Biyoterörizme karşı Türkiye’nin biyolojik savunması

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Biyoterörizme karşı Türkiye’nin biyolojik savunması
02-04-2020

İstihbarat servisleri, yanlış bilgilendirme ve yolsuzluktan diplomasiye ve ekonomik baskıya kadar hatta biyolojik terörü de kapsayan çeşitli araçlar kullanır. 

Ancak tam da bu noktada, istihbarat servislerinin işlevleri sadece bilgi toplamak ile sınırlı değildir, aktif operasyonlardan da sorumludurlar. 

Dolayısıyla istihbarat servislerinin bu araçların, transferi, geliştirilmesi ve kullanımındaki rolü, son derece hayati önem taşır.

Biyolojik savaş; zehirli maddeler kullanılarak insan, hayvan ve bitkilerin öldürülmesi ya da etkinliklerinin kısıtlanmasına yönelik bir savaş yöntemi.

Biyolojik savaş maddesi (ajanı) olarak bakteriler, riketsialar, virüsler, funguslar, protozoalar gibi mikroorganizmalardan söz edilir. 

Diğer canlılar üzerinde zararlı etkiler yaratmak amacıyla kullanılan bakteri, virüs, mikrobiyal toksinlerin, biyolojik ajan ve silah olabileceği sokaktaki hangi insanın aklına gelir? 

Bu tanım, genellikle biyolojik olarak elde edilen toksinleri ve zehirleri de kapsayacak şekilde genişletilir.

Biyolojik savaş araçları, yaşayan mikroorganizmaları (bakteri, protozoa, riketsia, virüs ve mantar) içerdiği gibi mikroorganizmalar, bitkiler ve hayvanlar tarafından üretilen toksinleri (kimyasallar) de kapsar.

Dünyada gittikçe daha çok biyoterörizme odaklanılıyor; çünkü biyolojik silahlar, karşı konulması daha zor kitle imha silahları. 

Nano teknoloji ile “programlanabilir nano partiküller” üretilebiliyor. İşte Coronavirüs de böyle birşey. 

Bu nanopartiküller, insanların solunum fonksiyonlarını durdurabiliyor, kalp krizi ve beyin kanaması geçirmesine neden olabiliyor. Terör örgütleri, bu tür teknolojilerin peşinde. 

Kene ısırması sonucu bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsünün, ‘biyolojik silah’ olarak listelerde yer aldı.

Tüm bunlar Türkiye’de yaygın vakıalar değil miydi? *

O nedenle Türkiye ve Türkler, bu biyolojik saldırılara şerbetli. 

ABD istihbarat örgütleri, Covit-19 pandemisini nasıl öngöremedi?

Kahire’de, Mısır Gazeteciler İdaresi Meclisi Başkanı ve Kahire Bölgesel Strateji Çalışma Merkezi Yönetim Müdürü Abdulmunim Said, oldukça ciddi ve tartışılması gereken bir soruyu gündeme taşıyor: 

"İstihbarat örgütleri niçin ‘koronavirüsün’ farkına varmadı?" diye soruyor.  

Dünyayı kasıp kavuran, binlerce insanın ölümüne neden olan koronavirüs salgının yol açtığı, siyasi, kültürel, ekonomik ve hatta askeri tahribata bakılırsa haksız da sayılmaz. 

Verdiği bilgiye göre, koronavirüs Çin'de ortaya çıkıp tüm dünyaya yayıldıktan sonra, gizli servisler alarma geçmiş. 

Bu kapsamda Mica Zinko'ın 25 Mart’ta ‘Foreign Policy’ (Dış Politika) dergisinde ‘Koronavirüs Salgını’ başlıklı makalesinde belirttiği gibi Trump’un öngörüsüzlüğü nedeniyle, ülkede felakete neden olan koronavirüs salgını, ABD istihbarat tarihindeki en büyük başarısızlıktı. 

Öyle ki Pearl Harbor’dan ve 11 Eylül saldırılarından dahi daha büyük bir olaydı. 

Söz konusu makaleden bir ay önce 28 Şubat’ta, Ken Delinian, NBC News'de, CIA'nın Çin'den kaynaklanan olası bir küresel pandemi ile ilgili uyarılarda bulunduğunu söylemişti. 

2 Mart’ta Tal Axelrod, ABD Kongresi tarafından yayınlanan ‘The Hill’ bülteninde, ‘İstihbarat Topluluğundan Uyarılar’ başlığı altında birçok uyarı yayınlanmıştı. **

Mikrobiyolojik Covid-19, ABD uçak gemisini durdurdu… 

İslam kaynaklarında yer alan 'Firavun ve Sivrisinek' kıssasını  bilmeyen yoktur. 

Firavun”, sermaye /Kapitalizm, din/ teokrasi ve iktidar/ oligarşi üçgenindeki küresel gücü temsil ediyordu. 

Evrenin sahibine kafa tutan Firavun, bu kudretine rağmen aciz bir sivrisinek karşısında tutunamadı. 

Mısır halkının taptığı Firavun’u, küçücük bir sivrisinek  etkisizleştirdi. 

Tarihte buna benzer çok olay var. 

Firavun’un defterini düren sivrisineğin evrendeki hacminin  belki milyonda biri kadar yer kaplayan koronavirüs, şimdi de başka küresel ve çağdaş firavunları dize getiriyor. 

Pasifik'te seyrüseferde olan ABD'nin USS Theodore Roosevelt nükleer Uçak Gemisi bu modern firavun sisteminin en güçlü silahlarından.

Ama gelişmiş radarların tesbit edemediği, görülmeyen bir düşman, bu savaş makinasını devreden çıkarmış.

Pasifik'teki Guam adasında karantinaya alınan 100'den fazla askerin yeni tip koronavirüse (Covid-19) yakalandığı, ABD'nin USS Theodore Roosevelt nükleer Uçak Gemisi Kaptanı Brett Crozier, ABD Donanmasına mektup yollayarak, gemideki tüm personelin karaya çıkarılıp karantinaya alınması için yardım talebinde bulundu. ***

Biyoterörizme karşı Türkiye’nin Sağlık Savunma Sistemi… 

Türkiye’nin Biyolojik teröre karşı inşa ettiği kurumsal savunma hattı, 27 Mayıs 1928'de 1267 sayılı yasa uyarınca Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na bağlı kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Müessesesi desem ne dersiniz?

Refik Saydam Hıfzıssıhha Müessesesi'nin faaliyete geçmesiyle, bulaşıcı salgın hastalıkların patogenezi (bir hastalığın kaynağı ve gelişmesi sırasında organizmada meydana gelen değişiklikler bütünü) çözüldüğü gibi, aşı ve antibiyotiklerle infeksiyonları yenilmiş, hatta çiçek ve polio (çocuk felci hastalıklarında olduğu gibi eradike (yok) edebilmiştir.

Kurumun yetki ve sorumlulukları, gelişen ihtiyaçlara göre 4 Ocak 1941'de yeniden belirlendi. 

Müessese 14 Aralık 1983'de "Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı" adını aldı. 

2/11/2011'de, 663 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'na devredildi.

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu  daha sonra T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü olarak isimlendirildi. Bu müdürlük altında Refik Saydam isimli herhangi bir birim artık  yok. 

Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu’nda gerçekleştirilen çeşitli ilklerden bazıları…

1931: Ağız yoluyla uygulanan BCG Aşısı üretimi.

1932: Serum üretiminin ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye gelmesi sonucu, dışarıdan serum ithali durduruldu.

1933: Simple Metodu ile kuduz aşısı üretimi.

1934: İstanbul Aşıhanesi'nin enstitü bünyesine nakli ve çiçek aşısı üretimi ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye gelmesi.

1942: Tifüs aşısı ve akrep serumu üretimi.

1948: Boğmaca aşısı üretimi. İnfluenza virüsü, New-Castle virüsü ve tavuk vebası üzerine araştırmaların başlaması.

1950: İnfluenza Laboratuvarı'nın Dünya Sağlık Örgütü tarafından Uluslararası Bölgesel İnfluenza Merkezi olarak tanınması, influenza aşısı üretimi.

1958: Frenginin modern yöntemlerle teşhisi.

1965: Kuru çiçek aşısı üretimi.

1970: Fibrinojen, albumin ve gamma globulin üretimi.

1983: Kuru BCG aşısı üretimi.

1987: AIDS Araştırma ve Doğrulama Merkezi'nin açılması.

1992: Kan ürünlerinin viral inaktivasyonu.

Panik Yok!.. Koronavirüs/ Covit-19 kontrol altında… 

Daha önce sizlere bir tavsiyem olmuştu; “evde kalın hayatta kalın, aklınıza mukayyet olun” diye, hatırladınız mı? 

Aklı başında olanlara bir önerim var. 

2018- 2019 yıllarına ait Ocak, Şubat, Mart aylarını kapsayan ölüm istatistiklerini inceleyin. 

Bir de bu yıl bu aylarda özellikle Mart ayında açıklanan ölüm sayısını inceleyin. 

Sonuç; bu yıl ölenlerin oranı önceki yıllara göre daha düşük. ****

Bu durum, Avrupa'da da aynı. 

Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat'ın, Dünya Nüfus Günü'nde yayınladığı tahmini rakamlara göre 2018'de yaklaşık 5,3 milyon kişi hayata gözlerini yumarken 5 milyon bebek dünyaya  'merhaba' dedi. *****

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü geçtiğimiz yıl, yani 2019'da “Pandemi İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı” üzerinde çalışmıştı. 

Yüzlerce uzmanın araştırmaları, bilgi havuzunda toplandı ve sistemleştirildi. ******

Türkiye’yi bugüne, zor zamanlara “koronavirüsle mücadele”ye hazırladılar.

Tüm sağlık şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun. Allah rahmet eylesin! 

Tedbiri elden bırakmadan, devlete tam itaat şart. 

Devlete güvenin; devletin bir bildiği var. 

Unutmayalım, Türkiye ve Türkler, bu biyolojik saldırılara şerbetli.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

* https://burakbozkurtlar.com/omur-celikdonmezden-biyolojik-savas-uzerine-harika-tespitler/

** https://m.aawsat.com/turkish/home/article/2211156/abdulmunim-said/istihbarat-%C3%B6rg%C3%BCtleri-ni%C3%A7in-%E2%80%98koronavir%C3%BCs%C3%BCn%E2%80%99-fark%C4%B1na-varmad%C4%B1

*** https://www.ntv.com.tr/amp/dunya/abdnin-karantinadaki-ucak-gemisinin-kaptanindan-yardim-cagrisi,RJ3Pdt_ztk6bPkCtbDT4Iw

https://www.bbc.com/turkce/amp/haberler-dunya-52118090

**** https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/olum-istatistikleri-aciklandi/1500990

***** https://www.tr.euronews.com/amp/2019/07/10/2018-de-olenlerin-sayisi-doganlari-gecti-ancak-nufus-artti-demografi-turkiye-artis-rapor

****** https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/bulasicihastaliklar-haberler/ulusal-pandemi-hazirlik-plani.html

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Davut Nural 5 yıl önce
Refik Saydam Hıfzıssıha kurumunun tarihteki işlevi ve bunu kuranları vesile olanları emeği gecenleri rahmetle anıyoruz.Bu kurumun cok işlevi ve kazandırdığı sağlıkta devrim niteliği buluş ve aşıları oldu.Bu kurum oldugu gibi kalıp görevine devam etmeli idi.Gazi paşa ileri görüşü ve bilgeligi ile ülkeye gerek sağlık alanında gerekse her sahada çok kazanımlar bahşetmiştir.Ne varsa eskilerde vardı.Müzik sanatçısından tut siyasetcisine politikacısına kadar hepsi bir başka idi.Eskiden adam gibi müzikler yapılır bilge nitelinde devlet adamları yetişirdi.TSK ordu vesaire tam bir hiyerarşi ve disiplin sahibi idi.Artık her şeyde köprülerin altından çok sular geçti.Hiç bir şey eskisi gibi değil.Genellikle hep gecmiş özlenir.O sevgi saygı toplumun değerleri bir başja idi.Kadim devlet geleneğimiz ve 5000 yıllık ordu tecrübemizin genleri yine faaldir kimse hayal kırıklığı yaşamasın.Devletimiz dim dik ayakta olup makamlar rütbeler kişiler gelip geçici olsada Devletimiz ve yurttaşlarımız bu ülkenin asli unsurlarıdır.Yurtsever çilekeş Emekci halkımızın sesine kulak verilmeli israf ve şatafat giderlerinden muktedirlerin kaçınması gerekir.Bu halk sosyal adaleti bulabilmek çare olması için sosyalizme göz kırpacağını bilmek gerekir.Yazar burada kaynaklar vererek konuyu irdelemiş ve yurtsever halkımızın moralini yükseltmiştir.Yazara tesekkur ederiz.Kalemine kuvvet yüregine sağlık esenlikler üstat çelikdönmez...
Markosun oğlu Yuhanna 5 yıl önce
Türke birşey olmaz diyenler halkını, şapır şapır ölüyor hani ölmezdiniz
Yoldaş Fikri 5 yıl önce
Algı operasyonları üzerinden kapitalizm kendini güncelliyor
sazlı damın kızı pasaklı aysel 5 yıl önce
Hijyen önemli
dimdik ayakta 5 yıl önce
Durmak yok yola devam virüse yeneceğiz
Esra c. 5 yıl önce
Son satırlar yğteğime6xu serpti