Anomi başlangıcı

Emrah Bekçi
Emrah Bekçi
Anomi başlangıcı
18-02-2023

İbn Haldun: “Coğrafya kaderdir.” demiştir…

Anadolu coğrafyası, dünyanın var oluşundan itibaren “deprem kaderi” ile evrenin sonuna kadar yaşayacak olan bir kara parçası.

Kaderi deprem olan bu coğrafyada yaşayan ‘Türk Milleti’, her 20-30 senede bir, büyük afetlerin hedefi olmaktadır. Kısacası coğrafyanın kaderi, vatan edindiği coğrafyada yaşayan milletin kaderi halindedir.

Ülkemizde jeoloji ve depremler üzerinde çalışmalar yürüten üniversitelerimiz, afetlerden en az hasarla kurtulmak için planlama yapan şehir planlamacılarımız, sağlıkçılarımız, güvenlik güçlerimiz ile tüm bu sistemi yönetecek olan idarecilerimiz bulunmaktadır.

Ülkemizde her afet yaşandığında ise elimizde mevcut bulunan bu gücü ve birikimi etkin zamanda, etkin bir biçimde kullanmakta zorluk çekmekteyiz. Yani, koordinasyon sorununu büyük ölçüde yaşanmakta, dumura uğrayıp, ilk şoku atlatan bu mekanizmalar geç bir zaman diliminde harekete geçmektedir. Netice itibari ile tüm bu süreci yaşayan insanlarımız “anomi başlangıcı”na sürüklenmektedir. İnsanlarımız ise tedbirsizlik ve geç müdahalelere şahitlik ederek-yaşayarak ülkeyi yönetenlere karşı güvensizlik duymaktadırlar.

Yazımın başlığı olan “Anomi” nedir?

Anomi: Emile Durkheim tarafından, 1897 tarihinde bolca okunur hale gelen “İntihar” kitabındaki teorinin adıdır. Sosyoloji okuyanlar ve meraklı olanlar “anomi”nin içeriğini ve detaylarını daha iyi bileceklerdir.

Bu makale içerisindeki anomi ise: Haksız yönetim sonucunda sosyal kimliğin bireysel düzeye inerek küçük parçalara indirgenmesi ve bireyin toplum değerlerine karşı gelmesi olarak değerlendirilmelidir.

Türkiye yakın zaman diliminde devletin kılcal damarlarına kadar sızmış bir cemaat-terör yapılanmasının darbesini (FETÖ), akabinde küresel ölçekli bir pandemiyi atlatmış, sonrasında ise ekonomik sıkıntılar içerisinde kendini bulmuş, en son gelinen noktada 10 ilimizde meydana gelen deprem afeti ile derin yara almıştır.

Bunun yanı sıra, uzun zamandan itibaren devam eden terör, sınırlarımızın güneyinde yaşanan kaos, Akdeniz’de yaşanan enerji arama çabaları, Kuzeyimizde yaşanan ve devam eden Ukrayna-Rusya kayıkçı kavgası, küresel ölçekli iklim değişikliği, eğitim-öğretimin sekteye uğraması vs. Ülke içerisinde yaşayan milletimiz üzerinde çok derin psikolojik travmalar yaratmış, ülkeyi yönetenlere karşı inançlarını sarsmıştır.

Son yaşanan depremlerle birlikte insanlarımız kendisini, kendi ülkesinde yalnız hissetmiş-hissetmekte, medyadan servis edilen haberler ve görüntüler ile ülkenin tümü yalnızlık kaderine psikolojik olarak itilmektedir.

Tüm bu hadiseler yaşanırken, ülkeyi yöneten ve yönetime talip olanlar ise toplumun içerisine düşmüş olduğu “anomi”den bihaber olarak, siyasi söylemler ile medyanın manşetlerinde yer almışlar-almaktadırlar.

Emile Durkheim’in teorisindeki anomi başlangıcı, milletimiz üzerinde hızla artmakta, sosyal kimliğin bireysel düzeye inerek küçük parçalara bölünmesi, “Ben” düşüncesiyle birlikte bütüncül “millet” düşüncesi tasfiyesine neden olmaktadır. Yakın zamanda gerçekleşecek olan genel seçimlerde anomi yaşayan bireylerin suç ve suçluluk konusunda eyleme geçmeleri beklenebilir.

Burada yazdıklarım ülkemiz için bir film senaryosu metni gibi algılanabilir. Ancak, sokaklar ve hanelerde yaşananların yüzdesel çoğunluğu anomi sinyali vermektedir. Bu sorunun çözümünde ve reçetesinde derman olarak sosyal bilimciler ve akademik zihinlerin önerilerine kulak asılıp, deneye vurulan her türlü enstrüman kullanılmalı, deneysel niteliği olmayan yapılar ise çözüme dahil edilmeyip tecrit edilmelidir.

Ülkemiz ve dolayısı ile milletimiz anomi başlangıcındadır. Tedbir bilime göre (Akla göre) alınmalı, kader mefhumu terk edilmelidir.

Saygılarımla

.

Emrah Bekçi, dikGAZETE.com

Emrah Bekçi
Emrah Bekçi

Emrah Bekçi kimdir?

Araştırmacı - Yazar - Yönetmen Emrah Bekçi, 1974 Giresun Bulancak doğumlu. Eğitimini Ankara’da tamamladı. 2009 senesinde “Balkanlarda Türk İşaretleri” Belgeselini Bulgaristan Deliorman Bölgesinde çekti. 

Rusya Federasyonuna bağlı Murmansk Eyaleti, Revda Bölgesi, Lovezero kasabasında “Sami-Komi” klanlarıyla yaşayarak kültürel saha araştırmaları yaptı.

Emrah BEKÇİ, Rusya Federasyonuna bağlı Ural Dağlarında koruma altına alınan “Mansi Türkleri” hakkında kültürel bilgiler topladı. Aynı sahada, Aleksandrovsk, Solikamsk, Berezniki, şehirlerinde kültürel saha çalışmaları ve araştırmaları yaptı.

2012 senesi sonuna kadar Orta-Asya ve Azerbaycan Zaktala Vilayetinde, Şeyh Şamil ve Dede Korkud üzerine veriler topladı. 

Yazar Çoban Ateşi televizyon programı, Seyyid Burhaned’din Hazretleri, Balkanlarda Türk İşaretleri, Anadolu’nun Ruhu Yörükler Belgesellerini sundu ve yönetti.

2016-2017 Senesinde; “TR 72 Bölgesi Turizm Değerlerinin Step To City Projesine Entegrasyonu” Projesi Kapsamında; 25 Dakika, 9 Dakika, 3’er dakikalık 81 Bölümlük kısa metraj, İngilizce, Rusça, Japonca, Türkçe belgesellerin yönetmenliğini yaptı. 

Yapmış olduğu çalışmalar ile ilgili, Bulgaristan ve Rusya Federasyonu Yüksek Eğitim kurumları ile ülkemizde birçok üniversite ve STK’larda, Türk-İslam Tarihi ve Kültürü ile ilgili kürsü aldı, konuşmalar yaptı.

7 Haziran 2018 Tarihine Kadar; 129 Lise ve dengi okulda konferanslar verdi.

Yazar-Yönetmen Emrah BEKÇİ’nin;

Sevelim Sevilelim Yunus Emre”, “Gel Nasılsan Öyle Gel Mevlana”, “Bir Can Var Canında O Canı Ara Seyyid Burhaned’din Hazretleri”, “Ermeni Yalanları Çığlık”, isimli 4 adet basılı kitabı bulunmaktadır. 

Yazarın ayrıca; Anılarda Son Ermeni, Sızı, Uzaktaki Emanet isimli Uzun Metraj Film Senaryosu; İstiklal Marşı, Seyyid Burhaneddin, Aşk ve Şifa Gevher Nesibe isimli tiyatro senaryosu (Bunlardan Aşk ve Şifa Devlet Konservatuvarı Tarafından Sahnelendi) bulunmaktadır.

Yazarın: Anılarda Son Ermeni, Muhbir Mehmet, Kartallar Kafese Sığmaz, Keşke O Deli Ben Olsaydım, Torosların Cinleri, Hanan Bey, Sana Selamım Var, Uyanış ve iki cilt belde soy ansiklopedisi editörlüğü ile Amerika Birleşik Devletlerde İngilizce basılı “THE LAST ARMANİAN” isimli kitapların editörlüğü bulunmaktadır.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Nalan 2 yıl önce
Ülkemizin şuan ki durum ve içinde olduğumuz sıkıntılı günlerimizi akılcı bir dille aktarmışsın. İlim ve bilim olmadan herşeyi kadere bağlamak, tedbiri almamaktır. Ellerin dert görmesin, yüreğine sağlık.
Seda YIKILMAZ 2 yıl önce
Değerli Emrah BEKÇİ, bir kez daha, var olanı en sakin ve ölçülü şekliyle kaleme almışsınız. Umuyorum ki kalbimiz ilimle birleşsin ve toplumdan bireye kadar sirayet eden tüm bu yıpranma, birliğimizin bilgeliğinde sevgiye ve iyiliğe dönsün. Daim olun, saygılarımla.
Şabettin Dağaşan 2 yıl önce
Güzel bir yazı kaleme almışsın sevgili Emrah kardeşim benim deprem gününden butarafa izlediklerim ve şahit olduklarim muhasır medeniyetler seviyesi için daha çok ekmek yiyeceğimiz yönündeydi kalemine yüreğine sağlık.
Şabettin Dağaşan 2 yıl önce
Güzel bir yazı kaleme almışsın sevgili Emrah kardeşim benim deprem gününden butarafa izlediklerim ve şahit olduklarim muhasır medeniyetler seviyesi için daha çok ekmek yiyeceğimiz yönündeydi kalemine yüreğine sağlık.