2020 YAŞ Kararları ve daha muhafazakar yapıların TSK içerisindeki etkinliğinin artması

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
2020 YAŞ Kararları ve daha muhafazakar yapıların TSK içerisindeki etkinliğinin artması
24-07-2020

Dün, 23 Temmuz 2020’de Yüksek Askeri Şura, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. 

18 Temmuz 2020’de Yüksek Askeri Şura’da geri sayımın başladığını, şuranın Kurban Bayramı öncesinde toplanacağını, “YAŞ Sürprizi yok! başlığı altında değerlendirmiş, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarında değişiklik olmayacağını ve Orgeneral İsmail Metin Temel, Korgeneral Zekai Aksakallı gibi isimlerin, 31 Ağustos 2020 sonrası TSK tarihi arşivinde yerlerini alacağını belirtmiştim. 

Öyle de oldu. 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne göre, Millî Savunma Bakanlığı’na bağlanan Genelkurmay Başkanlığı’nın uyum sorunu yaşamaması, mevcut Komuta kademesinin değişmemesinde en önemli etken. Uyumsuzluk gösterenler, izafi başarı grafiklerine bakılmaksızın, kadrosuzluktan emekliye sevk edildiler.

2020 YAŞ Kararlarının bir kez daha gösterdiği gibi, Hükümet ve askeri bürokrasi arasındaki uyumda hiç şüphesiz Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın katkısı yadsınamaz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 15 Temmuz darbe girişiminde derdest edilen dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar hakkında neden ısrarcı olduğu şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu?

Görünen o ki Milli Savunma Bakanlığı ve TSK’da Hulusi Akar Paşa en güçlü isim. Ona eleştiri getiren komutanlar kim olursa olsun, medyanın desteğine rağmen pozisyonlarını koruyamadılar. 

Hulusi Akar, Danişmed Gazi'nin torunu mu? 

Soy ağacının Anadolu Selçuklu  döneminde Danişmed Gazi'ye uzandığı iddia edilen Hulusi Akar Paşa, ister şahsından kaynaklı, ister konjonktürden kaynaklı karizmasından dolayı neredeyse dört yıldır YAŞ terfi listesini belirleyen güç odağı.  

Onunla zıtlaşan, takışan askeri personelin hiç şansı yok. 

Cumhurbaşkanlığı’na yakın kaynaklar, mevcut Genelkurmay Başkanı ile Kuvvet Komutanlarının göreceli Suriye ve Libya krizindeki başarıları ve savaş komuta deneyiminden dolayı, bu kritik süreçte görevlerinin başında olmasının gerektiğini, ayrıca alevlenen Azerbaycan - Ermenistan anlaşmazlığının Kafkaslar’da bölgesel savaşa dönüşme kapasitesi, Kuvvet Komutanlarının görev sürelerinin temdidi yani uzatılmasında önemli bir faktör olduğunu söylemişlerdi.  

Sonuç değişmedi. 

Temel ve Aksakallı’nın TSK üzerindeki 15 Temmuz gölgesi sizlere ömür!

Kadrosuzluktan emekli edilen 2. Ordu Komutanlığı görevinden alınarak Genelkurmay Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı görevine atanan Bayburtlu Orgeneral İsmail Metin Temel ile Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan 2. Kolordu Komutanlığına atanan Erzurum Ilıca Rizekent Köylü Korgeneral Zekai Aksakallı’nın görev süreleri 31 Ağustos’a kadar.

Sonrası ya orduevlerinde tavla atarlar ya da torunlarına askerlik anılarını anlatırlar. 

Terfi alan veya emekli edilen  askeri personelden özellikle bu iki isim neden gündemde hiç düşündünüz mü?

Birçok sebebi var. Mesela 15 Temmuz darbe girişimi sonrası birbirlerini suçlayan, töhmet altında bırakan açıklamaları mevcut. 

