilerek değerlendirildi.

Macar Tarihçi Sandor Taktas, Osmanlı'nın en geniş topraklara sahip olduğu dönemde, Kanuni Sultan Süleyman'ın, Çekçe, Macarca, İtalyanca ve Almanca bilen Yahudi casusları kullandığını gündeme getirmişti. Öyle ki "Katolik bir papazla, bazı yüksek rütbeli subaylar da aslında Kanuni'ye çalışan elde edilmiş casuslardı." Hatta, Türkler adına Avrupa'da topyekün casusluk yapan köyler vardı.

1677'de Fransız elçi Novantel, Avusturya kalelerinin planlarını Osmanlı vezirine veriyordu. O planları çizen Venedikli mühendis Borazzi'ye Osmanlı, keselerle maaş bağlıyordu. 

Genellikle ganimet ve macera peşinde koşan Hristiyanlardan toplanan ve 15. yüzyılda sadece serhat yani sınır bölgelerinde görev yapan Martoloslar, Kanûnî Sultan Süleyman devrinden itibaren iç bölgelerde muhafız ve derbentçilik görevlerini de üstlendiler.

1734’te Hollanda’da basılan bir kitapta, tam 38 yıl Fransa sarayında Osmanlı casusu olarak görev yapan bir Gökoğuz, yani Gagavuz Türkü olan Titus Moldavientus/Titus Moldariensis Clericus, Osmanlı sarayında bilinen ismi ile Sicilyalı Mehmed Efendi’den söz edilir.

Yavuz Sultan Selim'in görevlendirmesiyle Sicilyalı Mehmet Ağa; dile kolay tam 40 yıl, “Titus” adıyla Fransa'da, Osmanlı adına casusluk yaptı. Kaptanıderyâ Küçük Ali Paşa’nın kardeşliği Sicilyalı Mehmed Ağa, Avrupa devletleri ve özellikle Osmanlı Devleti’nin Batı’daki en büyük rakibi olan Avusturya hakkında da İstanbul’a muntazaman bilgiler gönderdi.

Mortolos” yani Osmanlı casusları, Avrupa saraylarının en gizli sırlarını, daha devlet görevlilerinin diline düşmeden, İstanbul’a ileterek bilgilendiriyorlardı. Avrupa saraylarına sızabilecek her meslek gurubundan kişiler, özellikle papazlar kullanılmış ve Martin Luter bile Osmanlı’ya Mortolosluk yapmıştı. 

Martoloslar bazı bölgelerde küçük gruplar halinde 19. yüzyıl ortalarına kadar faaliyetlerini sürdürdüler. Günümüzde de Martoloslar, dünyanın dört bir tarafında Türk İstihbarat Teşkilatı’nın emrinde faaliyetlerine devam ettiriyor.

Vazifemiz…

2023, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 100. kuruluş yıl dönümü. Cihanşümul Kadim Türk Devleti, küllerinden yeniden doğuyor. Hücre yenilenmesi ile bölgesinde ve dünyada mevcudiyetini yeniden konuşlandırmanın hazırlığını yapıyor.

İçte ve dışta, "dahili ve harici bedhahlar”a karşı bir doğal refleks söz konusu. Bu kavga; emperyalizmin yeşil - kızıl - sarı - beyaz - siyah her türlü rengine, şekline şemaline dur demek için yapılıyor. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; "Sonsuza akıp giden her on senede, şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar kabiliyeti, bundan sonraki gelişimi ile geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır." Sadece bilin, eğer kim ki “Vel bâ'su ba'del mevt - ölümden sonra dirilişe" zerre miskal inanıyorsa “Tanrı tektir ordusu Türk’tür” 

Sonsuzluğa akıp giden her yıl, zaman ölçüsünün geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünüldüğü bir ortamda,  geçen zamana göre daha çok çalışacağız ve daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. 

Cihanşümul Kadim Türk Devleti'nin nizamülâlem ülküsü uğruna, tarihe tanıklıklarını şehadetle perçinleyen  yiğitlere, martoloslara selam olsun, rahmet olsun.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça 

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 47

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 45

https://www.dikgazete.com/turkiyede-berlin-londra-moskova-roma-paris-pekin-washington-derin-devlet-yapilanmasi-ve-aksakallilar-makale,3647.html

https://www.dikgazete.com/yabancilarin-turkiyedeki-sahte-derin-devletleri-makale,3664.html

https://www.dikgazete.com/roma-masasi-turkiyedeki-derin-vatikan-makale,3673.html

https://www.dikgazete.com/turkiyede-paris-masasi-fransiz-derin-devleti-makale,3714.html

https://www.dikgazete.com/pekin-masasi-ve-turkiye-deki-cin-derin-devleti-makale,3722.html

https://www.dikgazete.com/washington-masasi-makale,3728.html

https://www.dikgazete.com/evrensel-kadim-turk-devletinin-gorunmez-savascilari-bingazili-yusuf-makale,2733.html

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Sedat ergenç 3 yıl önce
Öğrenmenin yaşı yok. Öğrendim. Ayrıca gurur duydum...
Ziya Paşa 3 yıl önce
“Nush İle Uslanmayanı Etmeli Tekdir, Tekdir İle Uslanmayanın Hakkı Kötektir”
Ziya Paşa 3 yıl önce
Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir
rastık 3 yıl önce
şaşırdım
tozduman 3 yıl önce
ne yani Türk istihbaratı bu kadar güçlü öylemi gelde inan
Nihat celik 3 yıl önce
Yoruma ne hacet eline gonlune saglik