TBMM
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Varlık barışı uygulamasından yararlanarak, yurt dışındaki varlıklarını Türkiye'ye getirmek isteyen yatırımcıların tebliğ düzenlemesi yapılmasını istediklerini belirterek, "Yapmış olduğumuz ikincil düzenleme taslağını kamuoyu ile paylaştıktan sonra son şeklini verip Resmi Gazete'de yayımlayacağız." dedi.
Ağbal, Maliye Bakanlığının 2017 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Komisyon üyelerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Kamu alımlarında yerli üretimin bir kaldıraç olarak kullanılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ağbal, Kamu İhale Kanunu'nda bu konuda kapsamlı bir düzenleme yapılmasının önemine işaret etti.
Bu kapsamda ilgili bütün kurumların bir araya gelerek kalkınma ve yerli üretimi sağlayacak çerçeve düzenleme yaptıklarını dile getiren Ağbal, şunları söyledi:
"Bu düzenleme asla herhangi bir kişiyi, grubu özel olarak kamu ihaleleri sistemi dışında, rekabetin olmadığı bir ortamda yarışma içine sokma niyetinde değil ama cazibe merkezleri programı kapsamındaki 23 ilde eğer üretimi artırmak istiyorsak ihale sistemi içinde imkanlar üretebiliriz. Bunlardan bir tanesi belirli mal ve hizmetlerin sadece burada yapılan üretimden tedarik edilmesi. Yani burada üretim yapan işletmelerin katılacağı ihalelerin yapılması. İkinci olarak da Türkiye'nin farklı yerlerinde üretim yapan işletmeler ihaleye katılsa bile program kapsamındaki illerde üretim yapan işletmelere yüzde 15 oranında maliyet avantajının sağlanması."
Varlık barışı
Varlık barışına ilişkin soruları da yanıtlayan Ağbal, başvuru süresinin 31 Aralık'ta sona ereceğini hatırlattı.
Ağbal, konuyla ilgili yoğun bir tanıtım çalışmasına başlayacaklarını bildirerek, "Özellikle yurt dışındaki varlıklarını Türkiye'ye getirmek isteyen yatırımcılarımız bir tebliğ düzenlemesinin yapılmasını istiyor. Bu konuda ilgili kuruluşlar, bankalar, finans kuruluşları, yatırımcılarla, danışmanlık şirketleri ile yoğun görüşmelerimiz oldu. Bu kapsamda yapmış olduğumuz ikincil düzenleme taslağını kamuoyu ile paylaştıktan sonra son şeklini verip Resmi Gazete'de yayımlayacağız." diye konuştu.
Ağbal, sosyal güvenlik prim yapılandırmasından elde edilen gelirlere dair de bilgi veren Ağbal, 22 Kasım itibarıyla yapılandırma sonrası borç tutarının Sosyal Güvenlik Kurumu için 32 milyar lira olduğunu ifade etti.
"Bakanlık olarak 10 yıllık karnemiz orta"
Yakın bir zamanda kamu mali yönetimine ilişkin idari kapasiteyi güçlendirecek büyük bir eğitim merkezini hizmete açacaklarını bildiren Ağbal, "Burada binlerce kamu çalışanı, mali konularda görev alan arkadaşlarımızı eğitimlere alacağız, uzaktan eğitim yöntemlerini kullanacağız. Sayıştay Başkanlığımızla bu merkezi ortak kullanmayı planlıyorum." diye konuştu.
Siyasi irade olarak saydamlığı ve hesap verebilirliği artırma noktasında iradelerinin tam olduğunun altını çizen Ağbal, şu ifadeleri kullandı:
"Bu konuda atmamız gereken her türlü yasal ve idari tedbirleri aldık, almaya da devam edeceğiz, bunları güçlendireceğiz. Burada önemli olan ne? İşin idare, bürokrasi tarafında farkındalık üretmek, bu konularda idari kapasiteyi geliştirmek, Sayıştayın denetim kapasite ve kabiliyetini geliştirmek, Maliye Bakanlığı ile Sayıştay Başkanlığının sistem üzerinde gözetim, denetim ve izleme fonksiyonunu ortak bir çerçevede geliştirmek. Bunları inşallah hep beraber yapacağız ama 10 yıllık karnemize baktığımız zaman hem kamu idareleri hem Maliye Bakanlığı olarak karneye ben de orta veriyorum, pekiyi veremiyorum."
"Dolaysız vergiler hala düşük"
Ağbal, dolaysız vergilere ilişkin soruları da yanıtlayarak, Türkiye'de sosyal güvenlik primleri dahil vergi gelirlerinin toplam milli gelir içindeki payının OECD ortalamalarının altında olduğunu belirtti.
Bu kapsamda vergi adaleti noktasında Türkiye'nin katedeceği çok mesafe olduğunu ifade eden Ağbal, "Her ne kadar son yıllarda kayıtdışı ekonomiyi azaltsak bile dolaysız vergiler hala düşük düzeylerde." dedi.
Küresel krizden sonra global vergi rekabetinin çok daha ön plana çıktığını anlatan Ağbal, AB ile ABD arasındaki ekonomik kavganın merkezinde vergi rekabetinin bulunduğunun altını çizdi.
Sosyal güvenlik harcamaları konusundaki eleştirileri de cevaplandıran Ağbal, SGK'nın bütçesinin yıldan yıla arttığını söyledi.
Sosyal güvenlik açıklarına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Ağbal, "Bu noktada bakıldığı zaman özellikle SGK'ya yönelik açık finansmanının milli gelire oranı aşağıya geliyor ama rakam olarak baktığımız zaman yukarı çıkıyor." ifadelerini kullandı.
Özellikle AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılında emekli aylıklarının geçim şartlarına oranla son derece yetersiz kaldığını ifade eden Ağbal, 2009 sonrasında sosyal güvenlik harcamalarını tetikleyen önemli unsurlardan bir tanesinin emekli aylıklarına yapılan artışlar olduğunun altını çizdi.
Muhabir: Erdal Çelikel-İbrahim Yılmaz
dikGAZETE.com