Almanya, Ukrayna’ya olan desteğini kesiyor mu?

Hasan Enes Karahan
Hasan Enes Karahan
Almanya, Ukrayna’ya olan desteğini kesiyor mu?
23-12-2024

Almanya, Ukrayna’ya olan desteğini kesiyor mu?

MOSKOVA

Almanya'nın merkez sağ muhalefeti Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU/CSU) grubunu temsil eden Alman şansölye adayı Friedrich Merz, sıradışı bir açıklama yaptı: Ukrayna silahlı kuvvetlerinin durumunu eleştirdi ve Kiev’in cephedeki durumu, Ukrayna lehine kökten değiştirebilecek silahlarının olmadığını savundu. Bu açıklama, özellikle son dönemde Moskova'ya yönelik tehditlerinin arka planında Merz'in Ukrayna'ya Taurus füzelerinin sevkiyatını aktif bir şekilde savunurken yaptığı açıklamalarla karşılaştırıldığında kafa karıştıracak ölçüde büyük bir çelişki uyandırıyor. Peki ne oldu da Merz, söylemini bu kadar keskin bir şekilde değiştirdi?

Tüm bu yaşananlar insanın aklına, acaba Almanya ve belki de Avrupa, Ukrayna’ya olan desteğini kesiyor mu, sorusunu getiriyor.

Açıkçası, bu tür beyanlar bir askeri analizden ziyade iyi düşünülmüş siyasi bir hamledir. Merz, -malum- askeri bir uzman değil ve cephedeki durumla ilgili vardığı sonuçlar da pek “yoğun” stratejik analizlere dayanmıyor. Kiev'e yaptığı ziyaret sırasında bazı verilere ulaşmış ya da yaşanan çatışmaların etkilerini yerinde tecrübe etmiş olsa bile, bu durum Merz'in kamuoyu önündeki tutumunda böylesine “keskin” bir değişikliğe gitmesini yine de pek açıklamıyor. Naçizane, Merz’in bu söylemini Almanya'nın siyasi durumuna, seçim gerçeklerine ve uluslararası ortama adapte etme girişimi olarak nitelendiriyorum.

Tecrübeli bir politikacı olan Merz için Alman seçmenlerin içinde bulunduğu ruh halini göz önünde bulundurmak son derece önemli. Malum, Doğu Avrupa'da süren uzun ve maliyetli “Ukrayna desteği”nden ötürü Almanya toplumunda oluşan “yorgunluk” giderek artıyor. Birçok Alman vatandaşı, özellikle ülke içindeki ekonomik ve sosyal sorunlar nedeniyle Ukrayna'ya daha fazla askeri yardım yapılmasının doğru olup olmadığını sorgulamaya başladı bile. Böyle bir durumda Merz'in açıklamaları, çatışmanın bir an önce çözülmesinden ve mevcut politikaların gözden geçirilmesinden yana olan kesimin dikkatini çekmeyi amaçlıyor gibi görünüyor.

Merz'in cephe hattındaki durumun “kritik” olduğuna ve savaşın gidişatını silah zoruyla tersine çevirmenin olanaksızlığına ilişkin sözleri, çatışmanın çözümü için -sanırım- diplomatik kanallar aracılığıyla alternatif yollar bulunması gerektiğine dair bir sinyal olarak değerlendirilebilir.

Bir diğer önemli husus ise dış politikadaki gelişmelerdir. Avrupa'daki birçok siyasetçi, Donald Trump'ın yeniden iktidara gelme perspektifine göre gündemlerini tasarlamaya başlamış durumda. Öyle ki, Trump, -Kiev'in hoşuna gitmeyecek- şartlarda bile olsa Ukrayna ile Rusya arasında barış arayışına girmeye “istekli” olduğunu defalarca dile getirmişti. Bu süreci yakından izleyen usta siyasetçi Friedrich Merz, yakın gelecekte Amerikan yönetiminin izleyeceği rotaya -haliyle- uygun bir pozisyon almaya çalışmaktadır. Bu siyasi hamlesini oldukça pragmatik değerleniyorum; zira Trump, Beyaz Saray'a döndüğünde Almanya, ABD'nin Ukrayna krizine yönelik yeni yaklaşımına uyum sağlamak zorunda kalacak ve bu durum Merz’ipotansiyel” siyasi değişikliklerin “tam merkezine” yeniden “konumlandırma” ihtimalini güçlendirecektir.

Merz'in iç politikadaki hedefleri de dikkate alınmaya değer. Yaptığı açıklamalar bir sonraki seçimler öncesinde CDU/CSU'nun konumunu güçlendirmeyi amaçlıyor da olabilir. Haliyle, Ukrayna krizine yönelik mevcut tavrı eleştirmek, kendisini iktidardaki koalisyonla karşı karşıya getirmenin ve daha “ağırbaşlı” ve “vizyoner” bir lider olarak göstermenin iyi bir yolu! Bu yaklaşım, Şansölye Olaf Scholz'un izlediği politikalardan hayal kırıklığına uğrayanlar da dahil olmak üzere geniş bir kitleye hitap etmesini sağlamaktadır.

Friedrich Merz'in Ukrayna Ordusu'nunzayıf” durumuyla ilgili sözleri, askeri durumla ilgili bir tespitten ziyade iyi hesaplanmış siyasi bir hamledir. Merz, Alman seçmenlerin ruh halini, uluslararası durumu ve asıl müttefikleriyle iş birliği beklentilerini “akıllıca” hesaba katmıştır. Bu çerçevede, söylemindeki bu “keskin” değişiklik, cephedeki “gerçek” değişikliklerin bir yansımasından ziyade bir nevi “stratejik esnekliğin” ve “pragmatizmin” göstergesidir.

.

Hasan Enes Karahan, dikGAZETE.com

Hasan Enes Karahan
Hasan Enes Karahan

Hasan Enes Karahan kimdir? 

İstanbul'da dünyaya geldi. Moskova’da yaşamaktadır. Rusya Adalet Bakanlığı kararıyla yürürlüğe girmiş Uluslararası Suç ve Terörle Mücadele Teşkilatı (KGT) isimli resmi kuruluşun Başkanlığı görevini yürütmektedir. (*)

2010 yılında Moskova Devlet Üniversitesi Rus Dili ve Kültürü Enstitüsü'nden mezun oldu.

2016 yılında Moskova Psikanaliz Enstitüsü'nden mezun oldu ve psikoloji alanında diploma aldı.

2017’de interhemisferik beyin asimetrisinin ergenlerin reklam algısı üzerindeki etkisi üzerine lisans tezini savundu.

Rusya Cumhurbaşkanlığı (RANEPA) Akademisi Ulusal Güvenlik Enstitüsü'nde Türkiye Cumhuriyeti'nin enerji sorunlarının giderilmesi konusunda yüksek lisans tezi yazdı.

Afrika, Avrasya, Asya ve Türkiye bölgeleriyle ilgili enerji, jeopolitik, istihbarat, global ekonomi, güvenlik ve savunma alanlarında özellikle Rusya’da bilimsel makaleler yayınlamaktadır.

Rusya’da halen bazı devlet ve sivil toplum örgütlerinde komite/komisyon başkanlığı ve üyeliği yapmaktadır.

-

(*) Uluslararası Suçlar ve Terörle Mücadele Teşkilatı (KGT) insan hayatının ve bölgemizin güvenliğine, sosyal hayata ve ekonomik istikrara tehdit oluşturan terör ve suç örgütleriyle mücadele etmek amacıyla Rusya Federasyonu Adalet Bakanlığı Moskova İl Müdürlüğü’nün **/**/2021 tarihli kararıyla yürürlüğe girmiş özerk bir kuruluştur. Teşkilat, terörizm ve uluslararası suçlarla mücadele için Rusya Federasyonu içinde ve dışında ilgili kurum ve kuruluşlarla müşterek faaliyetler yürüterek, bu konularda politika ve strateji geliştirmektedir. Teşkilat, hedeflerine etkili ve başarılı bir şekilde ulaşmak için uluslararası güvenlik, jeopolitik, küresel ekonomi, inovasyon, enerji, stratejik istihbarat ve savunma alanlarında benzersiz araştırmalar üzerinde çalışmaktadır. Bu alanlarda “Muhakeme, Müşahade, İcra” düsturuyla Teşkilat bünyesinde her türlü veri ve enformasyonu toplayan, işleyen ve değerlendiren Bilgi ve Analiz Departmanı bulunmaktadır. Böylelikle Teşkilat, yaklaşan tehditlerin olasılığını önceden analiz ederek Kamu Düzenine ve Güvenliğine yönelik tehditleri etkisiz hale getirmek amacıyla uzun vadeli çözüm senaryoları geliştirmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?