Ankara-Moskova hattında yeni Büyükelçi krizi!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Ankara-Moskova hattında yeni Büyükelçi krizi!
14-03-2020

Mustafa Kemal Paşa’nın 26 Nisan 1920 tarihinde “Büyük Millet Meclisi Başkanı” sıfatıyla Lenin'e gönderdiği ve karşılıklı ilişki tesisi teklifini de içeren mektuba, Sovyet Dışişleri Komiseri (Bakanı) Çiçerin, 3 Haziran 1920 tarihinde olumlu cevap vermişti. 

Türkiye’nin, Sovyetler Birliği’ni, dolayısıyla Rusya'yı tanıma tarihi 26 Nisan 1920'dir. 

Kurtuluş Savaşı sırasında Sovyet Rusya’yla çeşitli temaslar gerçekleşmekle birlikte, Moskova'ya ilk Büyükelçi Ali Fuat Cebesoy, 21 Kasım 1920 tarihinde atanmış, 19 Şubat 1921 tarihinde Moskova’ya gelerek göreve başlamıştı. 

Diğer yandan, Ankara'da sürekli görev yapan ilk Rus diplomatı ise 15 Aralık 1920'de göreve başlayan “Yetkili Temsilci” (Büyükelçi muadili) unvanını haiz Budu Medivani’dir. (*) 

Sovyet Rusyası ile genç Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin, Dışişleri Halk Komiseri Georgiy Çiçerin’in, Türkiye’yle sürekli ilişki kurmaya hazır olduklarını teyit ettiği mektubu Mustafa Kemal Atatürk’e gönderdiği 3 Haziran 1920’de başladığı kabul edilir. 

4 Ekim 1920’de Sovyet diplomatik misyonu Ankara’ya geldi. 7 Ekim 1920’de ise bir yabancı ülkenin Ankara’daki ilk diplomatik temsilciliği olan Sovyet büyükelçiliğinin açılışı yapıldı. 

Sovyet Rusya Büyükelçiliğinin açıldığı dönemde Batılı devletler diplomatik temsilciliklerinin İstanbul’dan Ankara’ya taşınmayı uzun süre geciktirdiği biliniyor. (**)

II. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’nin batı kampını tercih etmesi ve NATO üyeliğine rağmen Sovyetler Birliği ile dostane ilişkilerinde uzun süre sorun yaşanmadı.  

Hatta Türkiye’nin kalkınmasına önemli katkılar sunan ağır sanayi tesisleri Rusya’nın destek ve yardımları ile hem de Milliyetçi sağ kesimi temsil eden Süleyman Demirel’in başkanı olduğu Adalet Partisi iktidarında gerçekleştirildi. 

Rusya Federasyonu, Türkiye Büyükelçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov, 19 Aralık 2016'da Ankara'da, Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli saldırganın gerçekleştirdiği menfur suikast sonucunda öldürülmüştü. 

Suikast gerekçesini; Suriye Ordusunun, Halep'in geri alınması için Rus hava kuvvetleri destekli saldırısı ile başlayan ve operasyonun Suriye Ordusunun zaferi ile sonuçlanması ile irtibatlandırılanlar olmuştu.   

Daha sonra yerine Rusya’nın Ankara Büyükelçiliğine, 2009-2015 yıllarında Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu olarak görev yapan, Ağustos 2015’ten itibaren Dışişleri Bakanlığı Kriz Merkezi Genel Müdürlüğü görevinde bulunan, Olağanüstü ve Tam Yetkili Elçi rütbesine sahip, Türkçe, Arapça, İngilizce ve Fransızca bilen, evli ve üç yetişkin kız babası Alexei Erkhov atanmıştı. (***)

Halep, Karlov’u öldürdü; İdlip, Erkhov’u küstürdü!

Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib vilayetindeki çatışmaların hızla devam ettiği kritik süreçte Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov; Türkiye’nin anlaşmanın şartlarını yerine getirmediğini ve İdlib’de bu yüzden çatışmaların sürdüğünü belirtmişti. 

Ayrıca “Çerkesler ve Şapsığların tüm refahının; akınlar, cinayetler, yağmacılıklar ve köle ticareti üzerine kurulu olduğunu, onlarla yan yana yaşayan Rus köylerine her ay, her hafta ve her gün bu “barışçıl” dağlıların gelerek Rus erkekleri öldürüp kadın ve çocukları esir aldığını” söylemişti. (****)

Sonrasında bazı sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin eleştiri oklarına hedef olmuştu. 

Rusya Büyükelçisine tepkiler çerçevesinde Kafkas Dernekleri Federasyonu da kamuoyuna açıklama yapmış, "Çarlık Rusyası’nın 18. ve 19. yüzyıllarda izlediği genişleme stratejisinin ana ideolojisi 'barbarların medenileştirilmesi'dir.

Sadece Çerkesler değil, bugünkü Kuzey Kafkasya, Güney Kafkasya, Sibirya ve Orta Asya, Finlandiya ve Baltık coğrafyaları bu ideoloji çerçevesinde ve emperyalist amaçlarla Çarlık Rusyası topraklarına dahil edilmiştir" görüşlerine yer verilmişti.

Hatta  bu tür çıkışlar sonrasında medyada “Çerkeslerin hedefinde Rus elçisi var” başlıkları atılmıştı. (*****)  

Gladyo artığı Atlantikçi odaklar…

Türkiye ile Rusya arasındaki stratejik enerji anlaşmalarını ve iki ülke liderinin diyaloğunu baltalamak için pusuya yatmış gladyo artığı Atlantikçi odaklar, Büyükelçisi Aleksey Yerhov’un açıklamalarını bir linç kampanyasına dönüştürmekte gecikmediler.

Amaçları bir kaşık suda fırtına koparak, Türk-Rus ilişkilerini krize sokmak, bu kapsamda Büyükelçi Aleksey Yerhov’un, 'Persona non grata' yani 'istenmeyen diplomat' ilan edilmesini sağlamaktı. 

Türkiye - Rusya ilişkilerinin raydan çıkmasını dört gözle bekleyen Atlantikçi mihrakların, İdlip sürecini fırsat bilip Rus Büyükelçiyi tehdit ettiği anlaşılmış ama ısrarla nedense bu konu Türk kamuoyunun dikkatinden adeta kaçırılmıştı.

Türk medyasında  dış politika alanında kalem oynatan, kuruluş amaçları Dışişleri bütçesini hortumlamak olduğu anlaşılan sözde anlı-şanlı ama çakma strateji enstitülerinin bu konuyu hiç gündeme getirmediklerine ne demeli? 

Gerçi Büyükelçi Aleksey Yerhov, sosyal medyada çılgınlık yaşandığını söylemiş ama çığlığını kimseye duyuramamıştı. 

Aleksey Yerhov, "İstemeden bazı yorumları okuyacağım” diyerek şunları dile getirmişti; “Hayatınıza veda edin”, “Arkanızdan kimse ağlamayacak”, “Yanmanızın zamanı geldi” ve benzeri. Tüm bunlar, 5 yıl önce de medya ve sosyal ağlarda yaşanmıştı. 

Sebep İdlib değil, Halep’ti

Sonuç?

Uçak krizi ve Büyükelçi Karlov’un haince suikasta uğraması. “Bu arada ben de doğrudan tehditler alıyorum. Gerçekten kimse geçmişten ders çıkarmıyor mu?" demişti.

Kremlin Rus Büyükelçinin hayatından endişe duyduğunu Türk Dışişlerine iletti mi?

Bu gelişmelerden sonra 14 Şubat 2020’de Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov'un, kendisine tehditler yöneltildiğini söylemesine ilişkin “Türk tarafının Rus Büyükelçi’nin güvenliğini sağlamak adına gereken tüm önlemleri aldığından şüphemiz yok” açıklamasını yaptı. (******)

Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili de, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov'a yöneltilen tehditler nedeniyle Türk hükümetinin Rus diplomatların güvenliği için tüm önlemleri aldığını ifade etti. (******)

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Ankara’dan ayrıldı ve daha dönmedi…

Büyükelçi Aleksey YerhovMoskova’ya Rusya Federasyonu Başkanı Putin’le görüşmeye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk heyetinden birkaç gün önce Rusya’ya geçti. 

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve dışişleri bürokrasisini, Türkiye’deki gelişmelerle ilgili bilgilendirdi. Kendisine yapılan tehditleri anlattı ve önceki Büyükelçi Karlov’a yapılan suikastı hatırlatarak hayatının tehlikede olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve beraberindekileri Vnukovo-II Havalimanı’nda karşılayan Rus heyetinde, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Devlet Protokolü Genel Müdürü İgor Bogdashev ile birlikte  Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov’da yer aldı. (*******)

Büyükelçi krizi çözülmedi, Büyükelçi Ankara’ya gelemiyor!

Bir hayli zaman geçmesine rağmen, 09 Mart 2020’de Rusya'nın Ankara Büyükelçiliği'ne yönelik tehditlerin yasa dışı olduğunu belirten Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova'nın, Rus elçi Yerhov'a karşı düzenlenen kampanyadan ve sonuçlarından Türk tarafını sorumlu tutmasına bakılırsa kriz çözülebilmiş değil. 

Demek ki Büyükelçi Aleksey Yerhov’un  güvenliğine yönelik tehditlere karşı gerekli önlemler alınmamış, alınamamış. 

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zahorava, "Gerek sosyal medyada gerekse diplomatik temsilcilik önündeki gösteriler sırasında ortaya koyulan saldırganlığın ve tehdidin yasa dışı olduğunu meslektaşlarımız da dahil herkese hatırlatmak isterim. 

Bu nedenle, kamu bilincinin pompalanmasında yer alan ve bu saldırgan sloganlarla uğraşan güçler bu kampanyanın gidişatından ve sonuçlarından Türk tarafının sorumlu olduğunu anlamalıdır" ifadelerini kullandı. (*********)

Düşünsenize koskoca Rusya Federasyonu’nun Ankara Büyükelçiliği’nde Büyükelçi yok. 

Adam öldürülme korkusuna Türkiye'ye gelemiyor. Bu Türkiye’nin ayıbı değil de nedir?

Gerçi Rus Büyükelçilik Kançılaryası boş değil. Rus Büyükelçiliğilinin  Müsteşarı, Elçi Müsteşar Aleksandr Vadimoviç Khapilov, Moskova'da dinlenmeye çekilen Aleksey Yerhov’a vekalet ediyor.  

Bunun anlamı şu, “De facto” olarak Rusya Federasyonu, Türkiye'de büyükelçilik düzeyinde değil, daha alt düzeyde temsil ediliyor. Sebeb olanlar utansın! 

Kim ne derse desin; Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov bu tehditleri ciddiye aldı ve Türkiye’den ayrıldı. Bir daha geri döner mi hep birlikte göreceğiz ama ben sanmam.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

(*) http://moskova.be.mfa.gov.tr/Mission/About

(**) https://turkey.mid.ru/tr/embassy/b_y_kel_ili_imiz_hakk_nda/

(***) https://turkey.mid.ru/tr/embassy/ambassador/

(****) https://tr.sputniknews.com/columnists/202002131041399280-yerhov-idlib-gibi-acil-meselelere-cozum-bulursak-turk-rus-halklari-arasina-fitne-sokulmasinin-onune/

(*****) https://www.yeniakit.com.tr/haber/cerkeslerden-rus-buyukelciye-sert-tepki-tarihi-gercekleri-carpitiyor-1068973.html

(******) https://www.sabah.com.tr/gundem/2020/03/05/baskan-erdogan-rusyaya-geldi

(*******) https://tr.sputniknews.com/rusya/202002141041403806-kremlin-turkiyenin-ankaradaki-buyukelcimizin-guvenligi-adina-gereken-tedbirleri-aldigina-eminiz/

(********) https://tr.sputniknews.com/turkiye/202002141041403761-turk-disisleri-rus-elci-yerhova-yonelikler-tehditlerin-ardindan-rus-diplomatlarin-guvenligi-icin/

(*********) https://tr.sputniknews.com/rusya/202003091041558833-zaharova-rus-elci-yerhov-karsiti-kampanyadan-turk-tarafli-sorumlu/

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
gamlı baykuş 5 yıl önce
yorumlara bakıyorumda Hep hamaset hep hamaset reelpolitik düşünen yok
Özen Ayanoğlu/Elazığ 5 yıl önce
ömür bey'e bu bilgilendirici yazısı icin teşekkür ederiz.Hazırlamış olduğu mskaleyi kaynak sunarak okuyucuya servis yapılan bu yazı ile önemli bir konuya parmak basmıştır.Yazarı tebrik ederiz.Elbette devlet aklı herzaman birşeylerin yeri ve zamanı geldiginde hesabını iyi yapar.Kadim devlet geleneğimiz vardır.Yazar burada bilgiler vererek yorumu okuyucuya bırakmıştır.Kalemine kuvvet yüreğine saglık üstat esen kalasın...
Esme 5 yıl önce
Rus fobusi yokmu var neden var Ayïlar yüzünden
Adıge 5 yıl önce
Şamil Kafkas dağlarının hürriyet güneşidir. Şamil, Atatürk’ün özbeöz kardeşidir. Şeyh Şamil’i bilmeyen Ata’sını ne bilir.
Çerkezköylü 5 yıl önce
Rus elçi yaşıyor olmasına şükretsin
şipşak 5 yıl önce
Ne yani o kadar hareketi yutacakmıyız Ruslar Kafkas Halklarının katili ve düşmandır