Atina
.w3-content { max-width: 100%; margin: auto;} .w3-tooltip, .w3-display-container {position: relative;} .w3-black, .w3-hover-black:hover { color: #fff!important; background-color: #000!important;} .w3-display-left { position: absolute; top: 50%; left: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(-0%,-50%);} .w3-display-right { position: absolute; top: 50%; right: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(0%,-50%);} .w3-btn, .w3-button {-webkit-touch-callout: none;-webkit-user-select: none; -khtml-user-select: none;-moz-user-select: none; -ms-user-select: none;user-select: none;} .w3-btn, .w3-button {border: none;display: inline-block;outline: 0;padding: 8px 16px;vertical-align: middle;overflow: hidden;text-decoration: none;color: inherit;background-color: inherit;text-align: center;cursor: pointer;white-space: nowrap;}Yunanistan son 20 yılın en büyük orman yangınını yaşıyorÜlkede orman yangınları devam ederken gönüllüler, yanan ormanlık alandan kurtarabildikleri hayvanların bakımını üstlendi.
Yunanistan'da süren orman yangını Edirne'nin sınır köylerinden görülüyorYunanistan'daki yangınlarda düzensiz göçmenler de çıkış yolu arıyorYunanistan'daki yangınlara havadan müdahalede zorluk yaşanıyorYunanistan'daki yangınlar AB'de kayıt altına alınanların en büyüğüYunanistan'daki orman yangınları çevre ve sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyorAA muhabirine konuşan Yaban Hayatı Koruma ve Rehabilitasyon Derneği (ANIMA) Başkanı Maria Ganoti, hayvanların yuvalarının da yandığını belirterek, "Bu hayvanlar, yangından kurtulsalar bile barınacak bir yere ihtiyaçları var. Beslenmeleri gerek." dedi.
Ganoti, yağmur yağsa bile ilk otlar yeşerene kadar en az iki ay gerektiğini ve bu sürecin canlılar için tam bir kabus olduğunu söyledi.
Yangından kaçan hayvanların su ve yiyecek bulmak amacıyla ormanın dışına çıktıklarına dikkati çeken Ganoti, "Bizi şimdi yerleşim birimlerinden sık sık arıyorlar ve geyiklerin, yaban domuzlarının yiyecek ve su aramak amacıyla evlerin bahçelerine girdiğini söylüyorlar. Çok zor bir durum." diye konuştu.
Küçük canlıların yangından kaçıp kurtulma şansı olmadı
Ganoti, göz ardı edilse de böcekler, yılanlar, kertenkeleler ve kaplumbağalar gibi yavaş hareket ettikleri için yangından kaçamayan ve yok olan çok sayıda küçük hayvanın bulunduğunu anlattı.
Yangın süresince ormanlık alanlarda inceleme yaptıklarını belirten Ganoti, "Yanmış geyiğe rastlamadık ama çok sayıda yanmış kaplumbağa, yılan ve kertenkele vardı. Bize yaklaşık 400 kaplumbağa ulaştırıldı. Bu kaplumbağalar bulunduğunda yanmıştı." ifadelerini kullandı.
Ganoti, hayvanların yerleşim yerleri ve evlerin bahçelerinde beslenmeleri halinde bu noktalardan ayrılmayacaklarını ve daha sonrası için sorun teşkil edebileceklerini dile getirdi.
Ormanların yenilenmesi için zamana ihtiyaç var
Ganoti, yanan ormanlık alanların kendi kendini rehabilite etme imkanının olduğunu ancak yenilenme için zamana ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
“İklim şartları da çok değişti." diyen Ganoti, şunları ifade etti:
"Örneğin, Parnita’da 2007’de yanan köknar ormanının oluştuğu 400 yıl öncesinde sıcaklıklar daha düşüktü. Artık orası tekrar köknar ormanı olamaz çünkü köknar daha çok soğuk ister. Orman olsa bile başka bir tür çam ormanı olacak. Farklı çam türleri, köknarın yerine daha yukarılara çıkacak. Dadia Ormanı'nda yanan karaçamların da tekrar oluşması çok zor. Rodos’ta da aynı şey geçerli. İklim değişiyor. Hava ısınıyor ve aynı orman tekrar oluşamıyor.”
Ganoti, ilk yağmurlardan sonra yanan noktalarda bol miktarda ot ve farklı bitki türlerinin yeşereceğini belirterek, “Hayvanların saklanması için yeşil bir ortam oluşacak, kertenkeleler, yılanlar, tüm bunları yiyen kuşlar, keklikleri yiyen tilkiler, tavşanları yiyen kurtlar geri dönecek. Ekosistem tekrar kendine gelecek ancak önceki halinden daha fakir olacak zira ormanın eski halini alması çok zor.” dedi.
İklim krizi, yangınlar dışında hayvanlara da büyük zarar veriyor
İklim krizinin orman yangınları dışında hayvanlara da büyük zarar verdiğine dikkati çeken Ganoti, kavurucu sıcaklara maruz kalan kuşların yaşadığı zorluklar için şöyle konuştu:
“Özellikle temmuz ayında yuvalarında olan kuşlar büyük zarar görüyor. Şehirlerde çok fazla böyle durum var. Kırlangıç ve benzeri kuşlar. Aniden dışarıda 42 derece, yuvada 55 derece olan bir sıcaklıkla karşılaştıklarında kurtulmak için yuvadan atlıyorlar. Bu durumda onları ya kediler yiyor, ölüyorlar ya da bulanlar bu kuşları bize getiriyor. Kavurucu sıcaklar büyük kayıplara neden oluyor. Girit’te genç akbabalar su bulamadıkları için susuz kalıyorlar, bu nedenle ya deniz suyu içiyorlar ya denize düşüyorlar ya da bize ulaştırılıyorlar. Bize getirilenler de zehirlenmiş gibi semptomlar gösteriyor.”
Ganoti, ANIMA çatısı altında gönüllülerin yaban hayvanlarını korumak için özel çaba sarf ettiklerini belirterek, rehabilitasyon merkezlerinde başta kaplumbağalar olmak üzere tilki, kirpi ve akbaba gibi çok sayıda yaban hayvanının doğaya tekrar kavuşturulmak üzere tedavi edildiğini söyledi.
İki haftada yaklaşık bir milyon dönüm ormanlık alan kül oldu
Dedeağaç’ta 19 Ağustos’ta başlayan orman yangınları, üzerinden iki hafta geçmesine rağmen kontrol altına alınamadı. Bölgede 15 günde bir milyon dönüme yakın ormanlık alan kül oldu.
Öte yandan, şiddetli rüzgarlar nedeniyle alevlere müdahalenin zorlaştığı bu süreçte Parnita, Fili, Eğriboz ve Rodop gibi birçok bölgede de yangınlar çıktı.
Onlarca ev ve araç yandı, tarım alanları ve arı kovanları büyük hasar gördü.
Yangınlar nedeniyle 20’si düzensiz göçmen 21 kişi hayatını kaybetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com