İstanbul
Yönetmen Murat Çeri'nin, Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de düzenlenen İskandinav Uluslararası Film Festivali'nden 2 ödülle dönen ilk filmi "Bir Düş Gördüm", Brezilya, ABD, İran ve Bangladeş'te yarışmaya hazırlanıyor.
Filmde daha önce hiç oyunculuk tecrübesi olmayan çocuklara da rol veren Çeri, şimdiden ikinci filmi "Yarın Görüşmek Üzere"nin hazırlıklarını yapıyor.
"Bir Düş Gördüm"ün detaylarını AA muhabirine anlatan Çeri, her yönetmenin çocukluk hatıralarının filmlerine etki ettiğini söyledi.
Çeri, "Bir Düş Gördüm filminde de benim çocukluğumdan esintiler var. Bunun dışında filmin yüzde yetmişinin gerçeğe dayandığını söyleyebilirim." dedi.
Senaryosu gerçek hikayelere dayandığı için ilk taslağı yazmanın kolay olduğunu fakat senaryonun 7-8 revize sonrasında son halini aldığını belirten Çeri, filmin hikayesine ilişkin şunları anlattı:
"Tarık, 8-10 yaşlarında bir çocuk. Araba kazasında babası vefat ediyor, annesi komada, kendisi de hafıza kaybı geçirdiği için hiçbir şey hatırlamıyor. Sadece geçmişine dair hatırladığı o simgesel rüyalar ve düşler var. Zaten film ismini de buradan alıyor: 'Bir Düş Gördüm'. Kimsesi kalmadığı için dedesiyle ninesinin yanına gönderiliyor. Dedesi ninesi köyde, çocuk şehirli bir çocuk, buradan zaten bir çatışma doğuyor. Oraya alışması, adetler, gelenekler, görenekler her şey yoluna girdi derken evlerinin arkasında bir eşeğin ölmesi ve üç aylık bir sıpasının olması... Bilinçaltında Tarık o sıpayla kendi arasında bir bağ kuruyor, onu yaşatmaya çalışıyor. Sanki onu yaşatırsa kendisi de yaşayacak, ailesine kavuşacak gibi algılıyor."
"İnsan bazı şeyleri yaşayarak öğreniyor"
Çeri, kendisinin de benzeri bir olay yaşadığına işaret ederek, "Bizim evimizin arkasında araba çarpmış bir eşek geldi, üç haftalık bir sıpası vardı. Köy yerinde insanlar realisttir böyle bir sıpanın yaşamayacağını bilirler. Keselim etini de köpeklere verelim dediler. Çocuk kalbi bunu kabul edemez tabii. Ben yaşatalım diye çaba sarf ettim çocuk aklımla, çocuk kalbimle. O zaman yaşatamadık yani onların dediği gibi öldü, işte bu hatıralar ve köyde yaşadığım diğer hatıraların toplamı filmi doğurdu." ifadelerini kullandı.
Filmin 1 Temmuz 2019'da başlayan çekimlerinin 21 günde bittiğini ancak post prodüksiyonun 1 yılda tamamlandığını dile getiren Çeri, son halinde süresini 100 dakikaya kadar düşürdüğü filmin festival süreci hakkında şöyle konuştu:
"Yaşaya yaşaya öğreniyoruz, bir ustamız, 'Buradan böyle gitme düşersin, buradan yürüme ayağın takılır' diyen kimse olmadı, el yordamıyla bulmaya çalışıyoruz. Filmi bitirdik, post prodüksiyonunu tamamladık, festivallere gönderdik bunlardan cevap gelir mi gelmez mi nelere dikkat ederler bilmiyoruz. İskandinav Uluslararası Film Festivali'nden davet aldık, tabii ilk etapta bir mutlu oluyorsun sonra bu festival neymiş diye araştırıyorsun. Filmlere baktığımda yönetmenlerinin de filmlerin de çok üst düzey olduğunu gördüm ve mutlu oldum. Bu filmlerin arasında bizim filmimizin seçilmiş olması beni mutlu etti."
Festivalde rüya, hayal, çocuk ve aile unsurlarıyla görselliğin ön plana çıkan, özellikle dönem filmlerinden oluşan bir seçkiye yer verildiğini belirten Çeri, "Bütün bunlar bizim filmde de mevcuttu. Zaten birincisinde mutlu oluyorsun, ikincisinde iki tane de ödül geldiğinde 'Evet ya biz gerçekten güzel bir iş çıkarttık galiba.' diyebiliyorsun." değerlendirmesini yaptı.
"Bir saat çocukların oyununun bitmesini bekledik"
Filmin, sinematografi alanında ödül almasının en büyük sebebinin Bolu'nun Seben ve Gerede ilçelerinin manzaralarında ve o coğrafyada çekilmesi olduğunu dile getiren Çeri, profesyonel oyuncuların dışındaki çocuk oyuncuları daha önce kamera karşısına geçmemiş adaylardan seçtiklerini ifade etti.
Çeri, çocukların bu yüzden doğal davrandıklarını vurgulayarak Çeri, "Bunun artı tarafları da var eksi tarafları da var. Çocuklar çocuk olmanın tadını çıkartarak film yaptılar. Oyun oynamaları gerekiyor çamurda, toprakta ve suda oynadılar, yani çocuklar gerçekten oynadı. Mesela çamur sahnesinde sahne bittiği halde çekimlere devam etmek için bir saat onların oyununun bitmesini bekledik. Ne zaman ki yoruldular kendilerini bıraktılar ondan sonra biz biraz mola verip çekime devam ettik." diye konuştu.
"Türk sineması Kuzey Avrupa'da karşılık bulmaya başladı"
Filmin sıra dışı karakteri olan "Akıllı Zeki"yi canlandıran oyuncu Recep Çavdar da canlandırdığı karakteri, Anadolu'da çokça rastlanan ve halkın aşina olduğu bir "meczup" olarak tanımladı.
Çavdar, çok rahat ve samimi bir set ortamında çalıştıklarını, filmin çekildiği bölgenin de etkileyici bir tabiatı olduğu için stressiz ve nezih bir dönem geçirdiklerini aktardı.
Sahnelerinin çoğunun çocuklarla ve bir sıpayla geçtiğine dikkati çeken oyuncu, bu sebeple işinin biraz daha zor olduğunu ama çocukların enerjisinin tüm zorluklara rağmen şahane olduğunu söyledi.
Sadece bu film özelinde değil, Murat Çeri'nin sinema serüvenine en başından beri şahitlik ettiğini anlatan Çavdar, "Çektiği çileye, neden sinema yapmak istediğine ve ödediği bedellere tanık oldum. Tabii dostum olduğu için üzüntüleriyle üzüldüm, mutlu olduğu zamanlarda mutlu oldum. 'Bir Düş Gördüm'ü sadece bir film değil, kıymetli bir yönetmenin sinemaya ilk adımı olarak görüyorum." şeklinde konuştu.
Çavdar, Finlandiya, İsveç, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerde Türk edebiyatının ve Türk sinemasının ciddi karşılık bulmaya başladığını dile getirdi.
Uluslararası ismi "In My Dream" olan filmin görüntü yönetmenliğini Durmuş Sorkut, kostüm tasarımını ise Ebru Tunçoktay üstleniyor.
2018'de düzenlenen Boğaziçi Film Festivalinde Bosphorus Film Lab'in finalistlerinden olan, aynı yıl Malatya Film Festivali'nden de "TRT Ön Alım Yapım Desteği" ile dönen "Bir Düş Gördüm"de ayrıca Nevzat Yılmaz, Harun Reha Pakoğlu, Ferda Işıl, İsmail Hakkı, Nurdan Albamya, Mustafa Halazaroğlu, Emin Yalçın, Fatih Dokgöz, İsmail Kavrakoğlu, Furkan Aydın Çelik, Muhammed Emir Balcı, Muhammed Yakup Baybars ve Yusuf Ekinci rol alıyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com