İSTANBUL (AA) - Yemen'in Ankara Büyükelçisi Abdullah Ali Fadhel Al Saadi, Yemen hükümetinin ülkenin yüzde 85'ini kontrol altında tuttuğunu belirterek, ''Yemen'de ciddi anlamda insani kriz yaşanıyor. Bunun tek sebebi ise Husiler ve bunlara destek veren İran'dır. Yemen'deki savaş ancak Husiler silah bırakırsa biter. Silahlarını teslim etmek zorundalar çünkü başka seçenekleri kalmadı." dedi.
Türk Arap Medya Derneği'nce (TAM) düzenlenen "Elçi Konuşmaları" serisinin ilki ''Yemen'de neler oluyor?'' başlıklı toplantı, derneğin Vefa'daki salonunda yapıldı.
Yemen'in Ankara Büyükelçisi Abdullah Ali Fadhel Al Saadi, toplantıda, Yemen'de Arap Baharı ve sonrasında yaşanan gelişmeleri ve savaşa giden süreci anlattı.
Saadi, 24 Haziran'daki seçimle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişin Türk halkına hayırlı olmasını dileyerek, "Türk halkını bu seçimden dolayı tebrik ediyorum. Bu yeni sistemle Türkiye, ekonomik kalkınmada büyük bir atılım yapacaktır." diye konuştu.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine değinen Saadi, "O gece Yemen'deydik. Sabaha kadar Türkiye ve Türk halkı için dua ettik. Türk halkı canı pahasına darbeye karşı durdu. Cumhurbaşkanı'nı, hükümeti ve Türk halkını darbeye karşı duruşundan dolayı tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Saadi, Yemen'de yaşanan krizinin, Türkiye'de gerçekleştirilmeye çalışılan darbeye benzer bir girişimle başladığını ve bunun da savaşa dönüştüğünü anlattı.
Husilerin Yemen'de yasal ve meşru hükümeti devirerek ülkede krizle başlayan savaş sürecini başlattığını belirten Saadi, şöyle devam etti:
''2011 yılında Arap dünyasında başlayan Arap Baharı, Yemen'de de gösterilere neden oldu. Halk daha iyi bir yaşam için sokaklara döküldü. Yemen hükümeti ise halkın bu hak arayışına silahla karşılık verdi, çok sayıda insan öldürüldü. Halk ise 'Yemen bir kaosa sürüklenmesin, sivil bir savaş çıkmasın.' diye geri adım attı. Eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih, göstericilerle uzlaşmaya çalıştı ve birlik hükümeti önerisinde bulunarak anayasayı gözden geçirecek, bir komite kurulması teklifini getirdi. Fakat muhalifler bunu vakit kaybı olarak değerlendirip uzlaşmaya yanaşmadı. Salih'in haftalar sonra yıl sonunda istifa etmeyi ve yönetimi sivil bir hükümete devretmeyi önermesi de daha erken istifa bekleyen muhalifleri tatmin etmedi. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), Salih'e, görevini yardımcısına devretmesi halinde yargılanmama sözü verdi. Salih ise daha önce üç kez anlaşmayı imzalamayı reddetmişti. Ali Abdullah Salih, 23 Kasım 2011'de, KİK girişimiyle varılan yetki devrine yönelik anlaşmayı Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da imzaladı. Böylece 33 yıllık Salih hükümeti son buldu."
KİK'in, Milli Diyalog Konferansı düzenleyerek Yemen'de geçici hükümetin kurulması ve yeni anayasaya geçişi sağlamaya çalıştığını anlatan Saadi, "Diyalog konferansına tüm partiler, bağımsızlar ve sivil toplum kuruluşlarından katılım oldu. Aynı şekilde Husilere de diyalog çağrısı yapıldı. Abdurabbu Mansur Hadi ile başlayan yeni süreçte de sorunlar çözülmedi. Tüm bu siyasi gelişmelere rağmen Husi milisler Ali Abdullah Salih ile iş birliği yaparak başkent Sana'da darbe gerçekleştirerek, yönetime el koydu. Hadi, Milli Birlik Hükümeti'nde sorunları çözmeye çalışmasına rağmen Husiler yeni hükümete, yeni anayasaya karşı çıktı."
"Husiler işkence ve cinayetlerine davam ediyor"Saadi, Husilerin silahlı terörist bir grup olduğunu, maddi ve askeri açıdan İran'dan destek gördüğünü savundu.
Husilerin Sana'da gerçekleştirdikleri darbe girişiminden sonra İran'ın "Sana artık bir İran şehri" demeye başladığını öne süren Saadi, şunları aktardı:
"Başta Suudi Arabistan olmak üzere birçok ülke buna karşı bir duruş sergiledi. Ayı şekilde seçilen hükümet de Yemen'de barışın sağlanması için çaba gösterdi. Husiler, meşru ve yasal iktidarları devirerek Yemen'i İran'a bağlı bir ülke haline getirmek istedi. Tüm barış görüşmelerinde anlaşmalara yanaşmadılar ve barış için hiçbir çaba göstermediler. Taiz hala abluka altında ve burada çatışmalar devam ediyor. Husiler, uluslararası yasalara aykırı bir şekilde cinayetlerine ve işkencelerine devam ediyor."
Kuveyt'de 4 ay süren diyalog görüşmeleri sonunda yasal hükümet BM temsilcisinin barış önerisini imzalarken Husilerin anlaşmayı imzalamadığını dile getiren Saadi, "Çünkü İran anlaşmayı imzalamalarına onay vermedi. Husiler, terörist ve darbeci bir örgüt ve silah gücüyle Yemen'de kendi iktidarlarını kurmak istiyorlar. Allah'ın adına Yemen'i yönetmek istediklerini söyleyen mezhepçi bir grup. Yemen halkına çok büyük bir kötülük yaptılar ve hala yapmaya devam ediyorlar." diye konuştu.
"Husilerin teslim olmaktan başka seçeneği yok"Büyükelçi Saadi, şu anda hükümetin ülkenin yüzde 85'ini kontrol altında tuttuğunu, Husilerin ise teslim olmaktan başka seçenekleri olmadığını kaydetti. Saadi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yemen'de ciddi anlamda insani kriz yaşanıyor. Bunun tek sebebi ise Husiler ve bunlara destek veren İran. Husiler, siyasi ve askeri üstünlük sağlamak için Yemen halkını istismar ediyor. Onlar üzerinden amaçlarına ulaşmak istiyor. İran görünürde Yemen'in iç işlerine karışmıyor gibi ama gerçekte Husilere destek vererek Yemen'i kontrol altına almak ve yönetmek istiyor. İran'ın, Yemen ile ilgili projesi, Allah'ın izni ile çökecek. Yemen'deki savaş ancak Husiler silah bırakırsa o zaman biter. Silahlarını teslim etmek zorundalar çünkü Husilerin başka seçenekleri kalmadı."
Birleşmiş Milletler'de alınan karar doğrultusunda devam eden Hudeyde operasyonunun başarılı olacağına inandıklarını ifade eden Saadi, "Hudeyde Limanı Husilerden alındıktan sonra bu grubun kontrolündeki diğer şehirler tek tek alınacak. Husiler işgal ettikleri tüm bölgeleri boşaltmak zorunda kalacak. Yasal hükümet Yemen'de barışın sağlanması için her tür çabayı gösteriyor. Hükümet onlara kendileri çekilsinler diye zaman ve fırsat veriyor. Fakat kötü olan Husiler, bulundukları bölgelerde hendek kazıyor, halkı canlı kalkan olarak kullanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'ye insanı yardım için minnettarız"Yemen'in Ankara Büyükelçisi Abdullah Ali Fadhel Al Saadi, Yemen'de yaşanan krizde her türlü insani yardımı gönderen Türkiye'ye minnettar olduklarına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Yemen halkından desteğini esirgemeyen Türkiye'ye minnet borçluyuz. Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ekonomik olarak Yemen'e yardım etmeye çalışıyorlar. Aynı şekilde, Türkiye'den gelen yardımlar hükümet tarafından ülkenin her yerine ulaştırılmaya çalışılıyor. Hatta Husilerin kontrolünde olan bölgelere bile gönderiliyor. Ama insani yardımların ulaştığı Hudeyde Limanı şu anda Husilerin kontrolünde ve bu yardımların ulaşmasına engel oldukları gibi gelen mallara da el koyarak pazarlarda satıyorlar. Ama biz en yakın zamanda Hudeyde Limanı'nı Husilerden alacağız."
Muhabir: Gülsüm İncekaya, Selin Çalık Muhasiloviç