İstanbul
AA muhabirinin yaptığı derlemeye göre, dünya genelinde teknolojik gelişmeler her geçen yıl insanoğlunu şaşırtmaya devam ediyor. Bu gelişmelerden otomotiv sektörü de ciddi anlamda etkileniyor.
Yıllar önce tuşlu cep telefonları akıllı cihazlara dönüşürken neler yaşandıysa şu an otomobillerin de başına aynısı geliyor. Otomobiller adeta 4 teker üzerinde giden bilgisayarlara dönüşüyor. Bu trende ayak uydurabilen markalar, yeni müşteriler kazanmaya devam ederken, trende ayak uyduramayanlar yerinde saymaya devam ediyor.
Son yakın dönem ele alındığında özellikle 2000'li yıllardan itibaren otomobillerin tasarımı, teknolojileri ve kullanım amaçları önemli ölçüde değişime uğradı. Günümüzde artık geçmiş yıllara kıyasla dış görünüş olarak daha keskin çizgilere ve hatlara sahip otomobiller üretilirken, bu otomobillerin tasarım anlamında birbirine benzemesi de trendlere ayak uydurulması anlamında kaçınılmaz oldu.
Otomobil içi teknolojiler de 20 yıl öncesine kıyasla büyük gelişme gösterdi. 20 yıl öncesine kıyasla hayal dahi edilemeyen teknolojiler bugün birçok araç için olmazsa olmaz kriter olarak kabul ediliyor.
Otomotiv teknolojilerinin dünü ve bugününe bakıldığında araç içi telefonlardan bluetooth telefon görüşmelerine ve dünyayla bağlantı kurabilen multimedya cihazlarına geçiş yapıldı. Gelişmiş navigasyon hizmetleri, sürücü tanıma sistemleri, bağlanabilirlik, araç içinden acil durum bildirimleri gibi özellikler de yine bir otomobilde en çok aranan özelliklerden oldu.
Otomobiller üçüncü yaşam haline geldi
Gelişen teknolojiler, otomobillerdeki güvenlik sistemlerine de yeni bir kapı araladı. Hız kontrolü, kör nokta, sinyal, ön çarpışma, şerit uyarısı ve geri vites desteği gibi teknolojileri bünyesinde bulunduran Geliştirilmiş Sürücü Destek Sistemi'nin (Advanced Driver Assistance System-ADAS) otomobillerde bulunması tercih sebebi oluyor.
Sürücüsünü parmak izinden ve yüzünden tanıyan otomobiller artık bununla sınırlı kalmıyor, araçtaki kameralarla sürücünün duygusal moduna göre müzik çalabiliyor, masaj yapabiliyor. Daha önce birçok bilim kurgu filmine konu olan otonom sürüş özellikleri de artık günümüzün gündem maddelerinden biri haline geldi. Otomatik park, eller serbest sürüş sistemi ve sürücüsüz araçlar artık yeni dünyanın bilinen gerçekleri konumuna geldi.
Diğer yandan, Kovid-19 salgınının getirdiği yeni alışkanlıklar ve izler artık günlük yaşamdan silinmeye yüz tutsa da o dönemde otomobiller için sunduğu "yeni yaşam alanı" gerçeği değişmedi. Salgınla birlikte otomobiller artık çoğu kişi için "ev" ve "iş yerinden" sonra üçüncü bir yaşam alanına dönüştü. Bu trende uyan otomobil markaları da araçları artık bir "İsviçre çakısı" gibi daha fonksiyonel ve çok yönlü tasarlamaya başladı.
Otonom sürüş ve yapay zeka
Yapay zeka ile otomobil teknolojisini buluşturan otonom araçlar da insan gibi bazı reflekslere sahip. Verimli bir sürüş sunmanın yanı sıra birçok lüks sayılabilecek hizmeti sunan bu araçlar, güvenli ve sorunsuz bir seyahat deneyimi sağlamayı amaçlıyor.
2014 yılında otonom sürüş için getirilen 5 farklı seviye kriteri, sürüş sorumluluğunu kısmen araca bırakmaktan tamamen aracın kontrolüne gidebilen seçenekleri kapsıyor.
