KAHRAMANMARAŞ
Büyük Birlik Partisi (BBP) avukatlarından Kemal Yavuz, partinin kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin 25 Mart 2009'da hayatını hayatını kaybettiği helikopter kazasında, GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili "nitelikli hırsızlık"tan yargılanan sanıklardan eski yarbay Davut Uçum'un mahkemedeki ifadelerine ilişkin, "Sanıklar, olayın sabotaj olduğunu bilimsel verilerle beyan ettiler. Bu bakımdan yargılama bizim için önemli olmuştur." dedi.
Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Göksun Asliye Ceza Mahkemesinde önceki gün görülen davaya talepleri üzerine taraf olduklarını belirterek, bu sayede sanıklara soru sorma hakkı elde ettiklerini ve bunun da kendileri için önemli olduğunu söyledi.
Sanıklardan eski yarbay Davut Uçum'un daha önceki duruşmada "Ben bu olayın suikast olduğuna inanıyorum." dediğini anımsatan Yavuz, şöyle devam etti:
"Bu celsede sanığa 'Bu olayın suikast olduğunu nereden anladınız?' diye sordum. Böyle bir kazaya 3 kişilik kaza kırım ekibi gönderilmiş olmasının yanlış olduğunu, motorun havada durmadığını, motor gücüyle dağa çarptığını, antenin sökülmüş bir şekilde karın üstünde durduğunu, çarpmaya bağlı olarak kırılmadığını belirterek, bu sebeplerle suikast olduğunu anladığını söyledi." ifadelerini kullandı.
Yavuz, sanık Uçum'un "Bana göre bu olay bir suikasttir. Ben bunun kaza olduğunu düşünmüyorum ancak kaza süsü verildiğini düşünüyorum." beyanında bulunduğunu dile getirerek, bunun sanıklar tarafından ifade edilmiş olmasının kendileri için son derece önemli olduğunu vurguladı.
Sanıklardan Nedim Bakırhan'ın da ifadesinde "kabloların kesik olduğunu, antenin çekilip atıldığını" söylediğini anımsatan Yavuz, şöyle konuştu:
"Biz de ELT cihazının önceden olmadığını, kaza kırım ekibinin beraberinde götürdüğü Kenan Köksal tarafından sonradan takıldığını zaten iddia ediyorduk. Sanıklar tarafından bunun bir anlamda da ispatı anlamına gelen açıklamalar yapıldı. Bunlar önemliydi. Kendilerine GPS cihazını neden söktüklerini, özellikle kokpitten paneli söken iki kişi olduğunu, bunun kim olduğunu sorduk. Bilmediklerini iddia ettiler ama içlerinden iki kişinin olduğunu biz biliyoruz.
Kendileriyle ilgili kısmı inkar ettiler. Sanıklar, olayın sabotaj olduğunu bilimsel verilerle beyan ettiler. Bu bakımdan yargılama bizim için önemli olmuştur."
"Bu dosya ana dosyayla birleştirilmeli"Yavuz, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca ana dosyaya ilişkin soruşturmanın devam ettiğini anımsatarak, Göksun'daki bu davanın da ana dosyayla birleştirilmesi gerektiğini mahkeme heyetine anlattıklarını belirtti.
Eylemin Kahramanmaraş merkez sınırları içinde gerçekleştiğini dile getiren Yavuz, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Göksun'un yetkisiz olduğuna dair ısrarımızı devam ettireceğiz. O yargılamanın oradan Kahramanmaraş'a alınmasını sağlamak istiyoruz. Sanıklar cezaevinde ama bizim dosyamızdan tutuklu değiller. Biz bizim dosyamızdan da sanıkların tutuklu yargılanması gerektiğini, bunun örgütlü bir suç olduğunu, bu suçu gerçekleştirirken amaçlarının, Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin suikaste uğratılması olan ana suçun araç suçlarla örtülmeye çalışıldığını, suç delillerinin gizlenerek eylemin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ısrarla beyan ettik. Mahkeme bu hususları araştıracak."
Büyük Birlik Partisinin (BBP) kurucu Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin 25 Mart 2009'da hayatını hayatını kaybettiği helikopter kazasında, GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili "nitelikli hırsızlık suçundan" yargılanan 10 sanık arasında bulunan eski yarbay Davut Uçum, 7 Kasım'da Göksun Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile katılmış ve "Daha önceki savunmamda da beyan ettiğim gibi bir cinayet olayı hırsızlık eylemine indirgenerek basitleştirilmeye çalışılmaktadır." ifadesini kullanmıştı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsü sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişiminde bulunup 2 polisi şehit eden örgütün suikast timinde yer alan eski yarbay Davut Uçum'a "Anayasa'yı ihlal", "cumhurbaşkanına suikast" ve 2 kez "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme" suçunu işlediği gerekçesiyle 4 kez ağırlaştırılmış müebbet, "nitelikli kasten yaralama"dan 6 yıl, "nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 18 yıl hapis cezası verilmişti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com