Ankara
Yeni Zelanda'da camilere düzenlenen saldırılarla ilgili Kraliyet Soruşturma Komisyonu tarafından hazırlanan 792 sayfalık rapor açıklandı.
Raporda, emniyet teşkilatında silah ruhsatı güvenlik incelemesi konusundaki eksiklikler ayrıntılarıyla ele alındı, Yeni Zelanda istihbarat birimlerinin, "beyaz aşırıcılığı" dahil diğerleri pahasına dinci akımların yol açtığı tehdide çok fazla odaklandığı belirtildi.
Rapor, iç istihbarat dairesi Yeni Zelanda Güvenlik İstihbarat Servisinin, az sayıdaki terörle mücadele kaynaklarını, diğerlerinden ziyade DEAŞ gibi terör gruplarından esinlenenlerin oluşturduğu tehdide yoğunlaştırmayı tercih ettiğini ortaya koydu.
"Devlet kurumlarında Müslümanlara karşı kurumsal ve bilinçsiz ön yargının var olduğu, bunun değiştirilmesi gerektiği" ifade edilen raporda bulunan 44 tavsiye arasında hükümetin yeni bir ulusal istihbarat teşkilatı kurması gerekliliği de yer aldı.
Yeni Zelanda'nın iç ve uluslararası tehditlere odaklanan iki ayrı istihbarat teşkilatının genellikle, devlet başkanları ve diğer ileri gelen ziyaretçileri güvende tutmak gibi görevlere odaklandığı vurgulandı.
İyi finanse edilen yeni bir istihbarat teşkilatının, terörle mücadele stratejisi geliştirmeye odaklanabileceğine işaret edildi.
Raporda, saldırganın geçmişine ve saldırıyı nasıl planladığına dair bilgiye yer verildi
Raporda, çeşitli kurumların eksikliklerine rağmen, saldırgan Brenton Tarrant'ın ateş etmeye başlamadan sadece sekiz dakika önce gönderdiği ve birimlerin yanıt vermesi için çok geç olan manifesto dışında, saldırının yaklaştığına dair net bir işaret olmadığı sonucuna varıldığı belirtildi.
Tarrant'ın düşük bir profil çizdiği ve planlarından kimseye bahsetmediği vurgulanan raporda, "saldırganın çocukken internete denetimsiz erişiminin bulunduğu, altı veya yedi yaşından itibaren video oyunlarına ilgi duymaya başladığı, genç yaşta ırkçı görüşlerinden annesine söz ettiği ve 14 yaşından itibaren 4chan internet forumunu kullanmaya başladığı" ifade edildi.
2010'da intihar eden babası Rodney'den miras kalan 339 bin dolarla Hindistan, Çin, Rusya, Kuzey Kore, Afrika ve Avrupa'daki birçok ülkeyi gezen Tarrant'ın 2017'de Yeni Zelanda'ya taşındığı ve saldırı planlarına odaklandığı kaydedildi.
İnsanlarla yüzeysel etkileşimleri bulunan, gerektiğinde kendisini başkalarında şüphe uyandırmayacak şekilde sunabilen Tarrant, 2018 yılında doktorlara dairesini temizlerken yanlışlıkla silahı ateşlediğini söyledikten sonra sağ gözü ve uyluğundaki yaralar nedeniyle Dunedin Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
"Biraz sıra dışı" görünse de bu olayın polise bildirilmediği, Tarrant'ın ayrıca karın ağrısı tedavisi gördükten sonra yasa dışı steroidler aldığının ve testosteron kullandığının ortaya çıktığı ancak bunun da yetkililere haber verilmediği ifade edildi.
Raporda, ifadesine başvurulan komiser Andrew Coster'ın, Tarrant'ın silah ruhsatı almaya uygun olup olmadığına karar verirken "İki şahidin, saldırganı şahitlik yapacak kadar iyi tanıyıp tanımadığına karar vermek için daha fazlasını yapabilirdik." dediği aktarıldı.
Ardern'den tavsiyelere uyulacağı ve özür açıklaması
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern de hükümetinin rapordaki tüm tavsiyeleri uygulamayı kabul ettiğini söyledi ve kurumların eksikliklerinden dolayı özür diledi.
Ardern, saldırıların hemen ardından yarı otomatik silahları yasaklayan yeni yasaların yürürlüğe girmesini sağladıklarını da hatırlattı.
Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki Nur ve Linwood camilerine 15 Mart 2019'da cuma namazında otomatik silahlarla terör saldırısı düzenlenmişti.
Saldırılarda 51 kişiyi öldüren, 49 kişiyi yaralayan terörist Brenton Tarrant, ağustos ayında ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com