Zekai Aksakallı’nın Özel Kuvvetler Komutanlığına yakışmayacak bir tutum sergileyerek, o gece evine kapanması, kendi ekibinden Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Hâlisdemir ile darbeci General Semih Terzi'yi  birbirine vurdurarak iz kaybettirme çabası, ayrıca dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı ihmalle suçlayan açıklamaları, TSK arşivlerinde yerini çoktan almıştı.

Cumhurbaşkanını alkışlaması aleyhine oldu...

İsmail Metin Temel'in, 15 Temmuz sürecinde TSK bürokrasisinin tepe isimlerini, darbecilerle işbirliği yapmakla suçlaması, Zekai Aksakallı ile girdikleri polemik, hep sicil dosyasına yazıldı. 

Nitekim İsmail Metin Temel, 15 Temmuz'dan sonra, Genelkurmay Karargâhı'na gittiğinde, bağırıp çağırdığı dahası Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler'in odasının önünde, “Darbe gecesi Akıncı'da olan herkes şüphelidir” dediği basına sızmıştı.

 Ben ta iki yıl önce, "Sineye çekilen bu sözler, şimdi kim bilir "Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu…"  kıvamında?" diye tarihe not düşmüştüm. 

Arife tarif gerekmez, anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az!..

Yine 24 Haziran seçim sürecinde yaşanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'yi eleştirdiği konuşmayı alkışladığı için "Apolet sökme" tartışması ile gündeme gelen 2. Ordu Komutanı İsmail Metin Temel’in, daha önce bir orgeneralin atanmadığı, Genelkurmay Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığına atanmasının askeri çevrelerde "görevden alma" olarak değerlendirildiğini belirtmiştim.

Yine Genelkurmay Başkanlığı Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı Genelkurmay 2. Başkanına bağlı bir birim ve her ne kadar Genelkurmay 2. Başkanlığı Orgeneral kadrolu bir görev olsa da halihazırda Genelkurmay 2. Başkanı Korgeneral Metin Gürak'a bağlı olmasının yani, Orgeneral Temel Paşa’nın, Korgenerale bağlı bir göreve atanmasının askeri teamüllere aykırı ve ve bir o kadar da incitici olduğunu söylemiştim. 

İnanmayan, "15 Temmuz kalkışmasında FETÖ’cülerin öldürmek istediği Afrin fatihi İsmail Metin Temel Paşayı Amerikalılar Mümbic’te görmek istemedi?" başlıklı yazıma bakabilir. 

 “Halep orada ise arşın burada” diye boşuna söylemiyoruz. 

Aksakallı ve Temel'in 2018'de atandıkları yeni görevleri terfi amaçlı değildi.

2020 YAŞ kararlarına bakıldığında daha iyi anlaşıldığı gibi, aslında TSK içindeki belirgin odak tarafından kendilerine 2018'de verilen uyarı mesaj, "biz emekli etmeyelim, siz emekli olun" şeklindeymiş. 

Her iki ismin, bugüne kadar görevlerinin başında olmalarından bu uyarı mesajı almadıkları ya da kulak ardı ettikleri ortaya çıkıyor. 

Tümamiral Cihat Yaycı mesajı almış, gereğini yapmış…

Milli Savunma Bakanlığı'na yakın kaynaklar,  Tümamiral Cihat Yaycı'nın DKK görevinden sarfınazar edilerek Genelkurmay emrine alındığında, hiç vakit kaybetmeden, derhal Cumhurbaşkanına bağlılığını bildirerek emekliliğe ayrılmasının sembolik önemine dikkat çekiyor. 

TSK hiyerarşisini iyi bilenler, Tümamiral Cihat Yaycı'nın bu Kurmay kıvraklığının, daha önce 2. Ordu Komutanlığı görevinden alınan  Orgeneral İsmail Metin Temel ve Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan alınan daha sonra 1. Orduya bağlı 2. Kolordu Komutanlığına atanan Zekai Aksakallı'dan da beklendiğini ifade ediyorlar. 

Yapmadıklarına göre kafalarında ne vardı? 

Kelli-felli koskoca paşaların bunu anlamaması, bilmemesi mümkün mü? 

Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadı Harbiyelilerin kafalarında acaba başka bir plan mı vardı? 

Kim ne derse desin, bu konu iyi analiz edilmeli. Onların kafasında her ne varsa acaba başka Harbiyelilerin de kafasında olabilir mi? 

Bir çoğunuz gibi şahsım da bundan sonra acaba bu iki isim ne yapacak, doğrusu merak ediyorum. 

Daha önce değindiğim gibi, bu iki ismin birbirleri ile arası hiçte iyi degildi. Hain darbe girişimi sonrası, "karımı teskin ediyorum" olayı uzerinden karşı karşıya geldiler. 

Aksakallı'nın darbeden sonra Hulusi Akar'a yönelik "kışladan çıkmama emri verseydi olay büyümezdi " demesi, İsmail Metin Temel’in "darbe gecesi Akıncı’da kim varsa şüphelidir" şeklinde açıklama yaparak, bazı komutanları orada esir tutulsalar da töhmet altında bulundurması, bu iki ismi Akar Paşa ile karşı karşıya bıraktı. 

El-alemin ağzı torba değil ki büzesin. Ağzı olan konuşuyor. Dilin kemiği yok. 

İsmail Metin Temel’in Zeytin Dalı harekatlarında başına buyruk hareketleri ile, Hulusi Akar'ı devre dışı bırakma girişimlerinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin politik-askeri bir figürü olan Akar Paşa'yı tedbir almak durumunda bıraktığını duymuşsunuzdur. 

Uzun lafın kısası, gelinen noktada her iki ismin aslında bugünkü emeklilik sonları daha evvel hazırlanmıştı.

18 Temmuz’da, tam beş gün önce, 2020 YAŞ Toplantısı ile ilgili Aksakallı ve Temel paşaların büyük ihtimalle emekli edileceklerini yazdığımda, bu iki isme yakın kaynaklardan yazdıklarımın paşaların hoşuna gitmediği sinyalini almıştım.

2020 YAŞ süreci belki de 15 Temmuz hain darbe girişiminin engellenmesinde önemli roller üstlenen bu iki ismin uygun şekilde tasfiye edilmesini gerektiriyordu.

Kamuoyu açısından bu önemliydi. Bu süreç, bugün nihayete erdi ve aykırı bir ses de çıkmadı.

Puşkin'in dediği gibi oldu herşey. “Ey Komutan! Kulak asma, sevgisine sen halkın/O canım methü sena, anlık gürültü, geçer;/Kuru kalabalığın gülüşünü duyarsın,/Ve aptalın hükmünü; fakat metin ol, boşver.”

Orgenerali baskılayan Arapça bilen kudretli Korgeneral…

Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar'ın yerine getirilen Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Metin Gürak, Orgeneralliğe terfi etti. 

Halen Genelkurmay II. Başkanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Libya Askeri Müşaviri görevlerini deruhte eden Orgeneral Metin Gürak, İngilizce ve Arapça biliyor.

İngilizceyi askeri okullarda öğrenen Metin Gürak, Arapçayı memleketi Mardin'de yerel dil olarak öğrenmiş. Ailesinin Arap asıllı olduğu iddia edilse de bu konuda medyaya yansımış somut bir bilgi bulunmuyor. 

Metin Gürak kara havacı. 15 Temmuz’da FETÖ’cüler esir aldı sonra KKK kurmay başkanı ve Gn. Kur 2. Başkanı oldu. Irak Suriye Libya, Doğu Akdeniz'de icra edilen operasyonları planlayan kurmay ekibin başında. 

Orgeneralliğe terfi edilerek bu istikametteki kararlılık doğrulandı. Komuta kademesi değişmedi, askeri savaş kabinesi muhafaza edildi. 

Özellikle Gürak’ın terfisi, siyaseten desteklendiğinin göstergesi. Bazı yorumculara göre önü açıldı. Yani müstakbel Genelkurmay Başkanı adayı. 

Adına “Fan Clup” kurulan Tümgeneral Emre Tayanç…

Tuğgenerallikten Tümgeneraliğe terfi ettirilen Emre Tayanç ilginç bir kişiliğe sahip. Ta 1 Ekim 2009'da sözde sevenleri tarafından sosyal medyada tanıtma çalışmaları yapılmış.

23 Kasım 2016'da kendisi için kurdurulan facebook sayfası, ismini “Tuğgeneral Emre Tayanç Fun Clup” olarak değiştirmiş. 23 Temmuz 2020'de terfi edince, sayfanın ismi “Tümgeneral Emre Tayanç'ın askerleri” olmuş. 

Nereden nereye ve neden? 

Benim anlayamadığım bir TSK Generalii hangi amaçla bu tür işlere tevessül eder? Demek ki Paşanın “sanatçı kişiliği” var? 

Görev yaptığı Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’nda  sınırlarımızı terör unsurlarına karşı karış karış tarayarak güvenliği sağlayan ve teröristlere göz açtırmayan Tümgeneral Emre Tayanç,  Güney ve Doğu Anadolu'yu menzil menzil dolaşmış. “Bekar görünümlü evli” olduğunu söyleyenler var. 

Yedi kurşun yarası taşıyan gazi Tümgeneral…

Yine Tuğgenerallikten Tümgeneralliğe terfi eden, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul'daki Kartaltepe Kışlası Komutanı Piyade Albay, 7 kurşun yarası alan Davut Ala da dikkat çeken isimlerden. 

İçişleri eski Bakanlarından Erzurum Oltulu Efgan Ala ile akrabalığı var mı yok mu bilmiyorum. Ama Gazi kahraman Tümgeneral Davut Ala'nın Rizeli olduğu kayıtlarda geçiyor. 

Emre Tayanç, Davut Ala gibi isimlerin terfisi, daha muhafazakar yapıların ordu içerisindeki etkinliğinin arttığını gösteriyor. 

2020 YAŞ Toplantısı’na Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın etkisi yüzde yüz. Hulusi Akar, askeri güvenlik sistemine hakimiyetini iyice koydu ve gösterdi. Aslında bu durum geçen yıl, ABD Silahlı Kuvvetleri’nin yan kuruluşu Rand Coorparation tarafından hazırlanan “Erdoğan’ı devirmek için Türk Ordusu ile çalışmayı” öneren raporla ortaya konulmuştu. 

Sonuçta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın istediği bir emir komuta sistemi kuruldu. Bu sistem ve personel tercihi, yeni komuta kademesinin Savaş Karargâhı gibi dizayn edildiği anlamına gelebilir. 

Erdoğan’ın önünde kabine değişikliği için engel kalmadı…

Kulislerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Bakanlar Kurulu’nda değişikliğe gidebilmek için hazırlık yaptığı ve bunun için 2020 YAŞ Toplantısı’nın tamamlanmasını beklediği konuşuluyordu.

Kurban Bayramı sonrasını tarih gösterenler ve 24 Temmuz Cuma günü Ayasofya Camii’nin ibadete açılmasının akşamında, yeni bakanlar kurulunun açıklanacağını söyleyenlerden kimlerin dediği doğru çıkacak birlikte göreceğiz.

Memleketim Isparta'da Eğirdir Dağ Komando Okulu Komutanlığı yaptığı için ayrı bir muhabbet duyduğum Orgeneral İsmail Metin Temel Paşaya yeni süreçte, sağlık sıhhat ve afiyet diliyorum. 

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Yoldaş Fikri 4 yıl önce
Derin NATO derin Avrasyaya karşı galip
gamsız 4 yıl önce
Böyle gelmiş böyle gider