Ankara birkaç gün önce sonik patlamayla sarsıldı.
Başkentin birçok noktasından duyulan patlama sesinin kaynağı bir süre anlaşılamamıştı.
Ancak daha sonra sesin, modernizasyon çalışması yapan F-16’lardan birinin neden olduğu sonik patlamadan kaynaklandığı, resmi açıklamayla belirtildi.
Doğrusunu söylemek gerekirse ben ikna olmadım!
Çünkü diplomatik misyonların bulunduğu başkentte bu tür test uçuşlarının yapılması pek aklıma yatmadı.
Nasıl olsa gerçeklerin günün birinde ortaya çıkmak gibi bir huyu var.
PİMİ ÇEKİLEN BÜROKRASİ YENİ SİSTEMİN KUCAĞINA BIRAKILDI...
Ankara’daki bir başka sıkıntılı süreç de yeni Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile birlikte kapatılan başbakanlık ve birleştirilen bakanlıklar personelinin yeni görev yerlerinin belli olmaması.
Çoğu havuzda.
Ankara eskiden olsa bugünlerde tenhalaşırdı.
Şimdi ne trafik ne de kalabalıkta azalma var?
Nedeni memurların büyük bir kısmının izin kullanamaması.
Bürokrasinin pimi çekilip yeni sistemin kucağına bırakıldı.
Başkentteki güç savaşlarının en sonuncu örneği Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Emniyet Genel Müdürlüğü’ne Celal Uzunkaya'nın getirilmesi oldu.
Celal Uzunkaya, Emniyet içerisinde FETÖ ile mücadele eden isimler arasında yer alıyor.
Uzunkaya’ya karşı FETÖ birçok kumpas kurmuş ancak Emniyet’ten atılmasını sağlayamamıştı.
Celal Uzunkaya, 15 Temmuz darbe girişiminden 5 ay önce yapılan bir söyleşide, davanın “FETÖ kumpası” olduğunu dile getirmişti:
“2009 sonunda Personel Dairesi de bana bağlanmıştı. FETÖ artık istediği kişiyi istediği yere atayamayacaktı. İmzasız bir ihbar mektubu yazıp her yere yolladılar.
FETÖ’nün o dönem başvurduğu en yaygın itibarsızlaştırma metodu buydu.
Sonradan öğrendik ki kumpası hazırlayanlar zaten İzmir ayağındaydı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki abileriyle kurgulamışlardı.”
Uzunkaya, darbe girişiminin ardından yaptığı açıklamada, “FETÖ şüphelisi general ve subaylara” yapacakları operasyonun engellendiğini belirtmişti.
Şimdi yıllarını FETÖ’nün kumpasıyla uğraşarak ve mücadele ederek geçiren hatta bu uğurda yargılanan Uzunkaya, yıllar sonra Emniyet’in en üst ismi oldu. (1)
“MİT MÜSTEŞARLIĞI” “BAŞKANLIK” OLUNCA...
Ankara’da gözlerin dikildiği bir başka kurum da hiç şüphesiz MİT.
Bu kurumun başkanlığına "falanca atanabilir" diye haber yapılması bazı isimlerin gündeme taşınması bu beklentinin sonucu.
Anayasa değişikliğine uyum kapsamındaki 703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı” ibaresi “MİT” şeklinde, “Müsteşar” ibaresi “Başkan” şeklinde değiştirildi.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan da MİT Başkanı oldu.
Bu kararname ile Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı ve Başkan Yardımcısı kadrolarına atanmış sayıldı.
Hatta Anayasa değişikliğine uyum için çıkarılan KHK’nın ardından MİT’in giriş kapısındaki “MİT Müsteşarlığı” yazısı, “MİT Başkanlığı” olarak değiştirildi.
Cumhurbaşkanlığı Milli İstihbarat Teşkilatı giriş kapısındaki yazıda değişiklik yapıldı. (2)
MİT ESKİ DAİRE BAŞKANI EYMÜR’E HAPİS CEZASI...
