15 Temmuz'da 3 kişinin şehit edildiği, 49 vatandaşın yaralandığı Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün (FSM), Anadolu'dan Avrupa'ya geçiş istikametini kapatmak ve köprüyü kontrol altına almakla görevlendirilmesinin yanı sıra köprüdeki darbecilere "ateş et" emri veren FETÖ'cü eski yarbay Adnan Uygun, hedef gözeterek ateş açtığının tanık, müşteki beyanları ve sanık savunmalarıyla tescillenmesine rağmen dava sürecinde inkar yolunu seçti.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında aktif rol alarak birçok vatandaşın şehit olması veya yaralanmasında talimatları bulunan darbeci sanıklar, yargılandıkları davalarda, elde edilen görüntü, ses kayıtları ile tanıkların teşhis ve anlatımlarına rağmen savunmalarını "inkar politikası" üzerine kurmayı sürdürüyor.
Cezaevine girdikten sonra örgüt talimatı çerçevesinde inkar yolunu seçen sanıkların savunmalarında öne sürdükleri tezlerin birçoğu, kanıtlanan delillerle çürütüldü. FETÖ'nün "inkar politikası" üzerine savunma yapan darbecilerden biri de eski yarbay Adnan Uygun oldu.
Darbenin koordinatörleri tarafından, FSM Köprüsü'nün Anadolu'dan Avrupa'ya geçiş istikametini kapatma ve köprüyü kontrol altına alma görevi, Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı 3.Tabur Komutanı olan darbeci eski yarbay Uygun'a verildi.
Uygun'un emir komutası altında eski binbaşı Muhammet Hanifi Ertosun, eski yüzbaşı Bahadır Köse, Unimog araçlarla 2. Zırhlı Tugay Komutanlığından okula gelen 27 asker vardı.
Åžehit Kaya'ya yerde bile ateÅŸ etti
Darbeciler, saat 21.30 sıralarında Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığından hareketle FSM Köprüsü girişine intikal ederek, emniyete ait köprü koruma binasını kontrol altına aldıktan sonra, Anadolu yakasından Avrupa'ya geçiş istikametini kapatmaya çalıştı.
Darbecilere tepki göstermek için köprüye akın eden vatandaşlardan biri şehit Hasan Kaya'ydı.
Darbe girişimine tepki göstermek ve müdahale etmek amacıyla FSM Köprüsü'ne giden, bölgede toplanan vatandaşlarla köprüyü ve yolu kapatan darbecilere doğru ilerleyen Kaya, bazı vatandaşlarla tankın üzerine çıktı. Kaya'ya, tankın üzerinde bulunduğu esnada darbeci Adnan Uygun tarafından hedef gözetilerek ateş açıldı.
Uygun, açılan ateş sonucu vurularak yere düşen Kaya'nın yanına gelerek üzerine birkaç el daha ateş açtı. Hastaneye kaldırılan Hasan Kaya, tüm müdahalelere rağmen Uygun'un silahından çıkan kurşunlar sonucunda şehit düştü.
- Mahkemede, hedef gözeterek ateş açtığını inkar etti
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nde savunma yapan darbeci Uygun, FETÖ'cü diğer darbeciler gibi inkarı seçti.
Savunmasında kimseye hedef gözeterek ateş açmadığı yalanını söyleyen darbeci Uygun, "Ben sadece askerleri korumak için havaya birkaç el ateş ettim. Bizim hedefimiz, karakola geri çekilmekti. Vatandaşlar geldiğinde hedef gözetmeden yere de birkaç el ateş ettim. Ben bir vatandaşı şehit etmekle suçlanıyorum." ifadelerini kullanarak, yere ateş açtığı yalanına sarıldı.
Müşteki ve tanıklar, Uygun'un yalanını gözler önüne serdi
Darbeci Uygun'un bu yalanı, tanık ve müşteki beyanları sayesinde çürütüldü.
Uygun'un şehit Hasan Kaya'ya silahla ateş etmesine ilişkin müşteki Recep Halil Gültekin, şu beyanlarda bulundu:
"Köprünün Avrupa'ya geçiş kısmının, tanklar ve ellerinde uzun namlulu silahlar bulunan askerlerce kapatıldığını gördük, askerlerin üzerine doğru gittik. 'Neden yolu kapattınız? Açın, yapmayın.' dedik. Adnan Uygun bizi dinlemeyerek 'Dağılın buradan gidin.' dedi.
Biz de kendilerine 'Yolu açın kışlanıza dönün.' dedik. Aramızda tartışma çıktı. Adnan Uygun elindeki uzun namlulu silahla ateş etmeye başladı, bu sırada yanımızda bulunan arkadaşımız ve kendisini tanımadığım bir vatandaş yaralandı.
Ben de karın bölgesi, göğüs, sağ dirseğim, yüzüm ve kulağımdan yaralandım, yüzümde bulunan şarapnel parçası hala duruyor."
Müşteki Yalçın Kurt'un, beyanı ise şöyle:
"Biz yürürken asker grubunun içinden Adnan Uygun elindeki uzun namlulu tüfekle öne çıkarak bize doğru ateş açmaya başladı. Solum ve sağımda bulunan 3-4 kişi o anda yaralandı.
Biz halen yürümeye devam ettik, ateş eden askerle aramızda 1-2 metre kalmıştı, biz yürüdükçe kendisi geri adım atarak ateş etmeye devam etti. Son olarak ismini sonradan öğrendiğim Hasan Kaya isimli şahıs vurularak yere yığıldı.
Biz yürümeye devam edince yere doğru ateş etmeye devam etti. Hatta Hasan Kaya'ya yerde yatarken, yaklaşarak 1 metre mesafeden 3 el ateş etti."
Tanık Emniyet Müdürü Kadir Alçıkaya da, "Yarbay Adnan Uygun, nişan alarak ateş etmeye başladı. Bu esnada tankın üstünde Hasan Kaya'yı vurdu. Şahıs tankın üzerinden aşağı düştü, şahsı tankın altında ezilmekten kurtardık, şahsı bir ATV aracına bindirerek gönderdik.
Adnan Uygun isimli şahsı, net olarak teşhis ediyorum. Nişan alarak ateş ettiğini net olarak gördüm. Teşhisimde yanılmıyorum." sözleriyle Uygun'un yalan söylediğini ortaya çıkardı.
Uygun aradı, darbeci albay WhatsApp'tan yazdı
Adnan Uygun, darbecilerin 15 Temmuz'da koordinasyon sağladığı, "Yurtta Sulh" isimli WhatsApp grubunda yer alırken hiçbir mesaj paylaşmadı. Sadece verilen emirleri takip eden Uygun, farklı bir taktik geliştirdi.
15 Temmuz'da eski Kuleli Askeri Lisesi Komutanı olan, FSM Köprüsü'ne giden darbecileri koordine eden darbeci Albay Muammer Aygar'ı arayan ve ona meydana gelen olayları aktaran Uygun, WhatsApp'ta mesaj paylaşmasa da, diğerlerinin paylaşımlarını telefona aktardı.
HTS kayıtlarına göre darbe gecesi Uygun ve Aygar, telefonla 23 kez görüşme gerçekleştirdi. O telefon görüşmelerinin ardından darbeci Aygar, her seferinde WhatsApp grubundan bir mesaj paylaştı. O mesajlar şu şekilde:
"2. köprü polis noktasına girildi. Sorun gözükmüyor."
"2. köprüde polisler emirleri dinliyorlar. Sorun yok."
"2. köprüde Avrupa istikametinden gelen bir sivil otobüs bizim birimlerimizin ötesinde yolu kapatmış. Kontrol ediyoruz. Bilgisi olan var mı bu konuda."
"1 .köprü için lazım Zh. Araç. 2. köprü için de."
"2. köprüde sorun var."
"1 ve 2. köprüye hlkp lazım.1. Köprüde 20 -30 kişi bizim tarafımızdan vuruldu. Ama 2. köprüde arkadaşlar zorda. hlkpter lazım"
"2. köprüde durum kötü. Acil hlkp desteğine ihtiyaç var."
"2. köprüyü kaybetmek üzereyiz."
"2. köprüyü arkadaşlar tahliye ediyor."
"2. köprüye uçakla hv taarruzu değerlendirebilir mi. 2. köprü uçak?"
- Mahkemede mesajlarla ilgili inkarda bulundu
Arama kayıtları ve WhatsApp mesajlarının art arda olması, İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Çakar'ın da dikkatini çekti.
Mahkemede Uygun'un eski albay Muammer Aygar ile telefon görüşmelerine değinen Mahkeme Başkanı Çakar, "01.26'da Aygar ile telefon görüşmesi yapmışsın. Ardından Aygar, '2. Köprüde arkadaşlarımız zorda, helikopter lazım' mesajı atmış.
02.30'da telefon görüşmen var, ardından yine Aygar '2. köprüyü kaybediyoruz' mesajı atmış. Atmış olduğu her mesajdan önce seni aramış ne hikmetse. Bu durum hakkında ne diyorsun?" dedi.
FETÖ'cülerin "ne olursa olsun, inkar et" stratejisini izleyen Uygun, "WhatsApp grubuna neden dahil edildiğimi bilmiyorum. Aygar'ın neden böyle mesajlar attığını bilmiyorum." diyerek inkar etti. Darbeci Aygar da mesajları kendisinin atmadığını savunarak inkar yöntemini seçmişti.
Mahkemede "terör saldırısı", 15 Temmuz'da "sıkıyönetim var" dedi
Mahkemedeki savunmasında, darbeci albay Mürsel Çıkrıkçı'nın kendisine "Terör tehdidi var, şu iki aracı al. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne git ve polislerle hareket et." dediği yalanını söyleyen Uygun, şunları kaydetti:
"Normalde benim taburumda er yok. O araçlara onları kim getirdi, kim bindirdi hatırlamıyorum. Köprüde terör tehdidi var diyerek bizi acele bindirdiler. Ben bu emri alırken darbe kelimesini duymadım. Belki bana TRT denilse şüphelenebilirdim ama ben bunu nasıl darbeyle ilişkilendirebilirim? Ben köprüyü korumak amacıyla hareket ettim."
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar, "İstanbul'da hiç özel birlik kalmadı da Kuleli'deki erlere mi kaldı köprüyü korumak? Hiç sorgulamadın mı?" şeklinde soru yönelterek, darbeci yarbaya tepki gösterdi.
Uygun bunu sorgulamadığını, darbe girişiminden haberdar olmadığını söyleyerek yalanlarına devam etti.
Tanık Emniyet Müdürü Kadir Alçıkaya, "Binbaşı Hanifi Ertosun, Yüzbaşı Bahadır Köse ve yaklaşık on kadar er vardı. Binbaşı rütbeli şahsa hitaben kendimi tanıttım. 'Konu nedir tatbikat vb. bir çalışma mı var?' dedim. O da bana hitaben 'Hayır! Silahlı Kuvvetler devlet yönetimine bu saat itibarıyla el koymuştur.
Sıkıyönetim kanunu hükümleri yürürlüktedir.' dedi. Bunun üzerine yanlarından ayrılarak konunun teyidi amacıyla telefon görüşmeleri yaptım ve ilgili kim varsa telefonla FSM Köprüsü'nün ne amaçla trafiğe kapatıldığının bilgisini verdim." ifadelerini kullanarak, köprüdeki darbecilerin darbeden haberi olduğunu ortaya çıkardı.
Davanın sanıklarından eski binbaşı Hanifi Ertosun da "Polis karakoluna kadar gittik. Bir polis memuru karşıladı bizi. Adnan yarbay 'Sıkıyönetim ilan edilmiştir. Sıkıyönetim ilan edildiği için şu andan itibaren emir komuta bende, bize yardımcı olmanızı istiyorum.' dedi.
Polis memuru ne yapacağını sordu. Adnan Uygun, 'Anadolu'dan Avrupa'ya giden trafiği durduracağız, ekip arabasını yola çekin, bu şekilde yardımcı olun.' dedi. Emir üzerine ben ekip otosunu kullanan polis memuru ile birlikte yolu trafiğe kapattık.
Dubaları da kapatmak için kullandık." şeklinde savunma yaptı.
Sanık er Onur Albay ise, "Adnan Uygun, dışarı çıktığında bize manga manga köprüye dizilmemizi ve köprüyü trafiğe kapatmamız şeklinde emir verdi.
Köprüye dizilip trafiğe kapattık. Adnan yarbay vatandaşlara 'sıkıyönetim var, evinize gidin, çıkmayın' şeklinde ifade kullanıp evlerine göndermemizi emretti. Emredildiği şekilde söylemeye ve vatandaşları geri çevirmeye çalıştık." beyanında bulundu.
Emrindeki askerlere "ateÅŸ" emri verdi
Darbeci Uygun, o gece birçok vatandaşa hedef gözeterek ateş açarken, emrindeki askerlere de "ateş açma" emri verdi. Mahkemedeki savunmasında bunları kabul etmeyen ve inkar eden Uygun'un ateş açtığı ve emir verdiği bazı müşteki ve sanık beyanlarına da yansıdı.
Müşteki Ali Özleyen, "Yaklaşık 100-150 kadar sivil vatandaş topluluğunun olduğunu gördüm. Askerlere hitaben vatandaşlarla birlikte 'Silahlarınızı bırakın, siz ne yapmaya çalışıyorsunuz, ülkemizi kaosa mı sürüklemeye çalışıyorsunuz' diyerek seslendik.
Ancak omzunda apolet olan, rütbesini bilmediğim görsem tanıyamayacağım bir subayın askerlere (er-erbaş) hitaben, 'Nişan alın ve ateş edin, kimseyi buraya yaklaştırmayın.' demesi üzerine hem emri veren rütbeli subay ve askerler önce havaya, sonra üzerimize doğru ateş etmeye başladılar." ifadelerini kullandı.
Sanık Oğuzhan Satılmış da, "Adnan isimli yarbay önce havaya ateş etti. Halka doğru, ancak halkın önüne, yere, ayaklarına doğru ateş etmeye başladı. Sivillerden birinin ayağından yaralandığını gördüm. Biz geri çekilmeye başladık. Bunun üzerine yarbay, 'Geri çekilmeyin, size de sıkarım.' dedi." diye konuştu.
Sanık er Fethi Onur Yazıcıoğlu ise "Adnan Uygun şarjör takmamızı istedi, bu sırada yanımda bulunan arkadaşım er Emre Yalçın sara hastası olduğundan ve o sırada şarjörü takamadığımdan, ondan silahını istedim ve şarjörü taktım silahı bende kaldı.
Yarbay Adnan Uygun bize polis karakoluna gittiğimizi, polisin de bize yardım edeceğini, ancak art niyetli polis olursa kendinizi savunmak için ateş edebileceğimizi söyledi." şeklinde beyanda bulundu.
Sanık uzman çavuş Azim Alan, "Kuleli'de görevli Adnan isimli yarbay tankın üstüne çıkan vatandaşlara doğru 4-5 el ateş etti. 1 ya da 2 kişi bu ateş sonucu yaralandı. Bunun üzerine vatandaşlar Adnan yarbayın üstüne doğru gitmeye başladılar.
Adnan yarbay üstüne doğru giden vatandaşlara da ateş etmeye başladı. O sırada da vatandaşlar yaralandı." ifadelerini kullandı.
Birçok vatandaşın yaralanmasına ve Hasan Kaya'nın şehit olmasına sebep olan darbeci eski yarbay Adnan Uygun, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "kasten öldürme" suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet, "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama" suçlarından 810 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com