Özel Haber

Yaşam Partisi’nden Yargıtay aracılığı ile AK Parti’ye DSÖ ve ‘pandemi’ uyarısı!

Dayatmasız Yaşam Partisi, Yargıtay’a başvurarak AK Parti Genel Başkanlığı’nı hazırlanan dilekçeyle DSÖ’nün pandemi sözleşmesine karşı uyardı

Yaşam Partisi’nden Yargıtay aracılığı ile AK Parti’ye DSÖ ve ‘pandemi’ uyarısı!
21-04-2022 10:21

HABER MERKEZİ

Kurucu Genel Başkanlığını Avukat Hacı Ali Özhan’ın yaptığı Dayatmasız Yaşam Partisi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) pandemi sözleşmesine karşı, hazırlanan dilekçe ile AK Parti Genel Başkanlığını uyardı.

DSÖ SÖZLEŞMESİNİN İMZALANMAMASI İÇİN…

Yaşam Partisi tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

“SPK m. 79 hükmü yönünden parti faaliyetlerinin izlenmesi amacıyla incelenmesi, araştırılması ve soruşturulması gerektiğinden, DSÖ'nün pandemi sözleşmesinin imzalanmaması için AK Parti Genel Başkanlığının uyarılması için Yargıtay Başsavcılığına başvurulmuştur.

“Münhasıran Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkili olduğu hususlara” (m.79) ilişkin emredici düzenlemeye aykırılık nedeniyle, AK Parti Genel Başkanlığının, kanuna aykırı faaliyeti durdurması için uyarı yazısı yazılması ile AK Parti tarafından yazıya olumlu cevap verilmemesi veya "Pandemi Hazırlığı ve Yanıtına İlişkin Sözleşmesinin" reddi yönünde oy kullanmayıp imzalanması halinde, SPK m. 104 uyarınca Anayasa Mahkemesinde ihtar davası açılması arz ve talep edilmiştir.

Yaşam Partisi’nin “Twitter” hesabı @DayatmasizYP üzerinden yapılan açıklamada “Dilekçe metni”ne de yer verildi.

.

dikGAZETE.com

Dilekçe Metni şöyle:

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ANKARA

1- OLAY / VAKIA;

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) genel kurulu olan Dünya Sağlık Meclisinde yapılan toplantıda “Pandemi Hazırlığı ve Yanıtına İlişkin Bir DSÖ Sözleşmesi, Anlaşması veya Başka Bir Uluslararası Araç Geliştirilmesini Görüşmek Amaçlı Özel Oturumu Düzenlenmesi” kabul edilmiş ve Dışişleri Bakanlığının web sitesinde yazdığı üzere "Dünya Sağlık Asamblesi Özel Oturumu ise 29 Kasım-1 Aralık 2021 tarihlerinde pandemilere karşı hazırlık ve mukabele alanında yeni bir DST sözleşmesi, anlaşma veya diğer bir hukuki belgenin istihsali gündemiyle gerçekleştirilmiştir. (ek-1)

Sn. Erdoğan BM 76. Genel Kurulunda yaptığı 21.09.2021 tarihli konuşmada "Dünya Sağlık Örgütü’nün güçlendirilmesi ve salgınlara karşı sözleşme hazırlanması girişimlerini destekliyoruz." denmiş, Sağlık Bakanı DSÖ genel oturumda “Mevcut salgını sona erdirmek, bir sonrakini önlemek: birlikte daha sağlıklı, daha güvenli ve daha adil bir dünya inşa etmek” başlıklı konuşmasıyla görüşünü beyan etmiştir.

Pandemi Sözleşmesi hazırlanması için 30 Mart 2021 tarihinde girişimin başlatıldığı, 42 ülkeden oluşan bir Dostlar Grubunın öncülük ettiği, ülkemizin de Dostlar Grubu’na üye olduğu https://www.mfa.gov.tr/who.tr.mfa belirtilmiştir. (ek-1) DSÖ web sitesinde nisan ayında toplantıların yapıldığı belirtilmektedir. https://inb.who.int/ (ek-2) Açıklamalardan anlaşıldığına gore, ulusların münhasıran yetkisinde bulunan sağlık konusunda DSÖ kararlarının zorunlu uygulanması için hazırlıklar yapıldığı görülmekte, ağustos 2022 ayına kadar taslağın imzalanarak 2023 yılında 76. Dünya Sağlık Asamblesine sunulacağı belirtilmektedir.

2- DEĞERLENDİRMEMİZ;

DSÖ tarafından taslağı hazırlanan, ismi ve gerekçesi makul görülmekle beraber içerik ve asıl amacı farklı olan sözleşmeye göre, münhasıran Türkiye Cumhuriyetinin yetkileri arasında bulunan vatandaşların sağlıkla ilgili koruyucu, önleyici karar ve uygulamaların DSÖ’ye devredilerek sağlık politikalarına karışmasına neden olunacaktır.

DSÖ'nün Pandemi Anlaşmasına İlişkin İlk Açık Mektup yayımlayan sivil bir kuruluş, 8 Mart 2022 tarihinde "Önerilen DSÖ anlaşması gereksizdir ve egemenlik ve devredilemez haklar için bir tehdittir. DSÖ'nün haksız salgınlar ilan etme, insanlıktan çıkaran karantinalar uygulama ve halkın iradesine karşı pahalı, güvensiz ve etkisiz tedaviler uygulama konusunda boğucu gücünü artırıyor." ifadeleri ile tepki göstermektedir. (ek-3) https://worldcouncilforhealth.org/news/2022/03/pandemic-treaty/45591/

Dünya Sağlık Örgütü, covid19 salgını bahanesiyle tüm ülkelere dayattığı maske, aşı, pcr testi, hes kodu, tedavi protokolü, yasaklamalar, işyeri kapatmaları, karantina ve otopsi yasağı gibi sözde tedbirler nedeniyle, milyarlarca insanın mağduriyetine neden olmuştur.

DSÖ yetkililerinin açıklaması ve destekçisi olan Bill Gates tarafından yapılan açıklamalara göre, “yeni salgın çıkacağı ve kendisinden çok söz ettireceği” cocid19'u aratacağı, sivri sineklerden salgın yayılacağı, çiçek aşısına gerek olacağı gibi açıklamalar basında yer almakta, kitap ve broşürlerinde yazmaktadır. Anlaşılmaktadır ki, yeni bir hayali salgın senaryosu planlanmakta ve alınacak sözde önlem ve tedbirlerin ülke hükümetleri tarafından değil, bizzat DSÖ tarafından alınarak tüm ülkelerde zorunlu uygulanması amaçlanmaktadır.

DSÖ tarafından geçmişte yapılan kuş gribi, domuz gribi gibi salgınların gerçek olmadığı, maksatlı olarak ilan edildiği bilindiği gibi covid19 salgınının da sahte olduğu, dikkatle izlendiğinde rahatlıkla anlaşılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü'nün, uluslararası kuruluş özelliği kötüye kullanılarak ve bir grup kişi tarafından yönlendirilerek "yeni dünya düzeni - yeni normal - büyük sıfırlama" adı altında, insan soyuna karşı hak ihlallerine neden olacak, dünya tarihinde benzeri görülmemiş uygulama ve kararlar aldığı ve almaya devam edeceği anlaşılıyor.

Bu sözleşme ile DSÖ, adeta ülke hükümetlerinin yerine geçerek sözde hayali salgını önleyici tedbir adı altında 2020-2021 yılında yaşanan covid19 sürecinde ilk denemeleri yapılarak görülen, tüm ülkelerdeki işyerlerinin kapatılması, tüm okulların kapatılması, ülkeler arası ve şehirler arası ulaşımın yasaklanması, tüm dünyada pcr testi yaptırmayanların sokağa çıkamayacağı ve tüm ülkelerde sokağa çıkma yasağının uygulanması, herkesin hes kodu ile barkodlanması, tüm ülkelerin açık alanlarında maske takmanın zorunlu olması, her türlü ziyaret, toplantı ve görüşmelerin yasaklanması, salgın için belirlenmiş sözde tedavi şemasının tüm hastanelerde uygulanmak zorunluluğu getirilmesi, aşı olmak istemeyenlerin kamplarda yaşamaya zorlanması ve hatta zorla aşılama yapılması gibi muhtemel kararları alması mümkün hale gelecektir. Yapılacak sözleşme uyarınca DSÖ kararlarının, tüm ülkelerin güvenlik güçlerince zorla uygulanmasına sözde hukuki dayanak yaratılmak istenmektedir.

Anayasamızda doğuştan temel hak olarak nitelenerek 17. maddesinde düzenlenen vücut bütünlüğü ve yaşam hakkı ile kişinin maddi ve manevi varlığının korunması hakkı,(m 19) kişi hürriyeti ve güvenliği, (m. 23) yerleşme ve seyahat hürriyeti, (m. 35) mülkiyet hakkı, (m. 42) eğitim hakkının engellenmesi, (m. 48) çalışma hürriyetinin engellenmesi gibi her biri ayrıca Türk Ceza Kanununa göre suç olan maddeler ile diğer kişisel hak ve özgürlüklerin ihlali halinde yaşanan mağduriyetlerin durdurulması ve giderilmesi yargı denetimiyle mümkün olamayacaktır.

Bu nedenlerle DSÖ tarafından hazırlık aşamasında bulunan ve yürütme organımızı oluşturan AK Parti tarafından öncülük edilen ve imzalanacağı anlaşılan anayasa ve kanuna aykırı “mühhasıran Türkiye Cumhuriyetinin yetkisinde bulunan” konu hakkındaki iş bu sözleşme tasarısına, Türkiye’nin katılmaması ile ülkemizde uygulanmasının önlenmesi ihtiyacı bulunmaktadır.

3- SİYASİ PARTİLER KANUNU YÖNÜNDEN DURUM;

SPK m. 79 “…münhasıran Türkiye Cumhuriyetinin yetkili olduğu hususlara, diğer devletlerin, milletlerarası kuruluşların ve yabancı gerçek veya tüzel kişilerin karışmasını sağlamak amacını güdemezler, bu amaçlara yönelik faaliyette bulunamazlar” denmiştir.

Madde ile yasaklayıcı hüküm fikir bazında yasaklanmış olmakla beraber, partinin iktidar olması durumunda bu yasaklara aykırı işlem ve eylem yapamayacağı açıktır. Cumhurbaşkanı bulunan AK Parti genel başkanı ve partili bakanların faaliyetleri ile emirleri altında bulunan Birleşmiş Milletler ve DSÖ daimi temsilcilerinin faaliyetleri parti faaliyeti kapsamında sayılacaktır.

DSÖ tarafından yapılan bu sözleşme hazırlığına, ülkemizde yürütme organını temsil eden AK Parti genel başkanı olan Cumhurbaşkanı ile Dışişleri ve Sağlık Bakanının olumlu düşünce içinde oldukları ve dostlar grubu ismiyle öncülük ettikleri görülüyor.

Kanunun m. 98 “…iddianameye esas teşkil edecek olayların araştırılması ve soruşturulmasına yetkilidir. … partiden incelenmek üzere gerekli gördüğü belgeleri isteyebilir” hükmü ile (m. 102) siyasi partilerin faaliyetlerinin izlenmesi ve (m. 104) emredici hükümlerine aykırılık halinde Anayasa Mahkemesine başvurulacağı ve ihtar kararı verilebileceği düzenlemeleri bulunmaktadır.

4- ANAYASA YÖNÜNDEN HUKUKİ DURUM;

Anayasa m. 56 "Devlet herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak ...kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir." amir hükmü ile sağlık hizmetlerinin düzenlenmesinde, münhasıran devlet yetkili ve görevli kılınmıştır.

Anayasa m. 5 hükmünde devletin temel amaç ve görevinin, "kişilerin temel hak ve hürriyetleri ile insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır" denilerek belirlenmiştir.

Uluslar arası andlaşmalar (Any m. 90) bilineceği üzere, normlar hiyerarşisinde kanun hükmünde olup, Anayasaya aykırılık iddiasında bulunulamayacağı ve kanunlarla çelişmesi halinde dahi uygulanacağı hükmü bulunmaktadır. Uluslar arası andlaşmalar, Anayasanın üstünde değildir ancak anayasaya aykırılığının iddia edilememesi yönünden yargı yolu kapalı bulunmaktadır.

Bu nedenle DSÖ tarafından hazırlanan sözleşme tasarısı imzalanıp, TBMM tarafından onaylandıktan sonra uygulanabilir olacak ve yargı denetimi dışında kalacaktır.

Bu durumda anayasa m.15 hükmünde belirtilen savaş ve olağanüstü hallerde bile "kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz" denmesine rağmen, m.13 hükmüyle getirilen sınırlayıcı koşullar ve m.14 hükmüyle kötüye kullanılamamasına yönelik, anayasanın 40. maddesi gereği hak aramak için başvuru imkanı ortadan kaldırılmış olacaktır.

Sonuç: Yukarıda anlatılan nedenlerle ve resen nedenlerle,

Başsavcılığınızca SPK m. 79 hükmü yönünden parti faaliyetlerinin izlenmesi amacıyla incelenmesi, araştırılması ve soruşturulması gerektiğinden,

1- AK Parti genel başkanlığına yazı yazılarak, DSÖ tarafından hazırlanan "Pandemi Hazırlığı ve Yanıtına İlişkin Bir DSÖ Sözleşmesi" taslağı ile 30.03.2021 tarihinde başlatan "Dostlar grubuna" ilişkin bilgi ve belgelerin, Dünya Sağlık Asamblesi 01.12.2021 tarihli özel oturumu ile 03.03.2022 tarihinde yapılan toplantıya ilişkin toplantı gündemi, tutanağı, önerge ve kararların örneğinin istenmesini,

2- Türkiye Cumhuriyeti olarak verilen hazırlık çalışmaları, öneri ve desteği oluşturan karar ve uygulamalara ilişkin belge ve bilgilerin istenilmesini,

3- Gelecek cevabi yazı ile bilgi ve belgelere göre “münhasıran Türkiye Cumhuriyetinin yetkili olduğu hususlara” (m.79) ilişkin emredici düzenlemeye aykırılık nedeniyle, AK Parti genel başkanlığının kanuna aykırı faaliyeti durdurması için Başsavcılıkça uyarı yazısı yazılmasını,

4- AK Parti tarafından yazınıza olumlu cevap verilmemesi veya "Pandemi Hazırlığı ve Yanıtına İlişkin Bir DSÖ Sözleşmesinin" reddi yönünde oy kullanmayıp imzalaması halinde, SPK m. 104 uyarınca Anayasa Mahkemesinde ihtar davası açılmasını ve resen görülen başkaca gerekli işlemlerin yapılmasını arz ve talep ederiz.19.04.2022

Dayatmasız Yaşam Partisi
Genel Başkanı
Hacı Ali Özhan

Ek-1- Dışişleri Bakanlığı açıklaması
Ek-2- Dünya Sağlık Örgütü açıklaması
Ek-3- Dünya Sağlık Konseyi açıklaması

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER