Ankara
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ASELSAN tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri için yerli ve milli olarak geliştirilen, ülkenin en uzun menzilli radarı olan erken ihbar radar sistemlerinin ilk teslimatı dolayısıyla ASELSAN Gölbaşı tesislerinde düzenlenen, "Taşınabilir Erken İhbar Radar Sistemleri Teslimat Töreni"ne katıldı.
Bakan Güler, burada yaptığı konuşmasında, helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile beraberindekilere Allah'tan rahmet, İran halkına da başsağlığı dileğinde bulundu.
"Kahraman ordumuzun gücüne güç katacak kritik projelerden biri olan taşınabilir erken ikaz radar sisteminin ilk teslimatına, büyük bir mutlulukla şahitlik ediyoruz. Bu ileri teknoloji ürünümüzün, ülkemize ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum" diyen Güler, uluslararası ilişkilerde belirsizliklerin hakim olduğu, risk ve tehditlerin her geçen gün daha da arttığı bir sürecin yaşandığını belirtti.
Güler, yaşanan bu hassas gelişmelerin, ülkelerin güvenlik ihtiyacını öncelikli hale getirdiğine işaret ederek, "Bu nedenle stratejik bir coğrafyada yer alan ülkemizin, kendi güvenliğini sağlayabilmesi için, savunma sistemlerini kendi imkan ve kabiliyetleri ile üretmesi hayati önemi haizdir. Geçmişte yaşadığımız acı tecrübeler yerli ve milli savunma sanayimizi her ne pahasına olursa olsun geliştirmemiz gerektiğini bizlere göstermiştir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu stratejik vizyon ve yüksek irade sayesinde savunma sanayisi alanında büyük projelerin başlatıldığını dile getiren Güler, şöyle devam etti:
"Bunun neticesinde, birbirinden değerli firmalarımızın, hemen her platformda tasarlayıp ürettiği, sürekli olarak yenilerini geliştirdiği yerli ve milli savunma sanayii ürünleri, ordumuzun gücüne güç katmaktadır. Yerli ve milli üretime dayanan, böylelikle Türkiye'nin bağımsızlığına katkı sunan savunma sanayimiz, teknoloji üretme ve transfer kapasitesinin yanında, ihracat performansıyla da ülke ekonomisine de güç katmaktadır. Savunma sanayimiz artık güçlü altyapısı, sürdürebilir ekosistemi, geniş istihdam olanakları ve ürettiği birbirinden kritik projeler ile bölgesinde ve dünyada rol model durumundadır. İthal sistemlere olan ihtiyacımızın azalması ve ileri savunma teknolojilerine dayalı bir savunma sanayine sahip olmamız, politik ve ekonomik bağımsızlığımızı sağlarken askeri ve stratejik seviyede uluslararası etkinliğimizi de artırmıştır."
"İlk uçuşlarını gururla izledik"
Bakan Güler, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) olmak üzere tüm paydaşlarla uyum içerisinde işbirliğine dayalı çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
Bunun neticesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine her geçen gün yeni ürünleri dahil ettiklerini, ordunun imkan ve kabiliyetlerini mütemadiyen geliştirdiklerini ifade eden Güler, şunları kaydetti:
"Nitekim sadece son aylarda insansız savaş uçağımız ANKA 3 ile yerli ve milli uçağımız KAAN'ın başarıyla gerçekleştirilen ilk uçuşlarını gururla izledik. Aynı şekilde insanlı hava platformlarımız HÜRKUŞ, HÜRJET, GÖKBEY ve KAAN'ın seri üretimine yönelik çalışmalarımızı hızlandırdık. Yerli ve milli imkanlarla üretilen gemilerimizi ve insansız deniz aracımızı donanmamızın hizmetine alırken yine Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak torpido ve füzelerin seri üretimine yönelik anlaşmaları imzaladık. Bunlara ilaveten, Kara Kuvvetlerimizin operasyon etkinliğine değerli katkılar sağlayacak farklı çap ve özelliklerdeki 4 yerli ve milli füzemizin tedarik sözleşmelerini imzalarken, modernize edilen ilk tankımızı teslim aldık. Bugün de yine ülkemizin savunmasına yönelik son derece kritik bir proje olan taşınabilir erken ikaz radar sistemini, envanterimize katıyoruz."
Güler, gelişen harp teknolojisi ile asimetrik risk ve tehditlerin, savunma ve güvenlik doktrininin sürekli değiştiğine dikkati çekerek, artık geleneksel askeri tedbirlerin yanı sıra en modern teknolojiye dayalı modern savunma sistemlerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
"Radarımız, ordumuza önemli bir üstünlük sağlayacak"
Tehditleri erkenden tespit edip algılayan ve karşı reaksiyon üreterek etkisiz hale getirebilen radar sistemlerinin varlığının, hayati öneme sahip olduğunu anlatan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle erken ikaz radar sistemleri uçaklar ve diğer hava hedeflerinden balistik füzelere kadar, geniş tehdit yelpazesini tespit edebilmekte ve menzilleri nispetinde etkisiz hale getirebilmekte, bu yönüyle de ülkeler için muazzam bir savunma imkanı sunmaktadırlar. Bunun bilinciyle, Türkiye olarak gerekli çalışmaları başlattık ve neticede Savunma Sanayii Başkanlığımız ve ASELSAN, yıllardır büyük bir gayretle üzerinde çalışarak erken ikaz radar sistemini üretmeyi başardı. Bu yeni nesil radar sistemimiz, Türkiye'nin en uzun menziline sahip olması, erken ihbar yeteneği, hızlı kurulum ve toparlanma gibi etkin hareket kabiliyeti ile kendi klasmanında en donanımlı özellikleri bünyesinde barındırıyor. Yüksek operasyon becerisine sahip bu radarımız sayesinde çok yönlü tehditlerin önceden tespit ve takibini hızlı bir şekilde yapacak, böylece tehditlere karşı uzun menzilde etkin bir şekilde mukabele ederek ülkemizin savunma yeteneklerini büyük ölçüde artıracağız. Ayrıca personelimizin etraflıca bilgi sahibi olması, hızlı karar alarak icraata yönelmesi bakımından da radarımız, ordumuza önemli bir üstünlük sağlayacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini en güçlü şekilde sağlamak için gerekli tüm tedbirleri almaya günümüzün ve geleceğin gerektirdiği en modern sistemlerle kahraman ordumuzu donatmaya devam edeceğiz."
Görgün: Teslimatı gerçekleştirilen taşınabilir erken ihbar radar sistemleri çok stratejik bir ürün
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, törende yaptığı konuşmada, radar sistemlerinin harp alanı ve sınır güvenliği açısından önemli bir unsur olduğunun altını çizerek, bu kapsamda yaklaşık 30 yıldır radar alanında çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Özellikle havadan keşif, gözetleme, sınır gözetleme, deniz platformları, hava savunma sistemleri, füze sistemleri, arama gözetleme, atış kontrol, takip ve silah tespit alanında radar geliştirmek için yeni teknolojilerde ülkeyi üstün kılacak çalışmalar yaptıklarını belirten Görgün, "Teslimatı gerçekleştirilen taşınabilir erken ihbar radar sistemleri çok stratejik bir ürün. Bu stratejik ürünün özellikle yerli milli üretilmesinin ve envantere kazandırılmasının ayrı bir huzuru var." ifadelerini kullandı.
ASELSAN tarafından üretilen erken ihbar radar sistemi ürün grubu ailesinin tümüne ALP isminin verildiğine dikkati çeken Görgün, teslim edilen radarın da ALP 300-G olarak adlandırıldığını aktardı. Görgün, bu radar sisteminin 500'e yakın sayısal haberleşme yapabildiğine işaret ederek, radarın saniyede 81 DVD'nin içeriğini işleme kabiliyetine sahip olduğunu vurguladı.
Yaklaşık 10 farklı ülkeye 40 civarında farklı radar ihracatı yapıldığına dikkati çeken Görgün, şunları kaydetti:
"Dünyada diğer ülkelerde kullanımında olan İtalyan, Fransız ve Amerikan üretimi çok farklı radarlar var. Bugün teslim ettiğimiz ALP 300-G, gerek çözünürlük gerek menzil gerek doğruluk bakımından bunların hepsinden üstün. Bu radar aktif elektronik tarama özelliğine sahip, durarak çalışıyor. ALP 300-G radarı 4 binin üzerinde gönderme alma özelliğine sahip. Durarak çalışırken bir modül kısmında arıza olduğunda geri kalan işlemleri yapabiliyor. Ayrıca dönen radarlara göre bir üstünlüğümüz, bu radarımız bir periyodun tamamlanmasını beklemeden yansımayı alabiliyor. Ayrıca doğrulama sinyali de göndererek doğruluğunu daha hassas bir konuma getirebiliyor."
Görgün, radarda 435 bin satırdan fazla kod kullanıldığına işaret ederek, "Bu radarın geliştirilmesinde 20'ye yakın patentimiz var. Radarımız ayrıca 30 dakikada kurulabiliyor. Uzak erişime radyolink göndererek haberleşmeyi kesintisiz sağlıyor." dedi.
Radar projesine 436 firmanın katkı sağladığının altını çizen Görgün, "Radarın, hedef kümesi çok geniş elektronik harbe dayanıklı. Avantajlardan birisi de teknoloji hakimiyetimizle ihtiyaç duyulduğunda her an çok hızlı bir şekilde teknolojik desteğin verilebilmesi. Bir sonraki nesil üyelerin geliştirilmesinde çok hızlı cevap verilebilecek." ifadesini kullandı.
"ALP 300-G ile erken ihbar ve hava savunma radar ailemizde önemli bir aşamayı geçmiş olduk"
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol da ASELSAN'nın, radar alanında son yıllarda birçok önemli başarıya imza attığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Tüm frekans bantlarında tasarım ve üretim yeteneği kazandı. 2023'te envantere giren Cenk ve Akrep ile deniz platformu radar ailemizi tamamladık. ALP 300-G ve yine bu yıl envantere girecek alçak irtifa radarı ile erken ihbar ve hava savunma radar ailemizde önemli bir aşamayı geçmiş olduk. Bizi radar liginde en üst sıraya taşıyan AESA Burun Radarımız Murad ile de hava platformu radarı geliştirebilen çok az sayıda ülkeden biri haline geldik."
ASELSAN olarak, Türkiye'nin radar alanındaki temel bütün ihtiyaçlarını milli olarak karşılayabilir hale geldiklerinin altını çizen Akyol, geleceğin teknolojilerine hazırlık yaptıklarını ve TOBB Üniversitesi ve Gebze Teknik Üniversitesi ile Quantum radarı geliştirmek için AR-GE çalışmalarının sürdüğünü aktardı.
Akyol, AESA radarlarda kullanılan GAN çiplerinin ve tüm alt bileşenlerin tasarım ve üretiminin ASELSAN'da yapıldığına işaret ederek, Bilkent Üniversitesi ile kurulan Aselsan Bilkent MikroNano şirketinde, bu çiplerde kullanılan galyum nitrat transistörlerini millileştirdiklerini söyledi.
ASELSAN'ı 2030'da dünyanın en büyük 30 savunma sanayi şirketinden biri yapmayı hedeflediklerini belirten Akyol, bu hedefe koşarken alanında en iyi ürünleri yapmayı, oyun değiştirici teknolojileri geliştirmeyi ve ihracat odaklı büyümeyi vizyon edindiklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com