Çevre-Hayat

Yöneticilik kariyerini bırakan kimyager, köyünde tıbbi ve aromatik bitki üretiyor

Kozmetik firmasında yönetici olarak çalışırken toprak sevgisi dolayısıyla 3 yıl önce Düzce'deki köyüne yerleşip 30 dönüm arazide tıbbi ve aromatik bitki üretimine başlayan Sevil Gülsoy Düzgün, kurduğu merkezde çiftçi kadınlara da eğitim veriyor.

Yöneticilik kariyerini bırakan kimyager, köyünde tıbbi ve aromatik bitki üretiyor
12-09-2022 12:46
Düzce

Toprak sevgisi dolayısıyla yöneticilik kariyerini bırakıp İstanbul'dan Düzce'deki köyüne dönen kimyager Sevil Gülsoy Düzgün, 30 dönüm arazisinde ürettiği kudret narı, şeker otu ve lavanta gibi tıbbi ve aromatik bitkiler ile bunlardan yaptırdığı doğal ürünlerin satışını yapıyor.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Gediz Meslek Yüksekokulu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler ile Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya bölümlerinden mezun olan 34 yaşındaki Düzgün, yaklaşık 3 yıl önce İstanbul'da kozmetik firmasında yönetici pozisyonunda çalışırken kariyerini sonlandırıp eşiyle Düzce'deki köyüne yerleşti.

Çalıcuma köyündeki 30 dönümlük arazisinde kendi çabalarıyla kudret narı, şeker otu, melisa, lavanta ve ada çayı gibi tıbbi ve aromatik bitkiler yetiştirmeye başlayan Düzgün, bunlardan sabun, krem ve benzeri ürünler elde etti.

Bitkileri ve şu anda bir firmaya ürettirdiği doğal ürünleri internet üzerinden satan Düzgün, arazisinde "eğitim merkezi" de kurdu.

Gerek burada gerekse çeşitli illerde organize ettiği toplantılarla ara ara çiftçi kadınlara tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği ile bunlardan doğal ürün elde edilmesiyle ilgili eğitimler veren Düzgün, eşi ve yanında çalıştırdığı çiftçilerin desteğiyle hasat mesaisini sürdürüyor.

"Lavantadan yağ, sabun ve krem yapıyoruz"

Çevresinde "Gezgin Bitkici" olarak tanınan Düzgün, AA muhabirine, eğitim ve üretim merkezi kurup olabildiğince bahçede üretim yapma hayaliyle işini bırakıp Düzce'ye yerleştiğini söyledi.

Bugün bunu gerçekleştirdiğini anlatan Düzgün, "Bir eğitim merkezimiz var, bahçede tarım yapıyoruz ve bize bağlı bir sürü de çiftçi var. Onlar da bizimle birlikte üretim yapıyor." dedi.

İşin en güzel tarafının kadın çiftçilerin ürettiklerini ürün haline dönüştürmek olduğunu vurgulayan Düzgün, "Lavanta üretiyorlar. Lavantadan yağ, sabun ve krem yapıyoruz. Kudret narı yetiştiriyoruz, kudret narından kremler yapıyoruz. Bahçelerinde ne yetişiyorsa veya bizim önerdiğimiz neyi yetiştiriyorlarsa onları alıp tamamen organik ve yasal prosedürlerle kozmetik ve gıda ürünü yaptırıyoruz." diye konuştu.

Düzgün, kadınların eğitimlerde tütsü, krem ve kendi çaylarını yapmayı öğrendiğini dile getirerek, şunları söyledi:

"Aslında kendi markasını çıkarmak isteyen herkesle yollarımız kesişiyor. Sadece Düzce'de değil, Türkiye'nin birçok bölgesinde çiftçilerimiz var. Bir ürün hangi bölgede çok güzel yetişiyorsa, biz onu orada yetiştirmeye çalışıyoruz. Burada ağırlıklı olarak kudret narımız var. Mesela ekinezyayı ve sarı kantaronu denedik, çok başarılı oldu. Kekik, İngiliz nanesi çok başarılı. Dolayısıyla ilk denemesini yapıyoruz, eğer başarılıysa büyük bahçelere alıyoruz."

"Toprağı çok sevdiğim için oğluma 'Toprak' ismini verdim"

Toprağı çok sevdiği için oğlunun adını "Toprak" koyduğunu ifade eden Düzgün, "Doğayı severse insanı da sever" düşüncesiyle onu da eğitmeye başladıklarını kaydetti.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER