Amerika’nın “Hacı Ali” ve Deve efsanesi! Trump, Meksika’ya savaş açarsa gene bizden deve ister mi?

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Amerika’nın “Hacı Ali” ve Deve efsanesi! Trump, Meksika’ya savaş açarsa gene bizden deve ister mi?
27-10-2018

“Çek deveci develeri engine/ Şimdi rağbet güzel ile zengine/ Çek deveci develeri sulansın/ Sulansın da akan çaylar bulansın” türkü sözünü çoğumuz bilir. 

Deve, göçebe toplumların kültüründe önemli bir unsur. 

Devesi olmayan coğrafyalar da var. 

Amerika bunlardan biri. 

Kuzey Amerika’nın en son deve cinsi Camelops ancak 10 BİN yıl evvel ortadan kaybolmuş. 

Amerika’nın devesi yok ama paketinin üstünde deve resmi olan sigara markası var. 

Şimdi bu nereden çıktı demeyin? 

Hikayesine gelince…

Soluk benizli Amerikan ordusu, Meksika ordusuyla savaşıyor.

Amerika’nın yerlisi Kızılderililer de yaşadıkları toprakları korumak için direniyor. 

Amerikalı sığır çobanları, Kızılderililerin işini bitirecekler ve o yıllarda Kızılderili direnişi Amerika’da iç bölgelere, yani çöllere çekilmiş ve Amerikan ordusunun atları çölde ilerleyemiyor!

Ordu kurmayları, "Ne gider bu çölde?" diye araştırmaya başlar.

Biri çıkar der ki:

“-Efendim çölde giden bir hayvan var.

–Nedir?

-Deve

-Ne?

-Deve. ..”

Deve tedarik etmek için araştırmalar başlar. 

Hikaye bu. 

Tarihi gerçeklik biraz daha farklı.

1836’da Amerika Birleşik Devlet Ordusu’nda Teğmen olarak hizmet veren George H. Crosman -asıl adı Yahya H. Osman- Güneybatı’da yaşanan sorunların çözümü için sıradışı bir öneriyle üstlerinin kapısını çalar. 

Crossman’ın bölgede develerin kullanmasının, mevcut sorunların tümünü ortadan kaldıracağına inanmaktadır. 

Crosman’a göre develer, susuzluk ve sıcaklık gibi zorlayıcı şartlara kolaylıkla uyum sağlayabilecek yegane hayvandır. 

Üstelik yük taşıma kapasiteleri de yeterlidir. 

19. Yüzyıl ortaları. 

Birleşik Amerika, Meksika ile 1850’de giriştiği ve iki yıl süren savaştan yeni çıkmıştı. 

İskan politikası gereği aynı yıllarda Kızılderililerin yaşadıkları Batıdaki topraklar yerleşime açılmış, Washington bir taraftan Kızılderililer ile uğraşırken, bir taraftan da California’da yaşanan “altına hücum”la ortaya çıkan güvenlik ve sosyal sorunları çözmekle uğraşıyordu. 

Amerikan ordusunun silah, mühimmat ve gıda stoklarını taşımak için çöl şartlarında katırdan daha dayanıklı hayvan ihtiyacı ortaya çıkmıştı. 

Amerikan Savaş Bakanı Jefferson DavisOrtadoğu ve Afrikaülkelerinde kullanılan develerin bütün bu işler için en uygun hayvan olduğunu öğrenmişti. 

Amerika’da bulunmayan develeri ithal edebilmek için Kongre’den ödenek aldı ve teğmen David Dixon Parker’in kumandasındaki “Supply” isimli gemiyi, 1855’in 4 Haziran’ında deve temin etmesi için Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul’a gönderdi.

İstanbul’daki Amerikan Sefiri, 29 Ekim 1855’te Osmanlı Hariciyesine başvurdu ve 30 adet devenin satışına izin verilmesini talep etti.

Develerin satın alınmasıyla Türkiye’deki görevi biten “Supply”, deve yüküyle 15 Şubat 1856’da Istanbul limanından ayrıldı, İzmir’e dümen kırdı. 

İzmir’de, deve bakıcısı olduklarını söyleyen Osmanlı vatandaşı beş gayrımüslim ile anlaştılar. 

Supply” gemisi yola bu beş kişiyi de alarak çıkar. 

Gemide develerden başka deve sürücüsü Hacı Ali’de vardı.

Devecilerin Amerika’daki hayatları maceralarla dolu geçer. 

En renkli hayatı ise, asıl ismi Philip Tedro olan ve Müslümanlığı seçip hacca gittikten sonra “Hacı Ali” adını alan İzmirli bir Rum yaşar.

Hacı Ali1856 yılında, henüz 22 yaşındayken Amerika’ya ayak basar. 

Ve takip eden süreçte, Amerikan Ordusu bünyesinde kurulan deve birliğinde uzun yıllar boyunca deveci olarak hizmet verir. 

Bu süre içerisinde Amerikalılar adını telaffuz edemediklerinden dolayı kendisini ‘Hi Jolly’ olarak çağırmaya başlarlar. 

‘Hi Jolly’ efsanesi de böyle başlar.

David Dixon Parker ile Henry Wayne’ın götürdükleri develerin sayısı Amerika’da zamanla arttı. 

Hattâ, orduda bir “deve birliği” bile kurulur. "Hi Jolly” veya “Hadji Ali”, yani Tükçesiyle “Hacı Ali”, Amerikan ordusunun ilk ve tek profesyonel deve ordusunun baş devecisidir. 

Hacı Ali’nin İngilizce çevrimi olan “Hi Jolly” olmuştur. 

“Hi Jolly”yi birebir çevrilirse “Selam Neşeli” gibi sevgi dolu da bir sesleniş olduğu anlaşılır. 

Hacı Ali, 1902’de hayatını sürdürdüğü Arizona’nın Quartzside kasabasında ölür. 

1955 yılında ona bir anıt mezar yapılır ve bir de şarkı yazılır ardından, tam olarak kimin ne zaman yaptığını bilemesek de. İlk kez bu parçaya bir albümde yer veren grup 1962’de The New Christy Minstrels

Daha sonraları başka gruplar tarafından da çalınan ve özellikle her yıl ocak ayında gerçekleşen çöl ve deve temalı festivalde Hi Jolly anısına sıklıkla seslendirilen şarkıda Hacı Ali’nin deveciliğinden bahsedilmektedir. 

Şarkının sözleri şöyle; Hi Jolly, hey Jolly, twenty miles a day, by golly (Selam Jolly, hey Jolly, bir günde 20 mil, vay ha!)

Twenty more before the morning light (Gün aydınlanmadan bir 20 daha)

Hi Jolly, hey, I gotta get on my way (Selam Jolly, hey, yoluma devam etmeliyim)

I told my gal I’d be home Sunday night (Benim hanıma pazar gecesi evde olacağımı söyledim)

Amerikalılar, İzmir’den beraberlerinde götürdükleri bir deveciye de seneler sonra anıtmezar yaptılar. 

Türk devesi, şarkılarda yaşadığı gibi daha sonraları Türk-Amerikan tütünü ile imal edilen bir sigara paketinin üzerinde yerini aldı. 

Uçakları, tankları akla hayale gelmeyen silahları olan Trump Türkiye’den neden deve istesin?

Donald Trump, Orta Amerika ülkelerinden yola çıkarak Amerika’nın güney sınırına yaklaşan göçmen konvoyunu durdurmak amacıyla güney sınırına asker yığacağı uyarısını tekrar etti. 

Ordu, Meksika sınıra lojistik ve alt yapı çalışmalarına yardımcı olmak amacıyla 800-1000 kadar ek asker göndermeyi planlıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘sıfır hoşgörü’ politikası çerçevesinde Meksika sınırından giren göçmenlerin gözaltına alınması, çocukların ailelerinden alınıp kamplara konulmasını istemişti. 

Şaka bir yana Meksika’ya saldırmaya hazırlanan Trump’ın Türkiye’den deve istemesini boşuna beklemeyin.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc32

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?