Dünya

Yemen'de ortam BAE'nin çıkarlarına göre düzenleniyor

90'lı yıllardan bu yana Salih rejimini düşman addeden ve onunla mücadeleyi hedef belirleyen ayrılıkçı güney hareketi ile Salih rejimi kalıntıları, BAE'nin çıkarları için Yemen hükümetine karşı aynı cephede yer alıyor.

Yemen'de ortam BAE'nin çıkarlarına göre düzenleniyor
09-06-2020 19:57

Aden

Yemen'deki ayrılıkçı Güney Geçiş Konseyi (GGK) ile devrik Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih'in bugünkü temsilcilerinin, meşru hükümet güçlerine karşı Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) çıkarlarına hizmet ettiği belirtiliyor.

Ülkenin güneyinin kuzeyinden ayrılması için meşru Yemen hükümetine karşı silahlı isyan başlatan BAE destekli GGK ile hükümet güçleri arasında geçen yıl ağustos ayından bu yana çatışmalar yaşanıyor.

Bu çatışmaların başladığı tarihten bu yana ise BAE'nin desteklediği "kuzey" askeri güçlerine de GGK'nın yanında yer alma ve hükümet güçlerine karşı onlara mühimmat ile savaşçı desteği verme suçlaması yöneltiliyor.

Söz konusu desteğin de en çok, ülkenin güneyindeki Ebyen kentinde mayıs ayında çıkan çatışmalarda kendini gösterdiği aktarılıyor.

Hükümet yanlısı aktivistler, Ali Abdullah Salih'in kardeşinin oğlu Tuğgeneral Tarık Salih'in Ebyen'deki çatışmalara katılarak GGK'nın yanında yer aldığına ilişkin delillerin bulunduğunu söylüyor. Yerel basının askeri kaynaklara dayandırarak verdiği haberlerde de Batı Sahili'nden Aden'e silah ve savaşçı desteği geldiği ifade ediliyor.

Aynı kaynaklar, Tarık Salih'e bağlı güçlerin Ebyen'deki Zencibar kentinde hükümet güçlerine karşı savaşmak için GGK'nin kontrolündeki Aden'in batısında bulunan askeri kamplarda yeniden tertip edildiğini belirtiyor.

Yemen'in son 30 yılına bakıldığında ise ayrılık isteyen güney hareketinin Ali Abdullah Salih'in uzantılarına kucak açması tuhaf karşılanıyor. Nitekim Ali Abdullah Salih, Mayıs 1994'te Güneye savaş açmakla suçlanan bir liderdi.

Ortam BAE'nin çıkarlarına göre düzenleniyor

Ali Abdullah Salih'in yeğeni Tarık Salih, başkent Sana'da müttefikleri Husiler tarafından amcasının öldürülmesinin ardından Aralık 2017'de Aden'e geldi.

Salih'in Aden'e gelişi, 1994 yılından bu yana Salih rejimini düşman addeden ve onunla mücadeleyi hedef belirleyen GGK yöneticileri tarafından memnuniyetle karşılandı.

Karşıtlar nasıl aynı safta toplandı?

Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri meşru hükümete destek için 2015 yılında ülkeye girdiğinden beri BAE, bu koalisyonun en öne çıkan isimlerinden oldu.

BAE koalisyon çatısı altında Yemen'e giren bir ülke olmasına rağmen, burada hükümeti değil, darbe yapan taraflardan Ali Abdullah Salih rejimini ve büyük oğlu Ahmed'i destekledi.

Siyasi kaynaklara göre, Abu Dabi yönetimi yine bu kapsamda, Salih yanlısı eski istihbarat şeflerinden Hamud es-Sufi'ye, meşru hükümetin öne çıkan isimleri ve Yemen ordusunu karalamak, BAE'nin Yemen'deki rolünü ise parlatmak üzere medya şebekelerinin idaresi görevini verdi.

Darbeyi gerçekleştiren taraflar olan Husiler ile Salih arasındaki ittifakın Aralık 2017'de bozulmasının ardından ise Husilere cephe alan BAE'nin Salih yanlısı tavrı daha da gün yüzüne çıktı.

Abu Dabi yanlısı sosyal medya kullanıcıları ve medya kuruluşları, 2 Aralık 2017'de Husiler ile Salih arasında Sana'da başlayan çatışmaları "halk ayaklanması" olarak nitelendirdi.

Ordunun mühimmat depolarına el koyan Husiler, "Sana kordonu" olarak nitelendirilen kabileleri büyük ölçüde etkisiz hale getirdi. Taraflar arasındaki çatışmaların alevlenmesinin ardından Salih, 4 Aralık 2017'de Husiler tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü.

Salih rejimindeki sembol isimler Aden'e döndü

Bu yenilgi, bazı Salih rejimi sembol isimlerin Tarık Salih liderliğinde güneye kaçmasına neden oldu. Söz konusu gelişme de Yemen'deki çatışmaların seyri açısından tuhaf bir yol ayrımı oluşturdu.

Tarık'ın, BAE güçlerinin doğrudan denetimi altında yeniden düzenlediği Cumhuriyet Muhafızları birliklerindeki yüzlerce asker ve subay Ocak 2018'de Aden'e geçti.

Söz konusu güçlerin şu andaki boyutu bilinmiyor. Askeri kaynaklar bu güçlerin 4 tugay halinde 20 bin savaşçıdan oluştuğu ihtimali üzerinde duruyor.

Bu adım, hükümetin kaygılanmasına ve dönemin Başbakanı Ahmed Ubeyd bin Dağr'ın Savunma Bakanlığı kontrolüne girmeyen hiçbir gücün kabul edilmeyeceği yönünde açıklamada bulunmasına yol açtı.

Bu güçler, güney ile kuzeyin ayrılması çağrısında bulunan "Güney Direniş Kuvvetleri" olarak bilinen önde gelen taraflara büyük darbe vurdu.

GGK Başkanı Aydarus ez-Zubeydi Şubat 2018'de Tarık Salih'e desteğini ve ittifaka hazır olduğunu duyurmasının ardından güney hareketindeki ilk ayrılık tohumları silah arkadaşları arasında atılmaya başladı.

Bu nedenle GGK'nın birçok oluşumu içerisinden çatlak sesler yükseldi. Söz konusu oluşumlar destekçilerinin GGK karşıtı gösterilere katılmaları ve geçen mayıs ayında Aden'den ayrılmasını talep etmeleri konusunda yeşil ışık yaktı.

Gözlemciler, GGK'nın sembol isimlerinin yirmi yılı aşkın süredir kendilerine karşı devrim çağrısında bulunan düşmanlarıyla ittifakı kabul etmesinin GGK'nın saygınlığına ciddi zararlar verdiğini savunuyor.

GGK'nın imajı güney sahasında da sarsıldı ve GGK koalisyon güçlerinin hedeflerinden uzak kendi hedeflerini gerçekleştirmekle suçlanan BAE'nin isteklerini yerine getiren bir maşa olarak görülüyor.

Aynı şekilde ayrılıkçılara destek vermekle suçlanan Tarık Salih de BAE'nin taleplerinin peşinde sürüklendi.

Salih'e yakın bir gazeteci olan Nebil es-Sufi, geçen mayıs ayında Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “kutsal birlik” sloganının sadece güneye karşı düşmanca bir slogan olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Sufi, birlik adı altında şantaj yapanlara boyun eğmemek gerektiğini, aksi takdirde bu kişilerin 2011'de devrim sloganı altında gençlere yaptıklarının aynısını yapacaklarını ve insanları kendi çıkarlarının peşinden sürükleyeceklerini kaydetti.

Uzmanlar bu tutumların söz konusu tarafların herhangi bir ulusal projesi bulunmadığını ve Abu Dabi'nin Yemen'deki çıkarlarına göre hareket ettiklerini gösterdiğini savunuyor.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER