Öncelikli olarak bütün öğrencileri tebrik eden ve güzel bir tatil geçirmelerini dileyen Barış Sezgin, “Her şeyden önce öğrenciler gerçekten bedenlerini ve ruhlarını çok iyi dinlendirmeliler ki aslında bu 2. döneme en iyi hazırlık aşamasıdır. Fakat bu dinlenmenin yanı sıra bazı entelektüel süreçlerin içine girmeliler ve bu tatil, gelişimi de içinde barındıran bir sürece dönüşmelidir. Çocukların 15 tatilini iyi değerlendirmeleri için birçok sanat, alışveriş ve bilim-sanat merkezlerinde çeşitli atölye çalışmaları yapılıyor. Bu atölye çalışmalarına katılmaları, sinemaya ve tiyatroya gidiyor olmaları onlar için çok değerli olacaktır. Hem keyifli vakit geçirecekler hem de daha mutlu olacaklar. Yani 15 gün boyunca hiçbir faaliyet yapmadan evde vakit geçirmek yerine bunları da yapıyor olmaları gerçekten önemli” dedi.
“OYUN OYNANSIN, EBEVEYNLERLE VAKİT GEÇİRİLSİN”
Bu yıl özellikle yarıyıl tatili için çok ödev verilmeme kararının yerinde olduğunu çünkü çocukların da nefes almaya ve kendilerini yenilemeye ihtiyaçları olduğuna vurgu yapan Sezgin aynı zamanda, “Tıpkı yetişkinler gibi çocukların da dinlenmeye, nefes almaya, kendilerini yenilemeye ihtiyaçları var. Bu anlamda daha çok düşünsel ödevlerin, yapılabilecek proje çalışmalarının ve eğlenceli aktivitelerin çok daha yararlı olacağını düşünüyorum. Zaten küçük yaş gruplarının en önemli işleri ve meslekleri ‘oyun’dur. O yüzden onlarla yapılacak en güzel şey de bol bol oyun oynamaktır. Bunun yanı sıra anne-baba ile geçirecekleri zaman da onlar için çok önemli. Birçok okul artık tam gün ve çocuklarımız ebeveynlerini göremiyorlar. Bu tatil süreçlerinde birlikte kaliteli zaman geçirmeleri ciddi önem arz ediyor” şeklinde konuştu.
“KARNE İLE BİRLİKTE ÇOCUKLARIMIZ İÇİN BİR YOL HARİTASI ÇİZMELİYİZ”
Son olarak da karneler karşısında velilerin tutumlarına ve neler yapılması gerektiğine de değinen Sezgin, “Karne bir geri bildirim sürecidir. Öğrenciler eğitimde bir dönem yaşadılar ve bu dönemin sonucunda öğretmenleri onlara bir geri bildirim verdi. Evet, bu önemli bir geri bildirimdir. Çünkü öğrencilerin eksiklikleri ve güçlü yanlarını bu şekilde görüp nasıl değerlendireceğimize dair bir yol haritası çizebiliriz. Karnede gördüğümüz başarıları da asla es geçmemeli ve bu başarı için çocuğumuzu tebrik etmeliyiz. Bunula birlikte eksik yanları ile ilgili doğru geri bildirim çalışmaları yapılmalı. O eksikliklerini düzeltmek adına 2. dönem için belli süreçlere girilmeli ve planlamalar yapılmalı. Fakat bunu yaparken de asla öğrencinin benliğine yönelik eleştiriler yapmamalıyız. Çocuklarımızın biricik olduğunu asla unutmamalıyız. Onları başka öğrencilerle asla karşılaştırmamalıyız. Çünkü bu dünyada hiç kimse aynı değil. Her öğrencinin farklı ilgi alanları, farklı ihtiyaçları, farklı yetenekleri ve öğrenme stilleri var. O yüzden çözüm odaklı düşünmeli, çocuğumuzun güçlü yanlarını değerlenmeli ve gelişmesi gereken yanları için doğru bir yol haritası çizmeliyiz” diye konuştu.
dikGAZETE.com