Türkiye’deki yönetimin makas değişikliği hemen her alanda kendisini hissettiriyor.
Görevlendirmeler ve gözaltına almalar kapsamlı tasfiye hareketinin start aldığının işaret fişeği.
Milli İstihbarat Başkanlığı’nın (MİT) kontterör eski daire başkanı Mehmet Eymür’e, 23 yıl önceki gizli bir operasyonda ‘sahte kimlik kullandığı’ gerekçesiyle iki yıl hapis cezası verilmesi de böyle yorumlanabilir.
1995’te Eymür’e, gizli bir operasyon için farklı bir isimle pasaport, nüfus cüzdanı ve ehliyet düzenlendi.
Emekliye ayrılan Eymür, bu kimlikleri evindeki kütüphaneye koydu.
2011’de başka bir soruşturmayla ilgili evi aranınca kimlikler bulundu ve Eymür hakkında ‘sahtecilik’ suçlamasıyla dava açıldı.
Altı yıl süren davanın ardından Eymür’e iki yıl bir ay hapis cezası verildi.
Geçen hafta üst mahkeme, hapis cezası kararını onadı ve Eymür’den 10 gün içinde cezaevine teslim olmasını istedi.
Hapis cezasına ilişkin olarak konuşan Eymür, kimliklerin kendisinden istenmediğini söyledi.
Eymür, “Dünyadaki bütün istihbarat servisleri, elemanlarına gizli görevler için farklı isimlerle kimlik verir. Gizli faaliyetlerde değişik kimlik ve mesleklere bürünmek, istihbaratın doğası gereğidir” dedi. (3)
KURDUĞU İNTERNET SİTEİ İLE “MİT SIRLARI”NI İFŞA ETTİ...
Altı yıl süren bir davanın daha yeni sonuçlanması dikkat çekici değil mi?
10 Haziran 1970’de MİT İstanbul Başkanlığı’nda kadrolu olarak göreve başlayan Mehmet Eymür, teşkilata 1965’te “görev elemanı” olarak çalışmaya başlamıştı.
Mehmet Eymür’ün teşkilat izni olmadan Mesut Yılmaz, Tansu Çiller gibi isimlerle gizlice buluşması da hep soruşturmaya konu oldu.
Washington temsilciliği döneminde başına buyruk davranıp “tuhaf” ilişkilere girince Washington temsilciliği 14 Ağustos 1998’de kapatıldı.
Eymür’ün Türkiye’ye dönmesi istendi.
Eymür, teşkilattan ikinci kez istifa ederek Washington’a yerleşti.
Kurduğu atin.org sitesiyle MİT’in sırlarını ifşa etmeye başladı.
Ergenekon süreci başlayınca atin.org’u kapattı da denebilir (29 Mayıs 2016 itibariyle sitede veri akışı durmuş vaziyette.).
Polise ve savcılara bilgiler vermeye başladı.
Ne kadar düşmanlık duyduğu politikacı, gazeteci varsa tutuklanması için büyük çaba harcadığı yazıldı.
Kısaca Mehmet Eymür’ün MİT’teki sicili buydu. (4)
Mehmet Eymür, tıpkı Enver Altaylı gibi MİT müsteşarlığı yapan Fuat Doğu’nun yetiştirmesi. (5)
ALTAYLI VE EYMÜR, FUAT DOĞU İLE AYNI EKİPTEN ORTAK NOKTALARI KOZİNOĞLU ALLERJİSİ...
Fuat Doğu da CIA ajanı Özbek asıllı Ruzi Nazar’ın yakın dostu.
Fuat Doğu’nun Ruzi Nazar’la olan irtibatı, 1952’de Türkiye NATO’ya girince en kaliteli subayların seçilip Amerika’ya gönderilmesi ile başlıyor.
Enver Altaylı ile Mehmet Eymür, MİT içindeki aynı ekipten.
Altaylı’dan sonra Eymür’ün de tutuklanması Fuat Doğu ile kök salan Ruzi Nazar yetiştirmesi kadroların tasfiyesi mi?
Bir başka husus da bu iki ismin de Kaşif Kozinoğlu düşmanlığı!
Önce Altaylı’nın Kozinoğlu alerjisinden başlayalım.
Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, Kaşif Kozinoğlu’nu ölüme götüren detayların bulunduğu Enver Altaylı’nın FETÖ elebaşına yazdığı mektuptan bazı pasajlar yayınlamış, eski MİT mensubu Enver Altaylı’nın Odatv Davası nedeniyle tutuklanan ve Silivri’de hayatını kaybeden MİT’in Asya Sorumlusu Kaşif Kozinoğlu’ndan “nefret ettiğini”, Altaylı’nın Kozinoğlu’nun ölümü sonrası “İşte gördün şerefsizi nasıl geberttiler” dediğini yazmıştı.
Yine o yazısında; “Enver Altaylı eski MİT görevlisi Kaşif Kozinoğlu’ndan nefret ederdi. Ölümünü takiben, ‘İşte gördün şerefsizi nasıl geberttiler’ demişti. Öldürülmesinde dahli olduğuna inanıyorum” bilgisini paylaşmış, Altaylı’nın eşine ait Antalya Manavgat’taki tesisin CIA ajanı Ruzi Nazar’a ve birçok CIA ajanına ev sahipliği yaptığını belirtmiş, “evin FETÖ’ye ait bir (Safe House) yani “güvenli ev” olduğuna kesin gözüyle bakıyorum.
70’lerden beri onlarca faili meçhul olay, suikast yaşandı.
Hiçbirinde iz bulunmadı” demişti. (6)
Aynı mektupta Altaylı, "Şenkal Atasagun’un Özbekistan görevlisi olarak çalışan Kaşif Kozinoğlu, terfi ettirilmiş ve merkezi Taşkent’te bulunan Orta Asya istihbaratını koordine etmekle görevli büronun başına getirilmiştir. Okulların kapatılma sürecinde en büyük ihanet payı adı geçen bu şahsa aittir" diyerek Kaşif Kozinoğlu’nun FETÖ’ye şikayet etmişti.
Kim bilir belki de Kozinoğlu’nu ölüme sürükleyen süreç bu satırlarla başladı. (7)
Altaylı gibi Ruzi Nazar’ın tedrisi rahlesinden geçen Mehmet Eymür de Kaşif Kozinoğlu’nun ölümle sonuçlanan Silivri sürecinde dahli olanlardan.
Nitekim Kaşif Kozinoğlu mahkemeye gönderdiği 43 sayfalık el yazısı savunmasında Eymür’ü suçlamıştı.(8)
Mehmet Eymür de Kaşif Kozinoğlu’nun MİT’e girişini engellemeye çalıştığını fakat başaramadığını iddia etmişti.
Ancak Kozinoğlu’nu MİT’e ve Kontr-Terör Merkezi’ne alan Eymür’ün bizzat kendisi olduğu, Mehmet Eymür ile Kaşif Kozinoğlu bir dönem birlikte çalıştıkları ortaya çıkmıştı.
Tanıyanlara göre Kozinoğlu, Eymür’ün ailesinden biri gibiydi, evine girer çıkardı.
Daha sonra Eymür ile Kozinoğlu’nun arası açıldı.
Bu olay da dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın Kontr-Terör Merkezi’nin operasyonlarına itiraz ettiği tarihle örtüşüyor.
Eski MİT Kontr-Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür, 14 Kasım günü Milliyet gazetesine verdiği mülakatta Kozinoğlu için “Disiplinsiz buluyordum kendisini. Ama ben bu adamları suçlamıyorum; bu insanları tutan sisteme itiraz ediyorum. Ben mücadele ettim, Şenkal sahip çıktı” dedi.
Habertürk gazetesine yaptığı açıklamada da Kozinoğlu’nun MİT’e girmesini engellemeye çalıştığını ancak başaramadığını öne sürmüştü.
Oysa Kozinoğlu’nu Kontr-Terör Merkezi’ne alan bizzat Mehmet Eymür’ün kendisi.
Çünkü merkezin başında Eymür vardı.
Eymür, 1993 yılında dönemin Başbakan’ı Tansu Çiller’den yasa dışı Kontr Terör Merkezi’ni örgütleme görevini alınca Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan 8 subay ve astsubayı bizzat seçerek yanına aldı.
Albay Orhan Çoban’ı kendisine yardımcı yaptı.
Binbaşı Kaşif Kozinoğlu ve Astsubay Duran Fırat da Kontr-Terör Merkezi’ne alınan isimler arasındaydı.
Özel Kuvvetler’den alınan subay ve astsubaylar Ankara’daki Atatürk Orman Çiftliği’nde eğitimden geçirildi.
Eğitimden geçiren de Mehmet Eymür’dü.
MİT Dış Operasyonlar Daire Başkanı Kaşif Kozinoğlu, uzun zaman eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile ortak hareket etti.
Kaşif Kozinoğlu, eski MİT Kontr-terör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün MİT’ten atılmasında çok önemli sebepler ortaya koydu.
Bu gerekçeler yalanlanamadı ve Eymür MİT’te etkisizleştirildi.
O yüzden MİT içindeki CIA’ya en yakın adam olarak bilinen Mehmet Eymür’ün, Kozinoğlu’na kini çok daha eskiye dayanıyor. (9)
MİT Orta Asya Ülkeleri Daire Başkanvekili Kaşif Kozinoğlu, ölmeden önce Aydınlık’a yaptığı açıklamalarda, MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün, ABD’den “Ergenekon tertibini kurgulamak” için geri döndüğünü İstanbul’daki Fethullahçı polislerle ve eski Ergenekon savcısı Zekeriya Öz ve Turan Çolakkadı ile her hafta mutlaka görüştüğüne dair MİT’in elinde bilgi olduğunu ifade etmişti.
Kaşif Kozinoğlu; “Mehmet Eymür, Fethullah Gülen’den maaş almaktadır.
Gülen’in tüm faaliyetlerini iyi bilen diğer bir şahıs da halen ABD’de öğretim görevlisi olan Soner Çağaptay’dır.
Çağaptay, Gülen’in tüm sırlarını bilmektedir.
Ayrıca Mehmet Eymür’ün çok yüksek maaş aldığı (ayda 50 bin dolar) ABD’den, Ergenekon’u kurgulamak üzere Türkiye’ye geri döndüğü; hakkındaki tüm davalardan Gülen mensubu yargıçlarca sıyırdığı; İstanbul’da Fethullahçı polislerce sıkı sıkıya korunduğu; eski Ergenekon savcısı Zekeriya Öz ve Turan Çolakkadı ile her hafta mutlaka görüştüğüne dair MİT’in elinde belge ve bilgiler mevcuttur.
Mehmet Eymür, Emre Taner tarafından da korunmuştur” iddialarını gündeme taşımıştı. (10)
KOZİNOĞLU’NUN RUHU ORTALIKTA DOLAŞIYOR!.. ENVER ALTAYLI İLE EYMÜR’ÜN TUTUKLANMASI...
Kozinoğlu’nu ölüme kadar götüren sürecin "MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile eski MİT Kontr-terör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün kontrolünde yürütüldüğü…" gibi izaha muhtaç yorumlar yapılmıştı.
Dediğim o ki, Kaşif Kozinoğlu’nun görev arkadaşları ipin ucundan tutmuşa benziyor.
Yakında yeni ve farklı operasyonlar beklenebilir.
Bazı gözaltında ölmeler -Ankara İstihbarat Şube eski Müdürü ve kamu görevinden ihracından önce Bolu Emniyet Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan 48 yaşındaki Zeki Güven’in; koğuşunda kalp krizinden ölmesi gibi- Enver Altaylı ve Mehmet Eymür’ün tutuklanması, Kozinoğlu fay hattının harekete geçtiğini gösteriyor.
Öncü ve artçı sarsıntılara dikkat!
Merhum Kozinoğlu’nun ruhu, kâbus gibi birilerinin üstüne çöktü.
KOZİNOĞLU’NA DAYANDIRILAN HAKAN FİDAN HAKKINDAKİ İDDİALAR AKIL SÜZGECİNDEN YOKSUN!..
Bazı basın organlarında "Kozinoğlu’nun beyanı" adı altında "Fidan’ı MİT’in başına Fethullah ve Gül getirdi" iddialarına yer verilmişti.
Üst düzey MİT yöneticisi Kaşif Kozinoğlu, ölmeden önce Aydınlık’a yaptığı açıklamalarda, "Fethullah Gülen’in, Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarı olması için Zaman yazarı Hüseyin Gülerce’yi Abdullah Gül’e gönderdiğini" iddia ediyor, Fidan’la birlikte MİT’te cemaat örgütlenmesinin hız kazanmasının, teşkilat tabanında büyük infial yarattığını dile getiriyordu. (11)
Bence bu haberlerin akıl süzgecinden geçirilmesi gerekiyor.
Çünkü aynı Kozinoğlu, Savcı Zekeriya Öz’e, 10 Mart 2011 günü verdiği ifadesinde; “2010 yılında Asya Bölge Komutanlığı’ndan geri döndüm.
Eylül 2010 yılında yeni Müsteşarımız Sayın Dr. Hakan Fidan’ın talimatıyla Baş Müşavir olarak Asya Bölgesi’ne atandım.
Eylül ayından itibaren de 5 defa yurt dışı görevine gönderildim. En son olarak 11 Ocak’ta yurt dışına gönderildim ve 9 Mart’ta bu görevden Türkiye’ye döndüm.
İfade vermem gerektiği söylendi ve ifade vermeye geldim.” demişti. (12)
Eğer Hakan Fidan gibi devlet umuru görmüş başarılı bir bürokrat, bu kumpasa dahil olmuş olsa Kozinoğlu’na görev vermezdi diye düşünüyorum.
Kozinoğlu fay hattı daha nereleri vuracak hep birlikte göreceğiz?
Bakınız:
1- https://odatv.com/emniyetin-1-numarasinin-bilinmeyenleri-26071803.html
2- https://www.trthaber.com/haber/turkiye/mit-mustesarligi-baskanlik-oldu-375065.html
3- https://tr.sputniknews.com/turkiye/201807241034423414-eski-mitci-mehmet-eymur-hapis-cezasi/ – https://www.cnnturk.com/turkiye/mehmet-eymure-hapis-cezasi-soku-2-yil-yatacak
4- https://odatv.com/mehmet-eymurun-iste-mitteki-sicili-3011111200.html
5- http://www.hamditanrikulu.com/bati-bloku-ile-dogu-bloku-arasinda-oynanan-satranc-oyununun-piyonlari-3/
6-http://t24.com.tr/haber/sabah-yazari-enver-altayli-mitci-kasif-kozinoglundan-nefret-ederdi-olunce-geberttiler-serefsizi-dedi,435565
7- https://odatv.com/enver-altaylinin-mektubundan-kasif-kozinoglu-cikti-2511171200.html
8- https://www.aydinlik.com.tr/arsiv/kaif-kozinolu-tertibi-eymuer-yapt
9- http://norotila.blogspot.com/2011/11/kozinogluyla-birlikte-gomulmeyen-srlar_1686.html
10- http://www.turktoresi.com/viewtopic.php?f=49&t=779
11- http://www.dunya48.com/siyaset/6997-kasif-kozinoglunun-aydinlika-aciklamasi-fidani-mite-onlar-dikti
12- https://odatv.com/kasif-kozinoglu-kimdir–1411111200.html
.
Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
dikGAZETE.com
charleshicks 2 yıl önce