Dünyanın ilk yüzer nükleer güç santrali "Akademik Lomonosov" sağlayacağı enerjiyle bulunduğu bölgenin ve Rusya'nın Kuzey Kutbu kıyısı boyunca uzanan nakliye rotası "Kuzey Deniz Hattı" projesinin kilit altyapı parçası olması bekleniyor.
Her biri 35 megavat kapasiteli iki reaktörden oluşan Akademik Lomonosov, yaklaşık 100 bin kişilik bir yerleşimin enerji ihtiyacını karşılayabilecek kapasiteye sahip bulunuyor.
Yaklaşık 40 yıl boyunca çalışmak üzere tasarlanan tesis, 19 Aralık'ta elektrik şebekesine bağlanarak ilk elektriğini üretti.
Ülkenin kuzeydoğusundaki Çukotka Özerk Bölgesi'nin ana elektrik üretim tesisi olacak santralin, 2020'de ticari faaliyetlerine başlaması hedefleniyor.
Konuya ilişkin soruları yanıtlayan Rosatom'un yan şirketlerinden Rosenergoatom AŞ'nin Yüzer Nükleer Güç Santralleri İnşaat ve İşletme Müdürü Vitaly Trutnev, yüzer santralin bölgenin uzun vadeli sürdürülebilir kalkınmasını ve enerji güvenliğini sağladığını söyledi.
Enerji tüketimi ve maliyetler göz önüne alındığında Akademik Lomonosov'un bölge için en doğru seçenek olduğunu ifade eden Trutnev, "Bölgede 50 binden fazla insan yaşıyor ve birçok işletme faaliyette. Bu nedenle, yüzer santralin varlığı sadece uzun vadeli sürdürülebilir kalkınma değil aynı zamanda bölgenin enerji güvenliğiyle de ilgili." diye konuştu.
Trutnev, yüzer santralin Bilibino Nükleer Güç Santrali'nin yanı sıra çevreye zarar veren yakıt türlerinden linyiti kullanan Çaunskaya Kombine Çevrim Santrali'nin yerine geçeceğini kaydederek, "Santral, bölge sakinlerinin kuzeyin zorlu şartlarında ışıksız ve ısıtmasız kalmayacağını ve elektrik üretiminden kaynaklanan zararlı atıkların artık Arktik ekosistemini kirletmeye devam etmeyeceğini garanti ediyor." ifadelerini kullandı.
Yüzer santral, Kuzey Deniz Hattı projesinin kilit limanlarından Pevek'te demirlemesiyle, projenin ihtiyaçlarına uygun olarak Çukotka bölgesinin sosyo-ekonomik gelişimi için gerekli koşulları sağlayacağına dikkati çeken Trutnev, "Santral, Kuzey Deniz Hattı güzergahındaki uzak kuzey limanlarına enerji ve ısı sağlayarak projenin kilit bir altyapı parçası olacak." değerlendirmesinde bulundu.
- Tasarım ve yapımda öncelik güvenlik
Trutnev, santralin, düşük kapasiteli taşınabilir enerji üniteleri arasında öncü bir proje olduğunu belirterek, "Akademik Lomonosov'u benzersiz kılan şey, baştan sona tersanelerde, nükleer buzkıran ve donanma gemileriyle aynı teknolojinin kullanılarak inşa edilmiş olmasıdır." dedi.
Nükleer buzkıranlarda kullanılan reaktörlerin güvenilir bir işletme geçmişine sahip olduğunu aktaran Trutnev, "Aynı tip reaktörün kullanıldığı yüzer santralin tek farkı, nükleer buzkıranların aksine, Kuzey Kutup Denizi'nden güvenli geçiş için değil, karadan elektrik iletiminin neredeyse imkansız olduğu uzak bölgelere enerji sağlamak için kullanılmasıdır." ifadesini kullandı.
Trutnev, santralin, Çernobil ve Fukushima sonrası güvenlik gerekliliklerine bağlı kalarak en yüksek güvenlik standartlarını karşıladığına işaret ederek, "Gelecek yıllarda dev bir gök taşının dünyaya çarpma olasılığı, Akademik Lomonosov'ta ciddi bir kaza olma ihtimalinden neredeyse 2 kat daha fazla." diye konuştu.
Kullanılmış yakıt ve atık yönetim sisteminin radyoaktif maddelerin çevreye sızma olasılığını tamamen ortadan kaldırdığını belirten Trutnev, "Santralin tasarım ve yapımı aşamasında olası tüm senaryolar ve hatta gerçekleşmesi mümkün olmayanlar dahi düşünülerek, tüm acil durum senaryolarının defalarca simülasyonu yapıldı ve test edildi." bilgisini paylaştı.
Trutnev, her ne kadar ihtimal dışı olsa da operatör yönetimindeki tüm koruma sistemlerinin eş zamanlı olarak arızalanması durumunda da pasif koruma sistemlerinin reaktörün güvenliğini ve sızdırmazlığını garanti edeceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Sibirya kıyılarında dalgaların maksimum yüksekliği 3 metreye kadar çıkabilir. Biz, yüzer santralin 3 metreden 40 kat daha büyük dalgalara dayanabilirliğini test ettik. Gemi saniyede 80 metre hızındaki rüzgarda sabit kalabilir. Ayrıca, geminin yan yatması maksimum 3 ila 5 derecedir, bu da güçlü fırtınaların, dalgaların veya taşkınların geminin alabora olmasına neden olmayacağı ve dolayısıyla reaktörün kapanmasını gerektirmeyeceği anlamına gelir."
- Pilot proje: Akademik Lomonosov
Trutnev, yüzer santralin toplam maliyetinin proje henüz tamamlanmadığı için açıklanmadığını belirterek, "Bu bir pilot proje. Pilot projeler her zaman çok daha pahalı ve yapımı sonraki seri projelere göre daha uzun sürer." dedi.
Yeni teknolojiye dayalı ilk güneş panellerinin de aynı şekilde pahalı olduğunu hatırlatan Trutnev, fiyatlardaki düşüşün seri üretime bağlı olarak gerçekleşeceğini söyledi.
Trutnev, yüzer santrallerin inşaat sahasına yapılacak yatırım maliyetlerinden de muaf olduğuna değinerek, şöyle konuştu:
"Santral büyük bir yatırım gerektiriyor ancak özellikle Arktik bölgesinde, yaklaşık 20 ila 25 yıllık işletme ömründe kurulu gücünün yalnızca yüzde 15 ila 20'siyle çalışan rüzgar türbinleri ve güneş panellerinin aksine, bir nükleer santral yüzde 90 kapasiteyle neredeyse 2 katı süre hizmet sağlar.
Yatırım maliyetini, santralin işletme ömrü boyunca üreteceği kilovatsaat miktarına bölerseniz, yüzer santralin alternatiflerinden daha ucuz olduğunu görürsünüz. Erişilmesi zor bölgelerde, elektriğin fiyatı ve maliyeti, ortalama ulusal şebekelerden çok daha yüksektir.
Bu nedenle yüzer santrallerin seri halde inşasına yapılan yatırımlar ekonomik olarak karlıdır."
Trutnev, bu tesislerin elektrik ve ısı tedariğinin yanı sıra gerekli ünitenin kurulumuyla suyu tuzdan arındırabilme özelliğine de sahip olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com