Gündem

Yargıtay darbe girişiminde Fenerbahçe Orduevi'nin kontrolüne ilişkin davada kararını verdi

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, Fenerbahçe Orduevi'nin kontrol altına alınmasına ilişkin davada, eski üsteğmen Kayhan Korkmaz'a anayasayı ihlal suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını onadı.

Yargıtay darbe girişiminde Fenerbahçe Orduevi'nin kontrolüne ilişkin davada kararını verdi
03-03-2020 18:18
Ankara

FETÖ'nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz 2016'da İstanbul'da emekli Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğününe katılacak çok sayıda generalin konaklayacağı Fenerbahçe Orduevi'nin nizamiyesinin tutularak, kontrol altına alınmasına ilişkin İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 40 sanık hakkında dava açılmıştı.

Mahkeme heyeti, 5 Mart 2018'de doğrudan planlama ve organizasyon içinde yer aldığı anlaşılan eski üsteğmen Kayhan Korkmaz'ı "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.

Uzman çavuşlar Recai Yeğen ve Faruk Yüksel'i ''silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek'' suçundan 6 yıl 3'er ay hapis cezasına, uzman çavuş Fahri Sivri'yi aynı suçtan 5 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum eden mahkeme heyeti, o dönem er olan 36 sanığın ise beraatine karar vermişti.

İstinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararını hukuka uygun buldu.

Yargıtayın gerekçesi

Kararın temyiz edilmesinin ardından dosya, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne geldi.

Eski üsteğmen Korkmaz hakkındaki hapis cezasını onayan Daire, üç uzman çavuşa "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan verilen hapis cezalarını bozdu. Daire, 36 er hakkındaki beraat hükümlerinin ise onanmasına karar verdi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararında, sanık Kayhan Korkmaz'ın darbe girişimi gecesi, Moda Deniz Kulübü'nde Korgeneral Mehmet Şanver'in düğününe katılacak çok sayıda generalin konaklayacağı Fenerbahçe Orduevi'nin nizamiyesini tutarak harici müdahaleleri engelleme ve yerleşke içinde gerçekleştirilecek operasyonlara katkı sağlama amacıyla görevlendirilen mangaları doğrudan sevk ve idare ettiği belirtildi.

Korkmaz'ın, anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emir ve görevleri kabullenerek, icra hareketlerini gerçekleştirdiği, gerekli hazırlıkları yaptığı anlatılan kararda, sanığın suçun icrasında üstlendiği rolü, suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel katkısı da göz önünde bulundurulduğunda eylemlerinin, anayasayı ihlal suçunu oluşturduğu kaydedildi. Kararda, anayasayı ihlal suçunun tüm unsurlarıyla gerçekleştiği somut olayda, sanık hakkındaki yerel mahkeme hükmünün bu nedenlerle onandığı belirtildi.

Erlerin örgütsel irtibatları tespit edilemedi

Daire, davanın diğer sanıkları erler Abdulaziz Topkaya, Ahmet Söylemez, Ali Çetin, Cengiz Can, Cihan Bektaş, Çağrı Gülsoy, Ekrem Duman, Erhan Avcı, Fahrettin Ekin, Ferhat Kaya, Gökhan Daloğlu, Halit Ovalı, Hüseyin Çokkeser, Hüseyin Darga, İbrahim Bıyıklıoğlu, Kadir Başıbüyük, Mehmet Balta, Mehmet Kurşunlukaya, Mert Tıkıs, Mervan Tanboğa, Muhammed Horoz, Mümün Gençoğlu, Nihat Ayaz, Numan Yakut, Nütfullah Bulut, Oğuzhan Yılmaz, Ömer Tayfun, Ramazan Yıldırım, Salim Savtur, Sebahattin Akyüz, Soner Solmaz, Süleyman Özyılmaz, Şahan Ateş, Tüncay Oyman, Umut Aksu, Yakup Tok hakkında ayrı ayrı anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlarından kurulan beraat hükümlerinin onanmasına karar verdi.

Kararda, sanıkların er olarak zorunlu askerlik hizmetlerini yaptıkları, örgütsel irtibatlarının tespit edilemediği, üstleri tarafından görevlendirilmeleri nedeniyle katıldıkları sözde terör saldırısına karşı polise destek faaliyetinin gerçek amacını önceden bildiklerinin kanıtlanamadığı vurgulandı.

Bu nedenle sanıkların, birliğe katıldıkları süre, yaşları, mesleki bilgileri, olayın gerçekleştiği yer ve zaman itibarıyla verilen emirlerin, TCK'nin 24 maddesinin birinci fıkrasındaki, "Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez." ve dördüncü fıkrasındaki "Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur." hükümleri ile TCK'nin "hata" hükümlerini düzenleyen 30. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.

Kararda, bu hükümler gereğince, erlere verilen emirlerin, hizmete ilişkin olmadığını ve amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğunu bilebilecek durumda olmadıklarına yönelik kabul ve değerlendirmede isabetsizlik görülmediği ifade edildi.

Daire, sanık Fahri Sivri'nin suç tarihinde göreve kısa süre önce başlamış sözleşmeli uzman onbaşı olması nedeniyle aynı gerekçelerle anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlarından kurulan beraat hükmünü de onadı.

"Terör örgütüne yardım" suçundan verilen hükümler bozuldu

Olay sırasında uzman çavuş olarak görev yapan diğer sanıklar Faruk Yüksel ve Recai Yeğen ile Fahri Sivri hakkında "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan kurulan hükümlerin ise bozulmasına karar verildi.

Bu sanıkların, silah ve teçhizat kuşanıp Fenerbahçe Orduevi'ne gittikleri, darbe girişiminden haberdar olmalarına rağmen verilen emirler doğrultusunda orduevinin kontrol altında tutulması faaliyetlerine doğrudan katıldıkları belirtilen kararda, sanıkların konumları, rütbeleri ve mesleki tecrübeleri itibarıyla eylemlerinin, anayasayı ihlal suçuna yardım etmek kapsamında kaldığının kabulünün gerektiği vurgulandı.

Bu gözetilmeden delillerin değerlendirilmesinde ve suç vasfının belirlenmesinde hataya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesinin bozma nedeni yapıldığı kaydedildi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER