Nişantaşı Üniversitesi İcra Kurulu Üyesi Burak Kılanç, ön lisans, açıköğretim ve özel yetenekle öğrenci alan lisans programlarına girişte kullanılan YGS baraj puanını 140’tan 150’ye çıkarılmasını değerlendirdi. Değişikliğin 6 Ocak’taki ÖSYS başvurularından önce açıklanmasının çok isabetli olduğunu belirten Kılanç, “ÖSYS başvuruları başladığında kılavuz yayınlanacak ve bu kılavuzda oyunun kuralları tarif edilecek. Daha sonradan yapılacak bir değişiklik oyunun kurallarının maç sırasında değişmesi anlamına gelirdi. YÖK çok doğru bir zamanda bu açıklamayı yaptı” dedi.
YÖK’ün kalitenin yükselmesi amacıyla bir dizi karar aldığını belirten Burak Kılanç, “Hukuk, Tıp, Mühendislik ve Mimarlık bölümlerinde taban başarı sırası şartlarından sonra YGS’de 140 olan baraj puanı 150’ye çıktı. Liseden mezun olduktan sonra üniversiteye giren öğrencilerin kalitesi, yükseköğretim sürecindeki kalite ve daha sonra da mezun kalitesi olmak üzere Yükseköğretim sistemimizde bazı girdiler vardır. Şu anda YÖK aldığı YGS baraj puanını yükseltme kararıyla girdi süreçlerinde bir iyileştirme ve üniversitelere daha nitelikli öğrenciler girsin yönünde bir hareket yaptı” ifadelerini kullandı.
LYS’DE DEĞİŞİKLİK YOK
140 barajının 150’ye çıkmasının üniversiteye girişin ikinci aşaması olan LYS’ye girmeyle ilgili herhangi bir farklılık getirmediğini hatırlatan Burak Kılanç, “140 taban puan ile; 2 yıllık önlisans programlarına, açıköğretim programlarına ya da özel yetenek programlarının sınavlarına girme hakları elde edilirdi. Bunları kazanabilmek için de sınavda 160 sorunun içinde yüzde 10’luk başarı göstererek 16 tane net yapmanız gerekirdi. Şimdi taban puanın 150’ye çıkmasıyla 16 net yerine 20 net yapılması gerekiyor. Yüzde 10’luk başarı 12 buçuğa çıkmış durumda. LYS’ye başvurabilmek için ise herhangi bir YGS puanında 180’nin üzerinde puan almak gerekir. Bu nedenle 140’tan 150’ye yükselmesinin LYS ile bir ilgisi yok. Öğrenciler açısından baktığımızda baraj puanın artması ilk etapta olumsuz olarak karşılanabilir ama açıkçası 16 net yerine 4 tane fazla net yaparak 20 net yapmak çok da zor olmasa gerek. O nedenle öğrencilerin yapması gereken konsantre olmak ve daha fazla net çıkarmak için açıklarını kapayacak şekilde ders çalışmaya devam etmek” diye konuştu.
“100 İLE 150 BİN ADAY BARAJ ALTINDA KALABİLİR”
Geçen sene 140 ile 150 puan arasında kalan çok sayıda öğrenci olduğunu belirten Burak Kılanç 2 puanı da baz alarak bir karşılaştırma yaptı. Buna göre Kılanç, “Farklı puan türlerinde geçen sene 140 ile 150 arasında kalmış ciddi sayıda aday var. YGS 2 puan türünde en yüksek sayısı 213 bin 169. En düşük aday da YGS 3 puan türünde 88 bin 460. Bir başka ifadeyle geçen sene 140 yerine 150 uygulanmış olsaydı YGS 2’de 213 bin 169 kişi baraja takılmış olacaktı. Herhangi bir puan türünde 140’ı geçmek gibi bir değerlendirme yaptığımızda da bu sene baraj artışıyla baraja takılacak olanların sayısının 100 ile 150 bin civarında artmasını bekleyebiliriz” dedi.
“30 İLE 40 BİN ADAY YERLEŞEMEYECEKTİ”
Geçen sene 150 puan barajına göre öğrenci alınsaydı 30 ile 40 bin arasındaki adayın yerleşemeyeceğini belirten Kılanç, “YÖK ve ÖSYM’nin elindeki veriler detaylıca analiz edilirek bir tahminde bulunduğumuz takdirde yaklaşık 30 ile 40 bin arasında geçen sene üniversiteye yerleşmiş adayın 150 barajı olsaydı yerleşemeyeceğini görüyoruz. Bu durumdan önce akademik başarısı daha düşük öğrencilerin yerleştiği vakıf üniversitelerindeki programlar etkilenir diye düşünülüyor. Geçen sene baraj 140 değil de 150 barajı olsaydı 2325 önlisans programında öğrenci kaybı yaşanacaktı. Bunların 1529’u devlet, 696’sı vakıf, 100’ü de Kıbrıs üniversitelerinde yer alıyor. Bu nedenle hem devlet hem de vakıf üniversitelerinde kayıplar olacaktır. Devlet üniversitelerinde en çok Muhasebe ve Vergi Uygulamaları ve Bilgisayar Programcılığı gibi bölümlerde öğrenci kaybı olurdu” dedi.
“ÜNİVERSİTELER DE OLUMLU KARŞILAYACAK”
Kalitenin yükseltilmesi anlamında tüm üniversitelerin bu durumu olumlu karşılayacağını ifade eden Burak Kılanç, “Öğrenci kaybıyla ilgili yaşanacak endişe kalite dikkate alındığında çok önemsenmemesi gerekir. Kalitenin yükseltilmesi anlamında tüm üniversitelerin bu önlemi olumlu karşılayacağını düşünüyorum. Örneğin, 2 yıllıkları bitiren pek çok önlisans mezunu DGS ile lisans programlarına geçiş yapabiliyor. Fakat tüm üniversitelerden YÖK’e geri bildirimlerde önlisans öğrencilerinin eğitim kalitesiyle ilgili birtakım sıkıntılar bildirilirdi. Bu çerçevede YÖK sıkıntı olmasın diye en baştan en baştan öğrenci kalitesini yüksek tutma yoluna gitti” dedi.