İranlı ressam ve heykeltıraş Ahmet Nejat, "Biz sanatçıların biraz önder olmaları gerekiyor. Klasikleşen, klişe şeyleri göstermemek adına yenilikçi olmamız, insanlarda merak uyandırmamız ve evrensel bir dil oluşturmamız gerekiyor." dedi.
Sanata yeni bir bakış açısı getirme amacıyla bu yıl ilk kez düzenlenen Ramart Platform kapsamındaki "Deneyim Aktarım Platformları"nda, "Farklı Kültürde Yaşamak ve Üretmek - Çift Kültürlü Sanat" başlıklı söyleşi yapıldı.
Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde gerçekleştirilen söyleşide, İranlı sanatçı Ahmet Nejat, Çinli ressam Chuanyı Leı ve İrem İncedayı konuşmacı olarak yer aldı.
"Yakın ülkeler birbirinin yanında olursa güçlü ve başarılı olur"Yaklaşık 35 yıldır Türkiye'de yaşayan sanatçı Ahmet Nejat, Osmanlı döneminden bu yana Türkiye ile İran arasında birçok ortak noktanın bulunduğunu belirterek, "Sadece hat ve minyatürde değil, bahçe düzeni, hamam düzeni gibi farklı birçok alanda da müşterek noktalar var. Kültürel anlamda da insanlar birbirine çok yakın. Sanatın da bu iki kültürü birbirine daha fazla yakınlaştıracağını düşünüyorum. Çünkü birbirine yakın ülkeler, ne kadar birbirinin yanında olursa o kadar güçlü ve başarılı olur." diye konuştu.
Nejat, sanat alanlarında bugün daha fazla gençlere yönelinmesi gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Klasik sanatlara sarılıp, yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Hattımızı, minyatürümüzü yeni neslin zenginleştirmesi, senelerce aynı şeyi tekrar yapmak yerine, üzerine bir şeyler koyması gerekiyor. Yıllarca tekrar edilen bir sanatın gün geçtikçe evrenselliği azalır. Sanatımızda tüm kültürleri kullanmamız, yaklaşmamız lazım. Bu açıdan artık yeni neslin işlerini daha çağdaş bir dille ortaya koymaları gerekiyor."
"Sanat bir köprü, İstanbul da 2. bir köprü"Sanatın kültürler arasında bir köprü olduğunu kaydeden Nejat, İstanbul'un da bu anlamda 2. bir köprü olduğu yorumunu yaparak, "İstanbul, Doğu ile Batı'nın arasında bir şehir. Ben bugün İran'da olsaydım, şu anda yaptığım işleri büyük ihtimalle yapmamış olurdum. Çünkü insan kendi kültürü içinde olan bazı şeyleri görmüyor. Dışarıdan baktığınız zaman değerlerinizi yeniden keşfedebiliyorsunuz." dedi.
Ahmet Nejat, sanatın yakınlaştırıcı ve birleştirici bir gücü olduğuna da dikkati çekerek, "Biz sanatçıların bu anlamda biraz önder olmaları gerekiyor. Klasikleşen, klişe şeyleri göstermemek adına yenilikçi olmamız, insanlarda merak uyandırmamız ve evrensel bir dil oluşturmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.
"İstanbul ilham verici bir şehir"Chuanyı Leı de Türkiye'ye 5 yıl önce yüksek lisans yapmak amacıyla geldiğini dile getirerek, İstanbul'un kendisi için ilham veren bir şehir olduğunu söyledi.
Platform kapsamında Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde açılan, farklı disiplin ve jenerasyondan 99 sanatçının bir araya geldiği "Fecr" temalı sergide de bir eserinin bulunduğunu aktaran Leı, şunları anlattı:
"Eserimde bir kedi tasvir ettim. Arka fonda kırmızı çintemani motifi var. Aslında bu motifi daha önce bilmiyordum. İstanbul'a geldikten sonra da kaftanlardan, kilime, halılara birçok yerde bu motifi gördüm ve daha sonra adından da yola çıkarak çintemaninin köklerini araştırdım. Çintemani, Hindicu bir kelime. Budizm'den gelmiş. Daha sonra Osmanlı'da bir motif olarak kabul edilmiş. Ayrıca şu anda Osmanlı resim sanatı kitabı üzerine bir çalışma yapıyorum ve kitabı Türkçe'den Çince'ye çeviriyorum. Gerçekten çok zor."
Leı, eserlerinde çoğunlukla kedi figürü üzerinden hikayelerini anlatmaya çalıştığına vurgu yaparak, "Geçen yıl Yeditepe Bienali'nde yine kedi temalı bir tablom vardı. Kedi tesbih tutuyor, yanında da çay bardağı, arkasında da Türk motifli bir halıyı resmetmiştim. Bu eserimde mesela bana göre bir tarihi bilgi ve sanat fikri var. Türkler için değil ama bu eserle birlikte özellikle Çinlilere bu kültürü ve tarihi anlatmak istiyorum, ama ben değil bunu kedi anlatsın istiyorum." dedi.
"Türk, İslami ve Osmanlı desenlerinden esinleniyorum"Ressam İrem İncedayı ise İtalya'da doğup, büyüdüğünü ve sık sık da Türkiye'ye geldiğini söyleyerek, "Eserlerimde hem Doğu hem de Batı kültürüne yer veriyorum. Genellikle mitoloji, arkeoloji, eski Yunan ve eski Roma figürlerinden etkilenerek, eserlerimde temalar oluşturuyorum. Aynı zamanda Türk, İslami motiflerinden ve Osmanlı desenlerinden esinleniyorum. Geleneksel ve modern motifleri bir eserde yer vermek bana naturel geliyor." ifadelerini kullandı.
Roma'da Türk ve İslami motifleri tanıtmak adına çalışmalar yürüttüğünü belirten İncedayı, İtalya'da bu motiflerin çok fazla tanınmadığını kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com