BOZÜYÜK GÜNCESİ

Emrah Bekçi
Emrah Bekçi
BOZÜYÜK GÜNCESİ
01-09-2019

Anadolu toprakları, kendi bağrında barındırdığı ve bereketlendirdiği milletleri her daim muhafaza etmiştir. Türkiye’nin her karışı; kültür, san’at, tarihi eserler ve yaşantılar ile doludur.

Sizleri, bu büyük yaşantıların mevcut olduğu bir şirin ilçemize götürmek isterim.

Şahsımın kısa bir gezinti yaptığı, ilçede yaşayan insanların sıcak misafirperverlikleri ile; ilçemizin Türk tarihi için ne kadar mühim bir bölge olduğu, gezim sırasında ilçe tarihine sunmuş olduğum araştırmamdan bahsedeceğim.

İlçemizin ismi: Bozüyük…

Bozüyük, Antik Dönemlerden itibaren hareketli ve zengin bir tarihe ev sahipliği yapmıştır.

"Tarihin değişmeyen kavşak noktası" olan Bozüyük, Osmanlı Devleti döneminde de orduların ana geçiş güzergahı ve konaklama noktası olmuştur.

Tarihsel süreçteki önemini modern Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de yitirmeyen Bozüyük, Millî Mücadele döneminde TBMM'nin kurmuş olduğu düzenli ordunun kazandığı ilk zafer olan 1. İnönü ve 2. İnönü Muharebelerinin gerçekleştirildiği topraklardır.

Bozüyük’ün şahsımı ilgilendiren tarafı, 1. İnönü ve 2. İnönü Muharebelerinin gerçekleştirildiği topraklar olması. Bu bölgede, Metris Tepe, İntikam Tepe, Doruk Tepe isimli şehitliklerimiz ilk gözüme çarpan ve gezi güzergahımda olan yerlerdi.

Gezimize, Bozüyük Belediye Başkanı Sayın Mehmet Talat Bakkalcıoğlu’nun; belediye görevlilerini şahsımıza mihmandar olarak verip; yine Bozüyük’te faaliyet gösteren ‘’Yardım Sevenler Derneği Bozüyük Şube Başkanlığı’’ nı yapan Sayın Nermin Öztekin Nalbantoğlu’nun ise, bir an şahsımızı yalnız bırakamaması ve ilçenin genel kültürü ile ilgili bilgi aktarması ile başladı.

İlk ziyaret alanımız ve şahsımı en çok etkileyen yer ‘’İntikam Tepe’’ oldu.

Bozüyük-Kütahya yolunun 10. km. sinde, Akpınar Köyü'nün 3 km güneyindeki yöreye hâkim bir tepededir.

İçerisinde 63 şehidin makamı olan bu şehitlik 1959 yılında düzenlenip ziyarete açılmış; son derece sade bir şekilde tanzim edilmiş olan şehitlikteki bir mermer levha üzerinde şu ibare yazılıdır:

”126. Alay, 3.Tabur, 9 Bölük Kahramanları, 30-31 Mart 1921 de burada şehit düştüler. Mezarları zaferlerinin beşiğidir.” 

-Gezi Fotoğrafları-

TBMM açıldıktan sonra, ilk Nevruz-Ergenekon Bayramı, 21- 22 Mart 1921 tarihinde kutlandı.

Bu sırada, 6-10 Ocak 1921 tarihinde I. İnönü Muharebesi’nde yenilen Yunan birlikleri, yenilginin intikamını almak amacıyla Bursa-Bilecik cephesinde büyük bir taarruza hazırlanıyorlardı.

Her an taarruz başlayabilirdi.

Nitekim, 23 Mart 1921’de Yunan birlikleri taarruza geçti.

İşte bu taarruzun yaşandığı bölgelerden birisi Bozüyük İntikam Tepe'ydi.

Bu alanda şehid olan Mehmetcik ile ilgili olarak metfun oldukları alanda isimleri yer almamaktaydı. (Kısacası araştırma yapılmamıştı).

Gezi sonrasında kalmış olduğum otelime döndüğümde elimde bulunan dijital arşivimi ve Millî Savunma Bakanlığı arşivini internetten sabaha kadar taradım.

Sabahın ilk ışıklarında, İntikam Tepe’de şehid olan 4 şehidimizin isimlerini tespit ettim.

Burada sizlerle paylaşıyorum.

Lütfen sizlerde şehidlerimize birer Fatiha okuyunuz!

.

.

.

İntikam Tepe Şehitliğimiz ile ilgili şahsımı etkileyen bir hadise daha bulunmaktadır.

Birkaç satır yukarıda bir mermer levha üzerinde yazılı bulunan bir hadiseden bahsetmiştim. Aynı mermer levha üzerindeki yazı şu şekilde devam etmektedir: 

 “11. Tümenin 126. Alayın 3. Tabur, 9. Bölük Komutanı Afyonlu Subay Ömer Altınay, 2. İnönü Harbinde dört süngü yarası alarak düşman eline esir düşmüştür. Yunan komutanı tarafından bir ağaca bağlanmak suretiyle, üzerine benzin dökülerek yakılmak istenirken, yetişen kuvvetlerimiz tarafından kurtarılmıştır.”

-Kurtuluş Savaşı Gazisi Ömer Lütfü Altınay-

Yukarıdaki satırlarda savaşın ne kadar acımasızca geçtiğini, insanlığın bittiğini, geçmişte ve gelecekte vatanımız olacak bu vatan topraklarının nasıl müdafaa edildiğinin-edileceğinin delilidir.

İntikam Tepe Şehidliği'nden sonra, Şehidlerimizin vatan toprağı ile kucak kucağa yattığı bir başka yer olan Metris Tepeye hareket ettik.

Metris Tepe’ye yaklaşırken Yeni Çepni Köyü'ne yakın bir alanda, yolun sağ tarafında "Doruk Tepe Şehidliği" bulunmaktaydı.

Aracımızdan indik ve aziz şehidlerimizi selamlayıp, dua ile ziyaret ettik.

Akabinde yolumuza devam ettik. Köy girişine yaklaştığımız vakit, günümüzde köy mezarlığı olarak kullanılan yerin yanından geçerken, mezarlık içerisinde bir bayrak direği dikkatimi çekti.

Bozüyük Belediyesi görevlisi ve şoförümüz Melih Bey'e geri dönüşte burayı görmek istediğimi söyledim. Uzaktan yeni bir şehid kabri görünümünde olduğundan yolumuza devam edip, Metris Tepe’ye ulaştık.

-Gezi Fotoğrafları-

Bozüyük ilçesine 20 km uzaklıkta bulunan Metristepe Anıtı, Cumhuriyet'in ellinci yılında İnönü Savaşları Zafer Anıtı olarak 1973’te yapımına başlanmış, 29 Haziran 1975 tarihinde açılışı yapılmıştır.

Savaşta şehit düşen askerlerimiz anısına yapılan anıt, 24 metre büyüklüğünde olup üzerindeki rölyeflerde savaşa dair bilgilere yer verilmiştir.

Anıtın üzerinde şu ibare yazılıdır:

”Ankara 1 Nisan 1924- ...Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makûs talihini de yendiniz.  T.B.M.M. Başkanı Mustafa Kemal.”

Anıtın önünde savaş sahnelerini canlandıran rölyefli kabartmalar bulunmaktadır.

Anıtın arka yüzünde ise Birinci ve İkinci İnönü Savaşlarına katılan tümen ve daha üst birlikleri ve komutanlarının isimlerinin yazıldığı mermer yazıt yer alıyor.

Metris Tepe’de şehidlerimize vazifemizi yerine getirdikten sonra, güzergahımız ve ziyaret alanımız olan "Bozüyük Şehir Müzesi" ne gitmek için aracımıza bindik.

Yukarıda kısa olarak bahssettiğim, Doruk Tepe Şehidliği'ne 50 Metre mesafede olan köy mezarlığı içerisinde bulunan kabrin bulunduğu bölgeye geldik.

Kabrin başına gittiğim vakit hayret içinde kaldım.

Çünkü kabir 1921 tarihinde şehid düşen bir Mehmetciğimize aitti. Ve aynı kabir içinde bir değil, ismi bilinmeyen bir kişi daha yatıyordu.

Şehidlerimizin ruhuna Fatiha okuduktan sonra yolumuza devam ettik ve Bozüyük Şehir Müzesi'ne geldik.

Bizi müze girişinde sıcak ve güler yüzü ile Sayın İlknur Şen karşıladı.

İlknur Hanım; Bozüyük Şehir Müzesi, 2017 yılı verilerine göre 73 bin 085 kişinin yaşadığı Bozüyük’te, Bozüyük Belediyesi’nin yapmış olduğu anket çalışmaları ve vatandaşlardan gelen talep üzerine Bozüyük'te bir müze kurulmasına karar verilmiştir.

Müze binası olarak da şehrin merkezine hâkim bir tepe üzerinde, tek yapı formunda bulunan tarihi Albay İbrahim Çolak Köşkü seçilmiştir. Böylelikle Türkiye’de örneği olmayan bir müze konumu elde edilmiş olduğunu söyledi.

Müze içerisinde Bozüyük tarihi ve etnografyası ile ilgili çok sayıda obje ve kayıt yer almakta. İnteraktif bir müze olarak ta dünya çapında ödüller almış bir mekân olduğunu öğrendik.

Biz ziyaretçilere mihmandarlık yapan ve büyük bir özveri ile tüm detayları anlatan İlknur Şen Hanımefendiye buradan teşekkürlerimizi iletiriz.

