İngiliz The Guardian gazetesinin ekonomi editörü Larry Elliott’a göre, Yunanistan’da patlak verecek ve tüm avro bölgesini etkiyecek olan yeni bir kriz, Avrupa Birliği’nin tamamı için çok ciddi birtakım sonuçları da beraberinde getirebilir.
Kaleme aldığı makalesinde Avrupa’nın 2014 itibariyle ekonomik büyümede yavaşlama, yüksek işsizlik oranı, deflasyon tehdidi ve üye ülkelerin para geliştirme politikalarında yaşanan sıkıntılar gibi bir dizi ciddi meselelerle karşı karşıya kaldığı kaydeden Elliott, yavaş ekonomik büyümeyi ve deflasyon şartlarında düşen fiyatları da yüksek miktarda dış borcu bulunan ülkeler için ‘‘zehirli bir kombinasyon’’ olarak nitelendirerek, ‘‘Bu tip ülkeler için ulusal üretimin düştüğü şartlarda kredi maliyetleri ciddi miktarda artacaktır’’ şeklinde ifadeler kullandı.
Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya ve Belçika’nın bir kısmını çıkabilecek bir krizden en fazla etkilenecek AB üyeleri olarak gösteren Elliott, AB’nin giderek artan baskısı ve kemer sıkma konusundaki talepleri nedeniyle Yunanistan’da birkaç aya kadar yeni bir kriz durumunun ortaya çıkabileceğini de sözlerine ekleyerek ‘‘Yunanistan ekonomisine dair elde edilen son gösterge rakamları gayet olumu: Ekonomi büyürken işsizlik oranı düşüyor ve dış borcun GSYİH’ye oranı da giderek azalıyor.
Ancak Yunanlılar devamlı bir ekonomik süreçten yorulmuş görünüyor. Çünkü uzun zamandır AB kaynaklı baskıya maruz kalmış durumdalar’’ dedi.
Mevcut ekonomik şartların Yunanistan’daki siyasi sistemi zayıflatabileceğini belirten yazar, böyle bir durumun ortaya çıkması halinde ise devlet bütçesinde aşırı tasarrufa gidilmesine karşı olan ve AB’den daha fazla ekonomik özgürlük talep eden radikal sol partilerin işbaşına gelmesi için elverişli şartların da ortaya çıkabileceğini iddia etti.
Benzer eğilimlerin İngiltere’de de gözlenmekte olduğunu ve Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi gibi AB karşıtı siyasi odakların giderek popüler hale geldiklerini söyleyen Elliott, söz konusu durumun devam etmesi halinde üreticilerin ve tüketicilerin AB’ye olan güvenlerinin kaybolacağını ve birtakım sıkıntıların yaşanmakta olduğu kredi politikasındaki aksaklıkların daha da artacağı tahmininde bulundu.
Uzman, makalesini AB’nin topyekun bir parçalanma ve dağılma sürecinden sadece bir iktisadi kriz ya da tek bir anlık ekonomik çöküş kadar uzakta olduğunu ifade ederek tamamladı.
