Davos
Kıvanç Zaimler, İsviçre'nin Davos kasabasında "Parçalanmış Bir Dünyada İş Birliği" temasıyla bu yıl 53'üncüsü düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) yıllık toplantısı kapsamında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Dünyanın bugün enerji, iklim, gıda, tedarik zinciri, hayat pahalılığı ve eşitsizlik gibi birçok krizle aynı anda mücadele ettiğini söyleyen Zaimler, bu dönemde "hizalanma, uyum ve iş birliğinin" üç önemli gündem maddesi olarak öne çıktığını anlattı.
Zaimler, iş birliğinin uluslararası mecradan başlamak üzere tüm değer zincirlerinde olması ve geniş bir paydaş katılımı gerektiğini ifade etti.
Küresel enerji krizinin yaşandığı bu dönemde iklime etkisi neredeyse olmayan, arz güvenliği ve düşük maliyeti sağlayacak bir enerji tedarik düzeninin daha kritik hale geldiğini aktaran Zaimler, şöyle konuştu:
"Buna imkansız üçleme diyoruz. Bu imkansız üçlünün imkanlı hale gelmesi veya maksimize edilmesi gerekiyor. Daha önce sıfır emisyon salımını sağlamak için yenilenebilir enerji kaynakları öne çıkıyordu. Yenilenebilir enerji artık arz güvenliğini ve ucuzluğu sağlamak için karşımıza çıkıyor. Burada birçok çözüm öneriliyor. Bu kaynaklardan üretilen elektriğin iletiminin verimliliği, dağıtımının verimliliği kritik önemde ve tüm bu gelişmelerle birlikte gelen elektrifikasyon gündemde. Elektrifikasyon ve enerji dönüşümünün yaratacağı ekonomi, muazzam bir istihdamı beraberinde getiriyor. Türkiye bu denklemde avantajlı ülkelerden biri."
"Dünyada para var. Bu paranın doğru yerlere gitmesi için güçlü planların olması lazım"
Zaimler, Davos'ta konuşulan en önemli konuların başında yüksek enflasyon ve geçim derdinin geldiğini belirterek, gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerdeki finansman ihtiyaçlarının birbirinden farklılık gösterdiğini aktardı.
En fazla enerjiyi tüketen ve karbon emisyonu yayan gelişmiş ülkelerin yine en fazla finansal kaynağı yaratanlar olduğunu söyleyen Zaimler, "Davos'taki konuşmalarda, finansmanın var olduğunu bir kez daha gördük. Türkiye olarak biz de daha fazla finansmana ulaşabiliriz. Burada iki beklenti var. Birincisi, ülke olarak koyduğumuz planların kuvvetli olması gerek, bizim planlarımız kuvvetli. Bu planlar doğrultusunda bir takım aksiyon ve gelişme sağlandığını da görmek istiyor finansman kuruluşları. Bu yatırımların büyük bir kısmını özel sektör yaptığı için şirketlerin de bu işe baş koymuş olmaları ve vaatleri olması gerek." diye konuştu.
Zaimler, finans kuruluşlarının dünyadaki şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) temelli yatırımlar yaptığını görmek istediğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bu açıdan, Türkiye'de muazzam yenilenebilir enerji potansiyeli var, güneş enerjisinde çok daha fazla. Biz Türkiye'de bir projeyi sıfırdan alıp 4-5 senede hayata geçiriyoruz. Avrupa ortalamasında bu 5-6 seneydi, şimdi 2-3 yıla indiriyorlar. Hatta Almanya bir yıla nasıl indirebileceğini çalışıyor. Bu sürelerin kısalması için kurumlar arasında amaca hitap edecek eş güdüm olmalı. Bu planları hızlı şekilde hayata geçirmek gerek. Bu sorumlulukla finansman her yerden geliyor. Dünyada para var. Bu paranın doğru yerlere gitmesi için güçlü planların olması lazım."
"Yurt dışında füzyon teknolojilerine yatırım yapıyoruz"
Sabancı Holding olarak iklim teknolojileri alanındaki vaatlerinin güçlü olduğunu kaydeden Zaimler, tüm yatırımlarının enerji ve iklim teknolojileri, ileri malzeme teknolojileri ve dijital olmak üzere üç ana başlıkta toplandığını dile getirdi.
Zaimler, bundan sonraki tüm yatırımlarının yenilenebilir enerji üzerine olacağını ifade ederek, "Ayrıca, bu yatırımları destekleyecek şekilde dağıtım şebekelerine yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Müşteri odaklı teknolojiler, dağıtık üretim ve elektrikli araç şarj istasyonlarının yaygınlaşması dahil yeni enerji ekonomisinin kapsadığı yatırımlara odaklanacağız. Yurt dışında da teknoloji ekosistemleri içinde olup sadece bugünün değil yarının ihtiyaçlarını giderecek füzyon ve derin delme gibi teknolojilere yatırım yapıyoruz." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com