Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi (DEUK) tarafından yayımlanan ‘wsws.org’ da Bill Van Auken’in 29 Ekim 2018’de yazdıklarına bakılırsa “CIA müdürü, Kaşıkçı’nın işkence kaseti hakkında Trump’a bilgi verdi’.
Hatta bilgi vermekle kalmadı, Riyad’da, CIA’in organize ettiği ve “reformcu” veliaht prensin yerine kraliyet ailesinin başka bir gerici üyesini geçiren bir saray darbesini de meslektaşı ile görüştü. (Bkz.http:www.wsws.org/tr/articles/2018/10/29/gina-o29.html)
Nitekim bu gelişmeyi doğrulayan haber, ajanslara düştü.
İngiltere’nin başkenti Londra’da sürgün hayatı yaşayan Kral Selman bin Abdulaziz’in üvey kardeşi Prens Ahmed bin Abdulaziz’in ülkesine geri döndüğü bizzat Suudi Arabistan resmi kaynaklarınca BBC üzerinden açıklandı.
VELİAHT PRENS MUHAMMED BİN SELMAN’IN YERİNE GEÇEBİLECEK KİŞİ...
Prens Ahmed’in ülkesine dönüş kararını almadan önce ABD ve İngiltere’nin prensin can güvenliğinin sağlanması için girişimde bulunduğu anlaşılıyor.
Prens Ahmed, hanedan içindeki konumu nedeniyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın yerine geçebilecek bir kişi olarak kabul ediliyor.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim’de İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda öldürülmesinin ardından uluslararası kamuoyunun eleştiri oklarının hedefiydi.
Prens Ahmed, 2012’de İçişleri Bakanı olmuş, 5 ay sonra yerine yeğeni Muhammed bin Nayif atanmıştı.
Prens Ahmed’in “kendi isteğiyle görevi bıraktığı” açıklanmıştı.
Ancak geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistan, darbe girişimi iddialarıyla çalkalanırken muhalif Prens Halid bin Ferhan’ın kurucu kralın iki oğluna; Prens Ahmed bin Abdülaziz ile Prens Mukrin bin Abdülaziz’e yönetimi devirmeleri çağrısı yapmıştı.
”Selman’ın akıldışı, dengesiz ve ahmak yönetimi geri dönüşü olmayan noktayı da geçti. Darbe yapıp kraliyeti kurtarın.” demişti.
Ahmed ile Mukrin’in saflarını birleştirmeleri halinde kraliyet ailesi, güvenlik servisleri ve ordu üyelerinin yüzde 99’unun onların arkasında duracağını savunmuştu.
Suudi Arabistan Kralı Selman’ın kardeşi, Prens Ahmed bin Abdülaziz es-Suud, Yemen’deki savaşın sorumlusu olarak ağabeyi ve yeğenini gösteriyor.
Bununla birlikte İngiltere’nin Suudi Arabistan’a silah ihracatının 2015’den bu yana 4 milyar sterline ulaşmasına, hatta İngilizsubayların Suudi Arabistan’ın Yemen’deki harekâtına fiilen katılmasına, Suudi ordusuna danışmanlık hizmeti vermesine rağmen sürgünde yaşadığı İngiltere’ye bir eleştirisi yok.
Prens Ahmed’in gaspedilen hakları nedeniyle Kral olan ağabeyine açıktan isyan bayrağı açan ilk isim olacağı bekleniyordu.
Neden mi?
Çünkü, çarşambanın gelişi perşembeden belliydi.
Kasım 2017’de Riyad’dan ayrılmadan önce ülkenin veliahdını belirleyen kurum olarak bilinen Biat Heyeti’nin en güçlü üç isminden biri olan Prens Ahmed Bin Abdulaziz’in, geçtiğimiz yıl Haziran ayında Muhammed Bin Nayif’in azledildiği toplantıda Muhammed Bin Selman’ın Veliaht olmasına karşı çıkmıştı.
Prens Ahmed Bİn Abdulaziz’in, Riyad’da olduğu dönemde kardeşi Kral Selman tarafından davet edildiği resepsiyonlara da katılmayı reddetmişti.
Yurt dışına çıktığında özgürlüğün getirdiği güven duygusuyla “Yemen’deki durumun sorumlusu Suudi Arabistan değil sorumlu Prens Muhammed bin Selman’dır” demişti.
Bu tenkidinin ardından sosyal medyada “Kral olarak Ahmed bin Abdulaziz’e biat ediyoruz” mesajları yayınlanmıştı.
KRAL FAYSAL TARAFINDAN MEKKE MÜSTEŞARLIĞINA ATANDI...
Prens Ahmed, kurucu Kral Abdulaziz’in otuz birinci oğlu.
Prens Ahmed, Kral Abdülaziz’in ikinci eşi Hassa bint Ahmed Al Sudairi’den-Sudayri ailesinden Ahmed’in kızı Hassa- 1942’de Riyad’da doğdu.
Ahmed, ayrıca Sudairi kardeşlerin en küçüğü.
O ve kardeşleri “7 Sudeyri” lakabıyla diğerlerinden ayrı isimlendirildi.
1900 ile 1969 arasında yaşayan Hassa, İbn Suud’un en sevdiği karısıydı. Kraldan 11 çocuk dünyaya getirmişti ve bu çocukların yedisi erkekti.
Genç Prens, on bir yaşındayken babası Kral Abdulaziz’in 1953’te ölümünden sonra annesi ve erkek kardeşleri tarafından yetiştirildi.
Ahmed bin Abdulaziz, ilk ve ikinci eğitimini Princes Okulu’nda aldı ve 1961’e kadar Riyad’daki Anjal Enstitüsü’ne gitti.
Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde (USC) İngilizce ve Fen dersleri aldı ve siyaset bilimi alanında lisans derecesiyle 1968’de mezun oldu.
Prens Ahmed, üniversite sonrasinda doğrudan işe girdi. Kral Faysal tarafından Mekke Vilayeti Müsteşarı olarak atandı.
Kral Halid, 1975’te içişleri bakan yardımcılığına Prens Ahmed’i seçti.
Görev alanı operasyonel güvenlik güçlerinin sevk ve idaresiydi.
Günümüzde Suudi ordusu üzerindeki nüfuzu bu görev yıllarından kaynaklı.
Prens Ahmed, Doğu Güvenlik Bölgesinde özel güvenlik gücü kurmak, yeniden düzenlemek, hükümet reform programlarını tanıtmak ve Şii azınlık Krallığı’nda yaşama tarzını iyileştirmek için büyük bir görev üstlendi.
Suudi Arabistan’da İran Devrimi’nin ve Şii muhaliflerin ayaklanmaları ve etkileri sonrasında petrol endüstrisinin güvenliğini korumakla görevliydi.
Prens, aynı zamanda dini liderlerin güvenlik güçleriyle ilişkilerinin koordinasyonundan sorumluydu.
Hac döneminde Mekke’deki asayişi sağlıyordu.
Endüstriyel güvenlik ve ulusal güvenlik için hazırlık komitesinde başkan yardımcılığını üstlenmişti.
Ahmed bin Abdülaziz’in iki evliliğinden beş kızı ve yedi oğlu var.
Prens Ahmed, Suudi içişleri bakan yardımcılığı (1975-2012) görevinde bulundu.
Kurucu kralın en güçlü oğullarından biri olan Prens Ahmed, Kral Salman sonrası için en güçlü aday olarak görülüyor ve Muhammedbin Salman’ın ihtiraslarına karşı en büyük tehdidi oluşturuyor.
“PRENSLER KATLİAMI”NDAN ÖNCE KAÇMAYI BAŞARMIŞTI!..
Geçtiğimiz Kasım ayında, başta Velid bin Talal olmak üzere 11 Suudi Prensin, onlarca bakanın ve iş adamının katledilme planının yapıldığı “Prensler Katliamı” diye bilinen olayın gerçekleşmesinden bir saat önce Amerika’ya gitmek üzere Suudi Arabistan’dan ayrılmayı yani kaçmayı başardı.
Önümüzdeki günler, Riyad saraylarındaki Suudi iç çatışması bakımından önemli gelişmelere gebe görünüyor, özellikle de PrensAhmed’in kendini veliahtlığa hazırlarken 2012’de içişleri bakanlığındaki görevinden alınması bilindiğinden, bunun önemi daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır..
Kaşıkçı cinayeti, mevcut Suudi rejimini, kral ve mankurt oğlunu uluslararası platformlarda oldukça zor durumda bıraktı.
Ancak Rus gazeteci Vladimir Solovyov’ın iddia ettiği gibi İngilizistihbarat servislerinin cinayeti önceden biliyor olması ve göz yumması, neyin hazırlığı olabilir?
Suudi Arabistan’da taht kavgalarını körükleyerek şartların olgunlaşmasına katkı sundukları bir gerçek.
Küresel kraliyetçiler ve emperyalist odakların, enerji kaynaklarındaki denetimlerini kaybetmemek adına Suudi rejimine can suyu arayışlarında varılan uzlaşma neticesinde Londra’da yaşayan Prens Ahmed Bin Abdulaziz, Riyad’a gönderildi.
Düşünülen çözüm, Sudayri Yedilisi’nin gücü yeniden elde etmesini sağlamak.
Darbe başladı…
Türkiye, bu süreçte oyun kurucu mu? Aktör mü? Yoksa taşeron mu?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc32