TBMM
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rakka operasyonu hakkında "YPG sadece kuşatma vaziyeti görecek ve içerideki operasyonda özel kuvvetler ile yerel güçler kullanılacak. ABD ile vardığımız mutabakat budur ama biz bu konularda temkinli davranıyoruz. Çünkü herkes sözünde duruyor mu durmuyor mu? Bunu Münbiç'te gördük." dedi.
Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığının 2017 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı.
Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'deki Suriyelilere yönelik taahhüt ettiği mali yardım konusunu değerlendiren Çavuşoğlu, AB'nin Türkiye'deki farklı kurumlara aktardığı paranın 677 milyon avroya çıktığını, paranın Suriyeliler için üretilen projelerde harcandığını kaydetti.
Çavuşoğlu, Kırım Türklerinin taleplerinin yerine getirildiğini, haber ajansı ve televizyon konusunda desteklerin verildiğini söyledi.
Çavuşoğlu, Ege Denizi'nde bahsedilen 17 adanın hukuki veya fiziki şartlarında iktidara geldiklerinden bu yana değişiklik olmadığını belirterek, "Yunanistan ile burada farklı hukuki ve siyasi pozisyonlarımız var. Bunun için de istikşafi görüşmeleri devam ettirdik. Bu süreç bizim dönemimizde de başlamadı. Ecevit'in başbakan olduğu dönemde bu sorunları çözmek için başlamış, biz de devam ettirdik." diye konuştu.
"ABD ile vardığımız mutabakat budur ama temkinli davranıyoruz"
FETÖ ile sonuna kadar mücadele edilmesi talimatını verdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Bir FETÖ haritamız var. Birçok yerde eğitimlerine devam ediyorlar. Burada illa 'okulları kapatın' demiyoruz çünkü o ülkenin çocukları da okuyor. Fakat o zaman 'Devralın veya Maarif Vakfına devredin. Biz size teknik veya öğretmen desteği verilim' diyoruz." bilgisini paylaştı.
Fahri konsolosluk statüsü hakkındaki soruya ise Çavuşoğlu, Bakanlığa geldiği 2014'ten bu yana FETÖ ile bağlantılı 50'den fazla fahri konsolosun, fahri konsolosluğunun iptal edildiğini kaydetti.
Lozan'daki Suriye toplantısı hakkında ise özellikle Halep ve mümkünse Suriye genelinde ateşkesin nasıl sağlanacağı, insani yardımların nasıl ulaştırılacağı ve siyasi çözüm konularını ele aldıklarını anlatan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Biz kesinlikle Suriye'nin de Irak'ın da toprak bütünlüğünü, bağımsızlığını ve sınır bütünlüğünü savunuyoruz. Bizden daha güçlü savunan da yok. Şu anda muhalefetin ve diğer grupların Esad ile birleşmesi de söz konusu değil. ÖSO, şu anda müzakereleri yürüten ve 130'dan fazla ülkenin de meşru olarak tanıdığı koalisyonun askeri kanadı. ABD dahil her ülke ÖSO ile temastadır, diyalogdadır. İçinde yabancı terörist savaşçı bulundurmamaktadır, içinde terör örgütleri yoktur. Sadece Halep'in belli bölgesinde El Nusra ile ÖSO, ılımlı muhalefetin karıştığı noktalar var. Bununla nasıl ayrışacağı noktasında Cenevre'de uzmanlarımız görüşmelere devam ediyor."
Rakka operasyonu konusunda ise Çavuşoğlu, "YPG sadece kuşatma vaziyeti görecek ve içerdeki operasyonda özel kuvvetler ile yerel güçler kullanılacak. ABD ile vardığımız mutabakat budur ama biz bu konularda temkinli davranıyoruz. Çünkü herkes sözünde duruyor mu durmuyor mu? Bunu Münbiç'te gördük." ifadelerini kullandı.
"Herkesi kucaklayıcı, kapsayıcı bir yönetim olsun"
Mevlüt Çavuşoğlu, Silopi'ye askeri sevkiyatı konusunda ise şunları kaydetti:
"Telafer, Türkmenler... Biz Türkmenlerin haklarını korumak zorundayız. PKK, Telafer'e ikide bir 'gireceğim' diyor. Hazırlıklı olmazsak bir oldu bitti olursa o zaman ne yapacağız? Musul'da ne diyoruz? Haşdi Şabi girmesin? Çünkü bunlar intikam duygusuyla geliyor ve gittiği yerlerde mezhepçilikle Sünnileri katlediyorlar. Hem de boğazlarına bıçakları sokuyorlar, bıçağı çevirerek. Aynı DAEŞ. Bu intikam duygusu nedir?"
Türkiye'nin Suudi Arabistan ve Katar ile ilişkilerinden neden rahatsız olunduğunu anlamadığını söyleyen Çavuşoğlu, "Onlar bizim kardeş ülkelerimiz. Daha da iyi olacak ilişkilerimiz, çok daha iyi olacak. Her bakımdan iyi olacak. Katar'a da üs kuracağız. Niye kuracağız? O bölgenin istikrarı ve güvenliği bizim için önemli. İhtiyaç var, istiyorlar da." dedi.
Bölgedeki gelişmelerin sınır ticaretini etkilediğini dile getiren Çavuşoğlu, "Irak ve Suriye'deki sorunların kaynağı biz değiliz. Suriye'de bu olayların yaşanmaması için çok dostane uyarılar yaptık. Ancak geldiğimiz noktada 600 bin insanı öldüren kişiye de tepki göstermek her şeyden önce insani ve vicdani görevimiz. Burada taraf tutamayız, Esed'ın tarafını tutamayız. 'Herkesi kucaklayıcı kapsayıcı bir yönetim olsun' diyoruz. Esed'i destekleyenlerin de kabul edeceği bir yönetim olmasında fayda var. Onlar da dışlanmamalı. Dışlandığı zaman radikalizm başlar, terörizme gider." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı harekatının ardından 5 binden fazla Suriyeli'nin Türkiye'den Cerablus'a döndüğünü söyledi.
Çavuşoğlu, "Esasen burada güvenli bölge oluşursa, buralarda evlerini yaparsak istihdam yaratıcı projelere destek verirsek, cami, okul gibi ihtiyaçlarını karşılayabilirsek çok sayıda dönebilir." diye konuştu.
Irak ve Suriye'deki gelişmeler
Türkiye'nin amacının bölgesel sorunların çözümüne katkı sağlamak olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Karabağ, Srebrenitsa, Kırım ve Kıbrıs gibi dondurulmuş ihtilafların varlığına dikkati çekerek, "Bunların hepsi potansiyel tehdit. Tehdidin, sorunun çıkmasını engelleyemiyorsan çözümüne katkı sağlarsın." dedi.
Türkiye'nin Musul konusunda B ve C planlarının olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Başika'yla ilgili... O bölge ihtilaflı bölge şu anda ama bu adımların hepsi Bağdat yönetimiyle Kuzey Irak yönetimi arasındaki anlaşmayla, kim nerede duracak? Nereye kadar gidecek? Nerede kalacak? Bunlar tamamen anlaşmalı. Kendi aralarında da ortak bir düşman var. Şu anda bir sorun yok. Kendi aralarında bir sorun yoksa, bizim için de bir sorun olmamalı diye düşünüyorum." diye konuştu.
Fırat Kalkanı Harekatı'nın neden YPG'ye yapılmadığı sorusunu da yanıtlayan Çavuşoğlu, "Biz şu anda hala bekliyoruz ki o 200 YPG'li sınırın öbür tarafına gitsin. El Bab'a kadar gittikten sonra rejimle 11 kilometre arada fark var, rejimle burada bir çatışmaya daha gerek yok. Halep'in kendi dinamikleri var. Oradan batıya doğru, Münbiç'e doğru gidilecek. Eğer YPG unsurları da karşıya geçmezse onlar için de gereken yapılacaktır." dedi.
Bakanlığa personel alımında yeni düzen
Çavuşoğlu, bakanlığa personel alımına ilişkin bir soru üzerine, "Yeni bir personel yönetmeliği, sınav yönetmeliği hazırladık. Önümüzdeki günlerde yayınlayacağız. Eskisinden farklı olarak bir değişiklik yaptık. KPSS sınavını kaldırdık." bilgisini paylaştı.
Bakanlığa personel alımında yabancı dil kriterinin ön plana çıkarılacağını belirten Çavuşoğlu, "Bazı çocuklarımız var, yurt dışında 8 sene 10 sene okumuş. Türkiye'de okumadığı için de üç sene dört sene KPSS'ye hazırlanması lazım. Bu çocuklar bakanlığa girmek istiyor. Çok da iyi eğitim almış. Bunların önünü açmak için." diye konuştu.
Personel alımında yabancı dil kriterinin yanı sıra yazılı ve sözlü sınavlarının olacağını dile getiren Çavuşoğlu, "Bizim sınavlarımız gerçekten zordur. 'Daha önce bu FETÖ'cüler nasıl girdi?' diye sordunuz, o sınavları değiştirenler sınav sistemini çoktan seçmeliye çevirenler de hapiste. Bizde de bunları ihlal eden, soruların çalınması dahil, buna ön ayak olanlar şu anda içeride." dedi.
FETÖ'ye bağlı olmanın ve darbe girişimine karışmanın ayrı şeyler olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, darbe girişimine karışanların tutuklandığını, ancak FETÖ'ye bağlı olanların da bakanlıktan uzaklaştırıldığını belirtti. Çavuşoğlu, "Bazıları da itiraf etti, devletin sırlarını paylaşmışlar. Ben bu adamlarla çalışamam, kim olursa olsun bakanlığımda. Normaldir, bu konuda da vicdanlıyız." sözlerini sarfetti.
İsrail ile ilişkiler
Çavuşoğlu, İsrail ile normalleşme sürecine ilişkin tazminat konusunun mahkeme kararıyla değil, anlaşma yoluyla kararlaştırıldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Burada bizim şartımız yerine gelmiştir ve 20 milyonda anlaşılmıştır. Davalara baktığımız zaman talep edilenin toplamı 20 milyonu bulmuyor zaten. Para mesele değil ama burada şartın yerine gelmesi önemli. Ambargoyla ilgili de sadece oraya gönderdiğiniz insani yardımlar değil, Cenin'de kurulacak organize sanayiden bahsettik, hastaneden bahsettik, okullardan, elektrik, enerji bunların hiçbirine müsade edilmiyordu. Bu arada, bizim için Hamas ve El Fetih arasında hiçbir fark yoktur. İkisinin bir arada tutulmasında Türkiye'nin, yani iktidarımızın, Cumhurbaşkanımızın da çok önemli bir rolü vardır."
Kendisine "İsrail ile neden küstük, neden barıştık?" sorusunun yöneltildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Ben bu soruyu karşıt soru olarak sorabilirim. İsrail ile bu sebepten dolayı ilişkilerimiz bozulduğu zaman 'Neden küstünüz? Barışsanıza' diyen arkadaşlar şimdi anlaşmayla şartlarımız yerine geldi barışma oldu, 'Neden barışıyorsunuz?' diye sorguluyorlar." dedi.
Kıbrıs'ta çözüm arayışları
Kıbrıs konusunda kritik bir aşamaya gelindiğini anlatan Çavuşoğlu, "Dört tane fasıl konusunda iki taraf önemli mesafeler katettiler. Anlaştılar, uzlaştılar ama halen o dört fasılda da açıkta kalan konular var. Mesela dönüşümlü başkanlığın süreleri gibi." diye konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde İsviçre'nin Mont Pelerin kasabasında devam eden müzakerelerde tarafların bu dört başlık konusunda açıkta kalan konuları bağlamaya çalıştıklarını söyleyen Çavuşoğlu, "Biz toprak, mülkiyet, garanti ve güvenlik konularının en son konuşulmasını istiyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta garanti konusunda taviz verilmesinin söz konusu olmadığını vurgulayarak, "Şu anda Kıbrıs etrafındaki gelişmelere bakın. Doğalgaz, petrol, herkesin gözü orda. Hemen biraz doğusuna, yani Suriye'yle eskiden feribot seferleri başlatmıştık biz. Kıbrıs ile Suriye arasında her ülkenin savaş gemileri var. Suriye'de herkes var. Rusya var, Amerika var, İran var, Hizbullah var, Şii milisler var, PKK var, YPG aynı şey, DAEŞ var, El Nusra var, göç akını tehlikesi var. Bu tür tehditlere karşı Kıbrıs Türk halkını kim koruyacak? Dolayısıyla Kıbrıs Türk halkının güvencesi bizim için çok önemlidir. Bu konuda da Sayın Akıncı da söylüyor, 'Türkiye'nin garantisi şarttır' diyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu'nun soruları yanıtlamasının ardından, Dışişleri Bakanlığının bütçesi kabul edildi.
Muhabir: Nazlı Yüzbaşıoğlu-Sultan Çoğalan
dikGAZETE.com