Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan, zayıflama hapları, zayıflama bantları gibi yöntemlerin ciddi sağlık problemlerine ve hatta ölümlere yol açabildiğini söyledi.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan, tedavi edilmesi gereken şişmanlık olarak bilinen obezite hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Dünya Sağlık Örgütü’nün obeziteyi, sağlığı bozacak ölçüde vücutta normal olmayan ya da aşırı yağ birikmesi olarak tanımladığını belirten Pehlivan, obezitenin erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 15-18’i, kadınlarda ise yüzde 20-25’ini yağ dokusunun meydana getirdiğini, erkeklerde bu oranın yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30’un üzerine çıkması durumunun obezite olarak kabul edildiğini ifade etti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün obezitenin belirlenmesinde vücut kitle indeksi kullandığından bahseden Pehlivan, vücut kitle indeksinin kişinin vücut ağırlığı, boyu ile hesaplanan bir değer olduğunu ve hesaplanan bu değerlere göre bireyin normal, şişman, obez ve morbid obez (aşırı şişman) olarak kabul edildiğini söyledi.
Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan, “Bireyin obezite hastalığına yakalanmaması ve buna bir dur demek için öncelikli olarak düzenli ve sağlıklı bir beslenme şeklini aşılamanız gerekmektedir. Obez olan bireyde özgüven problemi olduğu için içine kapanık olarak yaşıyorlar. Bu da onların girişken olmasını engelliyor ve başarısız olmalarına sebep oluyor” dedi.
Obeziteye neden olan etmenleri sıralayan Pehlivan, “Yeterli olmayan fiziksel aktivite, yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, hormonal ve metabolik etmenler, sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama, sigara ve alkol tüketimi, kullanılan bazı ilaçlar (antidepresanlar), doğum sayısı ve doğumlar arası süre gibi birçok etmenin etkisi bulunmaktadır. Sağlıklı bir bireye göre obez bir bireyin hareket süresi ve dinamizmi azalır, uyku verimi düşer ki bunun sonucunda da obezite, kişinin daha gergin ve sürekli yorgun bir bireye dönüşmesine neden olarak yaşam konforu ve hayat süresini ciddi anlamda etkilemektedir” dedi.
"OBEZİTE HIZLA ARTIYOR"
Gelişen teknolojinin de insanların beslenme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Pehlivan, fiziksel hareketlerin yetersizliği ve çeşitli olumsuz şartların bir araya gelmesiyle ülkemizde ve dünyada obezitenin görülme sıklığının hızlı bir şekilde arttığını belirtti.
Obezite ile mücadelenin aslında, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları gibi birçok hastalıkla da mücadeleyi kapsadığını ifade eden Prof. Dr. Pehlivan, obezite rahatsızlığı olan hastaların sağlıklı diyet ve spor yapmak yerine çareyi Sağlık Bakanlığı tarafından kabul görmeyen zayıflama hapları, zayıflama bantları gibi yöntemlerde aramasının ciddi sağlık problemlerine ve hatta ölümlere yol açabildiğini vurguladı.
Günümüzde cerrahi dışı tedavi yöntemlerinin yüzde 5-8 düzeyinde, cerrahi tedavinin ise yüzde 70-100 arasında başarı oranına sahip olduğunu bildiren Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan, “Obezitenin cerrahi tedavisi deneyimli ellerde en kalıcı tedavi yöntemidir” diye belirtti.
(İHA)
(İHA)
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan, tedavi edilmesi gereken şişmanlık olarak bilinen obezite hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Dünya Sağlık Örgütü’nün obeziteyi, sağlığı bozacak ölçüde vücutta normal olmayan ya da aşırı yağ birikmesi olarak tanımladığını belirten Pehlivan, obezitenin erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 15-18’i, kadınlarda ise yüzde 20-25’ini yağ dokusunun meydana getirdiğini, erkeklerde bu oranın yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30’un üzerine çıkması durumunun obezite olarak kabul edildiğini ifade etti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün obezitenin belirlenmesinde vücut kitle indeksi kullandığından bahseden Pehlivan, vücut kitle indeksinin kişinin vücut ağırlığı, boyu ile hesaplanan bir değer olduğunu ve hesaplanan bu değerlere göre bireyin normal, şişman, obez ve morbid obez (aşırı şişman) olarak kabul edildiğini söyledi.
Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan, “Bireyin obezite hastalığına yakalanmaması ve buna bir dur demek için öncelikli olarak düzenli ve sağlıklı bir beslenme şeklini aşılamanız gerekmektedir. Obez olan bireyde özgüven problemi olduğu için içine kapanık olarak yaşıyorlar. Bu da onların girişken olmasını engelliyor ve başarısız olmalarına sebep oluyor” dedi.
Obeziteye neden olan etmenleri sıralayan Pehlivan, “Yeterli olmayan fiziksel aktivite, yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, hormonal ve metabolik etmenler, sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama, sigara ve alkol tüketimi, kullanılan bazı ilaçlar (antidepresanlar), doğum sayısı ve doğumlar arası süre gibi birçok etmenin etkisi bulunmaktadır. Sağlıklı bir bireye göre obez bir bireyin hareket süresi ve dinamizmi azalır, uyku verimi düşer ki bunun sonucunda da obezite, kişinin daha gergin ve sürekli yorgun bir bireye dönüşmesine neden olarak yaşam konforu ve hayat süresini ciddi anlamda etkilemektedir” dedi.
"OBEZİTE HIZLA ARTIYOR"
Gelişen teknolojinin de insanların beslenme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Pehlivan, fiziksel hareketlerin yetersizliği ve çeşitli olumsuz şartların bir araya gelmesiyle ülkemizde ve dünyada obezitenin görülme sıklığının hızlı bir şekilde arttığını belirtti.
Obezite ile mücadelenin aslında, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları gibi birçok hastalıkla da mücadeleyi kapsadığını ifade eden Prof. Dr. Pehlivan, obezite rahatsızlığı olan hastaların sağlıklı diyet ve spor yapmak yerine çareyi Sağlık Bakanlığı tarafından kabul görmeyen zayıflama hapları, zayıflama bantları gibi yöntemlerde aramasının ciddi sağlık problemlerine ve hatta ölümlere yol açabildiğini vurguladı.
Günümüzde cerrahi dışı tedavi yöntemlerinin yüzde 5-8 düzeyinde, cerrahi tedavinin ise yüzde 70-100 arasında başarı oranına sahip olduğunu bildiren Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan, “Obezitenin cerrahi tedavisi deneyimli ellerde en kalıcı tedavi yöntemidir” diye belirtti.
(İHA)
(İHA)