İSTANBUL - HATİCE ŞENSES
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nesrin Öcal, dünyada tüm nedenlere bağlı ölüm sebepleri içinde 4. sırada yer alan zatürrenin toplum sağlığını tehdit eden ciddi bir hastalık olduğunu belirterek, zatürrenin enfeksiyona bağlı ölümler arasında ise ilk sırada yer aldığını belirtti.
Doç. Dr. Öcal, Zatürre Ölümlerinin Önlenmesi Haftası dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk arasında zatürre olarak bilinen pnömonin, akciğer enfeksiyonu olduğunu ifade etti.
Bu hava keseciklerinin iltihaplı sıvıyla dolmasının kişinin nefes almasını zorlaştırdığını dile getiren Öcal, "Dünyada hala tüm nedenlere bağlı ölüm sebepleri içinde 4. sırada yer alan pnömoni, toplum sağlığını tehdit eden bir hastalıktır. Zatürre, enfeksiyona bağlı ölümler arasında ise ilk sırada yer almaktadır." dedi.
Öcal, zatürre semptomlarının yaşamı tehdit edici olabileceğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Pnömoninin en çok görülen belirtileri balgamlı (paslı, iltihaplı, yeşil-sarı) öksürük, 39-40 dereceyi bulan yüksek ateş, terleme ve titreme, nefes darlığı ve göğüs ağrısıdır. Ancak bazı pnömoni tiplerinde, tablo daha sinsi başlayarak ilerleyebilir. Daha çok gençlerde gördüğümüz bu tip zatürrelerde iştahsızlık, kırgınlık, halsizlik, eklem ve kas ağrıları, kuru öksürük, hafif ateş yükselmesi, bulantı, kusma, baş ağrısı, kulak ağrısı gibi belirtiler ön plandadır. Zatürrenin tüm bu ortak ve benzer bulgularına rağmen hastalığın oluşturduğu tablo enfeksiyonun nedenine, ağırlığına, bireyin yaşına ve genel sağlık durumuna göre değişebilir."
"Öksürük, yüksek ateş ve göğüs ağrısı ciddiye alınmalı"Nesrin Öcal, öksürük, yüksek ateş, göğüs ağrısı gibi semptomları olan hastaların şikayetlerini ciddiye almaları gerektiğini vurgulayarak, doktora muayene olmadan antibiyotik kullanımının uygun olmadığını söyledi.
Zatürrenin farklı tiplerinde, farklı antibiyotiklerin tercih edildiğine işaret eden Öcal, "Bu sebeple kesin tanı konularak zatürrenin tipi belirlenmelidir. Erken teşhis edilmesi ve uygun tedaviye başlanmasının ölümleri azalttığı bilinmektedir. Bu tarz şikayetlerle başvuran hastalarda öncelikle detaylı bir solunum sistemi muayenesi yapılır. Muayenede akciğer seslerinin dikkatli dinlenmesi oldukça önemlidir. Pnömoni şüphesi tespit edilen hastaların, kesin tanısı ise röntgen ve gerekirse akciğer tomografisi ile konulur. Gerekli durumlarda kan ve balgam tahlili de yapılabilir." diye konuştu.
Pnömoninin sıklıkla bakteriler, virüsler veya mantarlardan kaynaklanabildiğine, bu mikroorganizmaların kötü ağız hijyeni, mevcut üst solunum yolu enfeksiyonu gibi kişinin kendisinden kaynaklanabileceği gibi başkalarından da bulaşabildiğine dikkat çeken Nesrin Öcal, bu duruma "toplumda gelişen pnömoni" ismi verildiğini ifade etti.
Nesrin Öcal, şöyle devam etti:
"Toplumda gelişen pnömonide enfeksiyon etkeni öksürük, hapşırık gibi nedenlerle ortamdaki havaya damlacık yoluyla yayılan mikroorganizmaların solunması yoluyla bulaşmaktadır. Bunun dışında ağız ve burun sıvılarının bulaştığı bardak, mendil, çatal-kaşık gibi eşyalar yoluyla da bulaş mümkündür. Esas tedavi yaklaşımı, sebep olan mikroorganizmaların vücuttan yok edilmesine dayalıdır. Bunun için doktor tarafından en uygun antibiyotik tedavisi uygulanacaktır. Antibiyotik tedavisi genellikle en az 5-7 gün süre ile uygulanır. Ağır durumlarda tedavi süresi doktorunuz tarafından uzatılabilir. Bazı hastalarda enfeksiyon etkenlerini daha geniş kapsaması için iki antibiyotik birlikte uygulanabilir. Şikayetlerin düzelmesi ve ateşin düşmesi, tedavi yanıtı için en önemli belirtilerdir. Radyolojik bulgular daha geç düzelebilir."
Yaşlılar, kronik hastalığı olanlar risk altında"Özellikle sonbahar ve kış aylarında artan solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle kapalı ortamlarda solunan havada damlacık enfeksiyonu oldukça fazladır." diyen Öcal, bağışıklık yanıtı güçlü kişilerin solunum yollarının, bu mikroorganizmaları pnömoni oluşmadan yenebildiğini belirtti.
Ancak bazen mikroorganizmanın çok dirençli, sayıca fazla olması halinde veya bireyin bağışıklık sistemi zayıflamışsa bu durumun kolayca pnömoniye dönüşebildiğini anlatan Öcal, şunları kaydetti:
"Yaşlı bireyler, kronik hastalıkları olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlar pnömoni için daha fazla risk altındadırlar. Bu gibi kişiler için zatürreden korunmanın en güvenilir yolu aşıdır. Zatürre aşısı, en sık karşılaşılan zatürre mikrobu olan 'pnömokok' bakterisinden elde edilen aşıdır. Üst kol kasına uygulanır. Mevsimsel zamanlama yoktur. İstenilen zamanda birey uygun durumdaysa aşı yapılabilir. Bu aşıyı, 65 yaşından büyük her birey, kanser tedavisi olanlar, bağışıklığı bozulmuş olan hastalar, organ nakli olanlar, böbrek, karaciğer, kalp, akciğer ve diyabet gibi kronik hastalığı olanlar, dalağı alınmış veya fonksiyonu bozulmuş olanlar, alkol bağımlıları, beyin, omurilik sıvı kaçağı olanlar, hastane ve huzurevi çalışanları yaptırmalıdır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com