İSTANBUL - Zeynep Rakipoğlu
Zatürre Ölümlerinin Önlenmesi Haftası dolayısıyla AA muhabirine açıklama yapan Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (SUAM) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Arpaçağ Koşar, virüs, bakteri, mantar gibi çeşitli mikroplara bağlı olarak akciğer dokusunda gelişen enfeksiyona halk dilinde "zatürre", tıbbi olarak da "pnömoni" dendiğini anımsattı.
Zatürrenin bebekler, küçük çocuklar ve yaşlılar ile kalp, şeker, böbrek, akciğer gibi hastalıkları bulunan, bağışıklık sistemi baskılı olan ve sigara kullananlarda daha sık görüldüğünü vurgulayan Koşar, "Sigara kullanımı, bağışıklık sistemini bozarak zatürreye yol açıyor. Günde 10-20 adet sigara kullanımı, zatürre riskini 2,3 kat, 20 adet sigara kullanımı ise 2,9 kat arttırır." diye konuştu.
Zatürrenin, grip ve benzeri solunum yolları enfeksiyonları sonrası geliştiğine işaret eden Koşar, zatürreye sebep olan mikropların hasta kişilerin hapşırması veya öksürmesi ile ortam havasına yayılarak ya da bu mikropları taşıyan sekresyonların bulaştığı eşyalar yoluyla diğer insanlara bulaşabildiğini söyledi.
"Sigara içenlerde zatürrenin iyileşmemesi başka hastalığın habercisi"Hastalıkta ateş, öksürük, balgam gibi şikayetlerin sık görüldüğünü aktaran Koşar, "Göğüs ağrısı, nefes darlığı, bulantı-kusma, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, halsizlik de görülebilir. Ağır vakalarda bilinçte ve hatta diğer organların fonksiyonlarında da bozulma ortaya çıkabilir. Hastaneye yatış, her zaman gerekli değildir fakat riskli gruplarda hastane yatışı veya yoğun bakım yatışı gerekebilir. Evde tedavi olması uygun bulunan hastalarda yatak istirahati şarttır." dedi.
Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesinin çoğu kez mümkün olmayabileceğini, ancak zatürre tanısı konduktan sonra en kısa zamanda antibiyotik tedavisinin başlanması gerektiğinin altını çizen Koşar, "Hastanın tedavi süresi, hastalığın şiddeti, saptanmışsa sorumlu mikrop, eşlik eden hastalığın olup olmamasına göre değişmekle beraber ateş düştükten sonra ortalama 5-7 gündür. Bazı mikroplarla gelişen zatürrede ise tedavi süresi uzatılabilir." bilgisini verdi.
Prof. Dr. Koşar, zatürrenin ani başlangıçlı ve genellikle tedaviye hızla cevap veren bir hastalık olduğunu belirterek, "Sigara içen kişilerde zatürrenin düzelmemesi altta yatan başka bir hastalığın habercisi olabilir. Uygun antibiyotik tedavisine rağmen 72 saatten sonra hala ateşi düşmeyen, şikayetleri azalmayan hastalar mutlaka kontrol zamanını beklemeden hekime başvurmalıdır." dedi.
"65 yaş ve üzeri kişiler zatürre aşısı yaptırmalı"Zatürrenin en çok sonbahar ve kış aylarında görülen bir hastalık olduğuna dikkati çeken Koşar, şu önerilerde bulundu:
"Zatürre ölümlerinin önlenmesinde, zatürre ve grip aşısının yapılması önemlidir. Ayrıca kronik hastalıkların kontrolü, özellikle risk taşıyan ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerin hastalarla aynı ortamda bulunmaması, yeterli ve dengeli beslenme, yeterli sıvı alımı, hijyenik önlemlerin alınması ve sigaranın bırakılması da zatürrenin önlenmesinde etkilidir.
Zatürre aşısı, 65 yaş ve üzerindeki kişiler, KOAH, bronşektazi, kalp ve damar, böbrek, karaciğer ve şeker gibi kronik hastalıkları olanlar, kronik alkol kullananlar, dalak bozukluğu veya dalağı alınmış olanlar, bağışıklık yetmezliği olan ve bağışıklık sistemini baskılayan tedavi alan kişiler, AIDS, böbrek yetmezliği, kanser, böbrek, karaciğer, akciğer ve kalp nakli yapılan hastalar, huzurevi ve bakımevinde yaşayanlar, sigara kullananlar ve beyin omurilik sıvısı kaçağı tespit edilmiş kişilere mutlaka yapılmalıdır."
Zatürre ve grip belirtilerinin karıştırılabildiğini fakat zatürre vakalarının gripten sonra görüldüğünü aktaran Koşar, grip şikayetlerini takiben ateşin düşmemesi, 3 günü geçen yüksek ateş, baş ağrısı, balgamlı öksürük ve genel durumun bozukluğu, tansiyonun çok düşmesi, solunum sıkıntısı ve aşırı terleme şikayetlerinin ortaya çıkmasının gribin arkasından ortaya çıkan zatürre belirtileri olduğuna dikkati çekti.
"Dünyada en sık üçüncü ölüm nedeni"Prof. Dr. Koşar, zatürrenin tüm dünyada sık görülen bir hastalık olduğunu belirterek, "Zatürre, en sık hastaneye yatışa ve ölüme sebep olan bir enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi maliyeti yüksektir ve iş-okul günü kayıplarına yol açar. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), zatürreyi dünya genelinde yılda 3,2 milyon ölüm ile en sık üçüncü ölüm nedeni olarak bildirmektedir. DSÖ'nün yıllık sağlık istatistiklerinde 5 yaş altı ölüm nedeni hastalıklar dağılımında, pnömoni 2000 yılında yüzde 18 iken, 2010 yılında yüzde 11 olarak verilmektedir. Ölüm oranları ayaktan tedavi hastalarında yüzde 1-5, hastanede tedavi edilenlerde yüzde 12, yoğun bakım hastalarında yüzde 40 civarındadır." açıklamasını yaptı.
Zatürre şikayetleri ortaya çıkan riskli grupların, öncelikle en yakın aile hekimine, hekim gerekli gördüğü takdirde ise göğüs hastalıkları uzmanına başvuru yapması gerektiğini vurgulayan Koşar, doktorun önerdiği ilaçların en az 7-10 gün kullanılmasının ardından kontrole gidilmesinin, tedavi edilmesi mümkün olan zatürrede ölüm riskini azaltacağını kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com