***

Kısa ama çok yoğun geçen Bozüyük gezimiz, şahsımın ve arkadaşlarımın üzerinde büyük tesirler yaratıp, çok güzel bilgiler elde etmemize; ileride bu bölge için san’at, kültür, tarih gibi çalışmalar yapmamızın önünü açtığını belirtmek istiyorum.

Buradan her gün yüzbinlerin aracıyla yanından geçtiği Bozüyük’ün bu engin kültür ve tarihine selam etmeden geçmemesini, yol güzergâhından Bozüyük’e direksiyon kırarak bu güzel yerleri gezmelerini tavsiye ederim.

Kısa Bozüyük gezisi ile ilgili alakalarını ve imkanları sağlayan; Bozüyük Belediye Başkanı Sayın Mehmet Talat Bakkalcıoğlu, Başkan Yardımcısı Ali Şahinoğlu, Yardım Sevenler Derneği Bozüyük Başkanı Sayın Nermin Öztekin Nalbantoğlu ve dernek ekibi, Bozüyük Belediyesi Basın Yayın’dan Bengü Hanım ve Melih Bey’e sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum.

Unutmayalım!

Bu yerler " milletin makûs talihinin yenildiği, milletin tekrar dirildiği yerlerdir."

Saygı ve Sevgilerimle.

.

Emrah Bekçi, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @EmrahBEK4@dikgazete

Emrah Bekçi
Emrah Bekçi

Emrah Bekçi kimdir?

Araştırmacı - Yazar - Yönetmen Emrah Bekçi, 1974 Giresun Bulancak doğumlu. Eğitimini Ankara’da tamamladı. 2009 senesinde “Balkanlarda Türk İşaretleri” Belgeselini Bulgaristan Deliorman Bölgesinde çekti. 

Rusya Federasyonuna bağlı Murmansk Eyaleti, Revda Bölgesi, Lovezero kasabasında “Sami-Komi” klanlarıyla yaşayarak kültürel saha araştırmaları yaptı.

Emrah BEKÇİ, Rusya Federasyonuna bağlı Ural Dağlarında koruma altına alınan “Mansi Türkleri” hakkında kültürel bilgiler topladı. Aynı sahada, Aleksandrovsk, Solikamsk, Berezniki, şehirlerinde kültürel saha çalışmaları ve araştırmaları yaptı.

2012 senesi sonuna kadar Orta-Asya ve Azerbaycan Zaktala Vilayetinde, Şeyh Şamil ve Dede Korkud üzerine veriler topladı. 

Yazar Çoban Ateşi televizyon programı, Seyyid Burhaned’din Hazretleri, Balkanlarda Türk İşaretleri, Anadolu’nun Ruhu Yörükler Belgesellerini sundu ve yönetti.

2016-2017 Senesinde; “TR 72 Bölgesi Turizm Değerlerinin Step To City Projesine Entegrasyonu” Projesi Kapsamında; 25 Dakika, 9 Dakika, 3’er dakikalık 81 Bölümlük kısa metraj, İngilizce, Rusça, Japonca, Türkçe belgesellerin yönetmenliğini yaptı. 

Yapmış olduğu çalışmalar ile ilgili, Bulgaristan ve Rusya Federasyonu Yüksek Eğitim kurumları ile ülkemizde birçok üniversite ve STK’larda, Türk-İslam Tarihi ve Kültürü ile ilgili kürsü aldı, konuşmalar yaptı.

7 Haziran 2018 Tarihine Kadar; 129 Lise ve dengi okulda konferanslar verdi.

Yazar-Yönetmen Emrah BEKÇİ’nin;

Sevelim Sevilelim Yunus Emre”, “Gel Nasılsan Öyle Gel Mevlana”, “Bir Can Var Canında O Canı Ara Seyyid Burhaned’din Hazretleri”, “Ermeni Yalanları Çığlık”, isimli 4 adet basılı kitabı bulunmaktadır. 

Yazarın ayrıca; Anılarda Son Ermeni, Sızı, Uzaktaki Emanet isimli Uzun Metraj Film Senaryosu; İstiklal Marşı, Seyyid Burhaneddin, Aşk ve Şifa Gevher Nesibe isimli tiyatro senaryosu (Bunlardan Aşk ve Şifa Devlet Konservatuvarı Tarafından Sahnelendi) bulunmaktadır.

Yazarın: Anılarda Son Ermeni, Muhbir Mehmet, Kartallar Kafese Sığmaz, Keşke O Deli Ben Olsaydım, Torosların Cinleri, Hanan Bey, Sana Selamım Var, Uyanış ve iki cilt belde soy ansiklopedisi editörlüğü ile Amerika Birleşik Devletlerde İngilizce basılı “THE LAST ARMANİAN” isimli kitapların editörlüğü bulunmaktadır.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?