Gündem

Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasındaki 'ihmaller' mütalaada

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Yazıcıoğlu ile beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili 9 üst düzey kamu görevlisinin yargılandığı davada sunduğu mütalaada, kazadan sonra yaşanan ihmallere yer verildi.

Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasındaki 'ihmaller' mütalaada
26-12-2020 03:06
Ankara

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindeki 5 kişinin can verdiği helikopter kazasıyla ilgili 9 üst düzey kamu görevlisinin yargılandığı davada sunduğu esas hakkında mütalaada, sanıklara ilişkin değerlendirme bölümünün başlangıcında, helikopter pilotu Mustafa Kaya İstektepe'nin önceden bildirdiği uçuş ve cep telefonu sinyal bilgileri ile helikopterin geçmesi muhtemel hava sahası bölgelerinde yaşayan vatandaşların beyanları doğrultusunda kaza yerinin kısa sürede tespit edilebileceği vurgulandı.

Kahramanmaraş Valiliğinden, ilçe kaymakamlıkları aracılığıyla kazanın kendi bölgelerinde olup olmadığı araştırılması istenilmesine rağmen etkin ve ciddi bir çalışma yürütülmediğine işaret edilen mütalaada, "Arama kurtarma faaliyetinde etkin olan İl Jandarma Komutanlığının ise karakollara ve köylere haber verilip bilgi toplanması talimatı vermesine karşın, bu talimatın bazı karakollara geç ulaştırıldığı, böylece yerel ve yöresel bilgi kaynaklarının da tespitinde gerektiği ve beklendiği ölçüde hız ve sorumlulukla hareket etmediği anlaşılmıştır." tespitine yer verildi.

Kazada yaralanan gazeteci İsmail Güneş'in, 112 Acil Servis merkezini aradığı, kaza yerinin tespit edilmesi için Güneş'in telefon numarasının jandarma ve emniyet birimlerine ulaştırıldığı ifade edilen mütaalada, söz konusu kolluk kuvvetlerinin, yer tespitine ilişkin saat 16.00'ya kadar TİB'e herhangi bir yer tespiti talebinde bulunmadıkları vurgulandı.

Kazadan saatler sonra yer tespitine yönelik ilk talebin TİB'e Başbakanlıktan bir görevli ile Yozgat İl Jandarma Asayiş Müdürlüğünden bir asker tarafından iletildiği, bunun üzerine TİB jandarma temsilcisi Yaşar Kalkan'ın durumu eski TİB Başkan Yardımcısı Basri Aktepe'ye ilettiği, onun da tekniker Yusuf Tarcan'ı görevlendirdiği aktarılan mütalaada, saat 16.25'te elde edilen 1 kilometre eninde 30 kilometre boyunda harita içermeyen yoruma muhtaç bilgi formu oluşturulduğu anlatıldı.

Bu bilginin Kalkan tarafından saat 16.27'de Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Dairesine iletildiği bildirilen mütaalada, Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğünün de yer tespit talebini gecikmeli olarak Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat Dairesi üzerinden 16.30'da TİB'e gönderdiği belirtildi.

Kaza yerinin tespiti için sorumlu olan görevlilerin insiyatif kullanmadıkları vurgulanan mütalaada, şu tespite yer verildi:

"TİB tarafından elde edilen bilginin aynısı EGM temsilcisine verildiği, cep telefonu sinyal bilgisi ve GSM numarasından yer tespiti ile ilgili konuda İl Jandarma ve İl Emniyet Müdürlüğünün sahip oldukları sorumlulukla bağdaşık hız ve seviyede TİB EGM temsilcisi Hüseyin Keskinkılıç,

JGK temsilcisi Yaşar Kalkan'ın zamanında inisiyatif kullanamayarak, bölgenin haritalarının hazırlanmasında gecikmelerin yaşanmasına neden oldukları, konunun hayati değerle ilgi aciliyetine rağmen Süleyman Akdoğu'nun çalışmalarında yeterli özeni göstermediği,

İl Emniyet Müdürlüğü bildiriminin içeriği ve aciliyeti karşısında, Gürsel Aktepe'nin, istenen hız ve etkinlikte inisiyatif kullanmayarak süreçte uzama ve aksaklıklara yol açtığı anlaşılmıştır."

"Hayati öneme haiz bilgiler iletilmedi"

TİB'in saat 16.25'te haritaya bağlı olmayan yoruma muhtaç bilgisinin ardından bu kez Turkcell ve Avea tarafından kaza yerine ilişkin yaklaşık değerlerin sayısal olarak bildirildiği kaydedilen mütalaada, Kalkan'ın bunları harita üzerinde değerlendirmesi için izinli olan Süleyman Akdoğu'yu karargaha çağırdığı ifade edildi.

Akdoğu'nun da saat 17.00'de görev yerine geldiği, sayısal bilgi analizi ile oluşturduğu haritanın saat 17.15'te Kahramanmaraş İl Jandarma İstihbarat Şubeye iletildiği bildirilen mütalaada, şunlar kaydedildi:

"Bölgedeki vatandaşlar ve bazı yetkililerin kazanın 'Keş Dağı'nın yüksek noktalarında olabileceği, aramanın burada yoğunlaşması' yönünde güçlü ifadeleri değerlendirme dışı tutulup, bir sonraki gün yürütülecek arama kurtarma planlarına dahil edilmediği, arama kurtarma faaliyetini yürütenler için hayati öneme haiz bilginin bir şekilde iletilmediği, bazı bilgiler yeterli değerlendirmeden geçirilmeden önemsenip, bunun sonucu gereksiz yere birtakım yerlerin defalarca arandığı, bunun hedefe ulaşma sürecinde aksama ve gecikmelere neden olduğu, kaza olay yeri koordinatörü ve onun yetki verip,

görevlendirmesiyle bu iş yönünden kriz merkezi yönetiminin asıl sorumluluğu işi etkin bir şekilde yürütüp yerine getirmesi iken planlama, örgütleme, personel yönetimi, yönetme ve yönlendirme, raporlamada, koordinasyon çerçevesinde idari amacı gerçekleştirmek için başarılı, etkin bir çalışma yürütemediği,

krize çare bulmak yerine kendi içinde kaos ve karmaşaya neden olup, zaman içinde bilinen ve beklenen çerçevede kriz merkezi niteliğine ulaşamadığı,

bu halin de sürecin uzaması ile toplumda hassasiyete neden olduğu, ortaya çıkan bazı aksaklıkları gözden uzak tutacak şekilde ceride kayıtları oluşturulmuştur."

Arama kurtarma faaliyetlerine ilişkin hazırlanan raporlarda, bazı olumsuzluk ve gecikmeler için ilaveler yapıldığı kaydedilen mütalaada, özellikle ilk güne yönelik faaliyetlerin başlangıç saatinin doğru gösterilmediği aktarıldı.

Bütün bu gelişmelerin, kazaya ilişkin şüphelerin ciddi ölçüde artmasına neden olunduğu vurgulanan mütalaada, arama kurtarma faaliyetlerine katılan sanıkların yönetmelik hükümlerine aykırı bir şekilde görevlerinin gereklerine uygun davranmadıklarının altı çizildi.

Mütaalada, bu tutumlarıyla mağduriyete neden olan sanıkların görevi kötüye kullanma suçu işledikleri aktarıldı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER