Amourios’un, Çoban oğullarıyla ilgisi var mı?

Ramazan Topraklı
Ramazan Topraklı
Amourios’un, Çoban oğullarıyla ilgisi var mı?
13-03-2023

AMOURİOS’UN, ÇOBAN OĞULLARIYLA İLGİSİ VAR MI?  

Özet

Bu makalenin amacı, Cevdet Yakupoğlu’nun 14-15 Kasım 2019 günlerinde yapılan “Boydan Devlete Osmanlı; Söğüt’ten İstanbul’a” adlı Bilgitoyu’nda, “Osmanlı Beyliği’nin Kuruluşunda Çobanoğulları’nın Rolü” adlı makaleye itirazdır. Amourios denilen isim “Emir” değil, Amourion’lu anlamında Hamidoğulları Beyliğinin kurucusu kabul edilen Hamid Beyin sıfatıdır.

İzzeddin Keykavus’un oğlu Melik Rükneddin Kılıçaslan ile Melik Rükneddin Keyûmers, aynı kişi olup, tam adı Ebû’l-Muzaffer Melik Rükneddin Kılıçaslan Keyûmers, Amourios’un oğlunun adı, Ali değil, Alles, Ellas ve Ellez gibi farklı söylenilen İlyas’tır.

Kaynak eser Pahimeris, İzzettin adını, nasıl çift (z) yerine tek (z), çift (t) yerine tek (t) ile “Azatin” yazmışsa, benzer olarak Alles adını da çift (l) yerine tek (l) ile ve Ales yazmıştır. 

Giriş

23.05.2022 tarihli dikGazete’de “Uc Gazisi Mehmed Bey ve Oğulları ile İzzeddin Keykavus ve Oğulları” adlı makalede uzun uzun tartışmış ve Kaya, Ertuğrul ve Osman Beylerin, Şeh Menteş ve oğullarına tâbi olduklarını belirtmiştim.

Yine dikGazete’de çıkan, 06 Mart 2023 tarihli “Osmanlı ve Menteşe’nin İlk Mekânı Isparta mı?” başlıklı yazıda ise Kazvinî ve Halkokondil’e göre Kaya (Oğuz), Ertuğrul ve Osman Beylerin ilk mekânlarının Hamideli (Isparta) olduğunu söyledim.

Bu yazılar okunmamış olabilir düşüncesiyle olayı kısaca özetlemek istiyorum:

İzzeddin’in, Alâeddin Siyâvuş (Cimri), Kılıçaslan Keyûmers, II. Mes’ûd olmak üzere üç oğlu ile torunu III. Alâeddin Keykubad b. Ferâmurz Anadolu’ya geçerek taht kavgası verdiler (İbn Bibi, 2014: 631-632, 636 vd. 673). Bu mücadele özetle şöyledir (Geniş bilgi bk. 23.05.22, dikGazete “Uc Gazisi Mehmet Bey ve …” adlı makale).

Alâeddin Siyavüş, henüz babası sağken Anadolu’ya geçti; Karaman, Eşref ve Menteşe Türklerinin desteği ile 13.05.1277’de Konya’da tahta çıktı ve 37 gün kaldı. 30.05.1279 tarihinde Çay ilçesi Çayıryazı (Geneli) köyü, Köreke dağı eteğindeki Pınarbaşı’nda öldürülene kadar Uc’ta ve muhtemelen Ertuğrul Beyin yanında kaldı.

Anadolu’ya ikinci çıkan, Aksarayî’nin Kılıçaslan, İbn Bibi’nin Geyûmers, Pahimeris’in Melik Masour, Togan’ın Kılıçaslan Keyûmers dediği şehzadedir (yıl 1280) (Aksarayî, 2000: 137; İbn Bibi, 2014: 673; Togan, 1981: 326).

Sultan III. Gıyasettin (öl. 1284), K. Keyûmers’i yakalayıp Burgulu kalesinde hapsetti (1280). İbn Bibi, Yavlak Arslan Kastamonu’da hapsetti der. Ondan iki ay sonra da II. Mes’ud Anadolu’ya çıktı ve Yavlak Arslan ile Moğol’a gitti. İbn Bibi’ye göre Diyarbakır, Anonim’e göre ise Ermenek vilâyeti kıyıları Mes’ud’a verildi (yıl 1281).

Mes’ud, 1284 yılında Sultan oldu; K. Keyumers’e sahip çıktı; onu Sinop’tan getirterek Eşrefoğlu’nun kızını istedi ve Kayseri’de bir görev verdi (yıl 1284-1285). Sultan Mes’ud ile arası açılan K. Keyûmers, Uc Türkleriyle Uluborlu’da isyan etti; 1291 güz aylarında Anadolu’ya dönen Geyhatu, Karaman, Eşrefoğlu ve Menteşe üzerine yürüdü ve onları tenkil etti.

Bunun üzerine K. Keyûmers, Menteşe Hamid (Amourios) ile Kastamonu Türklerinin yanına gitti (yıl 1291-1292) ve bu arada Kastamonu olayları oldu. Moğol ve Sultan Mes’ud taraftarı olan Yavlak Arslan öldürüldü; Sultan Mes’ud esir alındı. Ama ardından Türkmenler mağlup oldu; Sultan Mes’ud galip olarak Konya’ya döndü.

Bu arada Hamid Beyle K. Keyûmers’in arası açıldı ve K. Keyumers İstanbul’a, oradan da Nimfe’ye (Nymphe: Senirkent-İlegüp), imparatorun yanına gitmek üzere yola çıktı; yolda fikir değiştirdi ve Şuhut-Arızlı’dan itibaren Hoyran ovası (Edremit) ve oradan da Uluborlu kalesine gitti.

Sultan ve Taştemur, Uluborlu kalesine geldiler. K. Keyûmers’i dışarı çıkardılar. Sultanla kucaklaştılar, hep birlikte Kayseri’ye gittiler. K. Keyûmers Kayseri’de kaldı. K. Keyûmers’in, Geyhatu’nun son zamanlarında Sultan Mes’ûd’la arası tekrar açıldı ve Demirli Hisar’a (Sungurlu ilçesi Kalehisar: Karahisar-ı Demirli) sığındı (yıl 1295 Nisan).

Sultan’ın Çaşnigir’i Seyfettin Sungur’un “Sultan (Mes’ûd) tahtta oldukça sana korku yoktur” sözleri üzerine K. Keyûmers kaleden çıktı; O’nu yakışıklı bulan Moğol vâlisi Baltu, kendi kızını ona verdi. Bu olaydan az sonra Sultan Mes’ûd, İlhan’a gitti ve Selçuklu tahtı iki yıl kadar boş kaldı (1296-1298 arası).

Alâeddin, 10.10.1298’de Konya’ya geldi ve 13.10.1298 Pzt günü Konya’da tahta çıktı. O’nun Reşideddin’e yazdığı bir mektupta, Sinop’ta bulunan K. Keyûmers’ten şikâyet ettiği görülüyor (Togan, 1952: 47).

1302 yılında tekrar Konya tahtına çıkan Sultan Mes’ûd, kardeşine acıyarak Reşideddin’e bir mektup yazdı ve Sinop vâlisi K. Keyûmers’in Konya’ya gelmesi için izin aldı ve Akşehir-Absarı (Alpsaru) köyünü temlik etti (yıl 1302-1303) (Turan, 1998: 608-609, açık. 1: Mükâtebât s.216-220).

Sultan Mes’ûd, Olcaytu Hanın tahta çıktığı 1304’de hasta ve felçlidir (Aksarayî, 2000: 243-244). Bu sıralarda K. Keyûmers, Sultan Mes’ûd’un yanındadır ve O’nun ağır hastalığı veya ölümü üzerine de sultanlığını ilân etmiş olmalıdır. Amorios Hamid Bey, yedi oğluyla Konya sarayına geldi ve K. Keyûmers tarafından altı oğluyla birlikte katledildi.

Katliamdan sağ çıkan İlyas (Ales Amourios), Sultan Hanı’na sığındı, oradan kurtuldu; K. Keyûmers’e meydan okudu; teke tek yapılan kavgada O’nu öldürdü ve Selçuklu devleti son buldu (1308-1309) (Turan, 1998: 635; Pahimeris, 2009: 74; Kadı Ahmed, 2015: 449).

Zerrin Günal’ın Belletende çıkan II. Mes’ûd ile ilgili makalede, Ales Amourios için “Amorionlu Ali” demesi de, Uluborlu ve Hamid oğlu İlyas’a işaret eder (Günal Öden, 1998: 291).

Bu yorum, Pahimeris ve diğer bütün kaynaklarla tam örtüşmektedir.

Uc Gazisi Mehmed Bey veya nâmı diğer Menteş Şah

Uc Gazisi Mehmet Bey veya nâm-ı diğer Şeh Menteş’in damadı Ali, kardeşi İlyas, yakınları ise Sevinç ve Salur Beylerdir.

Mehmet Beyin çocukları Hamid (Amourios), Fuke Emiri Menteşe (Sahil Beyi Aydın Reis) ve Menteşe Mesut’tur. Mehmet Bey, Moğol taraflısı 4. Kılıçaslan yerine, Moğol karşıtı İzzeddin’i destekledi (Turan, 1998: 517).

Moğol Hanı Hülâgü’nün biat istemesi üzerine Mehmet Bey, bir elçiyle beyliğinin tanınmasını istedi. Hülâgü, bir Moğol şıhne eşliğinde bir sancak ile beyliğin hudutları olan Lâdik (Eğirdir), Honas (Hüyük-Göçeri) ve Talamani‘yi (Derebucak-Dalayman) belirtir bir fermanla Mehmet Beyin beyliğini tanıdı (yıl 1261). Bu arada Hülâgü, Mehmet Beyin huzura gelmesini istedi, fakat Hülâgü’ye güvenemeyen Mehmet Bey huzura gitmedi.

Bunun üzerine damat Ali Beyi beylik vaadiyle gizlice kazanan Hülâgü, Mehmet Bey üzerine Moğol kuvvetlerle 4. Kılıçaslan’ı gönderdi ve Beyşehir civarında yapılan savaşı Mehmet Bey kaybetti.

İlyas, Sevinç ve Salur Beyler ya öldürüldü, ya esir edildi. Mehmet Bey dağa kaçtı, damadı Ali Beyin ihanetini öğrenince, Kılıçaslan’dan aman diledi, aman verildi, Şarkîkaraağaç’ta teslim oldu, fakat sözünde durmayan 4.Kılıçaslan tarafından oracıkta şehit edildi (yıl 1262).

Şarkîkaraağaç’taki Şeh Menteş Türbesi, Uc Gazisi Mehmet Beye aittir. Damat Ali Bey de, ihanetin bedeli olarak, 1279 Haziran ayına kadar Denizli (Eğirdir, Lâdik) Beyliği’nin başına geçirildi.

1261’de kurulan Mehmet Beye ait beyliğin adı Menteşe’dir, ama Togan Hamidoğulları der. Togan’ın bu tespiti Hamidoğulları- Mehmet Bey (Şeh Menteş) bağını açıklar.

Dündar evlâdı Hızır’ın Menteşe evlâdı olması, 669 yılında Eski Tralles’i (Barla) fetheden Fuke ülkesi emiri (Sahil Beyi) Menteşe’nin Aydın Reis olması, Hamid, Aydın ve Mesut Beylerin hepsinin Menteşe (Menteş Şeh) evlâdı olduğunu gösterir.

Halkokondiles, 669’daki Barla fethini, “Ertuğul, Toroslar’da muhkem bir kaleyi zaptetti” diye Ertuğrul’a mâl eder.

Olayların çağdaşı Kazvinî ise, Menteşe (Şeh Menteş’in çocukları) ile Ertuğrul arasındaki ilişkiye işaretle, Alâiye (Alanya), Lazikiye (Eğirdir) ve Antakya (Yalvaç) sahillerine zorla hâkim olduklarını kaydeder.

Bütün bunlar, Ertuğrul’un Şeh Menteş’in çocuklarıyla beraber Göller Bölgesi’nde bulunduklarını gösterir. Arzu eden dediklerimin ayrıntılarını kaynaklardaki makalelerimde görebilir.

Şunları da ekleyeyim:

“Ali Amourios Sangaris nehri üzerindeki kalelere saldırmaya devam ediyordu; İmparator Mikhail bu nehri ağaçlardan yapılan uzun kazıklarla ortasından güçlendirmiş ve bu da Türkler için zorlu bir engel olmasını sağlamıştı. (…)

Bu dönemde Ali Amourios barış içinde ve sakin durmaya devam etmiş, ancak İznik çevresinde dolaşan Osman’ın ordusunu gördüğü zaman fikri değişmişti: Ali, İmparator’a karşı yeterince iyilik yapmış, barış içinde kalarak uzun zaman saldırıda bulunmamıştı. (…)

Osman İznik bölgesinden ayrılmış ve vadileri geçerek Halizones topraklarına doğru ilerlemeye hazır hâle gelmişti. Ancak bu durum Mouzalon’u harekete geçirdi. Tüm bu gelişmeler üzerine Osman, kendisi ilerlemeden önce yüz kişilik taze bir kuvvet gönderdi. (…) Türk ordusu Menderes bölgesinden gelenlerle güçlenmişti” (Pahimeris, 2009: 74-75).

Burada zikredilen Sangaris, Sakarya değil, Kemer Boğazı’ndaki Menderes; Menderes bölgesinden gelenler, Osman’ın gönderdiği yüz kişilik kuvvet idi. Metinde zikredilen İznik, Bursa-İznik değil, Kemer Boğazı yakınındaki Senirkent-İlegüp (Lampe, İznik); Halkondil’in aşağıda zikrettiği İznik- İlegüp; Filâdelfiya ise Yalvaç’tır.  

Halkokondil’e ait tarihçiye yeni ufuklar açacak olan alttaki metin üzerinde müteveffa Çetin Altan 1982 yılında durmuştur, ama tarihçi hâlâ bu eseri görmezden gelmektedir.

Eserin 2014 yılındaki İngilizce tercümesinde İstiros için Tuna, Sarmatia için Rusya denilir ki, çok büyük hatadır. İstiros Uluborlu Popa çayı, Sarmatia ise Şuhut civarıdır.

“Ertuğrul, Ege Denizi’ndeki Asya ve Avrupa’ya yakın adaları yağmalamak için gemiler inşa etti. Yunanistan düzlüklerine akınlar yaptı. Donanmasını Tearos nehrinin Ainos şehri yanındaki ağzına getirip nehrin kaynağına doğru uzun süre ilerledi.

Avrupa’da Peleponnes, Euboia ve Attika şehirlerine ulaştı. Ertuğrul gözünü Asya’daki yerlere çevirdi. Acele bir ordu kurdu ve hemen komşu Yunanlılar’a ve orada yaşayan insanlara hücum etti; Alâeddin (Siyavuş) tarafından takdir gördü” (Halkokondiles, 2014: 17).

“Osman’ın idaresi altında sekiz bin Türk, Hellespont’tan Avrupa’ya geçti ve Çersonen’de bir Yunan kalesini kuşattı. Trakya’da Tuna’ya (İstros) kadar gittiler. Gittikleri yerleri yağmalayıp esirler aldılar” (23).

“Bu esnada büyük bir İskit birliği Rusya’dan (Sarmatias) Tuna’ya (İstros) ilerledi ve Trakya’da (Senirkent ovası) onlarla savaştı. Ve onları, Trakya’da öldürdüler. Sağ kalanlar, Gelibolu’ya (Chersonese) sığındı; oradan Asya’ya geçtiler. Bir daha dönmediler” (25).

“Ertuğrul’un oğlu Osman, Asya’daki (Asya Eyâleti) birçok Yunan arazisini fethettikten sonra İznik ve Filâdelfiya’ya hücum etti, fakat ele geçiremedi” (Halkokondiles, 2014: 23, 25, 29-31).

Cevdet Beyin Makalesine Bazı İtirazlar

1. Cevdet Beyin verdiği kaynakçada Menteşe ve Osmanlı hakkında çok değerli bir kaynak olan Kazvinî (Tarihî Güzide) ve Khalkokondiles ile tetkik eserlerden Wittek, Togan ve Uzunçarşılı maalesef yoktur. Hatta makalede Osman’ın denizci olduğuna dair Timurlek’in iddiasına ve Rodos kuşatmasına hiç yer verilmemiştir.

2. Kastamonu bölgesindeki Türkmenler, Moğol safındaki Sultan Mes’ûd ve Yavlak Arslan’a karşı oldukları için Amorios ve oğulları ile Melik Kılıçaslan Keyûmers safına geçmişlerdir.

Cevdet Bey, Yavlak Arslan’ın, Kılıçaslan’ın güçlendiğini görerek biat için gittiğini söyler. Sultan Mes’ud ve Moğol taraflısı olan Yavlak Arslan, Moğol karşıtı olan Kılıçaslan Keyûmers’e niçin biat etsin? Hem de savaş alanında?

3. Cevdet Bey, Hamid Bey’in (Amourios) Kastamonu’da ne işi var der? Türk askerinin Azerbaycan, Rus’un Suriye, ABD’nin Kuzey Irak, Suriye ve PKK’nın yanında ne işi varsa, Hamid Beyin de Kastamonu’da o işi var.

4. Kılıçaslan ve Keyûmers aynı kişidir. Buna rağmen, iki ayrı kişi olarak ele alınmıştır (Togan, 1981: 326).

5. Katliamdan Amorios’un bir oğlu kurtuldu. Cevdet Bey ise, Mahmud ve Ali’nin kurtulduğunu ifade etmektedir (Pahimeris, 2009: 73-74). Zakhariadou ve İnalcık, maalesef tarihî coğrafyayı bilmiyorlar. Bu iki tarihçi, 1105’te İznik’te Selçuklu idaresi tekrar kuruldu derler.

Hâlbuki 1097 ile 1331 arasında Bursa-İznik, hiç bizim olmadı. 1105’te Selçuklu idaresi kurulan İznik, Bursa-İznik değil, Senirkent-İznik’tir. Bu olay, bu iki tarihçiyi anlatmaya yeter.

6. 1304 yılında İmparator ile antlaşmayı yenileyen kişi Amourios olduğu hâlde, Cevdet Bey, Ales Amorios der. 1303’te Hamid Bey sağ olduğu hâlde, Yavlak Aslan, çoktan ölmüştü (Pahimeris, 2009: 94-95; Kofoğlu, 2006: 120).

7. Amourios’un karşı koyması üzerine Melik Masur’un (K. Keyûmers) Ereğli’den İstanbul’a gittiği söylenir. Hani Amourios (Yavlak Aslan?), K. Keyûmers tarafından öldürülmüştü? Olayları tevil etmeye hiç gerek yok.

8. Amourios oğullarının, Sakarya ile Paflagonia arasında hüküm sürdüğü anlaşılıyor (Vittek, 1999: 20-21). O zaman Amorios, nasıl Yavlak Arslan olur? Kaldı ki bu Sakarya, iki göl arasındaki ırmağın bir diğer adıdır.

9. Osman, önce Hamid (Amourios), sonra onun oğlu İlyas’a (Ales Amourios) tâbi idi (Turan, 1998: 613). Çoban Bey, 1314’te bütün beyleri, Karanbük kışlağına çağırdığında, Uluborlu’dan Dündar Bey geldi. Aydın, Saruhan, Menteşe, Teke ve Osman Beyler çağrılmadılar.

Bunun sebebi, 1314’te Dündar Bey, yâni Hamid oğullarına tâbi olmaları. “Aydın ve Saruhan ve Menteşe ve Teke ili begleri Hamidoglı Dündar Beg’i beg idinmişler ve mecmu’ mal ve çeri virmege razı olmışlar ve mal virmişler, ta haddi Osman Beg dahı mal göndermiş” (Yazıcızâde, 2017: 741). ”Osman Gâzi müstakil değildi ve Orhan Gâzi müstakildi” (Öztuna, 2005: 99-100). Hatta 1324 yılında Osman Beyin ölmesi üzerine başa geçen Orhan Gâzi, Dündar Bey Aralık 1326’da öldürülene kadar Dündar Beye tâbi idi.

10. “Amorionlu Ali” ifadesi, Amorion, Uluborlu, Hamid Bey ve İlyas’a işaret eder (Günal Öden, 1998: 291).

11. Göller Bölgesi’nde Menteşe (Hamid, Aydın, Mesut) ile birlikte askerî ve siyasî faaliyette bulunan Ertuğrul ve Osman Beylerin, Çoban oğullarına bağlılığı söz konusu olamaz (Ramazan Topraklı, DikGazete-06.03.2023).

12. Menteşe Beyliği üzerine 1934 yılında bir kitap yazan P. Vittek, hemen hemen bütün kaynaklara erişmesine rağmen tarihî coğrafyayı bilmediği için birçok yanlış yapar. Mekri (Makarr-ı John), Eğirdir Gölü’ndeki Can (John) Adadır.

Onun Dalaman çayı zannettiği büyük ve derin el-Battal Nehri, Hoyran ve Eğirdir Gölleri arasındaki ırmaktır  (Vittek, 1999: 2-3) ve Sakarya, Sangaris, Meandre, Boğazın Asya ırmağı, Skamandros gibi beş farklı adla anılır (Pahimeris, 2009: 31, 74, 75, 80, 90).

Menteşe Beyliği, Mehmet Beyin (Şeh Menteş) 1261 yılında kurduğu beyliktir. Menteşe önce Eğirdir ile Beyşehir Gölleri arasında bulundu. Kapıdağı Yarımadası girişine konulan Kyzikos, Gelendost-Afşar Kızık köyü yanına, Tralleis ise Eski Tralleis (Yeni Truva), yâni Barla’ya yerleşmektedir.

Sonuç

Sadece Cevdet Hocam değil, hemen hemen bütün tarihçiler, eski söylenenleri yeni torbalara koyup, piyasaya sürüyorlar. Cevdet Bey, tarihçiler içinde en iyi üç kişiden biridir. Buna rağmen o da, tarihçi bağnazlığını kıramamış ve yanlış makaleleri kendine kaynak almıştır.

Tarihçinin temel hatası, tarihî coğrafyayı bilmediği gibi, tarihî coğrafya konusunu da ciddiye almamaktadır. Osmanlı Beyliği’nin Çobanoğulları Beyliği ile hiçbir bağı yoktur.

.

Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com

Kaynaklar ve Tetkik Eserler

Aksarayî, Kerimüddin. Mahmud (2000):Müsameretü’l-Ahbâr, Çeviri: Mürsel Öztürk, Türk Tarih Kurumu-Ankara.

Anonim Selçuk-nâme (1952): Anadolu Selçukluları Devleti Tarihi, Yay. Feridun Nafiz Uzluk, Kemal Bey Matbaası, Ankara.

Günal Öden, Zerrin (1998): “… II. Gıyaseddin Mes’ûd Hakkında Bazı Görüşler” Belleten, C.61, S.230-32, s.288-299 Ankara.

Kadı Ahmet, Niğdeli (2015): el-Veledü’ş-Şefîk ve’l-Hâfidü’l-Halîk’ı, Cilt I, Çeviri: Ali Ertuğrul, Türk Tarih Kurumu, Ankara.

Kazvinî, Hamdullah Müstevfî (2018): Târihi Güzide, Çeviri: Mürsel Öztürk, Türk Tarih Kurumu, Ankara.

Khalkokondiles (Halkokondiles, Halkokondil), Laonikos (2014): The Histories, 1. Bölüm, Çeviri: Anthony Kaldellis, Londra.

Kofoğlu, Sait (2006): Hamidoğulları Beyliği, Türk Tarih Kurumu-Ankara.

Öztuna, Yılmaz (2005): Devletler ve Hânedanlar, Türkiye (1074-1990), C. 2,İlaveli 3. Baskı, T.C. Kültür ve Turizm Bak.-Ankara.

Pahimeris (Pachymeres), Georges (1999): Relations Historiques, Edition, par A. Failler-Paris.

Pahimeris (Pachymeres), Georges (2009): Bizanslı Gözüyle Türkler, Çeviri: İlcan Bihter Barlas, İlgi Kültür Sanat-İstanbul.

Togan, A. Zeki Velîdî (1981): Umumî Türk Tarihine Giriş, Cilt 1, 3. Baskı, Ed. Fak. Basımevi-İstanbul.

Topraklı, Ramazan (2021-16): “Şeh Menteş, Denizli Beyliği veya Büyük Uc Beyliği ve Dalları”, Cappadocia Journal of History and Social Sciences (DOI: 10.29228/cahij.51443), s.231-251.

Topraklı, Ramazan: “Uc Gazisi Mehmet Bey ve Oğulları ile Sultan İzzeddin Keykâvus ve Oğulları”, DikGazete, 23.05.2022.

Topraklı, Ramazan: “Osmanlı ve Menteşe’nin İlk Mekânı Isparta mı?”, DikGazete, 06.03.2023.

Uzunçarşılı, İ. Hakkı (2011): Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, TTK-Ankara.

Vittek (Wittek), Pol (Paul) (1944 ve 1999): Menteşe Beyliği, Çeviri: O. Ş. Gökyay, 1./ 3. Baskı, TTK-Ankara.

Yakupoğlu, Cevdet (2019): “Osmanlı Beyliği’nin Kuruluşunda Çobanoğulları’nın Rolü”, Bilecik Valiliği, Boğaziçi Yay.-İstanbul.

Yazıcızâde Ali (2017): Tevârîh-i Âl-i Selçuk (Oğuznâme-Selçuklu Târihi), Neşre Haz. Abdullah Bakır, Çamlıca-İstanbul.

Ramazan Topraklı
Ramazan Topraklı

Ramazan Topraklı kimdir?

1944 Isparta Gelendos İlçesi Kötürnek doğumlu. 1968 İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi Mezunu.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Kamil Ufuk BİLGİN 2 yıl önce
Bir makalede iddia edilen tarihi bir tespite ilişkin itiraz ve eleştri içerikli bu yazının, bilimsel içerikle ve yöntemle yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, bunun ayrıca bir makalede daha geniş biçimde yazılması da onerilir.