Fosil yakıtlı otomobillerden elektrikli otomobillere geçiş
Fosil yakıtlı otomobillerden elektrikli otomobillere geçiş, çevre dostu ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu dönüşümü destekleyen politikalar ve yenilikçi çözümlerle daha temiz ve verimli bir ulaşım sisteminin oluşturulması hedefleniyor.
Elektrikli araçlara dair ilk geliştirme çalışmaları 1800'lere kadar uzansa da bu alandaki modern araç geliştirme çalışmaları 90'larla birlikte hızlandı. Bu kapsamda 1996'da General Motors EV1, 1997'de Toyota RAV4 EV üretildi.
Modern elektrikli araçların çok sayıda insan tarafından kullanılması ve tüm dünyada gündeme gelmesinde ABD'li üretici Tesla'nın çalışmaları önemli rol oynadı. Marka, 2008'de Tesla Roadster isimli 393 kilometre menzile sahip elektrikli aracını duyurdu.
2012'de Tesla Model S, 2020'de Tesla Model Y modelini çıkaran şirket, 2023 yılında yaklaşık 1,2 milyon Model Y satışı gerçekleştirdi. Bu rakamla Tesla Model Y, geçen yıl dünyanın en çok satan otomobili oldu. Piyasa değerine göre dünyanın en büyük otomobil üreticileri listesinde Tesla, 657 milyar dolar ile ilk sırada yer alıyor.
Tesla'nın yanı sıra otomotiv alanındaki diğer markalar da elektrikli araç çalışmaları yürütüyor. Hibrit ve elektrikli olmak üzere birçok modelin sunulduğu sektörde, Tesla'nın yanı sıra elektrikli araçlarıyla bir diğer marka olarak Çin merkezli BYD öne çıkıyor. BYD, 91 milyar dolar piyasa değeriyle Tesla ve Toyota'nın ardından dünyanın en büyük otomobil üreticileri listesinde 3. sırada yer alıyor.
Listenin ilk 3 sırasında elektrikli araçlarıyla öne çıkan 2 markanın yer alması ve bu markaların otomotiv sektöründeki büyük markaları geride bırakması, fosil yakıtlı otomobillerden elektrikli otomobillere geçişin etkisini vurguluyor.
Uçan araç teknolojileri
Araçların yakıt türleri dışında genel olarak araç konsepti de yıllar içerisinde değişime uğradı. Bu değişimin ötesinde dünyada uçan araçlara yönelik birçok çalışma da bulunuyor.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde bu araçlara yönelik teknoloji geliştirme süreçleri devam ediyor. Hollanda'da Pal-V Liberty, Birleşik Krallık'ta Airspeeder Mk3 ve Volar, ABD'de HEXA ve Midnight isimli araçlar bulunuyor.
ABD'deki havacılık sektörünün devleri Airbus ve Boeing de bu alanda çalışmalar yürütüyor. Boeing'in Wisk isimli şirketle geliştirdiği uçan aracın 2030 yılında Asya'da otonom uçan taksi hizmeti vermesi hedefleniyor. Airbus'ın prototipi tanıtılan CityAirbus isimli uçan arabasının da test süreçlerinin başlaması bekleniyor.
Uçan araba geliştirilen ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Türkiye'nin ilk uçan arabası Cezeri, 2019'da yapılan TEKNOFEST İstanbul'da görücüye çıktı. Yolcu ve kargo taşımacılığında aktif rol alacak şekilde tasarlanan ve ilk uçuş testlerini başarıyla tamamlayan Cezeri'nin geliştirilme çalışmaları devam ediyor.
Cezeri'nin yanı sıra AirCar isimli yerli uçan arabanın geliştirilme süreci de sürüyor. Araçla aynı ismi taşıyan şirket tarafından Bilişim Vadisi'nde geliştirilen AirCar'ın insanlı test çalışmaları yapılıyor. Aracın ilk resmi uçuşunu gelecek yıl yapması planlanıyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com