Bay muhalif…

- E, Hadi gözün aydın EYT mevzusunda istediğin oldu emekli oldun!

- Hıh.. Tayyip oy toplamaya çalışıyor! Zaten biz olmasak Tayyip bunu çıkarmazdı. Asıl Kılıçdaroğlu ile Meral Hanım’a teşekkür etmeli.. bir de Ecevit’e… Bunlar hep onun projeleri.

- Ya hu Ecevit memur maaşlarını ödeyemiyordu! IMF’den 1 milyar $ borç sözü aldığı zaman sevincinden uçuyordu. Nerede kaldı EYT’lilere çözüm bulmak!?

Ama…

Hadi diyelim ki, EYT Ecevit’in projesi.. Karadeniz’de keşfettiğimiz doğalgaza.. Gabar’da bulduğumuz petrole ne diyeceksin? O da mı Ecevit’in projesi? Onda da mı Kılıçdaroğlu ile Maral Hanım sıkıştırdı da gaz keşfedildi?  

- Bir defa bu bir keşif değil.. Buluş! Doğalgaz zaten orada duruyordu Tayyip buldu.

- Tamam! Her ne ise; Bulduğumuz doğalgaz ülkemize 1 Trilyon dolar kazandırdı ya! Buna ne diyeceksin?

- Yaptığı masrafları hesap etmiyorsun ama… 400 milyar dolar masraf etti bu doğalgaz için.

- İlk yatırım maliyeti için belki bu masraf gereklidir ama ondan sonra bu masraf olmayacak.

Ayrıca

400 milyar dolar değildir. Çünkü gemilere ödenen para yaklaşık 1 milyar dolar.

Kaldı ki, 

Dediğin gibi olsa bile 600 milyar dolar kâr kalıyor.. Bu az para mı? Senin yere göğe sığdıramadığın Ecevit, IMF’den 1 milyar dolar borç aldığı zaman sevincinden havaya zıplıyordu. Şimdi 600 milyar dolar borç değil.. Kendi öz kaynağımız!

- Bu kadar abartma, doğalgaz dediğin şeyin yarısı kükürt!

- Olabilir! Doğalgazın saf olarak çıktığı yer mi var? Filyos Limanı’nında ayrıştırılıp evlerimize verilecek. İnsan biraz sevinir ya hu! Hem artık 100 yıllık hayalimiz olan milli arabamız TOGG ile dolaşabileceğiz. Gabar’da petrol bulduk, İnsansız savaş uçağımız göklerde…

- Ne arabası yaa!.. Bunun fabrikası nerde?

- Nah şurada işte! Gemlikte… Araba da işte sergide önünde duruyor.

- Du bakayım! Gerçekten bu arabayı biz mi yaptık?

- Evet!

- Anaaa! Bu arabanın motoru yok. Ya kardeşim biz hayatta bi şeyi tam olarak beceremeyiz.. arabayı yaptık ama motoru yok. Ben Cemal Gürsel gibi yetkili biri olsam kaldırıp bunu da depoya atardım.

- Ya hu bu araba elektrikli… Bunda motor olmaz gürültü olmaz yağ gibi kayıp gidecek. Bunda pil olur pil!

- Hani nerde? Ben bir şey göremiyorum!

- Şurada! Şasenin üstünde 2 seksen yatıyor ya!

- Anaaa! Gerçekten de buradaymış… İyi de kardeşim bu arabaya asgari ücretli nasıl binecek? 

- Asgari ücretli bugüne kadar Mercedes’e nasıl biniyor idiyse buna da öyle binecek!

- Ya kardeşim kafa mı buluyorsun benimle!

- Ama önce sen başlattın!

- Neyse neyse bu asgari ücretlinin durumu ne olacak? Tayyip onu da düşündü mü?

- Sence asgari ücret ne kadar olmalı?

- En az 7.000 lira olmalı.

- Asgari ücret 8.250 lira oldu.

- !.. !.. !..

- Ne oldu beklemiyordun değil mi? Bu arada İnsansız savaş uçağımıza ne diyeceksin bakalım?

- İnsansız savaş uçağının da arıza anında pilot fırlatma koltuğu yokmuş…

- !.. !.. !..

- Ne oldu? Cevabın yok değil miii?

- Be adam “İnsansız Savaş Uçağı” diyorum sen pilot fırlatma koltuğundan bahsediyorsun.

Neyse!

Bu teknik konuları bırakalım.. Senin vüs’atın bu mevzuları anlamaya müsait değil.

Şimdi kalkıp sana,

Türkiye’nin en büyük toplu konut projesi başlatıldı desem

“Tayyip AKP’li mütahitleri zengin ediyor..” diyeceksin...

“Hızlı Tren Sivas’a ulaştığında, Hızlı trenlerde dünyanın 4. Ülkesi olacağız” desem…

“Hızlı tren Sivas’tan göçü hızlandıracak” diyeceksin…

Karabağ’da ezan…

Taksim’de ezan…

Ayasofya’da namaz…

Kapalı Maraş’ın açılması…

Tahıl koridoru…

Doğalgazda merkez olmamız…

Rusya-Ukrayna savaşında hakem olmamız ve dünya siyaset merkezini ülkemize çekmemizden…

Nükleer santrallerden…

Silah üretmemizden…

Vs. vs. vs. den bahsedecektim ama gerek yok. Nasıl olsa hepsine bir kulp bulacağın için vaz geçtim.

Şimdi…

Söyle bakalım.. Başka çözülmeyen bir sorunun kaldı mı?

- Suriyeliler?

- Ne yapalım Suriyelileri?

- Tayyip sanki dediğimi yapacak?

- Sen söyle ben ileteyim. Olur ki, seni dinler. 

- Şu anda mikrofon açık mı?

- Açık!

- Suriyeliler gitsiiiin! Onları istemiyoruuuuz.. Bu kadar misafirlik yeter be kardeşim! 

- Tamam… Bunu aynen Cumhurbaşkanımıza ileteceğim!

- Aman gözünü seveyim sakın!..

- Nasıl yani?

- Cumhurbaşkanımıza sakın böyle bir şey söyleme!

- Az önce mikrofona bağıra bağıra söyledin ya!

- O mikrofondaki sesim. Bizim mahalle beni yine böyle bilsin!..

Ama..

Bu Suriyeliler giderse atölyemde çalışacak adam bulamam. 

Bazen eleman arıyorum…

Da,

Bir Allah’ın kulu çıkıp müracaat etmiyor. Gelenler de öyle şartlar öne sürüyor ki, sanki saraydan çıkıp gelmiş. Savup gönderiyorum.. Çünkü isteklerinden naşi tepem atıyor.

Suriyeli ve diğer mülteciler gece demez gündüz demeden çalışıyorlar…

Yeter ki, sen iş ver.

Yani…

Onlar da olmasa imalathaneye kilit vuracağım!

- Ya hu hem böyle olduğunu biliyorsun hem de inadına muhalefet ediyorsun. Ne diyeyim.. Allah seni ıslah etsin! 

- Âmin!

- 3 ay Fox TV, Halk TV vs. izleme iyileşirsin!

- İnşallah!

- İnşallah!

.

Emin Batur, dikGAZETE.com